Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Finansman giderlerinin kazançtan indirimine sınırlama getiriliyor.' PDF Yazdır e-Posta
08 Mayıs 2012
Image

"Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" 26 Nisan 2012 tarihinde TBMM Başkanlığına sunuldu. Bu tasarıda, gelir ve kurumlar vergisi başta olmak üzere, KDV, ÖTV, damga vergisi ve harçlar ile 6183 Sayılı Kanun, Vergi Usul Kanunu gibi vergi yasalarında yapılması planlanan değişikliklerin yanı sıra, geçtiğimiz ay açıklanan teşvik paketi kapsamındaki bazı yasal düzenlemelere de yer verilmektedir.

Bu sirkülerimizde söz konusu Kanun Tasarısı'nın bütün kurumlar vergisi mükellefleri ile ticari kazanç sahibi gelir vergisi mükelleflerini yakından ilgilendiren ve finansman giderlerinin indirimine getirilmesi planlanan sınırlama üzerinde duracağız.

Enflasyon düzeltmesi öncesi uygulama "Finansman gider kısıtlaması"

Gelir Vergisi Kanunu'nun "Gider kabul Edilmeyen Ödemeler" başlıklı 41. maddesinin 31.12.2003 tarihine kadar yürürlükte kalan 8 numaralı fıkrasında; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, dönem sonu stoklarını son giren ilk çıkar yöntemine göre değerleyen veya amortismana tabi iktisadi kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi tutanların işletmede kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin, faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı, ve benzeri adlar altında yaptıkları giderler ve maliyet unsurları toplamının (yatırım maliyetine eklenenler hariç) bu maddeye göre hesaplanacak olan kısmının % 25'inin gider kabul edilmeyeceğine ilişkin düzenleme yer almaktaydı.

Aynı hüküm kurumlar vergisi mükellefleri açısından geçerli olmak üzere 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun (Eski KVK: 1 Ocak 2006'da yürürlükten kalkmıştır) 15. maddesinde de bulunmaktaydı. Ayrıca söz konusu maddede bu hükmün bankalar, sigorta şirketleri ve finans kurumları için geçerli olmadığı belirtilmişti.

Bu hükümler enflasyon düzeltmesine ilişkin düzenlemeleri de içeren 5024 Sayılı Kanun ile 1 Ocak 2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır.

Finansman giderlerinin indirimine yeniden sınırlama (Kanun Tasarısı)

26 Nisan 2012 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulan "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nda yukarıdaki uygulamaya benzer bir uygulamanın getirilmesinin planlandığı görülmektedir.

Tasarı'nın aynen yasalaşması durumunda;

— 6. maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu'nun 41. maddesine (ticari kazanç sahipleri için),

— 33. maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 11. maddesine (kurumlar vergisi mükellefleri için),

aşağıdaki hüküm eklenecektir.

"Yatırım maliyetine eklenenler hariç olmak üzere işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının % 10'unu aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan kısmı"

Ayrıca maddede, bu bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hükmü yer almaktadır.

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 11. maddesine eklenmesi planlanan yukarıdaki bent uyarınca, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının % 10'unu aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan kısmı gider kabul edilmeyecektir. Bu hükmün tek istisnasını yatırım maliyetine eklenen finansman giderleridir. Yatırım maliyetine eklenen finansman giderleri, yatırımın tamamlanmasından sonra yatırım ile birlikte amortisman yoluyla giderleşecektir.

Tasarının gerekçesinde bu düzenlemenin, firmaların finansman ihtiyaçlarını borçlanma yerine öz kaynakları ile finanse etmelerini teşvik etmek amacıyla getirildiği belirtilmektedir. Ancak ticari hayatta firmaların her zaman böyle bir tercih hakkı olmayabilir. Birçok işletme zaten öz kaynağı yeterli olmadığı için yabancı kaynak kullanmak zorunda kalmaktadır. Bu düzenlemenin aynen yasalaşması durumunda, öz kaynak kullanımını teşvik etmek yerine, yabancı kaynağa ihtiyacı olan firmaların cezalandırılması sonucunu doğuracaktır.

Önceki uygulamalardan hareketle, tasarının aynen yasalaşması durumunda bir çok soru işaretinin de ortaya çıkacağı unutulmamalıdır. Örneğin finansman giderlerinin yanında finansman gelirleri de bulunan kurumlarda uygulama nasıl olacaktır? Bir başka deyişle gider kaydedilemeyecek olan finansman giderinin tespiti sırasında sadece finansman giderleri mi dikkate alınacak, yoksa finansman gelirlerinin de varlığı durumunda bu gelirler gider tutarından indirilebilecek midir?

Hatırlanacağı üzere 2004 yılından önce uygulanmakta olan finansman gider kısıtlaması uygulamasında konuya ilişkin olarak çıkarılan 54 ve 55 seri numaralı Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliğlerinde, finansman giderlerinin yanı sıra finansman geliri de elde etmiş olan mükelleflerin gider kısıtlaması uygulamasında söz konusu gelir ve giderlerini birbiri ile mukayese etmek sureti ile netleştirmelerinin mümkün olmadığı, finansman giderleri toplamının gider kısıtlamasına konu edilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Ancak 1997/3795 sayılı Danıştay Kararı'nda ise finansman gideri yanında finansman geliri de elde etmiş olan mükelleflerin gerçek finansman giderini tespit edebilmek için, finansman giderlerinden bu giderin etkisini azaltan finansman gelirlerinin indirilmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle Danıştay, finansman giderlerinin netleştirilmesini engelleyen hükmü yerinde görmeyerek iptal kararı vermiştir. Bu karar sonrasında finansman giderleri ile finansman gelirlerinin neti gider kısıtlamasına tabi tutulmuştur.

Söz konusu tasarıda buna ilişkin herhangi bir belirleme yapılmamıştır. Dolayısıyla tasarının aynen yasalaşması ve İdare'nin de eski görüşü paralelinde açıklamalarda bulunması durumunda bu konunun mükellef ile İdare'yi yargı mercii önünde karşı karşıya getireceği açıktır.

Diğer taraftan önceki uygulamada faaliyet konuları gereği banka, sigorta şirketi ve finans kurumları finansman gider kısıtlaması kapsamı dışında tutulmuşken, bu düzenlemede böyle bir ayrıma yer verilmediği görülmektedir. Öz kaynağı yeterli olmadığı için yabancı kaynak kullanmak zorunda olan firmalara yük getireceği ortada olan bu düzenlemenin, özellikle ana faaliyet konusu para alıp satmak olan banka ve finans kurumları açısından da katlanılamaz bir maliyet ortaya çıkacağı açıktır.

Diğer taraftan sirkülerimizde yer alan bilgi ve değerlendirmelerin 26 Nisan 2012 tarihinde Meclis Başkanlığına gönderilen yasa tasarısı dikkate alınarak hazırlandığı ve ilgili komisyonda ya da genel kurulda yapılacak olan görüşmelerde değişikliklere uğrayabileceğini hatırlatmakta fayda görmekteyiz. E&Y

Söz konusu Kanun Tasarısı ve gerekçesine ulaşmak için tıklayınız...

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.