Bumin Doğrusöz - Transfer fiyatlandırması raporu (28.01.08) |
28 Ocak 2008 | |
Yeni Kurumlar Vergisi Kanununda "transfer fiyatlandırması" adı altında düzenlenen örtülü kazanç dağıtımı müessesesinde, ilişkili kişilerle yapılan işlemlerde fiyatın ilişkiden etkilenip etkilenmediğinin tespiti ve delillendirilmesi, müessesenin özünün gerektirdiği şekilde ayrı bir düzene bağlanmıştır. Kurumlar Vergisi Kanunu bu konuda uygulanacak usulleri belirleme yetkisini Bakanlar Kuruluna bırakmış, Bakanlar Kurulu'da 2007/12888 sayılı Kararında bu belirlemeleri yapmıştır. Anılan Kararın 18. maddesinde transfer fiyatlandırmasında belgelendirmenin amacı, transfer fiyatlandırmasına ilişkin sürecin anlaşılması ve hesaplamaların ayrıntılarının gösterilmesini temin olarak belirlenmiştir. Bu amaçla da mükelleflere bir "Transfer Fiyatlandırması Raporu" hazırlatma yükümlülüğü ihdas edilmiştir. Bu Raporları, ilişkili kişilerle işlem yapan, büyük mükellefler vergi dairesine bağlı kurumlar vergisi mükellefleri yurt içi ve yurt dışı işleri, diğer kurumlar vergisi mükellefleri ise sadece yurt dışı işlemleri için hazırlatmak durumundadırlar. Transfer fiyatlandırması hükümlerine tabi gelir vergisi mükellefleri için böyle bir Rapor hazırlatma yükümlülüğü öngörülmemiştir. Bu Raporlar, kurumlar vergisi beyannamesi verilinceye kadar hazırlanacaktır. Ancak bu Raporların kurumlar vergisi beyannamesi ekinde sunulma yükümlülüğü yoktur. Buna karşılık ilişkili kişilerle işlem yapan kurumlar vergisi mükelleflerine (ve ayrıca örtülü sermayeye ilişki işlemi bulunan kurumlarla kontrol edilen yabancı kurum kazancı elde eden kurumlara) kurumlar vergisi beyannamesi ekinde konuya ilişkin bir formu doldurma yükümlülüğü getirilmiştir. Transfer Fiyatlandırması Raporu, idarece veya inceleme elemanlarınca istenmesi halinde ibraz edilmek zorunluluğu olan bir belgedir. Büyük mükellefler vergi dairesine bağlı olmayan kurumlar vergisi mükelleflerine ilişkili kişilerle yaptıkları yurt içi işlemleri için ve gelir vergisi mükelleflerine ilişkili kişilerle yaptıkları hem yurt içi hem yurt dışı işlemleri ile ilgili rapor hazırlatma yükümlülüğü öngörülmemekle birlikte, bu işlemlerle ilgili bir inceleme yapılması halinde ibraz yükümlülüğü öngörülen belgeler listesi, anılan Kararname ile belirlenmiştir. Bu listede istenen belgeler, ibraz talebi üzerine hemen oluşturulabilecek belgeler olmadığından, bu mükelleflerin bu kapsamdaki belgelerini her yıl itibariyle önceden hazır etmelerinde hiç şüphesiz fayda vardır. Anılan Bakanlar Kurulu Kararı ile transfer fiyatlandırması incelemesini ilgilendiren yabancı belgelerin ibrazının talebi halinde, bu belgelerin Türkçe çevirilerinin de birlikte ibraz edilmesi zorunlu kılınmıştır. İlişkili kişilerle yapılan işlemlerde uygulanan fiyatın veya bedelin emsallere uygunluk ilkesi çerçevesinde belirlendiğini tespit açısından, fiyat veya bedelin tespitine yahut hesaplanmasına ait kayıt, cetvel ve sair belgelerin ispat edici kağıt olarak saklanması, hem yararlı hem de zorunludur. Çünkü bu belge ve kayıtlar, hem fiyatlandırmada seçilen yöntemi ve gerekçesini, hem de bu yöntemin doğruluğu ve doğru olarak uygulandığını mükellefler açısından ispat, idare açısından inceleme için çok büyük önem taşmaktadır. İbraz yükümlülüğü tarh zamanaşımı süresi ile sınırlı olmakla birlikte, mükellefler açısından saklama süresini bu süre ile sınırlı görmek bazen hatalı olabilir. Zira fiyatlandırmanın taraflar arasında belli bir süre için geçerli olarak yapıldığı sözleşmelerde transfer fiyatlandırması hükümlerinin nasıl uygulanacağını belirlemek kolay değildir. Örneğin bir hammaddenin sekiz yıl süresince ve belli bir miktarın üzerinde satın alınacağına, başlangıç fiyatının buna göre tespit edilip yıllık fiyat artışının da yıllık ÜFE artışına bağlandığı bir sözleşmede, veya bir bankanın şube olarak kullanmak üzere ilişkili bir şirketin mağazasını on yıllığına kiralaması ve yıllık kira artışını TÜFE'ye bağlaması durumunda, emsal karşılaştırılmasının nasıl yapılacağı bir sorundur. Çünkü bu gibi sözleşmelerde, taraflar arasındaki ödeme tutarının, sokaktaki enflasyonla istatistiklerdeki enflasyonun farklılığı dolayısıyla, emsal ödemelerle bağdaşmaması mümkündür. Geçmişte yapılmış sözleşmelere binaen yapılan ödemelerde örtülü kazanç dağıtımı olup olmadığının araştırılmasında, sözleşmenin yapıldığı zamandaki ilişki ve koşulların mı, yoksa daha sonra ödemenin yapıldığı zamandaki koşulların mı esas alınacağı hususu, daha önce de tartışma konusu olmuştur. Doktrinde bu konuda üzerinde birleşilen görüş, birinci alternatiftir; yani, örtülü ödemenin varlığı araştırılırken daima sözleşmenin yapıldığı günün koşulları üzerinde durulması, yani daha sonraki gelişmelerin dikkate alınmaması görüşü kabul gören görüştür.
http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?YZR_KOD=156&HBR_KOD=89059 |