Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Serbest bölgelerden yapılan ithalatlarda geriye dönük KKDF incelemeleri hakkında değerlendirme. PDF Yazdır e-Posta
15 Mayıs 2012
Image

I. Yasal düzenlemeler kapsamında serbest bölgelerde KKDF uygulaması

88/12944 sayılı Kararnameye İlişkin Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında 6 Sıra Numaralı Tebliğ'de, kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre yapılan ithalatların kaynak kullanımını destekleme fonu (KKDF) kesintisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Bedelin ithalden önce ödendiği uluslararası ticarette kullanılan ödeme şekillerinden "peşin", "akreditifli" ve "vesaik mukabili" ödeme şekilleri ise KKDF kesintisine tabi değildir.

Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 21 Ocak 2011 tarihli ve 2011/5 Sayılı Genelge ile ithalat işlemleri sırasında yapılan ödemenin KKDF kesintisine tabi olup olmaması hususunda, mal bedelinin serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescil tarihinden önce transfer edilmesinin belirleyici olacağı ifade edilmişti. Buna göre yapılan ödemenin KKDF kesintisine tabi olmaması için, mal bedelinin, proforma fatura veya kesin satış faturası tarihine bakılmaksızın, serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescil tarihinden önce (bu tarih dahil) ilgili bankaya yatırılması ve ilgili banka tarafından da bu bedelin ihracatçıya transferinin en geç 2 iş günü içinde tamamlamış olması gerekmektedir.

Anılan Genelge'de, serbest bölgelerden yapılan ithalat işlemleri ile antrepolarda veya geçici depolama yerlerinde yapılan eşya devirlerinde KKDF kesintisi yapılmasına ilişkin olarak ise,

"Türkiye'de yerleşik firmaların serbest bölgelerde faaliyette bulunan şubelerinden yaptıkları ithalat işlemlerinde peşin bir ödemeden söz edilebilmesi ve KKDF kesintisi doğmaması için; gerek merkez firma tarafından şubesine yapılacak transferin, gerekse serbest bölgede faaliyette bulunan şubenin asıl ihracatçıya yapacağı ödemenin gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce (veya bu tarihte) tamamlanmış olması ve ödeme sekline göre Döviz Satım Belgesi, Türk Parası Transfer Belgesi veya ithalat bedelinin döviz tevdiat hesabından ödendiğine dair bankaca verilen bir yazı ile gümrük idarelerine tevsik edilmesi gerekmektedir."

düzenlemesine yer verilmektedir.

Öte yandan, Gümrük Müsteşarlığı tarafından kaynak kullanımını destekleme fonuna ilişkin18 Mart 2011 tarihli ve 2011/16 sayılı Genelge ile konuya ilişkin yeni açıklamalar yapılmış ve ayrıca anılan Genelge ile 21 Ocak 2011 tarihli ve 2011/5 sayılı Genelge 18 Mart 2011 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırmıştır.

2011/6 sayılı Genelge ile;

Serbest bölgelerde faaliyette bulunan herhangi bir firmayla ortaklık veya merkez-şube ilişkisi bulunmayan firmaların işlemleri için yurt dışındaki asıl ihracatçıya ödeme yapıldığının tevsiki şartı kaldırılmış,

Eşyanın serbest bölgede kayıtlı sanayi sicil belgesini haiz imalatçı firma tarafından üretim faaliyetinde kullanılması neticesinde elde edilen GTİP numarası ve tanımı farklı eşyanın serbest bölgeden peşin olarak ithal edilmesi durumunda KKDF kesintisi yapılmayacağı,

düzenlenmiştir.

II.Geriye dönük KKDF uygulaması ve görüşümüz

Arka arkaya getirilen düzenlemelerin bir güvenlik müessesesi olduğu ve KKDF yükümlülüğünden kaçınmak amacıyla serbest bölgeden ithalat yapan şirketlerin muvazaalı işlemlerini önleme amacıyla getirildiği açıktır.

Ancak son günlerde, Gümrük İdaresi tarafından anılan genelgeye istinaden zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla Genelge'nin yayımlanma tarihi olan 18 Mart 2011 tarihinden önceki dönem işlemlerinin de incelendiği ve KKDF açısından anılan Genelge ile aranan şartları sağlamayan mükellefler için beyanname başına para cezası ve ek tahakkuk kararları düzenlendiği görülmektedir.

Belirtmek isteriz ki, 2011 yılında yürürlüğe giren bir düzenlemeye istinaden, geriye yönelik inceleme yapılmak suretiyle gerçekleştirilen ek tahakkuklar hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir.

Hukuki güvenlik ilkesi, herkesin bağlı olacağı hukuk kurallarını önceden bilmesi, tutumunu ve davranışlarını buna göre güvenle düzene sokabilmesi anlamına gelir. Kişilerin davranışlarını düzenleyen kurallar onlara güvenlik sağlamaktadır.

Belirlilik ilkesi, yükümlülüğün hem kişiler hem de idare yönünden belli ve kesin olmasını, yasa kuralının, ilgili kişilerin mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmesini gerektirir.

Buna göre, Genelge'nin yayımı tarihinden önceki bir tarihte tescil edilen bir serbest dolaşıma giriş beyannamesine istinaden tahakkuk ve para cezası kararları ile karşılaşan şirketlerin öncelikli olarak Gümrük Kanunu'nun 242. maddesinde yer verilen itiraz sürecini tamamlamaları ve akabinde dava yoluna başvurmaları söz konusu olabilecektir. E&Y

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.