Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İş Güvencesinde İşçi Sayısıyla İlgili Bilinmesi Gerekenler PDF Yazdır e-Posta
30 Mayıs 2012
Image

I- GİRİŞ

4857 sayılı İş Kanunu’nun([1]) 18, 19, 20 ve 21. maddelerinde bilinen adıyla iş güvencesine ilişkin amir düzenlemeler yer almaktadır. İşçinin işe iade davası açabilmesi için en önemli koşullardan biri de otuz veya daha fazla işçinin işyerinde çalışıyor olmasıdır. Bu nedenle, işçinin diğer şartlara haiz olsa dahi işyerinde otuz işçi çalışmıyorsa işe iade davası açması mümkün değildir. İş güvencesinden yararlanmak için en az otuz işçinin işyerinde çalışması gerektiği düzenlemesinin iyi bilinmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, yazımızda işe iade koşullarından olan otuz işçi kıstasıyla ilgili bilinmesi gerekenlerden bahsedilecektir.

II- İŞ GÜVENCESİNDE İŞÇİ SAYISIYLA İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER

4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde; bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işveren tarafından mal ve hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denildiği, işverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçların da işyerinden sayıldığı hususları öngörülmektedir

Yine, Kanun’un 18. maddesinde; otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işverenin, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorunda olduğu, işyerinin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısının bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirleneceği öngörülmüştür.

Konu ile ilgili olarak Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bir kararında([2]);

“Aynı gruba ait olsalar da, farklı tüzel kişilere ait işyerlerindeki işçi sayısının, salt aralarında organik bağ bulunduğundan hareketle iş güvencesi kapsamına girme bakımından göz önünde bulundurulması mümkün değildir. ...

Mahkemece davacının çalıştığı şirketin .... Şirketler Grubu içerisinde yer aldığı, gruba ait diğer şirketlerin davalı şirketle faaliyet alanlarının ve iş kollarının aynı olduğu, bu nedenle grupta bulunan aynı iş kolundaki şirketlerde çalışan toplam işçi sayısına göre iş güvencesinden yararlanma koşullarının gerçekleşmiş olduğu, feshin geçerli nedene dayandığının kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde 30 ve daha fazla işçi çalıştırılması gerekir.

İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan işçi sayısına göre belirlenir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/2 maddesine göre, işverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. Yine aynı Kanun’un 18/4 maddesi uyarınca, işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. Keza 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin dahil olduğu iş kolundan sayılır. Otuz işçi sayısının belirlenmesinde belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi mevsimlik iş sözleşmesi ile çalışanlar arasında bir ayırım yapılamaz. Fesih bildiriminin yapıldığı tarihte 30 işçi sayısının tespitinde göz önünde bulundurulacak işçinin iş sözleşmesinin devam etmekte olması yeterli olup, ayrıca fiilen çalışıyor olması gerekmemektedir. Ancak hastalık, iş kazası, gebelik ya da normal izin ve benzeri nedenlerle ayrılan işçi yerine bu süre için ikame işçi temin edilmiş ise, 30 işçi sayısında ikame edilen işçi dikkate alınmayacaktır. (Mues,W.M./Esisenbeis, E./Legerlotz, C./Laber,J., Kündigungsrecht, Teil 2, Rz.75, s :293). Konumu itibarıyla güvence kapsamı içerisinde olmayan işveren vekillerinin ve yardımcılarının da işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde dikkate alınması gerekir.

Fesih bildirim tarihinden önce iş sözleşmesi feshedilen, bu nedenle feshin geçersizliği davası açıp, lehine feshin geçersizliğine karar verilen işçinin işverene işe başlatılması için başvurusu halinde, adı geçen işçinin de 30 işçi sayısında değerlendirilmesi gerekir. Böyle bir durumda feshin geçersizliğine ilişkin dava sonuçlanmamış ise, bekletici mesele yapılarak sonucu beklenmelidir. İş Kanunu kapsamı dışında kalan ve işçi sıfatını taşımayan çırak, stajyer ve meslek öğrenimi gören öğrencilerle süreksiz işlerde çalışanlar, keza işyerinde ödünç (geçici) iş ilişkisi ile çalıştırılanlar ile alt işveren işçileri o işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde hesaba katılmazlar. Alt işverenin işçileri otuz işçi kıstasının belirlenmesinde dikkate alınmazlar; fakat, iş güvencesi hükümlerinden kaçmak amacıyla, işçilerin bir kısmının muvazaalı olarak taşeron işçisi olarak gösterilmesi halinde, bu işçilerin de işçi sayısına dahil edilmesi gerekir. Daha açık bir anlatımla, alt işverenlik ilişkisinin geçersiz sayılması gereken hallerde taraflarca alt işveren sayılan kişiye bağlı olarak çalışanlar otuz işçi sayısının tespitinde hesaba katılmalıdır. Alt işverenin işçileri ile geçici işçi sağlayan işverenle iş sözleşmeleri devam eden geçici işçiler, kendi işverenlerinin işyerlerinde sayının belirlenmesinde hesaba katılırlar. Ancak tarafların geçici iş ilişkisinde gönderen işveren olarak nitelendirdikleri; fakat aslında "bordro işvereni" olarak faaliyet gösteren ve yaptıkları iş, işverenlerine işçi temin etmekten ibaret olanlara kayıtlı bulunan işçiler de sayı ölçütünde göz önünde bulundurulmalıdır.

4857 sayılı İş Kanunu, elliden fazla işçi çalıştıran tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerleri ve işletmeleri kapsamı içine aldığından (İş K. mad. 4/b), bu işyeri ya da işletmede çalışanlar da iş güvencesinden yararlanır. Buna karşılık, 50'den az (elli dahil) işçi çalıştıran tarım işyerlerinde çalışanlar İş Kanunu'nun kapsamı dışında kalacağından, bu yerlerde 30'dan fazla işçi çalıştırılsa dahi (örneğin, 40 işçi), bu işçilere iş güvencesi hükümleri uygulanmayacaktır. 50 işçinin tespitinde, sadece tarım işçileri değil; diğer işçiler de dikkate alınmalıdır. Somut olayda, davalı şirkete ait aynı iş kolundaki toplam işçi sayısının fesih tarihi itibariyle 28 olduğu anlaşılmaktadır. Aynı gruba ait olsalar da farklı tüzel kişilere ait işyerlerindeki işçi sayısının iş güvencesi kapsamına girme bakımından göz önünde bulundurulması mümkün değildir. Başka bir anlatımla, salt aralarında organik bağ bulunduğundan hareketle gruba ait şirketlerde çalışan işçilerin 30 işçi sayısının belirlenmesinde dikkate alınması doğru değildir. Davacı işçinin gruba ait şirketlerce birlikte çalıştırıldığı da iddia ve ispat edilmemiştir. Bu durumda iş güvencesi hükümleri kapsamına girmek bakımından işyerinde 30 veya daha fazla işçi çalışma koşulu gerçekleşmiş olmadığından davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır…”

hususları öngörülmüştür.

III- SONUÇ

4857 sayılı İş Kanunu’nun 18, 19, 20 ve 21. maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümlerinden yararlanarak işçinin işe iade davası açabilmesi için temel şartlardan biri de o işyerinde otuz veya daha fazla işçinin çalışması gerekmektedir. Kanun’da işyerinin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısının bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirleneceği öngörülmüştür.

Söz konusu hükümler ve yargı kararları dikkate alındığında otuz işçi sayısının belirlenmesinde;

— Belirli süreli-belirsiz süreli, tam süreli-kısmi süreli, daimi iş sözleşmesiyle mevsimlik iş sözleşmesiyle çalışanlar arasında ayrım yapılamayacağı, dolayısıyla her birinin işçi sayısında dikkate alınacağı,

— İşçinin iş sözleşmesinin feshine ilişkin bildirimin yapıldığı tarihte işçi fiilen çalışmasa dahi iş sözleşmesinin devam etmekte olduğunun işçi sayısına dahil edilme açısından yeterli olacağı,

— Hastalık, iş kazası, gebelik ya da normal izin ve benzeri nedenlerle ayrılan işçi yerine bu süre için ikame işçi temin edilmişse, ikame edilen işçinin dikkate alınmayacağı,

— İş güvencesi kapsamında yer almayan işveren vekili ve yardımcılarının da işçi sayısında dikkate alınacağı,

— İşçinin iş sözleşmesinin feshine ilişkin bildirim tarihinden önce iş sözleşmesi feshedilen, feshin geçersizliği davası açıp da feshin geçersizliğine karar verilen işçinin işverene işe başlatılması için başvurusu halinde, söz konusu işçinin de işçi sayısında dikkate alınacağı,

— Çırak, stajyer, meslek öğrenimi gören öğrenciler, süreksiz işte çalışanlar, işyerinde geçici iş ilişkisi ile çalışanlar ve alt işveren işçilerinin ise otuz işçi sayısında dikkate alınmayacağı,

— Ancak asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun kesinleşmesi halinde alt işveren işçilerinin otuz işçi sayısında hesaba dahil edileceği,

— Elliden fazla (51 ve üzeri) işçi çalıştıran tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerleri ve işletmelerinin iş kanunu kapsamı içerisinde yer alması nedeniyle, bu işyeri ya da işletmede çalışanların iş güvencesinden yararlanacağı, 50 ve daha az işçinin çalıştığı tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyeri ve işletmelerinde çalışanların ise iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı, bu işyerlerinde sadece tarım işçilerinin değil, diğer işçilerin de dikkate alınacağı,

— Aynı gruba ait olsalar dahi farklı tüzel kişiliğe sahip işyerindeki işçi sayısının ise otuz işçi sayısında hesaba dahil edilemeyeceği,

hususları bilinmelidir.  

 

Selahattin BAYRAM*

E- Yaklaşım


(*)    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakanlık İş Müfettişi

([1])            10.06.2003 tarih ve 25134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

([2])            Yrg. 9. HD.’nin, 31.03.2008 tarih ve E: 2007/29950, K: 2008/7008 sayılı Kararı.

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.