Tuba İlze Görmezoğlu - CEO'lara göre yetenekleri çekmek ve elde tutmak önemli problemlerden29.01.08 |
29 Ocak 2008 | |
Bu e-Posta adresi istenmeyen postalardan korunmaktadır, görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. PWC tarafından bu yıl onbirincisi gerçekleştirilen CEO Araştırması'na göre bu yıl da yetenekli işgücüne ulaşmak için verilen mücadele CEO'lar için temel endişe olmaya devam ediyor. Küresel düzeyde CEO'ların 3'te 2'si, Kuzey Amerika'da ise yüzde 85'i zamanlarının en büyük kısmını yetenekli işgücünü çekme ve elde tutma konusunda harcadıklarını dile getirdi. Özellikle Asya Pasifik'te, bölgenin önemli büyüklükteki çalışan nüfusuna rağmen belirli yeteneklere sahip işgücüne ulaşmak en büyük endişe olarak ortaya çıkıyor. Bütün yöneticiler, kariyerleri süresince çalışanları seçmek ve doğru işe doğru insanı tahsis etmek konusunda problemlerle karşılaşıyorlarlar. Usta ve yetenekli bir yönetim, öncelikleri ve yetenekleri belirleme konusunda kendisini göstererek bu becerisi ile verimlilikte ve şirket kazançlarında gözle görülür bir farklılık ortaya çıkartır. Birçok olasılıkla karşı karşıya kalan şirketler rasyonel tercihlerden vazgeçmekte ve sadece istihdam ihtiyacı duyulan görevlere en iyi çalışanı nasıl seçeceklerini tahmin etmekle uğraşmaktadırlar. Farklı yeteneklere sahip olan insanlara sanki birbirlerinden farklı değillermiş gibi davranan şirketler, verimlilik, kârlılık ve gelişim konusunda önemli kazançlar elde etmekten de yoksun kalmaktadırlar. Bununla birlikte sadece çalışanları daha etkin bir şekilde konumlandırmaya çalışmak yeterli değildir. Bu konuda atılacak adımlar, sadece bir başlangıçtır. İşini en iyi şekilde yapan, en nitelikli insanları arayan yöneticilerin işgücü ihtiyaçları konusunda doğru öngörülere sahip olarak harekete geçmeleri ve işgücü ihtiyaçlarına, bireysel hedeflere göre eğitim programları düzenlemeleri gerekmektedir. Ancak halen bazı yöneticiler mecbur oldukları anda bu çalışmaları yapıyorlar ve elleri boş kalıyor. Ve sonuç, insan sermayesinin, performansından yeterince yararlanılamayan bir kaldıraç olarak kalması oluyor. Bazı firmalar ise hangi çalışanların hayati öneme sahip olduklarının ve işgüçlerinin nasıl daha iyi yapılandırılabileceğinin farkındalar. İş ve çalışanlar arasında doğru bir eşleştirme yapabilmeniz için atmanız gereken bazı adımlar var. Uzmanlar bunlardan bazılarını şöyle sıralıyorlar: . Çekirdek elemanlarınızı belirleyin: İlk olarak atmanız gereken önemli adım, esas ve çekirdek çalışanlarınızı belirlemeniz. Sizin için hangi iş grubunun esas olduğunu belirleyebilmek için iş modelinizi göz önünde tutun. Eğer yaratıcılık ve soyut varlıklarınız size rekabetçi avantaj sağlayan unsurlar ise, tepe yönetim ve bilgi çalışanları sizin için oldukça önemli demektir. Örneğin, bir ilaç şirketi için araştırmacılarının yeteneklerinin son derece önemli olduğu açıktır. Ancak eğer maliyetlerin ve hizmetlerin farklılık yarattığı bir rekabet ortamında yer alıyorsanız, bu durumda vasıflı ve yarı vasıflı elemanlarınız esas rolü üstlenecektir. . Çalışanlarınızın kariyer döngüsünü sürekli gözetim altında tutun: Şirketinizdeki esas çalışanları belirledikten sonra artık verimliliğinizi sürekli olarak artırmanın yolları üzerinde düşünmeye başlayabilirsiniz. Buradaki marifet, çalışanlarınızın yaşam döngüsünde hareket ederken, meydana gelecek olan verimliliği etkileyebileek unsurların haritasını çıkartabilmek olacaktır. Ancak bunu çok az şirket gerçekleştiriyor. Verimlilik konusunda şirketin ve çalışanların karşı karşıya kalacağı baskıların hangi noktalarda ortaya çıkacağını belirleyebilmenin tek yolu, çalışanların şirketinizdeki yaşam döngüsünü sistematik olarak ve inceden inceye gözden geçirmek olacaktır. Bu süreç daha çalışan işe başlamadan başlar. Ne zaman ve ne kadar çalışana ihtiyaç duyulacağının belirlenebilmesi için yöneticilerin sağlıklı ve rasyonel öngörülerde bulunabilmesi gereklidir. Şirket, ancak bu şekilde ihtiyaç duyduğu nitelikteki insanları hangi kaynaklardan bulabileceğini belirleyebilecek, çalışanlarının yeteneklerini ve iş tecrübelerini eğitimler aracılığıyla nasıl geliştirebileceği yönünde kararlar verebilecektir. . İşgücü ihtiyaçları ve şirketin finansal performansı arasında bir bağ kurun: Atmanız gereken üçüncü adım ise, işgücünüzün ihtiyaçları ile şirketin finansal performansı arasında bir bağ kurmak olacaktır. Örneğin şirketinizde yer alan araştırma görevlilerinin şirkete sağladıkları ciro nedir? Düşük verimliliğin maliyeti ve yükselen araştırma geliştirme harcamalarının şirkete etkileri nelerdir? Çağrı merkezinizde görev yapan elemanlardan yeterince faydalanmamak kazançları nasıl zedeliyor? Bu sorulara cevap vermeniz gerekiyor. Bu bağlantılar ve kazançlara etkisi oldukça belirgin gözüküyor. Ancak buna rağmen yine de sık sık test edilmeleri gerekiyor.
http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=342877&dept_id=80 |