Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yeni Bir Sermaye Piyasası Aracı: SUKUK - Faizsiz Bono PDF Yazdır e-Posta
03 Haziran 2012
Image

Giriş

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, yeni yasal düzenleme ile 26 Aralık 1985 tarihinde Cağaloğlu' ndaki eski Ziraat Bankası binasında resmi bir törenle açılarak çalışmaya başlamıştır. Bu duruma göre çeyrek yüzyıllık bir geçmişi vardır.
 
Bu zaman süresi içinde Türkiye''''de sermaye piyasasında faaliyet gösteren bankalar, yatırım ortaklıkları, yatırım fonları, borsa bankerleri, bireysel emeklilik şirketleri gibi aracı kuruluşların sayısı ile yine sermaye piyasasında işlem gören başta hisse senedi olmak üzere tahvil, tasarruf bonosu, hisse senedi ile değiştirilebilir tahvil, kâra iştirakli tahvil, banka garantili bono gibi yatırım araçlarının sayısı zaman içinde gelişmiş ve çeşitlenmiştir. Fakat şunu da belirtelim ki, bu tür yatırım ve finansman araçlarından bazıları, itibar görmediği için unutulup gitmiş; fakat bu ara piyasaya moda ve yeni yatırım araçları da çıkmıştır.
 
Bunun son örneklerinden biri Orta-Doğu ve Körfez ülkelerinde faaliyet gösteren İslâmi bankaların çıkardıkları faizsiz bono anlamına gelen yeni bir menkul değer sukuk''''tur.
 
Faizsiz tahvil anlamına gelen sukuk İslami bir sermaye piyasası aracıdır. Bu kağıdın bir aracı kurum tarafından ihracı gerekir. Katılım bankaları, amaçları gereği bu işlem için en elverişli ve uygun İslami kurum sayılır.
 
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası''''nın başkanı olan zat, 2010 yılı Mart ayında verdiği bir demeçte Körfez ülkelerindeki petrodolarların Türkiye''''ye çekilmesi için yeni düzenlemeler yapıldığını o zaman açıklamıştı. Sonra da ilgili SPK Tebliği Resmi Gazete''''de yayımlandı.
 
Son zamanlarda ekonomi basınında bu haber yeniden canlandı ve eskinin Özel Finans Kurumları halen Katılım Bankalarına dönüşen ve Türkiye''''de islâmi esaslara göre bankacılık işlemleri yapan kuruluşların sukuk ihracı için çalışmalar yaptığı haberi çıkmış ve bu kuruluşların yetkili yöneticileri de bu haberi doğrulamışlardır. Yine amaç, Arap ülkelerindeki fonları, bu tür yatırım araçları ile Türkiye''''ye çekebilmektedir.
 
Bu ay konu olarak islâmi bir sermaye piyasası aracı olan sukuk yani faizsiz bonoyu ele alıp işlemek ve bu aracın ihracına ait yasal düzenleme başta olmak üzere hukuki altyapısını, ihracını, yurtiçi ve dışı sürümü ile ülkeye getireceği ve götüreceği yarar ve zararları gözden geçirmek ve bir değerlendirme yapmak istiyoruz.
 
I.Yasal Düzenleme
 
Sukuk ile ilgili yasal düzenleme konusunu, iki ana başlık altında incelemek gerekecektir. Önce konuya Türkiye''''de islâmi bankaların kuruluşu ile başlamak gerekir. Çünkü bu tür menkul değer, faizsiz bir bono olduğuna göre bunu ancak faizin haram sayıldığı bir ülkede, islâmi esaslara göre bankacılık yapan özel kuruluşlar yapabilir. Sonra da bu kuruluş tarafından ihraç edilecek faizsiz bononun ilke ve esaslarını belirleyerek ve sorumluluğu yüklenecek kuruluşun çıkaracağı aracın sermaye piyasasına sürülmesi süreci gelir.
 
Bu gelişmenin seyri Türkiye''''de şöyle bir sıra izler.
 
İslâmi Bankacılığın Türkiye''''de Kurulup Gelişmesi
 
T.C. laik bir Devlet olduğu için Cumhuriyet döneminde kurulan banka ve kredi müesseseleri hep batı stili modele göre dizayn edilmiş ve öyle kurulmuştur.
 
1- Özel Finans Kurumları
 
İslâmi esaslara göre çalışacak banka veya kurum kurulması hakkında ilk çalışma Turgut Özal''''ın Başbakanlığı döneminde 1983 yılında başlamıştır. Önce 22.07.1983 gün ve 18112 sayılı Resmi Gazete''''de yayımlanan KHK/70 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 7129 sayılı Bankalar Kanunu ile ek ve değişiklikleri yürürlükten kaldırılmıştır. Bu yasal düzenlemenin 90''''ıncı maddesi ile bankalar dışında kalan mali kuruluşların kuruluş ve faaliyetleri KHK/70''''in kapsamı dışında bırakılmıştır. Böylece Bakanlar Kurulu elde ettiği yetkiye dayanarak, 9.12.1983 gün 18256 sayılı (Mük) Resmi Gazete''''de yayımlanan 83/7506 sayılı Bakanlar Kurulu Karı ile Özel Finans Kurumları kurulmasını kabul etmiş ve ortam ve koşullar elverişli olduğu için, kısa sürede bir düzineye yakın adı banka olmayan fakat islâmi esaslara göre bankacılık işlemleri yapan kuruluşlar doğmuştur. Daha sonra yayımlanan yönetmelik ve tebliğlerle bu kuruluşların çalışma ilke ve esasları belirlenmiştir.
 
Özel finans kurumları uygulamada banka gibi çalıştıkları ve bazı banka işlemlerini yaptıkları halde unvanları bu kuruluşları rahatsız etmiş ve bir baskı grubu oluşturarak bankaya dönüşmeleri için yoğun bir çalışma başlatmışlar ve bu kampanya yıllar boyu devam etmiş ve sonuç başarılı olmuştur.
 
2- Katılım Bankaları
 
2002 yılından sonra AKP Hükümetinin işbaşına gelmesinden sonra ortam ve koşullar değişmiş ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu''''nu yürürlükten kaldıran yeni 19.10.2005 tarih ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun kabulü sırasında yapılan değişiklikler ile Özel Finans Kurumların katılım bankasına dönüştürülmesi sağlanmış ve sözü edilen kurumlar "banka"ya dönüşmüştür. Fakat bunların normal bankalardan ayırt edilmesi için unvanlarının başına "katılım" sözcüğü eklenmiştir.
 
Sözü edilen bu yasanın Geç. 3''''üncü maddesi gereğince halen Türkiye''''de faaliyette bulunan özel finans kurumlarının bir yıl içerisinde ticari unvanlarını "katılım bankası" ibaresini kapsayacak şekilde değiştirmeleri ve diğer formaliteleri de tamamlamaları halinde bu kuruluşların bankaya dönüşmeleri sağlanmıştır. Ayrıca bu kuruluşların bağlı bulundukları Özel Finans Kuruluşları Birliği de Türkiye Katılım Bankalar Birliğine dönüşmüştür. Bu Birliğe katılım üyeler için zorunlu hale getirilmiştir.
 
3- İslâm Hukukunda Sukuk
 
Türkiye''''de faaliyet gösteren, büyük islâmi finans kuruluşlarından biri olan Al Baraka Türk A.Ş. arşivinde rastladığımız yazarı gösterilmeyen "Faizsiz Menkul Kıymet Kullanımı-Sukuk" başlıklı bir etüd içinde yabancısı olduğumuz bu türev araç için açıklamaları yazımızın bu bölümüne aynen aktarıyoruz.
 
"Sukuk, finansal sertifikanın Arapça adıdır ve faizsiz bono olarak tanımlanmaktadır. Bununla birlikte sabit getiri, faiz taşıyan bonolara İslâmiyet''''te izin verilmemiştir. Bu nedenle sukuk faiz ödemeyi veya faiz masrafı yüklemeyi yasaklayan İslâm hukuku prensiplerine uyan menkul kıymetlerdir. İkincil piyasada işlem görüp görmemelerine göre sınıflandırılan finansal varlıklardır.
 
Sukuk genel olarak İslâmi prensiplere uygun (faizsiz) tahvil olarak tanımlanmaktadır. En basit şekliyle sukuk bir varlığa sahip olmayı veya ondan yararlanma hakkını göstermektedir. Sukukta yer alan hak-iddia sadece nakit akışı hakkı değil aynı zamanda mülkiyet hakkıdır. Bu, sukuku geleneksel bonolardan farklılaştırmaktadır. Geleneksel bonolar faiz taşıyan menkul kıymetlerden oluşurken, sukuklar temel olarak varlık sepetinde sahiplik hakkından oluşan yatırım sertifikalarıdır.
 
Faizsiz finansman enstrümanlardaki son yenilikler faizsiz finansman endüstrisinin dinamiklerini değiştirmiştir. Müstakil ihraçlar yoluyla devlet ve şirketlere finansman sağlama aracı olarak özellikle bono ve menkul kıymet alanlarında sukuk veya faizsiz menkul kıymet kullanımı son yıllarda oldukça yaygınlaşmıştır. 2000 yılında toplam değeri 336 milyon USD olan üç ihraçla başlayan sukuk işlemleri 2006 yılı sonunda 77 ihraçla 27 milyar USD''''nin üzerinde bir hacme ulaşmıştır. 2007 yılı sonunda toplam sukuk hacminin 35 milyar USD''''yi geçmesi beklenmektedir.
 
Sukuk, uluslar arası sermaye piyasalarında finansmanı arttırmak için geliştirilen faizsiz Bankacılık ilkelerine uygun önemli finansal araçlardan birisidir. Özel şirketler, devlet şirketleri ve finansal kurumlar sendikasyon finansmanına alternatif olarak uluslar arası sukuk çıkarmayı enstrüman olarak kullanmaktadırlar."
 
4- Seri: III, No.43 Sayılı ve 01.04.2010 Tarihli Kısaca Kira Sertifikaları Tebliği
 
Sukuk sözcüğü pek az geçmekle beraber, Türkiye''''de bu islâmi faizsiz bono ile ilgili yasal düzenleme Sermaye Piyasası Kurulu''''nun 01.04.2010 tarih ve 27539 sayılı Resmi Gazete''''de yayımlanan Seri:III, No.43 sayılı Tebliği ile yapılmıştır. Başlığı uzunca bir şekilde "Kira Sertifikalarına ve Varlık Kiralama Şirketlerine İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ olup kısaca Kira Sertifikaları Tebliği şeklinde anılmaktadır.
 
Tebliğ 22 madde, dört ana bölüm ve iki Ek''''ten oluşmakta olup yapısı aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.
 
TABLO
 
Kira Sertifikalarına ve Varlık Kiralama Şirketlerine İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ Seri:III - No.43
 
 
Bölümler          İçerik                      Maddeler
  --------------    -------------------------   ----------
  Birinci Bölüm     Amaç, kapsam, dayanak ve    1-3
                    tanımlar
  İkinci Bölüm      Varlık Kiralama             4-6
                    şirketine ilişkin esaslar
  Üçüncü Bölüm      Kira sertifikalarına        7-14
                    ilişkin esaslar ve
                    kira sertifikalarının
                    Kurul kaydına alınması
  Dördüncü Bölüm    Çeşitli Hükümler
                    Yürürlük                    20
                    Yürütme                     22

 
Not: Tebliğ yayım tarihi olan 1 Nisan 2010''''da yürürlüğe girmiştir.
 
Kaynak: 1 Nisan 2010 tarih ve 27539 sayılı Resmi Gazete''''den alınmıştır.
 
Bu Tebliğ 28.07.1981 tarih ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanmış olup amaç 1''''inci maddede Kira Sertifikaları''''nın Kurul kaydına alınması, ihracı ve satışı ile varlık kiramla şirketlerinin kuruluş ve faaliyetlerini düzenlemek şeklinde belirtilmiştir. Özetle Tebliğ bir yandan ikinci piyada tedavül edecek olan aracı yani kira sertifikası (sukuk)nı, diğer yandan bu işleme katılan kurum ve kuruluşları (kaynak kuruluş, aracı, varlık kiralama şirketi gibi) düzenleme çalışmıştır.
 
II. Kira Sertifikaları Tebliğinin Temel Hükümleri
 
Yukarıda yasal düzenleme bölümünde kira sertifikaları yani sukukun dayandığı hukuki temel açıklanırken sermaye piyasasında tedavül edecek olan bu yeni menkul değer hakkında genel olarak toplu bilgiler verilmişti. Şimdi de Türk sermaye piyasası mevzuatında bu araç hakkında getirilen daha ziyade işin ayrıntı ve teknik yönüyle ilgili hükümlere de kısaca bir göz atmak yararlı olacaktır. Bu amaçla şu konular üzerinde kısa kısa durmak istiyoruz.
 
Deyimler ve Tanımlar
 
Tebliğ''''in 3''''üncü maddesi deyim, kavram ve kısaltmalara ayrılmıştır. Burada bizi yakından ilgilendiren birkaçını ele almak istiyoruz.
 
i) Kira Sertifikası: Varlık kiralama şirketinin satın almak veya kiralamak suretiyle devraldığı varlıkların finansmanını sağlamak amacıyla düzenlediği ve sahiplerinin bu varlıklardan elde edilen gelirlerden payları oranında hak sahibi olmalarını sağlayan menkul kıymeti, kira sukuku''''nu ifade eder.
 
SPK mevzuatına göre kira sertifikası veya kira sukuku Türkiye''''de ikincil piyasada işlem görecek bir türev ürün olan menkul değerdir. Bu araçla, sermaye piyasamız bir bakıma zenginleşmiş olacaktır.
 
Kira sertifikalarına ait ilke ve esaslar ve bunların Kurul kaydına alınması Tebliğin Üçüncü Bölümünde (Madde:7-14 arası) ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Kira sertifikası sahiplerinin bu menkul değer karşılığı elde edeceği nema-gelir faiz değil, menkul veya gayrimenkul kira payıdır. Bu yolla faiz ortadan kaldırılmış olmaktadır.
 
ii) Kaynak Kuruluş: Başlığından da anlaşılacağı üzere, sahip olduğu veya kiraladığı varlıkları, kiralamak üzere varlık kiralama şirketine devreden anonim şirketi ifade eder. Burada geçen "varlık" deyimi varlık kiralama şirketinin satın alacağı veya kiralayacağı her türlü menkul veya gayrimenkul malları ve maddi olmayan varlıkları kapsar.
 
iii) Varlık Kiralama Şirketi (VKŞ): Aracı kurumlar, bankalar ve kaynak kuruluşlar tarafından, münhasıran kira sertifikası ihraç etmek üzere kurulmuş olan anonim şirketi ifade eder.
 
Tebliğ İkinci Bölümünde Madde: 4-6 arasında bu tür şirketlere ait özellikleri belirlemiştir.
 
iv) Banka: 19.10.2005 tarih ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu''''nun 3''''üncü maddesinde tanımlanan bankaları ifade eder. Yeni düzenlemeye göre eskinin özel finans kurumları katılım bankasına dönüştüğü için Türkiye''''de banka türü alabildiğine genişlemiştir. Böylece katılım 2005 tarihinde itibaren sukuk ihraç yetkisini elde etmişlerdir.
 
v) Tebliğin 8''''inci maddesi gereğince halka arz edilmek üzere ihraç edilecek kira sertifikalarının Kurul kaydına alınması ve sonra da satışı gerekmektedir. Yasal düzenlemeye göre bu amaçla, Tebliğe bağlı 1 No.lu ek''''de gösterilen ve 13 maddeden oluşan formatın doldurulması ve istenilen belgelerle Sermaye Kuruluna başvurulması ve gerekli iznin alınması gerekir. Kurul halka sunulacak izahname ve sirkülerlerin mevzuata uygunluğunu inceledikten sonra formalite tamamlanarak kira sertifikaları kayda alınır. Bunun üzerine başvuru sahiplerine bir kayıt belgesi verilir. Bu belge alınmaksızın ihraç ve satış işlerine başlanamaz. Yasakoyucu kötüye kullanmaları önlemek için her türlü önlemleri almış ve halkın kandırılmasını bu şekilde önlemeye çalışmıştır. Bu işlemler için ihracı yapacak kuruluşun bir harç ödemesi gerekecektir.
 
vi) Tebliğin 17. maddesine göre, kira sertifikaları Varlık Kiralama şirketinin talebi ve ilgili borsanın uygun görmesi üzerine, ikinci el piyasada işlem görebilecektir.
 
III. Sukuk ve Sukuk Türleri
 
Arapça alfabenin sat harfi ile (s''''den daha kalındır) yazılan "sukuk" sözcüğünün Osmanlıca - Türkçe  Sözlük''''teki  karşılığı "şeriat mahkemelerince verilen hüccetler"dir. Bu deyimin çoğulu "sakk"tır. Bu sözcük zamanımızda bankacılık alanında kullanılan ve kısaca "faizsiz bono veya tahvil" anlamına gelir.
 
Kur''''an-ı Kerim faizi yasakladığı için, şeriatın geçerli olduğu Müslüman ülkelerde mevduata faiz ödemeyen, özel bir bankacılık türü doğmuş ve gelişmiştir. Bu tür kuruluşların çalışma düzeni, yaptığı işlemler ve kullandığı araçlar da geleneksel ve yerleşik bankacılıktan oldukça farklıdır. Bu tür islâmi bankalar önce Orta-Doğu Arap ülkelerinde kurulmuş ve çalışmaya başlamış sonra da diğer ülkelere de yayılmıştır.
 
Bankacılık kısaca piyasada, tasarruf sahiplerinden mevduat toplayarak karşılığında faiz ödemek ve sonra da toplanan fonları kredi şeklinde kişi ve kuruluşlara dağıtmak şeklinde özetlenebilir. İşte islâmi bankacılıkta mevduat sahiplerine paranın kirası olan faiz yerine, maddi de somut başka bir karşılık yani kira (icar), ürün (mahsul), sulama, ağaçlandırma gibi başka tür karşılıklar sunmaktır. Faiz (riba) haram, kâr mübah olduğuna göre, mevduatın işletilmesinden doğan kâr, faiz olarak değil mevduat karşılığı maddi bir varlık olarak ödenmektedir. Bu şekilde nakdi ödeme ortadan kaldırılmış olmaktadır.
 
Müslüman ülkelerdeki faizsiz bono sukuk yerine Yahudilikte bunun karşılığı olarak "gemach" kullanılmaktadır.
 
Körfez ülkelerinde bankacılık işlemlerinin % 20''''si faizsiz bono olan Sukuk ile, kalan % 80''''i de yine faize dayanmaktadır. Büyük ve önemli merkezlerde esas olan geleneksel bankacılık işlemleri olmaktadır.
 
Finansman ve ticari işlemlerde kullanma şekillerine göre sukuk da çeşitlilik göstermektedir. Bunun örnekleri islâm ülkelerinde şöyle sıralanmaktadır.
 
Bunların başında bir tür yatırım aracı olan mudaraba sukuku gelir. Bu sukuk alıcısına hisse hakkı verir. Sonra mülkiyeti temsil eden muşaraka sukuku vardır. Bu da mudaraba sukukuna yakın bir türdür. Üçüncü sırada icara sukuku gelir ki sahibine intifa hakkı sunar. Murabaha sukukunda, sertifika sahibi, bu emtianın sahibi sayılır ve satış fiyatı hakkına sahiptir. Salam sukuku''''nda belge sahibi salam bazlı malların mülkiyetini almış olur. Çünkü satıcı bu malların satıcısıdır. İstisna sukuk ile hibrid sukuk da bu türün diğer örnekleridir.
 
IV. Kira Sertifikası İhracına Dair Hukuki Prosedür
 
01.04.2010 tarih ve Seri:III, No.43 sayılı Sermaye Piyasası Tebliğine göre kira sertifikası veya sukuk ihracı için hukuki süreç şöyle bir sıra izlemektedir.
 
Önce ortada, kira sertifikasına kaynak ve temel oluşturacak bir varlık''''ın bulunması yani mevcudiyeti gereklidir. Bu varlık, varlık kiralama şirketinin satın alacağı veya kiralayacağı her türlü menkul veya gayrimenkul mallardan ve maddi olmayan varlıklar türünden olabilir.
 
Tebliğ bu varlığın sahibini kaynak kuruluş olarak tanımlıyor. Anonim şirket şeklinde olması gereken bu kuruluşun mevcudiyet nedeni sahip olduğu veya kiraladığı varlıkları, kiralamak üzere varlık kiralama şirketine devretmektir.
 
Kira sertifikasını ihraç edecek kuruluşu Tebliğ VKŞ: Varlık Kiralama Şirketi olarak adlandırmaktadır. Bu şirket münhasıran kira sertifikası ihraç etmek üzere aracı kurumlar, bankalar ve kaynak kuruluşlar tarafından kurulur. Bu şirketin kuruluşu, iştigal konusu ve yönetimi bazı özellikler arz ettiği için Tebliğ 4-6 maddeler arası bu düzenlemeye ayrılmıştır. İştigal konusu da "kira sertifikası ihraç etmek" şeklinde belirlenmiş çalışma alanı sınırlanmıştır.
 
Özetle bu tür şirketler kendi nam ve kira sertifikası sahipleri hesabına her türlü varlığı devralmak, kiralamak, varlıklardan elde edilen gelirleri payları oranında kira sertifikası sahiplerine ödemekten ibarettir.
 
Varlık kiralama şirketinin ihraç ettiği kira sertifikası veya Tebliğin deyimi ile kira sukuku, bu tür şirketler tarafından ihraç edilen ve sahiplerine faiz yerine kira geliri sağlayan ve ikinci piyasada tedavül eden yeni tür bir menkul değer sayılır.
 
Tebliğ, tanım ve kısaltmalar ile ilgili 3/g maddesinde bu işlemlere katılan aracı kurumları, bankaları ve kaynak kuruluşları kurucu olarak nitelemektedir.
 
Para cinsi olarak genellikle dolar kullanılmaktadır. Türkiye''''de TL. cinsinden sukuk ihracı yapılabilecektir. Doğal olarak bu türler daha çok iç piyasaya dönük olacaktır. Dolar cinsinden olanlar özellikle Körfez finans kuruluşlarına ve körfez yatırımcılarına satılabilecektir.
 
Sermaye Piyasası Kurulu yayımladığı bu Tebliğ ile Türk Sermaye Piyasasına, kira sertifikası başlığı altında yeni bir menkul değer sunarak islâm dini esaslarına göre hazırlanmış "faizsiz bir tür bono yaratmış olmaktadır. Kira sukuku olarak da adlandırılan bu yeni menkul değer Orta-Doğu ülkelerindeki bankalar tarafından yaygın şekilde kullanılmaktadır. Bizim mevzuatımıza göre böyle bir kağıdın ihracının mümkün olduğunu Sermaye Piyasası Kurulu somut olarak ortaya koymuştur.
 
Genel Değerlendirme
 
Buraya kadar yaptığımız açıklamaları toparlayacak olursak islâmi bir sermaye piyasası aracı olan ve faizsiz bono karşılığı sukuk hakkında ulaştığımız sonucu ve değerlendirmeleri şöyle özetleyebiliriz.
 
1. Kur' an-ı Kerim para kirası olan faiz (riba)' i haram ve kazancı helâl saydığı için, Müslüman ülkelerde faaliyet gösteren banka ve kredi kuruluşları faizsiz tahvil ve bono anlamına gelen sukuk başlığı altında yeni bir sermaye piyasası aracı yaratmışlardır. Türkiye Müslüman bir ülke olduğuna göre, Sermaye Piyasası Kurulu 2010 yılı Mart ayında yayımladığı Seri:III, No.43 sayılı bir Tebliğ ile islâmi kredi kuruluşu olan Özel Finans Kurumlarının ve sonra da bunların yerini alan Katılım Bankalarının sukuk ihracına olanak sağlamıştır. Bu yasal çerçeve içinde memleketimizde, gerekli prosedüre uyarak, sözü edilen kuruluşlar kira sukuku sertifikaları ihraç edebileceklerdir. 2010 yılında başlayan bu hareket bir ara unutulmuş fakat günümüzde, Körfez ülkelerindeki birikmiş fonları çekebilmek için yeniden gündeme gelmiş ve bu alanda çalışmalar yoğunlaşmıştır. Şimdilik sonuç merakla beklenmektedir.
 
2. Bazı kesimler sukuka, özellikle cari açığa ve fonlamaya deva olacak bir kurtarıcı olarak bakmaktadırlar. Bu fikir 2010 yılında sukuk tebliğinin yayımlanmasında da etkili olmuştur. Bu yanlış bir görüştür. Körfez bölgesindeki büyük petrodolar fonlarını Türkiye''''ye çekmek bizi borçlu duruma sokar. Ayrıca bunlara nema ödemek zorunda kalırız. Borçlanmadan yaşamak için daha çok ihracat yapmak, borç yükümüzü azaltmak gerekir. Katılım bankalarımız faizsiz kredi mekanizmasını rahatça sağlayarak, yabancı kaynağa gerek kalmadan sukuk çalışmalarını sürdürmüşlerdir.
 
3. İslâmi bankacılığın büyük ve başarılı örneklerinden biri olan Al Baraka Türk, TL ödemeli kira sukuku çıkarmak için gerekli hazırlıklara hızla devam etmektedir. Bu girişimin sonucunu beklemek gerekir. Bu örnek başarılı olursa, ileride dolar bazlı sukuk ihraç ederek körfez ülkelerindeki birikmiş fonları Türkiye''''ye getirmek için ayrı bir deneme yapılabilir. Şimdilik pek zamanı değil. Orta-Doğu ülkelerine daha fazla ihracat yapmanın yollarını aramak gerekir. Prof. Dr. Selahattin Tuncer/Lebib Yalkın Yayımları 
 
Kaynaklar                                                                                                                            :
1.Prof. Dr. Güngör Uras, "Sukuk", DÜNYA–3 Şubat 2012 tarihli sayı.
2.Al Baraka Türk Arşivi, "Faizsiz Menkul Kıymet Kullanımı-SUKUK", Anonim etüd, usta bir kalem tarafından hazırlanmıştır.
3.Mevzuat-Kira Sertifikalarına ve Varlık Kiralama Şirketlerine İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ-Seri:III, No.43, 1 Nisan 2010 tarih ve 27539 sayılı Resmi Gazete.
4.İstanbul Ticaret Odası Gazetesi, "Sukuk Fenomeni Türkiye''''yi de Saracak", 27 Ocak 2012 tarihli sayı-Özel Haber.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.