Merkez Bankası, elektrik ve doğal gaz fiyat artışlarının Ocak ayı tüketici enflasyonunu 0,6 puan artıracağını bildirdi.
Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu’nun 17 Ocak tarihli toplantı özetini açıkladı. 2007 yıl sonu enflasyonunun yüzde 8,39 olduğu anımsatılan açıklamada, enflasyon gelişmeleri değerlendirildi. İşlenmiş gıda fiyatlarının arz yönlü şoklara karşı verdiği tepkinin daha uzun süreli olması nedeniyle, bu gruptaki fiyat artışlarının bir süre daha devam edebileceği öngörüsünde bulunulan açıklamada, “Enerji grubundaki yıllık enflasyonun Ocak ayında elektrik ve doğal gaz fiyat artışlarının etkisiyle belirgin oranda yükseleceği tahmin edilmektedir. Söz konusu fiyat artışlarının Ocak ayı tüketici enflasyonuna etkisinin yaklaşık 0,6 puan olması beklenmektedir” bilgisi verildi. Konut sektörünün büyüme hızındaki yavaşlamanın 2008’de de süreceği öngörüsü aktarılan açıklamada, buna karşın inşaat sektöründe ciddi bir durgunluk yaşanmayacağına işaret edildi. İthalattaki hızlanmanın ihracattaki olumlu gidişe engel olacağı belirtilen açıklamada, gelişmiş ülkelerin ekonomilerinde yavaşlama beklenmesinin, önümüzdeki dönem ihracat performansı açısından aşağı yönlü bir risk oluşturduğunun altı çizildi. EKONOMİDE İVMELENME DEĞİL TOPARLANMA VAR Reel ücretlere işaret edilen açıklamada, “Kurul, küresel ekonomiye ilişkin risklerin belirginleştiği bir konjonktürde verimlilik kazanımlarına destek verecek çabaların, uluslararası piyasalarda yaşanan dalgalanmaların orta vadede ihracat ve büyüme üzerindeki muhtemel olumsuz yansımalarını sınırlayacağını vurgulamıştır” denildi. Yılın son çeyreğine ilişkin verilerin iktisadi faaliyetin bir önceki döneme kıyasla daha güçlü seyrettiğini gösterdiği vurgulanan açıklamada, “Ancak, talep koşullarına ilişkin göstergelerin, 2007 yılı ikinci ve üçüncü çeyreğine kıyasla daha hızlı büyümekle birlikte, iç talebin kuvvetli olduğu dönemlerdeki düzeylerinin altında seyrettiği vurgulanmalıdır. Dolayısıyla iktisadi faaliyetteki gelişmeler, güçlü bir ivmelenmeden ziyade kademeli bir toparlanma olarak değerlendirilmektedir” denildi. ENFLASYONDA DÜŞÜŞ SÜRECEK Ekonomideki ılımlı büyümenin devam ettiği, buna karşın, uluslararası piyasalardaki gelişmelere paralel olarak dünya ekonomisindeki beklenen yavaşlamanın, dış talebin büyümeye katkısının azalabileceğine işaret ettiği bildirilen açıklamada, “Önümüzdeki dönemde toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüş eğilimine destek vermeyi sürdüreceği tahmin edilmektedir. Bu çerçevede, gıda ve enerji fiyatlarından kaynaklanan risklere rağmen enflasyonun düşmeye devam etmesi beklenmektedir” değerlendirmesi yapıldı. KREDİ GENİŞLEMESİ SINIRLANACAK Kısa vadeli faizlerinin indirimlere rağmen enflasyonun düşüş sürecine katkı sağladığı ifade edilen açıklamada, “Tüketici kredilerinde 2007 yılının ikinci çeyreğinden itibaren bir toparlanma eğilimi gözlense de para politikasının temkinli duruşunun ve küresel kredi koşullarındaki sıkılaşmanın önümüzdeki dönemde yurt içi kredi genişlemesini sınırlayacağı tahmin edilmektedir” denildi. Orta vadeli enflasyon beklentisinin, hedeflerin üstünde seyrettiıi ortamda, düşüşe ilişkin katılığın da risk yarattığı anlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi: GIDA VE ENERJİ TÜM EKONOMİYİ VURABİLİR “Bugün itibarıyla gıda fiyatlarındaki artışların TÜFE üzerindeki ikincil etkileri yemek hizmetleri gibi alt kalemlerle sınırlı kalmıştır. Ancak, gıda ve enerji fiyatlarındaki yüksek artışların ekonominin geneline yayılma riski göz ardı edilmemelidir... Merkez Bankası gıda, enerji ve yönetilen/yönlendirilen fiyat gelişmelerinin enflasyon üzerindeki doğrudan yansımalarına tepki vermeyecek, bununla birlikte genel fiyatlama davranışındaki olası bozulmalara karşı duyarlı olacaktır.” KÜRESEL DALGA ŞOK YARATMAZ SENARYOSU Küresel dalgalanmaya değinilen açıklamada, şöyle denildi: “Merkez Bankası, orta vadeli enflasyon ve para politikası görünümünü oluştururken, gelişmiş ülkelerin iktisadi faaliyetindeki yavaşlamanın yumuşak bir şekilde gerçekleştiği ve bu çerçevede ülkemiz piyasalarının önemli bir portföy şokuna maruz kalmadığı bir senaryoyu temel almıştır. Ancak küresel ekonomide sert bir yavaşlama olma riski de göz ardı edilmemelidir. Böylesi bir senaryonun gerçekleşme olasılığı portföy hareketleri ve döviz kuru kanalıyla kısa vadeli enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir risk anlamına gelse de kredi genişlemesinin ve dış talebin yavaşlaması yoluyla orta vadeli enflasyona ilişkin aşağı yönlü bir risk oluşturmaktadır.” ELEKTRİK ZAMMI ETKİLERİNE TEPKİ VERİLMEYECEK Mali disiplinin önemine vurgu yapılan açıklamada, kamu harcamalarında olası artışların ise enflasyon görünümünü değiştireceği uyarısı yapıldı. Açıklamada, “Enerji fiyatlarında son dönemde yapılan ayarlamalar, kısa vadede enflasyonu olumsuz etkileme potansiyeli taşısa da orta vadede mali disiplini güçlendireceği ve enerji üretimini destekleyeceği için enflasyondaki düşüşe katkıda bulunacaktır. Bu nedenle Merkez Bankası, söz konusu fiyat artışlarının doğrudan etkilerine tepki vermeyecek, ikincil etkilerini ise dikkatle izleyecektir” denildi. DALGALANMAYA KARŞI MALİ DİSİPLİN VE REFORM Bundan sonraki olası faiz indiriminin zamanlamasının küresel piyasalardaki gelişmelere, dış talebe, maliye politikası uygulamalarına ve orta vadeli enflasyon görünümünü etkileyen diğer unsurlara bağlı olarak belirleneceği kaydedilen açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu: “Gelinen noktada, Türkiye ekonomisinin küresel finans piyasalarındaki dalgalanmalardan önemli ölçüde etkilenmediği görülmektedir. Ancak, dünya ekonomisine ilişkin belirsizliklerin ortadan kalkmadığı göz önüne alındığında, küresel risk algılamalarının bozulmaya devam etmesi ihtimaline karşı, Türkiye ekonomisinin direncini koruması için mali disiplin ve yapısal reformlar kritik önem taşımaktadır.” http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/alarmnews.aspx?DocID=8125139 |