Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Vergi Mevzuatında Yeni Türk Ticaret Kanunu İle Bağlantılı Değişiklik Gerektiren Konular PDF Yazdır e-Posta
23 Haziran 2012
Image

I- GİRİŞ

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanunu, Türk ticari hayatının çözülemeyen sorunlarının giderilmesi, çağdaş ve evrensel bir ticaret hukuku sisteminin kurulması, ihtiyaç duyulan modern hukuki müesseselerinin Türk Ticaret Mevzuatına katılması ve üyesi olunmak istenen Avrupa Birliği hukuk düzenine uyum sağlanması amacıyla muhtelif yenilik ve değişiklikler getirmiştir. www.ozdogrular.com

Kanun’un yayınlandığı ilk dönemlerde, özellikle vergi dışı konular fazlasıyla irdelenirken, Kanun’un vergi kanunlarına etkisi ya da vergi kanunlarında değişiklik gerektiren yanları genel olarak yeterince tartışılmamıştır.

Ancak; Kanun’un yürürlük tarihi yaklaştıkça, vergi mevzuatıyla bağlantılı endişe ve telaş yaratan konuları da belli başlıklar itibariyle öne çıkmaya başlamıştır.

Bu yazıda, Yeni Ticaret Kanunu’nun vergi mevzuatıyla ilgili eleştirilen ve vergisel alanda değişiklik gerektiren yanları üç ana başlık halinde ele alınmıştır.

II- UYGULANMAYA BAŞLANACAK YENİ MUHASEBE SİSTEMİ İLE HALİHAZIRDA UYGULANAN MUHASEBE SİSTEMİ ARASINDAKİ FARKLARIN GİDERİLMESİ

Kanun’un 88 ve 515. maddeleri uyarınca Türkiye’de bundan sonra uluslararası alanda geçerli bir muhasebe sisteminin uygulanacak olması, dünyayla entegrasyona giden bir Türkiye açısından genel olarak olumlu bir gelişmedir.

Ne var ki; Vergi Kanunları ile uygulanacak Türk Muhasebe Standartları arasında çok fazla farklılık bulunmaktadır.  www.ozdogrular.com

Bu farklar burada ifade edilmemiş pek çok alanda olmakla birlikte, özellikle aşağıdaki konularla ilgili olanlar çok büyük önem arz etmektedir. 

● Değerleme, amortisman sistemi, karşılıklar,

● Belge ve defter düzeni,

● Yıllara sari inşaat işleri,

● Birleşme, devir, bölünme hükümleri,

● Özellikle sermaye şirketlerinin şahıs şirketine dönüşmeleri.

Bu konularda değişiklik yapılmadığı takdirde, mükellefler adeta çift defter tutmak zorunda kalacaklardır. Özellikle Türkiye’deki şirketlerin önemli bir kısmını oluşturan, yeterli bilgiye ve tecrübeye sahip muhasebe elamanlarından yoksun küçük şirket ve işletmeler açısından, muhasebe kayıtları içinden çıkılmaz bir hal alıp, ciddi hataların yapılmasına sebep olacaktır.

Türk sanayicisi ve tüccarı; emeğini, konsantrasyonunu, çabalarını esas olarak üretimine, işine, istihdam edeceği personeline yöneltmek istemektedir. Dolayısıyla, mükellefler ve özellikle bunların muhasebe çalışanları, eğer halihazır vergi mevzuatı değişmez ise, vergi kanunları ile Ticaret Kanunu arasında kalıp, konsantrasyonlarını dağıtacak, hata yapma endişesi içinde işinden soğuyacaktır. www.ozdogrular.com

Maliye Bakanlığı bünyesinde bu çalışmaların yapıldığı ya da yapılmaya çalışıldığı kesindir. Ancak, geç gelen değişiklikler, uygulama tarihine kadar yeterince tartışılmaz ve özümsenemez ise, ihtiyacı karşılamaktan uzak kalacağı gibi, hataların uygulama aşamasında çıkmasına ve cezalı tarhiyatlara sebep olabilecektir.

Maliye Bakanlığı, ticari hayatın kolay ve sorunsuz işleyebilmesi için, ticari alanda hayati nitelikteki hukuki gelişimlerin arkasında kalmamalı; sorun olarak değil, sorunları giderici bir kurum olarak anılmalı, erken önlemlerini alarak kendisinden beklenen öncü ve yol gösterici rolünü üstlenmelidir. www.ozdogrular.com

Açıklanan nedenlerle, aşağıda belirtilen konularda acilen ve en geç Türk Ticaret Kanunu’nun özellikle muhasebeyle ilgili hükümlerinin yürürlük tarihine kadar vergi kanunlarında uyum sağlayıcı değişikliklerin yapılması gereklidir.

III- YENİ TİCARET KANUNU’NUN GETİRDİĞİ YÜKLERİ KARŞILAYAMAYACAK KÜÇÜK SERMAYE ŞİRKETLERİNİN ŞAHIS ŞİRKETLERİNE YA DA ŞAHIS İŞLETMELERİNE VERGİSİZ DÖNÜŞMESİYLE İLGİLİ DÜZENLEMELERİN YAPILMASI

Yeni Ticaret Kanunu tarafından sermaye şirketleri için getirilen değişiklik ve yenilikler, özellikle küçük ve az ortaklı aile şirketleri için ciddi eleştiri ve endişelere yol açmıştır.

Kurumsal yönetim sisteminin yeni enstrümanları, bilgi toplumu gereği kamuoyunun bilgilendirilmesiyle ilgili yenilikler, hesap veren yönetim anlayışı kapsamında getirilen ve aşağıda bir kısmına yer verilen bu yenilikler ve değişiklikler, gerçekten pek çok küçük firmanın altından kolayca kalkamayacağı belge bazlı formaliteler, takip ve beyan yükümlülükleri, mali yükler ve ek zaman gerektiren ciddi hazırlıklar gerektirmektedir. www.ozdogrular.com

1- Şirket ortaklarının ve yöneticilerinin şirkete borçlanma yasağı,

2- Noter onayına tabi yönetim kurulu ve genel kurul toplantı ve karar defterleri, internet kayıt takip defteri gibi yeni ticari defterler,

3- Mali tabloların bağımsız denetime tabi tutulması,

4- Web sayfası hazırlama ve mali tabloların web sayfasında yayımlama sorumluluğu,

5- Kurumsal yönetim amaçlı getirilen yeni ensürümanlar (kurucular beyanı, sermaye artırımı beyanı, genel kurul iç yönergesi, iç yönerge kurumsal yönetim açıklaması, iyileştirici önlem sunma yükümü, risklerin erken teşhisi komitesi),

6- Hesap veren yönetim anlayışı kapsamında getirilen denetime tabi ve WEB’de yayınlanacak yıllık faaliyet raporu,

7- Belli işlemlerin işlem denetçisine tabi tutulması zorunluluğu,

8- Yönetim kurullarına ve müdürlere getirilen yeni sorumluluklar,

9- Yukarıda yer alan hususlarda getirilen ağır hapis ve hapse dönüşebilir adli para cezaları. www.ozdogrular.com

Türkiye’de sermaye şirketlerinin büyük bir kısmının küçük aile şirketleri olduğu düşünüldüğünde, Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte şahıs şirketlerine dönüşün artacağı ve sermaye şirketlerinin sayılarının azalacağı öngörülmektedir.

Nitekim sanayici ve tüccarların bağlı olduğu muhtelif odaların yapmış olduğu çalışma ve toplantılarda, küçük ve hatta büyük aile şirketlerinin önemli bir kısmında, emek ve zaman israflarıyla parasal yeni masraflardan kurtulmak için sermaye şirketinden şahıs şirketine dönüşmenin daha doğru olacağı yönünde yaygın bir eğilim oluştuğu gözlenmektedir.

Ne yazık ki; Yeni Ticaret Kanunu’nun aşağıda belirtilen hükümleri, sermaye şirketlerinin şahıs şirketi halinde ticari hayata devam etmelerine izin vermemektir.

● Nevi değişiklikleriyle ilgili 181. madde hükmünde, anonim ve limited şirketlerin kollektif, komandit şirket türüne geçmesi;

● Dönüşümle ilgili 194. maddesinde sermaye şirketlerinin şahıs şirketlerine dönüşümü;

● Birleşmeyle ilgili 137. maddesinde sermaye şirketlerinin şahıs şirketleri bünyelerinde birleşmeleri;

● Bölünmeyle ilgili 160. maddesinde de sermaye şirketlerinin şahıs şirketlerine bölünmeleri.

Yeni Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılarak bu dönüşümlere izin verilse dahi, bunlarla ilgili olarak vergi kanunlarında istisna getirici düzenlemeler maalesef yer almamaktadır.

Öte yandan sadece Kanun’un 194. maddesinde, sermaye şirketlerinin ticari işletmeye dönüşümüne izin verilmektedir. www.ozdogrular.com

Ticaret Kanunu’nun izin vermediği halihazır hükümler değişmediği takdirde, sermaye şirketleri zorunlu olarak ticari şahıs işletmesine dönüşecektir. Bu durumda, aktif varlıklar faturayla ticari işletmeye satılacak ve sonuç olarak ciddi vergi yükleriyle karşılaşılacaktır.

Bu nedenle, sermaye şirketlerinin kolay şekilde şahıs şirketlerine ya da ticari işletmeye dönüşümünün vergisiz bir şekilde yapılabilmesi için vergi kanunlarında istisna getiren değişikliklerin ivedilikle yapılması bir zorunluluktur. www.ozdogrular.com

IV- BAĞIMSIZ DENETİME TABİ TUTULACAK BİLANÇOLARDAKİ HESAPLARIN GERÇEĞE UYGUN OLMA ZORUNLULUĞUYLA İLGİLİ VERGİSİZ HESAP DÜZELTMESİ YAPMA İMKANININ SAĞLANMASI

Yeni Ticaret Kanunu, bilgi toplumu gereği doğru bilgilere ulaşma hakkını öne çıkaran bir ticari sistem öngörmektedir.

Bu kapsamda mali hesaplarının gerçeğe yansıtması; bu hususun da bağımsız denetim sistemiyle garantiye alınması ve böylece şirket yönetiminin kamuoyuna hesap verebilir duruma gelmesi hedeflenmiştir. www.ozdogrular.com

Bu sisteme doğru bir şekilde başlanması çok önemlidir.

Bu sistem baştan hatalı başlarsa, hesapların gerçeğe uygun olduğuna ve bağımsız denetimin güvenli olduğuna ilişkin bütün beklenti ve hedefler boşa gidecektir.

Burada yeni bir milada ihtiyaç bulunmaktadır. Bu milat, hesapların gerçeğe uygun hale dönüşme ihtiyacına hizmet edecektir.

6111 sayılı Kanun kısmen bu ihtiyacı giderecek nitelikteydi. Ancak, şirketlerin çoğu bu ihtiyacı öngöremedi ve bilançolarını düzeltemedi. www.ozdogrular.com

Dolayısıyla, şirketlerin bilançolarındaki bazı kalemlerin (stoklar, kasa, demirbaşlar, alacaklar, borçlar vs.) gerçeğe uygun hale getirilmesi ve bağımsız denetim sistemi öncesinde bunun vergisiz bir şekilde yapılması imkanı sağlanmalıdır. 

Bu konuda değişiklik yapılmadığı takdirde aşağıdaki sonuçlarla karşılaşılacaktır:

a- Düzeltilemeyen ve gerçeğe uygun olmayan bilançolarla yola devam edilmesi halinde, bağımsız denetçiler ile şirketler karşı karşıya kalacaktır. Bu mücadele ve tartışmalardan bağımsız denetçi galip gelir ve olumsuz denetim raporu düzenlerse; şirket yetkilileri için kabus oluşturacak cezalandırmalar başlayacak, yönetim kurulları istifa edecek, dönem karının tasarruf edilme imkanı ortadan kalkacaktır. www.ozdogrular.com

b- Düzeltilemeyen ve gerçeğe uygun olmayan bilançolar, konusuna hakim olmayan ve etki altında kalabilecek bağımsız denetçilerce görülmez ya da görmezden gelinirse,  bağımsız denetçilik sistemine ve gerçeğe uygun düzenlenmesi gereken mali tablolara olan güven daha ilk aşamada zedelenecektir. Sistem başlamadan çökecektir.

c- Düzeltilmesi gereken bilançolar bağımsız denetimler öncesinde gerçeğe uygun hale getirildiği takdirde de, maalesef şirketler için altından kalkılmaz vergisel yükler, bu hesapların öncesiyle ilgili geçmişe dönük vergi incelemeleri ve çatışılan konularda yargılama süreçleri başlayacaktır.

 

Murat TOKMAKKAYA*

Yaklaşım

(*)    YMM (E. Baş Hesap Uzmanı)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.