Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre; Ücret, Fazla Mesai, Yıllık İzin vs. İşçilik Alacakları Nasıl Dava Konusu Yapılacak? PDF Yazdır e-Posta
29 Haziran 2012
Image

I- GİRİŞ

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HUMK)’nun 1927 yılında yürürlüğe girmesinden yaklaşık 85 yıl sonra 01.10.2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK) yürürlüğe girmiştir. HUMK’ da uygulama alanı bulmayan bazı hükümler yeni HMK’ da uygulama alanı bulmuştur. HMK’ un bu türden yenilik getiren bir hükmü de “belirsiz alacak davası” na ilişkindir.www.ozdogrular.com

HMK’ un 107. maddesinde geçen belirsiz alacak davası, işçi alacaklarının belirsiz alacak davası veya kısmi dava yoluyla istenip istenemeyeceği konusunda önemli tartışmalar yaratmıştır.


II- GENEL OLARAK

Talep sonucu, dava dilekçesinin zorunlu unsurlarındandır (HMK md. 119), bu unsur eksikse mahkeme, bu eksikliğin giderilmesi için davacıya bir haftalık süre verir. Bu bir haftalık süre içinde davacı talep sonucunu belirtmezse dava açılmamış sayılır (HMK md. 119/2). Talep sonucu çok açık şekilde yazılmalıdır; açık değilse mahkeme, davacıya talep sonucunu açıklattırmalıdır. Öte yandan mahkeme, davacının talebiyle bağlı olup, talepten fazlasına hükmedemez (HMK md. 26), buna talepten fazlasına karar verme yasağı denir (HUMK md. 26). Dava konusu, derdestlik, iddianın genişletilmesi ya da değiştirilmesi yasağı, kesin hüküm, görevli mahkeme, kanun yollarına başvurma, harç ve yargılama giderleri, hukuki yarar gibi temel konular da talep sonucuna göre değerlendirilir. Ancak maddi hukukta alacaklının, davasını açarken, alacağının miktarını tam olarak belirleyemediği davalar vardır. Talep sonucunun belirlenebilir olmadığı davalarda davacı, HMK’nın yürürlüğünden önce ilk olarak kısmi bir dava açmaktaydı. Yargılama sonucu alacağı belirli hale geldikten sonra, alacağının bakiye kısmı için ek dava açabileceği gibi, bu olmadığı takdirde ıslah yoluyla aynı davada talepte bulunmaktaydı. Islahın masraflı bir yol olması, ıslah isteyen davacının ıslah masraflarını da yatırmak gibi ek bir külfete katlanmak zorunda olması, bunun yanında daha önce ıslah etmişse, talep sonucunu ıslahla ikinci defa arttıramayacağından saklı tuttuğu kısım için ek bir dava açmak zorunda kalması, bu durumun davaların birleştirilmesini, birleştirilmemişse çelişkili kararlar çıkma ihtimalini doğurmaktaydı. Yine kısmi dava açan davacı, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmamışsa, bakiye alacağından feragat etmiş sayılmaktaydı. Ayrıca alacağını belirleyemeyen davacı, kısmi davada, talep sonucunu yüksek tutar ve mahkemece talepten daha az bir tutara hükmedilirse, reddedilen kısım için yüksek yargılama giderlerinden sorumlu tutulması ve kısmi davadan sonra, ıslah veya ek dava ile istenen talep sonucunun zamanaşımına uğraması riskiyle karşı karşıya kalmaktaydı(1).

Yukarıda genel hatlarıyla açıklanan nedenlerden ötürü yasa yapıcı, davacının, davasını açarken, alacağını tam olarak belirleyemediği, bu tür davalardaki sakıncaları ortadan kaldırmak için, yeni bir dava türü olarak belirsiz alacak davasını yeni HMK’ da düzenlemiştir. www.ozdogrular.com


III- İŞÇİLİK ALACAKLARI YÖNÜNDEN BELİRSİZ ALACAK DAVALARI

A- ÜCRET

Ülkemizde gerçek ücretin kayıtlara yansıtılma oranının çok düşük olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir. Bu durumda işçi ücretlerinin bir kısmı banka yoluyla bir kısmı ise elden ödenmektedir. İşçi alacaklarının temeli ücret ve eklerine (dar ve geniş anlamda) dayalı olduğu, kayıt dışılığın bir sonucu olarak işçiye ücret bordrosu ve ücret hesap pusulası verilmediği bir durumda, işçiye yapılan aylık ödemelerin temel ücretin dışında, fazla mesai, hafta tatili, ikramiye, prim gibi unsurları içermesi ihtimal dahilinde olup ücretin miktarının tam olarak belirlenememesi halinde tüm alacakların belirsizleştiği söylenebilir.

Kayıt dışılığın bir sonucu olarak işçinin ücretini ispat noktasında çoğu kez tanık beyanı dışında başka bir delile ulaşması mümkün olmaz. İşveren yazılı delillerine üstünlük tanındığında işçinin iddia ettiği ücreti kanıtlayamaması ihtimali yüksektir. Meslek odalarından yapılan araştırma sonuçları genelde işçi iddiasıyla uyuşmamakta, işveren savunmasına yaklaşmaktadır. Bu yönüyle işçinin ücreti ilgilendiren bir davada işverene avukatlık ücreti ödemesi ve yargılama giderlerine mahkum edilmesi olasılığı yüksektir. Belirsiz alacak davasının öngörülmesinin nedenleri arasında alacaklının yüksek yargılama giderlerinden korunması da vardır(2). Bu nedenle ücretin tartışmalı olduğu durumlarda işçinin ödenmeyen ücretlerine dair açacağı dava büyük olasılıkla belirsiz alacak davasına konu olabilecektir. Ancak ücretin belli ve tartışmasız olduğu durumlarda ödenmeyen ücretlere ilişkin belirsiz alacak davası ya da kısmi dava açılamaz.www.ozdogrular.com

İşçi ücreti tartışmalı olsa dahi açılacak olan belirsiz alacak davasında en azından işveren kayıtlarında geçen ücrete göre dava konusu belirlenerek talepte bulunulmalıdır. İşverence hiçbir kayıt tutulmaması halinde ise talep asgari ücret üzerinden yapılacak hesaba göre belirlenmelidir. Ücretin daha fazla olduğu yargılama ile belirlendiğinde bakiye harç yatırılarak davaya devam edilir(3).

B- FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ

Fazla çalışma ücretine hak kazanma çok sayıda etkene bağlıdır. İşçinin yapmış olduğu fazla çalışmaları bilmesi gerektiği söylenebilirse de, haftalık 45 saati aşan çalışma süresinin fazla çalışma sayılması olmakla birlikte 45 saatin aşılmadığı hallerde günlük11 saat olan iş süresinin aşılması, gece çalışmalarının 7,5 saati aşması, ağır ve tehlikeli işlerde 7,5 saati aşan çalışmalar olması halinde fazla çalışma ortaya çıkabilecektir. İşçinin çalışmasının yıllar sürmesi durumunda her hata kaç saat fazla mesai yaptığını bilmesi güçleşir. İşverenden sadır yazılı belge bulunmadığı hallerde tanık ifadeleri dikkate alınarak hesaplanan fazla çalışma ücretlerinden hakkaniyet indirimi yapılması alacağın belirsizleşmesine neden olmaktadır.

İşçinin işyerinde işe başlama ve varsa fesih tarihlerinin tartışmalı olması halinde hesabın diğer bir unsuru tartışmalı olmakla alacak yine belirsizliğini korur. Bunun yanında işverence çalışılan döneme ilişkin hakların ödendiği yönünde savunma yapması ve buna ilişkin ibraname düzenlenmiş olması da fazla çalışmaların tespitini zorlaştırmaktadır. Ara dinlenme sürelerinin bile tartışmalı olduğu ve aynı günlük çalışma süresi için bile birbirinden farklı ara dinlenme sürelerine karar verildiği yargı kararlarının bulunduğu bir ortamda fazla çalışma ücreti belirlenebilir olmaktan çıkar. www.ozdogrular.com

Fazla çalışmayla ilgili açılacak belirsiz alacak davasına konu miktar, en azından işveren kayıtlarında geçen hizmet süresi ile bordrolarda yer alan ücret esas alınarak işçi tarafından belirlenebilir tutardan yaygın olarak kullanılan indirim uygulanarak % 25-30 oranlarında indirime gidilerek saptanmalıdır. Örneğin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında geçen hizmet süresinin 3 yıl 6 ay olduğu bir durumda işçinin çalışma süresinin daha fazla iddiasında olmasına rağmen açacağı davada 3 yıl 6 ay ve asgari ücreti göre hesaplama yapılarak fazla çalışma tutarını talep etmesi gerekir. Hatta kayıtlı süre ve ücreti aşan iddialarını kanıtlayamaması durumunda kısmi ret ile karşılaşmamak ve bu yönde vekalet ücreti ile yargılama giderine mahkum olmamak için muhtemel takdiri indirim oranını da düşerek davayı açması işçi yararına olur. Yoksa “şimdilik 500,00 TL” fazla çalışma ücretinin talep edildiği dava, belirsiz alacak davası değil, kısmi dava olarak değerlendirilmelidir(4). www.ozdogrular.com

C- HAFTA TATİLİ ÜCRETİ

Hafta tatili ücretiyle ilgili davanın belirsiz alacak davasına konu edilebilmesi fazla çalışma ücretiyle benzerdir. İşçinin işyerinde geçen çalışma süresinde hafta tatillerinin kaç tanesinde çalıştığı, hafta içi izin verilip verilmediği gibi hususların işçi tarafından belirlenmesi oldukça zordur. www.ozdogrular.com

Tanık deliline dayalı olarak hesaplanması gereken her durumda hafta tatili ücreti belirsiz durumdadır. Davacı tanıkları yanında davalı tanıkları da hafta tatili çalışmalarını işçinin iddiası gibi ortaya koymuş olsalar dahi, Yargıtay uygulamasına göre işçinin hastalık, mazeret ve izin gibi nedenlerle tanık beyanlarında geçtiği gibi çalışması hayatın olağan akışına aykırı sayılacağından indirim hususu gündeme gelecektir. Takdiri indirim olabileceği bir durumda da alacağın belirsiz olarak nitelendirilmesi gerekir.

İşçinin işyerinde işe başlama ve varsa fesih tarihlerinin tartışmalı olması halinde hesabın diğer bir unsuru tartışmalı olmakla alacak yine belirsizliğini korur. Bunun yanında işverence çalışılan döneme ilişkin hakların ödendiği yönünde savunma yapması ve buna ilişkin ibraname düzenlenmiş olması da fazla çalışmaların tespitini zorlaştırmaktadır.

D- ULUSAL BAYRAM VE GENEL TATİL ÜCRETİ

İşçinin Ulusal bayram ve genel tatil ücretleri bakımından açacağı davanın belirli sayılması çok özel koşulların varlığına bağlıdır. İşçinin işyerindeki işe giriş ve varsa fesih tarihlerinin tartışmalı olmaması, dönem ücretlerinin miktarı konusunda uyuşmazlığın bulunmaması, bayram ve genel tatil çalışmalarını gösteren puantaj kayıtları ya da İş Kanunu’nun 37. maddesinde öngörülen ücret hesap pusulalarının doğru şekilde tanzim edilerek düzenli olarak işçiye bildirilmesi hesaplama yapılabilir durumdadır. Bu koşulların bir arada bulunmaması halinde bayram ve genel tatil ücreti belirsiz durumdadır.www.ozdogrular.com

E- YILLIK İZİN ÜCRETİ

İşçinin işyerindeki çalışma süresinin taraflar arasında tartışmalı olması ve bu uyuşmazlığın yeni bir izin hakkının doğumuna neden olabilecek boyutta olması halinde yıllık izin ücreti noktasında belirsizlik ancak yargılama ile ortaya çıkabilecektir. Örneğin işçi işyerindeki çalışma süresini dava dilekçesinde 5 yıl 4 ay olarak açıklarken işveren cevabında 2 yıl olarak savunma yapmışsa izin ücreti konusunda çalışma süresine bağlı bir belirsizlik vardır ve bu belirsizlik, belirsiz alacak davasına konu edilebilir.

Ayrıca işçinin çalışma süresi yönünden bir tartışma olmasa bile, İş Kanunu’nun 55. maddesinde öngörülen izin hesabında çalışılmış gibi sayılan sürelerde de ortaya çıkabilir ki bu noktadaki belirsizlik de yıllık izin hesabını belirsiz hale getirebilir(5).www.ozdogrular.com

Yine işçinin ücreti konusunda uyuşmazlık olması da davacıya belirsiz alacak davası açma hakkı verir. Ancak açılacak belirsiz alacak davasında işverence kayıtlara yansıtılan ücrete göre izin ücreti hesaplanarak talep edilmelidir. İşverence ücrete ilişkin hiçbir kaydın tutulmaması veya ibraz edilmemesi halinde en azından asgari ücrete göre tespit edilen miktar belirsiz alacak davasına konu edilmelidir. İşçinin iddia ettiği ücretin daha fazla olduğu kanıtlandığında harç tamamlatılarak davaya devam edilmelidir. Yıllık ücretli izin hesabının unsurlarının belirsiz olduğu ihtimallerde açılacak kısmi davada ise kayıtlara geçen ücret ya da kayıtlı hizmet sürelerinin karşılığının istenmesine gerek yoktur. Fazlaya dair haklar saklı tutularak belli bir miktar dava konusu belirlenerek kısmi dava açılabilecektir.


IV- SONUÇ

Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmesi ile işçi alacaklarının belirsiz alacak davası veya kısmi dava yoluyla istenip istenemeyeceği noktasında uygulamada soru işaretleri oluşmuş ve kimi yazarlarca bu alacakların belirlenebilir olduğu ifade edilerek tam eda davası açılması gerektiği yönünde değerlendirmelerde bulunulmuştur. Oysaki fazla mesai, yıllık izin gibi işçilik alacaklarının belirlenebilir olması hem ücretin hem de çalışma süresinin net olarak bilinmesini gerektirir ki kayıt dışılığın % 40’ların üzerinde olduğu ülkemizde bu durum uygulamada son derece nadir görülür. Dolayısıyla da işçilik alacaklarına ilişkin uyuşmazlıklarda belirsiz alacak davası veya kısmi dava açılabileceği düşüncesindeyiz.

 

Murat Ünlü

Yaklaşım

 

*      Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi
(1)      Nurten FİDAN, “Belirsiz Alacak Davasındaki Belirsizlikler”, Sicil İş Hukuku Dergisi, Sayı: 24, Aralık 2011, 178

(2)      PEKCANITEZ, s. 45

(3)      ÇİL-KAR, s. 63

(4)      ÇİL-KAR, s. 74

(5)      ÇİL-KAR, s. 59

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.