Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Türk Vatandaşlığını Kaybedenlere Yurtdışı Borçlanması Yolu ile Aylık Bağlanabilir mi? PDF Yazdır e-Posta
12 Temmuz 2012
Image

I- GİRİŞ

08.05.1985 tarihli ve 3201 sayılı Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun, uygulanması sırasında güçlük yaşanan düzenlemelerden biridir. Değişik tarihlerde Kanun’un bazı maddeleri Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiş, bazı maddeleri kanun koyucu tarafından değiştirilmişse de, mevzu kanun Sosyal Güvenlik Kurumu’nu mahkemeler önünde en çok davalı yapan düzenlemelerden bir olma özelliğini devam ettirmektedir. Türk Vatandaşlığından çıkanların söz konusu düzenlemeden yararlanıp yararlanmayacağı meselesi Kanunun tartışılan noktalarından birisini oluşturmaktadır.

II- 3201 SAYILI KANUN’UN KAPSAMI

3201 sayılı Kanun’un 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunla değişik  “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesinde;

“Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir”[1] hükmü yer almaktadır.www.ozdogrular.com

Söz konusu maddede 5754 sayılı Kanunla esaslı bir değişiklik yapılmamasına rağmen 06.11.2008 tarih ve 27046 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni yönetmelik ile yürürlükten kaldırılan “Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında 3201 Sayılı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği”nin[2] “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde yer alan;

“Bu Yönetmelik hükümleri, ikili veya çok taraflı Sosyal Güvenlik Sözleşmesi yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın yabancı bir ülkede, Türk Vatandaşı olarak çalışmış, çalışan veya çalışacaklar ile gerek borçlanma ve gerekse aylık alma sürelerinde Türk Vatandaşı olanları kapsar.” www.ozdogrular.com

Hükmü, 3201 sayılı Kanun’da 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra çıkarılan  06.11.2008 tarihli ve 27046 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin” “Kapsam” başlıklı 2. maddesi ile;

“Bu Yönetmelik, ikili veya çok taraflı sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın yabancı bir ülkede geçen sigortalılık veya ev kadını sürelerinde ve borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olanları kapsar.”

şeklinde değiştirilmiştir. www.ozdogrular.com

III- TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU’NUN KONU İLE İLGİLİ DÜZENLEMELERİ

29.05.2009 tarih ve 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun[3] 23. maddesine göre Türk Vatandaşlığı, yetkili makam kararı veya seçme hakkının kullanılması ile kaybedilmektedir. www.ozdogrular.com

Mevzu Kanun’un 24. maddesine göre yetkili makam kararı ile kayıp; çıkma veya kaybettirme ya da vatandaşlığa alınmanın iptali ile gerçekleşmektedir.

Kanunun 25. maddesine göre; ergin ve ayırt etme gücüne sahip olan, yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanmış olan veya kazanacağına ilişkin inandırıcı belirtiler bulunan, herhangi bir suç veya askerlik hizmeti nedeniyle aranan kişilerden olmayan, hakkında herhangi bir mali ve cezai tahdit bulunmayanlara Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından çıkma izni veya çıkma belgesi verilebilmektedir. www.ozdogrular.com

Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 28. maddesi ile çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilere bazı haklar tanınmıştır. Maddede; doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin ve kendileri ile birlikte işlem gören çocuklarının; millî güvenliğe ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü, seçme ve seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri hüküm altına alınmıştır.[4]

IV- TÜRK VATANDAŞLIĞINI İZİN ALMA YOLU İLE KAYBEDENLERLE İLGİLİ BAŞBAKANLIK GENELGESİ

2005/6 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile 403. Sayılı Kanun’un 29. maddesinin (5901 sayılı Kanun’un 28. maddesi) kamu kurum ve kuruluşlarınca uygulanması sırasında söz konusu düzenlemenin amacı da vurgulanmak suretiyle uyulması gereken hususlar geniş olarak açıklanmıştır.

Genelge’de; “403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 29. maddesinin, 29.06.2004 tarihli ve 5203 sayılı kanunla değiştirilerek, doğumla Türk Vatandaşı olup da, İçişleri Bakanlığından vatandaşlıktan çıkma izni alanların ve bunların vatandaşlıktan çıkma belgesinde kayıtlı reşit olmayan çocukları lehine önemli düzenlemelerin yapıldığı,

Ancak; Türk Vatandaşlığından çıkan kişilerin kamu kurum ve kuruluşlarına müracaatlarında, kurum ve kuruluşların kendi kanunlarındaki yabancılar için getirilmiş olan kısıtlayıcı hükümleri dikkate aldıkları ve bu nedenle mezkûr Kanunun uygulanmasında çeşitli aksamaların olduğu, yapılan değişikliklerin amacına uygun şekilde uygulamalara yansıtılmadığının anlaşıldığı,

….

Kamu kurum ve kuruluşlarının kendi görev alanına giren konularda, 403 sayılı Kanun’un 29. maddesi kapsamındaki kişilerle ilgili iş ve işlemlerde kendi özel kanunlarında mevcut yabancılar için getirilmiş kısıtlayıcı hükümlerin değil, mezkûr Kanunla getirilen özel düzenlemelerin dikkate alınarak işlem yapılacağı,

Yaşadıkları ülkelerde sosyal ve siyasal haklardan yararlanmak için Türk Vatandaşlığından çıkma izni alan kişilerin, Ülkemiz sınırları içerisinde, kanunda belirtilen haklardan aynen Türk Vatandaşları gibi yararlanmalarını sağlamak amacıyla çıkarılmış bulunan 403 sayılı Kanun’un 29. maddesinin, amacı doğrultusunda uygulanması ve bu kanun kapsamındaki kişilerin mağdur edilmemeleri için gereken önlemlerin süratle alınması”

talimatlandırılmıştır. www.ozdogrular.com

V- VATANDAŞLIĞINI KAYBEDENLERLE İLGİLİ OLARAK SOSYAL GÜVENLİK KURUMU’NUN 3201 SAYILI KANUN UYGULAMASI

08.05.2008 tarih ve 26870 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunla 3201 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikleri müteakip Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik 06.11.2008 tarihli ve 27046 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Söz konusu yönetmeliğin 2. maddesinde; Yönetmeliğin “ikili veya çok taraflı sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın yabancı bir ülkede geçen sigortalılık veya ev kadını sürelerinde ve borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olanları” kapsayacağı belirtilmektedir. www.ozdogrular.com

Söz konusu yönetmeliğin yayımlanmasından sonra Sosyal Güvenlik Kurumu, yurtdışı hizmet borçlanmaları ile ilgili tereddüt edilen hususları açıklamak üzere 02.01.2009 tarih ve 2008/115 sayılı Genelgeyi çıkarmıştır.

Belirtilen Genelge’nin “A-Borçlanma Kapsamındaki Süreler” başlıklı bölümünün “4-Borçlandırılmayacak Süreler” başlıklı kısmında “Türk vatandaşlığının kazanılmasından önce veya Türk vatandaşlığının kaybedilmesinden sonra yurtdışında sigortalı, işsizlik ve ev kadını olarak geçen sürelerin” borçlanılamayacağı belirtilmiştir. www.ozdogrular.com

Yine aynı Genelge’nin “G-Kazanılmış Haklara İlişkin Hususlar” başlıklı bölümünde;

“…Yönetmeliğin 2. maddesinde, ikili veya çok taraflı sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın yabancı bir ülkede geçen sigortalılık veya ev kadını sürelerinde ve borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olanları kapsadığı hükmü yer almaktadır. Yeni düzenleme ile borçlanılan sürelere istinaden aylık talebinde bulunmada ve aylık alma süresinde Türk vatandaşı olma şartı kaldırılmıştır. Bu nedenle yurtdışı sürelerini borçlananların gerek aylık talebinde bulundukları tarihte, gerekse aylık aldıkları sürede, Türk vatandaşlığını kaybetmeleri durumunda aylıkları kesilmeyecektir….” hükümleri yer almaktadır.

Söz konusu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere Sosyal Güvenlik Kurumu’nca, vatandaşken yurtdışında geçen çalışma sürelerine ilişkin vatandaşlığın kaybedilmesinden sonra yapılan borçlanma talepleri reddedilmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nca vatandaşken yurtdışında geçen çalışma süreleri vatandaşken borçlanılmadığı sürece sosyal güvenlik uygulamaları kapsamında kazanılmış hak olarak kabul edilmemektedir. www.ozdogrular.com

VI- YARGITAY’IN KONUYA İLİŞKİN BAKIŞ AÇISI

“…Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 23.11.2005 tarih ve 10-492/646, 08.03.2006 tarih ve 21-6/56, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 20.11.2006 tarih ve 11422-14965, 20.06.2006 tarih ve 2251-9376, 23.03.2006 tarih ve 2215-3162, 16.10.2006 tarih ve 10610-12898 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere 3201 sayılı Kanun bir borçlanma yasası olup, Kanunun 1.maddesine ve Uygulama Yönetmeliğinin 2.maddesine göre, Türk vatandaşlarının, Türk vatandaşı olarak yurtdışında geçen çalışmalarını borçlanabilmeleri öngörülmüştür. Anılan Yasa, yurtdışı hizmet borçlanması hakkının kullanılabilmesi için çalışmanın geçtiği dönemde sigortalı ile uyrukluk ilişkisini aramaktadır. 3201 sayılı Kanun’un uygulama yönetmeliğinde, borçlanma tarihinde de Türk vatandaşı olunması gerektiği belirtilmiş ise de; gerek, 12.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 28. maddesinde de, gerekse, önceki 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 29. maddesindeki yasal düzenlemeye yer verilerek, doğumla Türk vatandaşı olup da, İçişleri Bakanlığından vatandaşlıktan çıkma izni alanların, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı tutulmuş olup; anılan kişilerin bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tâbi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri belirtilmiştir. Kanun, açıkça, çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin kazanılmış haklarının korunacağını belirtmektedir…

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gözetildiğinde, davacının, Türk vatandaşlığını haiz olmadığı 26.08.1999 tarihinden sonraki dönemleri borçlanamayacağına ilişkin mahkemenin kabulü yerinde ise de; Türk vatandaşlığından izinle çıkan ve borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşlığını haiz olmayan davacının, Türk vatandaşlığından izinle çıkmadan önce yurtdışında gerçekleşen çalışma sürelerine ilişkin borçlanma hakkının, Türk Vatandaşlık Kanunu ile kazanılmış hak sayılarak korunduğu gözetilerek, anılan süreye ilişkin borçlanma isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…”[5]

“…Her ne kadar 3201 sayılı Kanun’un uygulama yönetmeliğinin 2. ve 6.maddeleri borçlanmanın kabul edilebilmesi için davalı kuruma başvuru tarihinde hak sahibinin Türk vatandaşı olma şartını aramış ise de; Anayasa, Türk Vatandaşlık Kanunu ve 3201 sayılı Kanun’un amaç ve özü gözetilerek yukarıda açıklanan maddeler birlikte değerlendirildiğinde, Türk vatandaşlığından izinle çıkan ve borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşlığını haiz olmayan davacıyı, Türk Vatandaşlık Kanunu’nun sosyal haklar bakımından vatandaş gibi kabul ettiği, ayrıca Türk vatandaşlığından izinle çıkmadan önce yurtdışında gerçekleşen çalışma sürelerine ilişkin borçlanma hakkının, Türk Vatandaşlık Kanunu ile kazanılmış hak sayılarak korunması ve Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanması gerektiği belirgindir.

Kazanılmış hak, kişinin bulunduğu statüden doğan, kendisi yönünden kesinleşmiş ve kişisel niteliğe dönüşmüş bir haktır. Kazanılmış haklar, Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi, toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.

Hal böyle olunca, davacının Türk vatandaşı olarak yurt dışında çalıştığı süreleri 3201 sayılı Kanun gereğince borçlanabileceğinin kabulü gerekir…”[6]

VII- SONUÇ

06.11.2008 tarih ve 27046 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 2. maddesinde yer alan; “yönetmeliğin, ikili veya çok taraflı sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın yabancı bir ülkede geçen sigortalılık veya ev kadını sürelerinde ve borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olanları kapsayacağı” şeklindeki hükmü nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu’nca vatandaş iken yurtdışında geçen çalışma süreleri, vatandaşken borçlanılmadığı sürece kazanılmış hak olarak dikkate alınamamaktadır.

Ancak Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 28 maddesinde; doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri hüküm altına alınmıştır.

403. sayılı Kanun’un 29. maddesinin (5901 sayılı Kanun’un 28. maddesi) uygulanması ile ilgili 2005/6 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nde Kamu kurum ve kuruluşlarının kendi görev alanına giren konularda, 403 sayılı Kanun’un 29. maddesi kapsamındaki kişilerle ilgili iş ve işlemlerde kendi özel kanunlarında mevcut yabancılar için getirilmiş kısıtlayıcı hükümlerin değil, mezkûr Kanunla getirilen özel düzenlemelerin dikkate alınarak işlem yapılacağı belirtilmiştir. Üstelik Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da bu görüşü benimsemektedir.

Açıklanan nedenlerle Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine ilişkin Yönetmeliğin 2. maddesinde yurtdışı hizmetlerinin borçlanılabilmesi için borçlanma sırasında vatandaş olunması gerektiği belirtilmekte ise de, Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 28. maddesinde yer alan düzenlemenin “özel hüküm” olması nedeniyle, konu ile ilgili Başbakanlık Genelgesi’nde de belirtildiği üzere, Türk vatandaşlığından izin yoluyla çıkanların 5901 sayılı Kanun’un 28. maddesinde yer alan özel hüküm gereği vatandaşken yurtdışında geçen çalışma sürelerini 3201 sayılı Kanuna göre borçlanabilmeleri gerektiği düşünülmektedir.

3201 sayılı Kanun’a göre aylık bağlanması için yurda kesin dönme şartı arandığı[7], vatandaş olmayanların yurda kesin dönüşlerine hukuken imkan olmadığı, bu sebeple vatandaş olmayanların 3201 sayılı Kanun’a göre borçlanma yapmalarının pratikte önemi bulunmadığı ileri sürülebilirse de, 06.11.20087 tarihinde yürürlüğe giren Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinde “kesin dönüş”, aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesi, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumu olarak tanımlanmıştır. Bu sebeple Türk Vatandaşlığını izinle kaybedenlerden Türk Vatandaşı iken yurtdışında geçen çalışma süreleri Türk sosyal güvenlik mevzuatına göre aylık bağlanmasına yetecek düzeyde olanlara Sosyal Güvenlik Kurumu’nca aylık bağlanması mümkün bulunmaktadır.

Harun Ordu

Yaklaşım


(*)  Sosyal Güvenlik Kurumu Başmüfettişi

[1]           Değişiklikten önceki metin “18 yaşını doldurmuş Türk vatandaşlarının yurt dışında geçen ve belgelendirilen çalışma süreleri, bu çalışma süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri,2. Maddede belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim, kesenek ve karşılık ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.”

[2]           15.09.1985 tarihli ve 18869 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

[3]           12.06.2009 tarih ve 27256 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, yayımı tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

[4]           5901 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan 11.02.1964 tarih ve 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 29. maddesi “(Değişik: 06.07.2004- 5203/ 1.md) Bu Kanun gereğince Türk vatandaşlığını kaybeden kişiler, kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamelesine tâbi tutulur. Ancak doğumla Türk vatandaşı olup da, İçişleri Bakanlığı’ndan vatandaşlıktan çıkma izni alanlar ve bunların vatandaşlıktan çıkma belgesinde kayıtlı reşit olmayan çocukları; Türkiye Cumhuriyetinin millî Güvenliğine ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü ve seçme-seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tâbi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler. Kanun’un 33 ve 35. madde hükümleri saklıdır.” şeklinde düzenlenmişti.

[5]           Yrg. 10. HD.’nin, E. 2008/18641, K. 2009/13146 sayılı Kararı ( www.kararara.com).

[6]           Yrg. HGK’nın, 28.04.2010 tarih ve E. 2010/10-210, K. 2010/240 sayılı Kararı (www.metinozderin.av.tr).

[7]           3201 sayılı Kanun md. 6/A-a

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.