Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Bildirim Öneli İçindeki Hizmet Süresinin Değerlendirilmesi PDF Yazdır e-Posta
23 Temmuz 2012

Image

 

I- GİRİŞ

İş sözleşmesi, işçi ve işveren taraflarının karşılıklı anlaşması ile her zaman sona erebilir. İşçinin ölümü de iş sözleşmesini sona erdirir. Ancak, işverenin kişiliği göz önünde tutularak yapılmış bir sözleşme olmadıkça, işverenin ölümü kural olarak iş sözleşmesini sona erdirmez. Ayrıca, sözleşme “belirli süreli” yapılmış ise, sürenin bitimiyle de sözleşme kendiliğinden sona erer. www.ozdogrular.com

İş sözleşmesinin sona ermesi, “fesih bildirimi” yoluyla da yapılabilir. Fesih bildirimi yoluyla iş sözleşmesinin sona ermesi, “belirsiz süreli” iş sözleşmelerinde belirli bir süre önceden haber vererek “bildirim öneli” ile yapılabileceği gibi; “belirli ve belirsiz süreli” iş sözleşmelerinde “haklı sebeplerin” varlığı halinde “derhal” de olabilir.

4857 sayılı İş Yasası’nın 17., Basın İş Yasası’nın 5 ve 6., Deniz İş Yasası’nın 16. ve Borçlar Yasası’nın 340 ve 341. maddelerinde iş sözleşmesinin feshinde bildirim önellerini düzenlemiş bulunmaktadır. Söz konusu düzenleme, süresi belirli olmayan iş sözleşmeleri için öngörülmüştür. Yasal düzenleme; işçinin hizmet süresine göre iş sözleşmesinin feshinden önce belirli bildirim önellerinin tanınmasını zorunlu kılmaktadır. Belirtilen bu zorunluluk hem işçi, hem de işveren için söz konusudur. Belirtilen bildirim önellerinin geçmesi halinde iş sözleşmesi sona ermektedir. Bunun sonucunda, işçi ve işverenin iş sözleşmesinden doğan borçları ve alacakları da bitmektedir. Bildirim önellerine ilişkin ücretin peşin olarak ödenmesi halinde ise, iş sözleşmesi, bildirim önelleri beklenilmeden ödeme yapılması ile birlikte ortadan kalkmaktadır. Yasal düzenlemeye aykırı hareket edilme halinde ise, bildirim önellerine ilişkin ücretin ihbar tazminatı şeklinde tahakkuk ve tediyesinin zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. www.ozdogrular.com

4857 sayılı İş Yasası’nın 17. maddesine göre; süresi belirli olmayan hizmet akdi feshedilmeden -işi altı aydan az sürmüş ise iki hafta, altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş ise dört hafta, bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş ise altı hafta, üç yıldan fazla sürmüş ise sekiz hafta- önce karşı tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Bildirim önelleri hem işçiye hem de işverene tanınmıştır. Bu nedenle bildirim önellerine uyulmadan iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda işçi veya işverenin ihbar tazminatı isteme hakları doğmaktadır. www.ozdogrular.com

Makalemizde, iş akitlerinin bildirim önelleri tanınarak feshedilmesi durumunda bildirim öneli içindeki hizmet süresinin tanınan bildirim önelini değiştirip değiştirmeyeceğini irdelemeye çalışacağız. www.ozdogrular.com

II- YASAL DÜZENLEME VE HUKUKİ SONUÇLARI

4857 sayılı İş Yasası’nın “Süreli Fesih”  başlıklı 17. maddesi aşağıdaki gibidir:

“Madde 17– Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.

İş sözleşmeleri;

a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,

b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,

c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,

d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra,

feshedilmiş sayılır. www.ozdogrular.com

Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir.

Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.

İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. www.ozdogrular.com

İşverenin bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshetmesi, bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21. maddesi hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz. 18. maddenin birinci fıkrası uyarınca bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21. maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir. Fesih için bildirim şartına da uyulmaması ayrıca dördüncü fıkra uyarınca tazminat ödenmesini gerektirir.

Bu maddeye göre ödenecek tazminatlar ile bildirim sürelerine ait peşin ödenecek ücretin hesabında 32. maddenin birinci fıkrasında yazılan ücrete ek olarak işçiye sağlanmış para veya para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur.” www.ozdogrular.com

İhbar tazminatı, bildirim koşullarına uymayan tarafın ödemekle yükümlü olduğu bir tazminat olup, ödenmesi ancak süresi belirli olmayan sürekli hizmet akitlerinin feshedilmesi halinde söz konusudur. Bu nedenle belirli süreli hizmet akitlerinin sona ermesinde ihbar tazminatından bahsedilemez. Yasalarımızda bildirim önellerine uymak emredici bir hüküm olarak konmuştur. Fesih bildiriminde bulunduğu halde karşı tarafa önel tanımamak ya da eksik tanımak yasa deyimi ile bildirim koşuluna uymamak anlamında olup, bildirim öneline ilişkin ücretin ihbar tazminatı olarak ödenmesini gerektirir. www.ozdogrular.com

Süreli fesih hükümleri işvereni olduğu kadar işçiyi de taraf olarak kabul etmektedir. O halde fesih bildiriminde bulunan taraf işçi dahi olsa önel koşuluna uymak zorundadır. Aksi halde işçi de işverene ihbar tazminatı ödemek zorunda kalacaktır. Ancak uygulamada işverenlerin, bildirim önellerine uymadan işi bırakan işçilerden ihbar tazminatı talep etmelerine nadiren karşılaşılmaktadır. Bunun nedeni,  işverenlerin ya haklarını bilmediklerinden, ya da güçsüz durumdaki işçiden tahsil etme imkânının olmadığını düşündüklerinden kaynaklanmaktadır. Kanaatimce çalışma yaşamında disiplinin sağlanması ve işçilerin işe devamlılığının artırılması ve işverenlerin uğrayacakları maddi – manevi zararların azaltılması için bu hakkın işverenlerce de kullanılması yerinde olacaktır.   www.ozdogrular.com

İhbar tazminatında yasa koyucu, tarafların fesih bildiriminde bildirim koşuluna uymalarını, yanı bildirim önelini tanımalarını amaçlamaktadır. Yoksa bu yüzden doğan zararı ya da yoksun kalınan ücreti karşılamayı amaç edinmemiştir. İhbar tazminatı ister işçi, isterse işveren tarafından ödenmiş olsun, bir anlamda işçinin bildirim öneli sonuna kadar ki ücreti tutarında bir tazminat olduğu ve teknik anlamda ücretten ayırt edilmesi gereklidir. İhbar tazminatı gerçek ve teknik anlamda ücret de değildir. Ücretlerde beş yıllık zamanaşımı bulunmasına karşın, ihbar tazminatı on yıllık zamanaşımına tabidir. İhbar tazminatı hesaplanırken bildirim önellerine ait ücret hesabında para ve para ile ölçülmesi mümkün bütün menfaatler tazminat hesaplanmasında dikkate alınır. Bu yönüyle de ücretten farklıdır. Borçlar Yasası’nın 325. maddesindeki gibi bir ücret ödemesini çağrıştırmakla birlikte; işçinin bir süre için, yani yeni bir iş buluncaya kadar geçimini sağlamaya yarar. Yargıtay bir kararında “... ihbar tazminatı, işçinin yeni bir iş buluncaya kadar geçici bir süre için ödenmesi gereken bir tazminattır.” anlatımına yer vererek ihbar tazminatının işçi açısından taşıdığı güvence niteliğini ortaya koymuştur. www.ozdogrular.com

Kanun’da gösterilen bildirim öneli sürelerine uymadan işi terk eden işçi ya da işçinin işine son veren işveren, bildirim sürelerine tekabül eden ücret tutarını tazminat olarak ödemek zorundadır (İş K.md.17/4). Bunun için tarafların bir zarara uğramış olması gerekmez. Bildirim önellerine uyulmadan işten çıkarılan işçi hemen bir iş bulmuş olsa veya işi terk eden işçi yerine hemen bir işçi bulunmuş olsa bile, bildirim önellerine tekabül eden ücret tutarındaki ihbar tazminatı tam olarak ödenir. www.ozdogrular.com

III- BİLDİRİM ÖNELLERİNİN BÖLÜNEMEYECEĞİ İLKESİ

İş sözleşmelerinin bildirim önelleri tanınarak feshedilmesi durumunda bildirim önellerinin bir kısmının kullandırılıp diğer kısmı için ücret ödemesi yapılmasının mümkün olup olamayacağı diğer bir ifade ile bildirim önellerinin bölünüp bölünemeyeceği sorusu halen çalışma yaşamındaki uygulayıcılar ve işverenler tarafından dile getirilmektedir. Bu bağlamda konuya yeniden açıklık getirilmesi gerektiğini düşündüm.

Makalemizin II. Kısmında belirtmeye çalıştığımız üzere yasa maddesinde bildirim önellerinin çalışarak veya çalıştırılarak kullandırılabileceği gibi bildirim önellerine ilişkin ücretin peşin ödenebileceği de belirtilmiştir. Ancak yasada bildirim önellerinin bir kısmının para, bir kısmının da çalışma veya çalıştırma şeklinde tamamlanacağı yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. www.ozdogrular.com

Yasa maddesinde böyle bir hüküm bulunmadığı için konuyu Yargıtay kararları ışığında irdelemek gerekmektedir. Yargıtay kararlarında da kararlılık kazanmış uygulama bildirim önellerinin bölünemeyeceğine ilişkindir. Dolayısıyla çalışan veya işveren bildirim önellerinin bir kısmı para ile kalan kısmını da çalışma veya çalıştırma şeklinde gerçekleştiremeyecektir([1]). www.ozdogrular.com

Sonuç olarak; ihbar önelleri bölünemez. Bu nedenle ihbar önellerinin bir kısmının kullanılması bir kısmının da ücret olarak ödenmesi veya alacaklara mahsup edilmesi şeklinde kullandırılması mümkün değildir. İhbar önellerinin bölünemeyeceği kökleşmiş Yargıtay kararları ile çalışma yaşamımızda yerini almıştır.

IV- BİLDİRİM ÖNELİ İÇİNDEKİ HİZMET SÜRESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

İşçi veya işveren öngörülen bildirim önellerine uyarak iş sözleşmesini feshettiğinde, bildirim önelleri içinde tarafların durumunda bir değişiklik meydana gelmez. Fesih bildirimin yapıldığı tarihten, feshin hükmünü meydana getirdiği tarihe kadar geçmesi gereken sürede, işçi ve işverenin başta iş görme ve ücret ödeme olmak üzere iş sözleşmesinden doğan bütün borçları ve hakları aynen devam eder. İş sözleşmesi ilişkisinin devam ettiği bu süre içinde, işçi ve işveren tarafları hakkında mevzuat hükümleri uygulanmaya devam edecektir. Yasalarımızda hizmet akdinin “bildirim diğer tarafa yapılmasından başlayarak................. hafta sonra” feshedilmiş olacağı hükme bağlanmıştır. O halde bildirim önellerinin geçmesi yeterli olup, başka bir işleme gerek yoktur. Ancak Deniz İş Yasası’nın 7. maddesine göre, “hizmet akdi gemi seyir halinde iken sona ererse akit, geminin ilk limana varmasına ve güvenlik altına alınmasına kadar devam eder.” www.ozdogrular.com

İşçi ve işverenin bağlı bulundukları bir toplu iş sözleşmesi var ise, sözleşme bildirim önelinin sonuna kadar taraflara uygulanacak, bu arada yeni bir toplu iş sözleşmesi imzalanırsa ve işçi sözleşmenin kapsamına girmekte ise, sağlanan yeni haklardan yararlanacaktır. Bildirim önelleri sonunda iş sözleşmesinin sona ermesi ile yukarıda da belirtildiği üzere başta ücret ödeme ve iş görme borçları sona ererken, işçinin bütün birikmiş ücret, sosyal hak ve yıllık ücretli izin ücretleri muaccel olur ve işçi tüm haklarını istemeye hak kazanır. 4857 sayılı İş Yasası’nın 32. maddesi ile Borçlar Yasası’nın 326. maddesi bu konuyu düzenlemiş “hizmet akitlerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve yasadan doğan para ve para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerin tam olarak ödenmesi zorunludur” hükmü getirilmiştir. Keza 4857 İş Yasası’nın 59. maddesinde de, işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin süresine ilişkin ücretinin, hizmet akdinin işveren veya işçi tarafından feshedilmesi halinde hizmet akdinin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Basın ve Deniz İş Yasalarında da benzer düzenlemeler öngörülmüştür. www.ozdogrular.com

Bildirim önelleri içinde iş sözleşmesinin bütün hüküm ve sonuçları devam ettiğinden, öneller işlemekte iken, bildirimsiz feshe yol açan bir neden ortaya çıkarsa, taraflar bu husustaki haklarını da kullanabileceklerdir. Şu halde bildirim önellerine uyarak iş sözleşmesinin feshedilmesi, bu süre içinde tarafların bildirimsiz fesih yetkisini ortadan kaldırmayacaktır. www.ozdogrular.com

Bildirim öneli içinde işçi ve işverenin başta iş görme ve ücret ödeme olmak üzere iş sözleşmesinden doğan bütün borçları ve haklarının aynen devam etmesi niteliği bildirim öneli içindeki hizmet süresinin bildirim önelini değiştirip değiştiremeyeceği sorusunu akla getirmektedir. Bildirim öneli işçi veya işverence yani taraflarca iş sözleşmesinin sona ereceği tarihten önce tanınmaktadır. İş sözleşmesi de yasa veya yasada belirtilen sürelerin üzerinde toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesince belirlenen önellerin geçmesi ile birlikte sona ermektedir. Koşullar baştan belirlenmiştir. Bildirim öneli belirlenirken de bildirim önelinin başlangıcındaki işçinin hizmet süresi dikkate alınmakta ve planlama bu süreye göre yapılmaktadır. Bildirim öneli içindeki hizmet süresinin tanınan bildirim önelini değiştirme özelliği bulunmamaktadır. Bildirim öneli içindeki hizmet süresinin niteliği ve sonuçları ancak yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği şekilde olmaktadır. www.ozdogrular.com

V- SONUÇ

4857 sayılı İş Yasası’nın 17., Basın İş Yasası’nın 5 ve 6., Deniz İş Yasası’nın 16. ve Borçlar Yasası’nın 340 ve 341. maddelerinde iş sözleşmesinin feshinde bildirim önellerini düzenlemiş bulunmaktadır. Söz konusu düzenleme, süresi belirli olmayan iş sözleşmeleri için öngörülmüştür. Yasal düzenleme; işçinin hizmet süresine göre iş sözleşmesinin feshinden önce belirli bildirim önellerinin tanınmasını zorunlu kılmaktadır. Belirtilen bu zorunluluk hem işçi, hem de işveren için söz konusudur. Belirtilen bildirim önellerinin geçmesi halinde iş sözleşmesi sona ermektedir. Bunun sonucunda, işçi ve işverenin iş sözleşmesinden doğan borçları ve alacakları da bitmektedir. Bildirim önellerine ilişkin ücretin peşin olarak ödenmesi halinde ise, iş sözleşmesi, bildirim önelleri beklenilmeden ödeme yapılması ile birlikte ortadan kalkmaktadır. Yasal düzenlemeye aykırı hareket edilme halinde ise, bildirim önellerine ilişkin ücretin ihbar tazminatı şeklinde tahakkuk ve tediyesinin zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. www.ozdogrular.com

Bildirim öneli içinde işçi ve işverenin başta iş görme ve ücret ödeme olmak üzere iş sözleşmesinden doğan bütün borçları ve haklarının aynen devam etmesi niteliği bildirim öneli içindeki hizmet süresinin bildirim önelini değiştirip değiştiremeyeceği sorusunu akla getirmektedir. Bildirim öneli işçi veya işverence yani taraflarca iş sözleşmesinin sona ereceği tarihten önce tanınmaktadır. İş sözleşmesi de yasa veya yasada belirtilen sürelerin üzerinde toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesince belirlenen önellerin geçmesi ile birlikte sona ermektedir. Koşullar yasa ve sözleşmelerle baştan belirlenmektedir. Bildirim öneli belirlenirken de bildirim önelinin başlangıcındaki işçinin hizmet süresi dikkate alınmakta ve planlama bu süreye göre yapılmaktadır. Bildirim öneli içindeki hizmet süresinin tanınan bildirim önelini değiştirme özelliği bulunmamaktadır. Bildirim öneli içindeki hizmet süresinin niteliği ve sonuçları; iş görme, ücret ödeme, kıdem tazminatı ile yıllık ücretli iznin hesabında dikkate alınma şeklinde olmaktadır.

Erol Güner*

Yaklaşım


(*)            Baş İş Müfettişi

([1])         Yrg. 9. H.D.’nin, 14.10.1995 tarih ve E: 1995/17658, K: 1995/34216; 16.02.1993 tarih ve E: 1992/13194, K: 1993/2492; 12.03.2009 tarih ve E: 2007/41150, K: 2009/6661 sayılı Kararları konuya ışık tutmaktadır. 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.