Ekonomik faaliyetlerin doğası gereği ortaya çıkan borç-alacak ilişkisinde, çeşitli nedenlerle borçların bir kısmı vadesinde ödenemiyor.
Borçlar ödenmediğinde doğal olarak alacaklılar harekete geçiyor ve zorla tahsil için hukuk yollarına başvuruyorlar. Bu noktada, borçlunun mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi ve borcun kapatılması sağlanıyor. Haczin temel amacı, borcun ödenmesini sağlamak. Ancak borçlunun bütün malları haczedilemiyor. Haczedilemeyecek mal ve haklar konusunda İcra ve İflas Kanunu'nda bazı değişiklikler yapan Yasa 5 Temmuz 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yazımızda söz konusu yasa değişikliğinin ortaya çıkardığı tabloyu ortaya koymaya çalışacağız. BEYAZ EŞYA Eski düzenlemede; 'vazgeçilmesi kabil olmayan mutfak takımı ve pek lüzumlu ev eşyası' haczedilemiyordu. Uygulamada, hangi mutfak eşyasının 'vazgeçilmez' olduğu ve hangi ev eşyasının 'pek lüzumlu' olduğu konusu tamamen haczi uygulayacak görevlinin değer yargılarına göre takdir ediliyordu. Hatta borçlu bu tür düzenlemeleri bilmediğinden lüzumlu-lüzumsuz ya da vazgeçilmez olup olmadığına bakılmaksızın her şey haciz tutanağına yazılıyordu. Doğal olarak, böyle bir uygulama haczi bir tahsil yöntemi olmanın ötesinde adeta bir ceza haline dönüştürüyordu. KAPSAM NETLEŞTİ Yürürlüğe giren değişiklikle, hangi ev eşyalarının haczedilemeyeceği konusundaki karmaşa önemli ölçüde ortadan kalkmış durumda. Yeni duruma göre; l Ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade beden” çalışmasına dayanan borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya, l Para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç olmak üzere, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşya; aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan biri, l Öğrenci bursları, haczedilemeyecek. Son derece olumlu bulduğumuz bu düzenlemede, 'lüzumlu' kelimesinin içeriğinin uygulamada bazı sorunlar yaratabileceği anlaşılıyor. Bu bağlamda, bir evde bulunan hangi eşyaların lüzumlu olarak nitelendirileceğinin ikincil mevzuatla belirlenmesinde yarar bulunuyor. Örneğin, evde bulunan bir bilgisayarın 'lüzumlu' olup olmadığı, kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Bilgisayar kullanmanın gereksiz olduğunu düşünen haciz memuru açısından bilgisayar 'lüzumsuz' bir eşya olarak değerlendirilebilir. BİR SORUN VAR 6352 sayılı 'Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun' birçok yasada değişiklik öngörüyor. Yasa'nın İcra ve İflas Kanunu'nun bazı maddelerinde değişiklik yapan hükümleri 5 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiş durumda. Söz konusu yasayla İcra ve İflas Kanunu'na eklenen geçici 10. madde yasayı bekleyenleri hayal kırıklığına uğratacak nitelikte. Söz konusu madde hükmü şu şekilde: 'Bu Kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir.' Yasaya göre, 4 Temmuz 2012 tarihinden önce başlatılan takip işlemleri için eski hükümler uygulanacak, değişikliğin getirdiği yenilikler dikkate alınmayacak. 5 Temmuz ve sonraki tarihlerde başlatılan takiplerde ise yeni duruma göre işlem yapılacak... Haczedilmezlik şikâyetini kim yapıyor? BORÇLUNUN tek evinin 'haline münasip olmaması' ve haczedilemezlik şikayetinde bulunması halinde, öncelikle borçlunun haline münasip ev tespit ediliyor.. Bu şikâyeti borçlu mu yapıyor, alacaklı mı? Eğer borçlu yapıyorsa kendi kendini mi şikâyet ediyor? Üç kişinin yaşadığı ev ile altı kişinin yaşadığı bir ev bedeli nasıl belirleniyor? Serkan Maden Borçlunun haline münasip tek evinin haczedilemeyeceğine ilişkin sürecin başlaması için 'haczedilmezlik şikayetinde' bulunulması gerekiyor. Bu şikayet, borçlu veya vekili tarafından yapılır. Burada kullanılan 'şikayet' sözcüğü 'başvuru' anlamına geliyor. Yani haciz uygulanmayacak bir mala haciz uygulayan memurun yaptığı işlem şikayet ediliyor. Borçlunun evinin haline münasip olmaması halinde, borçlunun birlikte yaşadığı kişiler ve sosyal çevresi dikkate alınarak icra dairesi tarafından haline münasip ev alması için gerekli bedel belirleniyor. İcra dairesi bu bedeli belirlerken belediyeden ve emlakçılardan yardım alabiliyor. Hale münasip olmayan ev satıldığında, haline münasip ev alması için tespit edilen bedel borçluya bırakılıyor. REKTÖR SEÇİMLERİ ÜNİVERSİTELERDE yapılan rektör seçimlerinde ilk 6'ya giren adaylar YÖK'e gönderiliyor. YÖK bu adayları mülakata tabi tutuyor ve her üniversite için aday sayısını kendi arasında yapacağı oylamayla 3'e düşürüyor. Kimi zaman üniversitede yapılan seçimde ilk 3'e giren bazı adaylar liste dışı kalabiliyor, daha alt sırada olanlar ise listeye alınabiliyor. Bu şekilde oluşan 3 kişilik liste Cumhurbaşkanı'na gönderiliyor. Cumhurbaşkanı kendisine gönderilen listede yer alan 3 aday arasından birisini belirleyerek rektör olarak atamasını yapıyor. Atama konusunda Cumhurbaşkanı'nın takdir hakkı var. Yani, kendisine YÖK tarafından gönderilen listede yer alan adaylardan istediğini atayabiliyor... Toplum için doktor, hukukçu, mühendis, öğretmen, maliyeci, iktisatçı, eczacı ve benzeri üst düzey kimseleri yetiştiren kurumlarda böyle bir seçim modeli uygulanıyor... Metin Taş/Sezgin Özcan http://www.aksam.com.tr/haczedilemeyecek-esyalarin-kapsami-genisledi-7138y.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |