Sosyal sigorta hizmeti sunan üç büyük kurum, sosyal güvenlikte reform yasasıyla bir çatı altında "Sosyal Güvenlik Kurumu" adıyla birleşmiştir.
I. Giriş Bu birleşme kurumsal bazda sağlandıysa da uygulamada ve sosyal sigorta hizmeti sunmada sağlanamamıştır. Önceden "SSK" olarak adlandırılan sigortalılık statüsü 4/a, "Bağ-Kur" olarak adlandırılan sigortalılık statüsü 4/b, "Emekli Sandığı" olarak adlandırılan sigortalılık/iştirakçilik 4/c olarak 5510 sayılı Kanunla tek yasada, farklı isimle yeniden karşımıza çıkmıştır. Bu üç statüye göre sigortalı sayılmayan ya da ay içinde 30 günden eksik çalışan 4/a sigortalılarına da isteğe bağlı sigortalı olabilme imkânı tanınmış, fakat ödedikleri bu isteğe bağlı primler 4/b sigortalılık statüsü olarak değerlendirileceği hüküm altına alınmıştır. Uygulamaya bu şekilde devam edilirken 6111 sayılı Kanunla, farklı statüdeki sigortalılıkların çakışması halinde hangisinin geçerli olacağı ve isteğe bağlı prim ödeyenlerin sigortalılık statüleri ile ilgili esaslı bir değişikliğe gidilmiştir. Makalemizde 4/b sigortalısı sayılanlar ile isteğe bağlı prim ödeyenlerin sigortalılık statülerine değinilmiş ve ayrıca 4/a, 4/b sigortalılık çakışmalarında hangisinin geçerli olacağına yer verilmiş, zorunlu 4/b sigortalılığından isteğe bağlı 4/a sigortalılığına nasıl geçileceği açıklanmıştır. II.5510 Sayılı Kanuna Göre 4/b (Bağ-Kur) Kapsamında Sigortalı Sayılanlar Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4''''üncü maddesinin yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önce 1479 sayılı Kanuna tabi olan kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar, gelir vergisi mükellefi olanlar, ticari şirket ortakları, 2926 sayılı Kanuna tabi olan tarımda kendi nam ve hesabına çalışanlar ile 2108 sayılı Kanun gereğince muhtar seçilen kişilerin sigortalılıkları Bağ-Kur tarafından yapılmaktaydı. Bu kişilerin sigortalıkları yeni sosyal güvenlik yasasından sonra 5510 sayılı Kanunun 4''''üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi (4/b) gereğince devam ettirilmiştir. Aşağıda (4/b) kapsamında sigortalı olarak değerlendirilenler açıklanmıştır. 1. Gelir Vergisi Mükellefi Olanlar 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa göre ticari kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek ya da basit usulde gelir vergisi mükellefi olan kişiler (1) vergi mükellefliğinin başladığı tarihten itibaren itibaren 5510 sayılı Kanunun 4''''üncü maddesinin 1''''inci fıkrasının (b) bendi (4/b) kapsamında sigortalı sayılacaklardır. 2. Gelir Vergisinden Muaf Olup, Esnaf ve Sanatkâr Siciline Kayıtlı Olanlar Kendi nam ve hesabına bağımsız çalışan kişilerden, gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlardan, bir aydaki faaliyetlerden elde ettiği gelirler toplamından, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarı prime esas günlük kazancın otuz katından fazla olanlar 5510 sayılı Kanuna göre zorunlu (4/b) sigortalısı sayılır.(2) Bunların sigortalılıkları esnaf ve sanatkar sicil müdürlüklerine kayıtlı oldukları tarihten itibaren başlayacaktır. 3. Köy ve Mahalle Muhtarları 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce köy ve mahalle muhtarlarının sigortalılığı 29.08.1977 tarih 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Kanununa göre Bağ-Kur tarafından sağlanmaktaydı.(3) Yine 17.04.2008 tarih 5754 sayılı Kanunun 89''''uncu maddesiyle değişik 2108 sayılı Kanunun 4''''üncü maddesi gereğince, 5510 sayılı Kanunun 4''''üncü maddesi kapsamında sigortalı sayılmayı gerektirecek bir çalışması bulunmayan ya da gerek 5510 sayılı Kanun gerekse mülga 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Kanunlara göre aylık ve/veya gelir almayan köy ve mahalle muhtarları, 5510 sayılı Kanunun 4''''üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi (4/b) kapsamında sigortalı sayılacaklardır. 4. Şirket Ortakları Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları 5510 sayılı Kanuna göre (4/b) kapsamında sigortalı sayılmışlardır.(4) 1479 sayılı Kanunun mülga 24''''üncü maddesi ile 01.10.2008 tarihinden önce anonim şirketlerin kurucu ortakları ve yönetim kurulu üyesi olan ortakları sigortalı sayılmaktaydılar. Fakat, 5510 sayılı Kanunun 4''''üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi ile 01.10.2008 tarihinden itibaren sadece anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları sigortalı sayılmışlardır. Bir başka deyişle 5510 sayılı Yasa ile kurucu ortakların (4/b) kapsamında sigortalı olmalarına son verilmiştir. 1479 sayılı Yasa gereğince kurucu ortak olarak sigortalığı tescil edilmiş fakat yönetim kurulu üyesi olmayan ortaklardan 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra da sigortalılıklarını devam ettirmek isteyenlere de bir fırsat tanınmış, bunlara Kanunun geçici 22''''nci maddesi gereğince 01.08. 2008 tarihi itibariyle altı ay içinde yazılı talepte bulunmaları halinde sigortalılıkları aynen (4/b) kapsamında devam ettirebileceği hakkı tanınmıştır. Yazılı talepte bulunmayanların ise sigortalılığı 01.10.2008 tarihi itibariyle sonlandırılmaktadır. 5. Tarımsal Faaliyette Bulunanlar 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önce kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanların sosyal güvenliği, 17.10.1983 tarih 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre zorunlu olarak Bağ-Kur tarafından sağlanmaktaydı. Bu kapsamda çalışıp sigortalı olan kişilerin sigortalılığı, diğer sosyal güvenlik yasalarına dahil bir işte çalışmaya başladıkları günden bir gün önce son bulmaktaydı. 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden itibaren ise tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Yasada tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından fazla olanlar yine zorunlu olarak 5510 sayılı Kanuna göre (4/b) kapsamında sigortalı sayılmışlardır.(5) 6. Jokeyler ve Antrenörler 10.07.1953 tarih 6132 sayılı At Yarışları Hakkında Kanuna tabi jokey ve antrenörler de 5510 sayılı Kanuna göre 4''''üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi (4/b) kapsamında sigortalı sayılmışlardır.(6) 7. Serbest Çalışan Avukatların Sigortalılığı 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce serbest çalışan avukatların sosyal güvenliği, 19.03.1969 tarih 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 186, 187, 188 ve 191. maddeleri gereğince, 506 sayılı Kanunun 86''''ncı maddesine göre zorunlu topluluk sigortasına tabi olarak sağlanmaktaydı. 5510 sayılı Kanunun 106''''ncı maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 186, 187, 188 ve 191''''inci maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. Dolayısıyla serbest çalışan avukatlar 01.10.2008 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanunun 4''''üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi (4/b) kapsamında sigortalı sayılmaktadırlar. Yapılan bu düzenleme isabetli olmuştur. Çünkü avukatlar, kendi hesabına bağımsız çalışan kişilerdir. Diğer taraftan bir işverene bağlı olarak hizmet akdi ile çalışan avukatlar ise 5510 sayılı Kanuna göre (4/a) sigortalısı sayılması gerekmektedir.(7) 8. Noterler Noterler, 18.01.1972 tarihli 1512 sayılı Noterlik Kanununun 201, 202 ve 203. maddeleri gereğince, 506 sayılı Kanunun 86''''ncı maddesine göre zorunlu topluluk sigortasına tabi olarak sosyal güvenlikleri sağlanmaktaydı. 5510 sayılı Kanunun 106''''ncı maddesi ile 1512 sayılı Noterlik Kanununun 201, 202 ve 203''''üncü maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. Dolayısıyla noterler 01.10.2008 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanunun 4''''üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi (4/b) kapsamında sigortalı sayılmaktadırlar. III.5510 Sayılı Kanuna Göre İsteğe Bağlı Sigorta Kapsamı 5510 sayılı Kanuna göre 01.10.2008 tarihinden itibaren 18 yaşını tamamlayıp Türkiye''''de ikamet edenler ile Türkiye''''de ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerdeki Türk vatandaşlarından zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmayan veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte ay içerisinde 30 günden az çalışan ya da tam gün çalışmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olan kişiler isteğe bağlı sigortalı olabilmektedirler.(8) Reform öncesinde kişiler SSK''''dan veya Bağ-Kur''''dan malüllük ya da yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli prim ödeme gün sayılarını sigortalılık durumlarına göre ödeyebilmekte ve bu yolla aylığa kavuşabilmektelerdi. Reform sonrasında isteğe bağlı prim ödeyen kişilerin hepsi ilk önce 4/b kapsamında sigortalı sayılmıştır. Fakat, 6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklilikle ay içerisinde 30 günden az çalışan veya 80''''inci madde uyarınca prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma saatinin 4857 sayılı Kanuna göre belirlenen günlük normal çalışma saatine bölünmesi suretiyle hesaplanan sigortalıların aynı ay içerisinde isteğe bağlı sigortaya prim ödemeleri halinde, primi ödenen süreler, 4/a kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edileceği hüküm altına alınmıştır. Bu durumda olan sigortalıların ödemiş olduğu 01.10.2008 ile 24.02.2011 tarihleri arası isteğe bağlı sigorta primleri 4/b kapsamında, 25.02. 2011 tarihi ve sonrasında ödenen isteğe bağlı sigorta primleri 4/a kapsamında değerlendirilecektir. IV.Aynı Anda Hem 4/a Hem de 4/b Kapsamında Sigortalılıkları Çakışanların Durumu 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden, yani 01.10.2008 tarihinden önce sigortalının hizmetlerinde aynı anda SSK-Bağ-Kur çakışması olduğunda hangi statüdeki sigortalılığın geçerli olacağı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı eşgüdümünde SSK Genel Müdürlüğü ile Bağ-Kur Genel Müdürlüğü arasında yapılan bir protokolle belirlenmişti. Bu protokole göre önce başlayan sigortalılık statüsünün geçerli olacağı ve diğer sigortalılık statüsünün önceki sigortalılık statüsü son buluncaya kadar devreye girmeyeceği kararlaştırılmıştı.(9) Reform sonrasında da bu uygulama 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden 5510 sayılı Kanunun 53''''üncü maddesinin birinci fıkrasının 6111 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değiştirildiği 28.02.2011 tarihine kadar devam etmiştir. Kanun koyucu 5510 sayılı Kanuna göre sigortalının, 5510 sayılı Kanuna göre 4''''üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağına hükmetmiştir.(10) Bu uygulama devam ederken 5510 sayılı Kanunun 53''''üncü maddesinin birinci fıkrası 6111 sayılı Kanunun 33''''üncü maddesi ile değiştirilmiştir. Bu değişiklikle birlikte "sigortalının 4''''üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır." hükmü getirilmiştir. Aynı zamanda "sigortalılık hallerinin çakışması nedeniyle Kanunun 4''''üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılığı esas alınanlar, yazılı talepte bulunmak ve Kanunun 82''''nci maddesine göre belirlenen prime esas kazanç alt sınırı ve üst sınırına ilişkin hükümler saklı olmak kaydıyla, esas alınmayan sigortalılık statüsü kapsamında talep tarihinden itibaren prim ödeyebilirler. Bu şekilde ödenen primler; iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklar yönünden, Kanunun 4''''üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık statüsünde, kısa vadeli sigorta kollarından sağlanan diğer yardımlar ile uzun vadeli sigorta kollarından sağlanan yardımlar yönünden ise Kanunun 4''''üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık statüsünde değerlendirilir." hükmü de getirilerek bu durumda olan sigortalıların istemesi halinde prim ödemeye devam edebileceği hakkı da tanınmıştır. Bu düzenlemeden sonra sigortalı, primi ister ödesin ister ödemesin her iki koşulda da uzun vadeli sigorta kolları yönünden sigortalılıkları 4/a kapsamında değerlendirileceği bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer bir ifadeyle 01.03.2011 tarihinden sonra hangi statünün önce başladığının hiç bir anlamı yoktur. Kişi tam zamanlı ya da kısmi zamanlı hizmet akdiyle çalışmaya başlarsa 4/b sigortalılığı sonlandırılacak ve 4/a sigortalılığı başlatılacaktır. Hizmet akdi ile kısmi süreli olarak 30 günden az veya puantaj kayıtları ile çalışıp, aynı zamanda 4/b kapsamında sigortalı sayılan ve hizmetleri çakışan bir kişinin eksik kalan sürelerini 4/a kapsamında sigortalılığı sona ermedikçe 4/b kapsamında sigortalı sayılmayacağı için ödeyememektedir. Bu durumdaki sigortalılar, eksik günlerine ait primlerini ya isteğe bağlı sigortaya müracaat ederek, ya da hizmet borçlanması yaparak ödeyebileceklerdir.(11) Örnek vermek gerekirse 5510 sayılı Kanuna göre 4/b sigortalısı olan A... Ltd. Sti. ortağı Ahmet Bey, Mehmet Bey''''e ait büfede ayda bir gün hizmet sözleşmesi ile çalışırsa, bu çalışmasından dolayı Ahmet Bey''''i, Mehmet Bey 1 (bir) gün 4/a kapsamında sigortalı yapacaktır. Ahmet Bey 4/a kapsamında çalışmaya başladığı için bu çalışmasının başladığı günün bir gün öncesinden 4/b sigortalılığı sonlandırılacaktır. Ahmet Bey eksik kalan 29 günü isteğe bağlıya müracaat ederek ödeyebileceği gibi, daha sonra hizmet borçlanması yaparak da ödeyebilecektir. Ahmet Bey''''in ödeyeceği bu tutar 5510 sayılı Kanuna göre 4/a kapsamında değerlendirilecektir. Böylelikle Ahmet Bey zorunlu 4/b sigortalılığından isteğe bağlı 4/a sigortalılığına geçmiş olacaktır. Bu düzenlemeye eleştirel bakacak olursak öncelikle sosyal güvenlikte zorunluluk ilkesine bakmak gerekir. Bilindiği gibi ülkemizde sosyal sigortalarda zorunluluk ilkesi benimsenmiştir.(12) Nitekim 5510 sayılı Kanunun 92''''nci maddesi "Kısa ve uzun vadeli sigorta kapsamındaki kişilerin sigortalı ve genel sağlık sigortalısı olması, genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin ise genel sağlık sigortalısı olması zorunludur. Bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak, vazgeçmek veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir." demektedir. Böylelikle sosyal güvenlik bireylerin tercihine bırakılmamış ve zorunlu kılınmıştır. Fakat 6111 sayılı Kanunun 33''''üncü maddesi ile yapılan bu değişiklikten sonra zorunlu sigortalılık kavramı da delinmiştir. V. Sonuç 6111 sayılı Kanunla getirilen düzenlemelerden sonra 4/b sigortalılığın önemi azaltılmıştır. Diğer bir ifadeyle 4/b sigortalılığı 4/a sigortalılığına yenilmiştir. Kişiler, 4/b sigortalılığından 4/a sigortalılığına geçmek için vergi mükellefliğini bırakmak veya ticari şirket ortaklığından ayrılmak ya da anonim şirket yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmek zorunda değildirler. Kişi, 4/b sigortalılığını gerektirecek faaliyetlerinin yanında zaman ayırarak hizmet akdiyle bir veya birden fazla işverenin yanında çalışmaya başlarsa 4/b sigortalılığı kendiliğinden son bulacak ve 4/a sigortalılığı başlayacaktır.
Eğer 4/b sigortalılığı devam eden kişiler kendi işlerine ek olarak bir başkasının yanında part-time iş bulup çalışmaya başlarlarsa yine çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce 4/b sigortalılığı son bulacak ve 4/a sigortalılığı başlayacaktır. Bu durumda da sigortalı, ay içinde 30 günden eksik kalan günlerini isteğe bağlı prim ödeyerek tamamlayabilecektir. İsteğe bağlı prim ödenerek kazanılan bu hizmetler 4/a sigortalılık statüsünde değerlendirildiğinden kişiler kolayca zorunlu 4/b (Bağ-Kur) sigortalılığından, isteğe bağlı 4/a (SSK) sigortalılığına geçmiş olacaklardır. Mustafa AKDAĞ/(Sosyal Güvenlik Denetmeni)/Lebib Yalkın Yayımları ----------o---------- (1) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, md. 4⁄I⁄b⁄1 (16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete''''de yayımlanmıştır). (2) 5510 S.K., md. 4⁄I⁄b⁄2. (3) Bekir GEÇER, Sosyal Güvenlik Uygulamaları İşveren Rehberi, Acar Basım (Hesap Uzmanları Derneği Yayını), İstanbul:2009, s.30. (4) 5510 S.K., md. 4⁄I⁄b⁄3. (5) 5510 S.K., md. 4⁄I⁄b⁄4. (6) 5510 S.K., md. 4⁄IV. (7) Fatih UŞAN, Türk Sosyal Güvenlik Hukukunun Temel Esasları, 2. Baskı, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2009, s.89. (8) 5510 S.K., md. 50⁄II. (9) Resul KURT, İş Hukuku ve Sosyal Sigorta Mevzuatında Usul ve Esaslar, 3. Baskı, İstanbul: Acar Matbaacılık (İSMMMO Yayınları), 2004, ss.823-824. (10) Müjdat ŞAKAR, Sosyal Sigortalar Uygulaması, Yenilenmiş 9. Baskı, İstanbul:Beta, 2009, s. 118. (11) Sosyal Güvenlik Kurumu Genelgesi, 05.04.2011 Tarih 2011-36 Sayılı, Md. 6.1.4.1, s. 35. (12) ŞAKAR, age, s. 92. ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |