Gemi Kurtarma ve Denizi Kurtarma Hizmetlerinde KDV Kanunu’nun 13/b maddesi ve Öneriler |
27 Temmuz 2012 | |
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 13/b bendi hükmünce; liman veya hava meydanında deniz veya hava taşıma araçlarına yapılan hizmet istisna kapsamındadır. Dolayısıyla, liman veya hava meydanının içinde yer alan bölümlerin bütünü içerisinde, deniz ve hava taşıma araçlarına yapılan hizmetlerin liman veya hava meydanının hangi bölümünde verildiği önem arz etmemektedir. Hizmetin liman ve hava meydanı hudutları dâhilinde verilip verilmediği hususu istisna uygulamasında belirleyici rol oynamaktadır. www.ozdogrular.com 14.04.1925 tarih ve 618 sayılı Limanlar Kanunu uyarınca 24.07.1996 tarih ve 96/8442 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı(1) ile İstanbul Liman Tüzüğü yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Tüzük ile İstanbul Limanının sınırları, yanaşma ve demir yerleri, rıhtımlara yanaşma, ticaret eşyası ile patlayıcı, yanıcı ve benzeri tehlikeli maddelerin boşaltma ve yükleme yöntem, yer ve zamanları, gemilerin Limanda kalabilecekleri süreler ile Limanda genel güvenliğin ve disiplinin sağlanmasına ilişkin öteki önlemler bu Tüzükte gösterilmiştir. Ayrıca Tüzüğün 3. maddesinde İstanbul limanı “Liman Sınırları”, 4. maddesinde “Yanaşma Yerleri”, 5. maddesinde “Demir Yerleri” belirlenmiştir. Dolayısıyla İstanbul Liman Tüzüğü’ne göre liman sınırları olarak belirlenen alanın oldukça geniş olarak belirlenmesi isabetli olmuş ve Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 13/b bendindeki istisnanın uygulama yeri olan alanın geniş kapsamlı olması sağlanmıştır. Ancak diğer limanların alanları oldukça sınırlı olup limanların belirlenen alanlarındaki sınırın bazen 1 santim dışı da liman alanı dışı olarak belirlendiği için KDV Kanunu’nun 13/b bendindeki limanlarda hizmetin verilme şartı yerine getirilememekte dolayısıyla istisnadan faydalanılamamaktadır. Örneğin; teknelere denizde verilen yardım ve teknelerin çekilmesi (römorkaj) hizmetleri Kanun’un 13/b maddesi kapsamında katma değer vergisinden istisnadır. Ancak, söz konusu hizmetlerin limanlarda veriliyor olması gerekmektedir. Aksi takdirde, söz konusu istisna uygulanamayacaktır. Öte yandan, İstanbul Liman Tüzüğüne göre, boğazın tamamı liman kapsamında değerlendirilmektedir(2). www.ozdogrular.com Gemi veya uçağın taşıma aracı vasfını sicilden terkin ederek veya hurdaya ayırması hallerinde, gemi ve hava aracı seyrüsefer özelliklerini yitirmiş olacağı için bu araca verilen hizmetler KDV Kanunu’nun 13/b bendi kapsamında değerlendirilemez. Araç seyrüseferini tamamlayıp bir daha seyrüsefere çıkamayacak olduğu durumda, deniz, hava taşıma aracı olma vasfını kaybetmesi halinde, aracın müze haline getirilmesi durumlarında bu araçlara verilen hizmetlerin istisna kapsamında olması mümkün değildir. Bu durum başta belirtildiği üzere istisnanın deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlerin istisna kapsamında uygulanması için “aktif taşıma aracı” unsurunun varlığını ortaya koymaktadır. Gemilerin seyrüsefer özelliğini yitirdikten sonrada alması gereken mecburi hizmetler olup bu bağlamda gemiye verilen hizmetin istisna dışı bırakılması çok adaletsiz olmaktadır. Örneğin; bir limandan diğer bir limana yapılan çeki hizmetleri KDV istisnası kapsamına alınarak bu hükmün getirdiği adaletsizliği ortadan kaldıracaktır. www.ozdogrular.com Ayrıca gemilerin yaşanan çeşitli kazalar sonucu kurtarma hizmetine gerek duyulması hallerinde de bu hizmetten yararlanılacak alan itibariyle de KDV Kanunu’nun 13/b bendinde sayılan istisna kapsamında hizmetin KDV istisnası kapsamında verilebileceği alanın sadece liman veya hava limanı olarak belirlenmesi nedeniyle sıkıntılar doğmaktadır. Bir başka ifade ile limanlarda verilen gemi kurtarma hizmetleri KDV Kanunu’nun 13/b bendi kapsamında istisna olduğu halde liman alanı dışında gemilere verilen kurtarma hizmetleri KDV Kanunu’nun 13/b bendi kapsamında istisna olamamaktadır. Nitekim her iki durumda da deniz araçlarına kurtarma hizmeti verildiği halde istisnaya ilişkin düzenlemede istisnanın sadece limanda geçerli olmasından dolayı KDV Kanunu’nun 13/b bendi istisnasının tüm deniz alanlarımızda uygulanması mümkün olamamaktadır. Bu nedenle de KDV Kanunu’nun 13/b bendindeki “liman ve hava meydanlarında” ibaresinin kanun metninden çıkarılması gerekmektedir. Bu değişiklikle ülkemiz denizlerinin tamamında deniz araçlarına verilen hizmetlerin istisna kapsamında olması temin edilebilir. Nitekim Kanun gerekçesi ile de beklenen amaçların sağlanabilmesi için bu değişiklik gerekliliktir. Gemi kurtarma hizmetlerine ilişkin olarak, özellikle uluslararası suyollarında olan ülkemizde meydana gelebilecek yabancı uyruğu olan gemilere verilen ve liman sahası dışında gerçekleşen gemi kurtarma hizmetlerinde ise durum farklıdır. KDV Kanunu’nun mal ve hizmet ihracı ile ilgili düzenlemeleri içeren 11. maddesinin (a) bendinde; ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler vergiden müstesnadır. İhracat teslimi ve yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlere ilişkin düzenlemeleri içeren Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 12. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “hizmet ihracı” ile ilgili hükümlerine göre ise; bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır. www.ozdogrular.com a- Hizmetler yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olmalıdır. b- Hizmetten yurt dışında faydalanılmalıdır. Bu maddeler gereğince; örneğin ülkemiz denizlerinde meydana gelen bir deniz kazası nedeniyle liman hudutları dışında yabancı bayraklı bir gemiye kurtarma hizmeti verilmesi durumunda Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 12/2. bendi kapsamı dışında olmakta dolayısıyla da Katma Değer Vergisi Kanunu’ndaki hizmet ihracına ilişkin hükümlerden “hizmetten yurt dışında faydalanılmalı” şartı yerine getirilemediğinden yararlanılamamaktadır. Özellikle yurt dışında sigorta şirketlerinden kurtarma hizmetleri nedeniyle firmalarımızın alacakları ücretlerde tüm dünyada olduğu gibi en azından hizmet ihracı kapsamında olması beklendiğinden hizmet bedeline ilaveten talep edilen katma değer vergisi ödemeleri nedeniyle ihtilaflar yaşanmaktadır. Bu nedenle de ihracat istisnasına ilişkin düzenlemelerin yer aldığı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 12. maddesinde değişiklik yapmak yerine Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 13/b bendindeki “liman ve hava meydanlarında” ibaresinin kaldırılması yukarıda sayılan nedenlerle de yerinde olacaktır. Ayrıca gemilere verilen kurtarma hizmetleri dışında deniz kazalarında ortaya çıkan gemi kaynaklı kirliliğin temizlenmesi veya kazalara bağlı olmaksızın deniz kirliliğinin temizlenmesi, deniz kazaları sonrası batık çıkarma işlemleri, batıktaki atıkların veya diğer malzemelerin tekrar kullanımı veya kirliliğe neden olmamak üzere çıkarılması işlemleri KDV Kanunu’nun 13/b bendi kapsamına alınmalıdır. www.ozdogrular.com Liman sahası içerisinde ve dışında oluşan kirliliğin ve deniz temizliğinin istisna kapsamına alınması hem ekolojik dengenin korunması hem de kanun hükmünün getirdiği adaletsizliği ortadan kaldırma açısından daha doğru bir çalışma olacaktır. Halihazırda limanlarda verilen ve gemilerin neden olduğu liman kirliliğinin temizlenmesi işlemlerinin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 13/b bendi kapsamında olup olmadığı konusunda netlik bulunmamakta ve yaşanan durumlara göre vergiyi doğuran olay bakımından ayrıca değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Yaklaşım --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- (1) 06.09.1996 tarih ve 22746 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. (2) H. KOÇAK, “Deniz ve Hava Taşıma Araçları İçin Liman Hava Meydanlarında Yapılan Hizmetlere İlişkin Katma Değer Vergisi İstisna Uygulaması”, Vergi Dünyası, Haziran 2007, Sayı: 310, İstanbul. ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|