Yatırım İndirimi İstisnası Uygulaması Ve İstisnanın Kar Payı Olarak Dağıtımında Vergileme |
17 Temmuz 2012 | |
Bilindiği üzere, 4842 sayılı kanun ile yatırım indirimi istisnası yeniden düzenlenmiş ve Gelir Vergisi Kanunu’na 19’uncu madde eklenmiştir. Eski düzenlemelerin yer aldığı Gelir Vergisi Kanunu’nun ek 1 ila ek 6. maddeleri 24.04.2003 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır. Yapılan değişiklikler ile yatırım indirimi istisnası teşvik belgesi olmaksızın otomatik işler hale getirilmiş, bölgesel ve sektörel ayrımlara son verilerek, istisnanın daha dar kapsamlı ancak daha etkin ve basit hale getirilmesi sağlanmıştır. Ancak, 30/3/2006 tarihli ve 5479 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanununun "Ticari ve Zirai Kazançlarda Yatırım İndirimi İstisnası" başlıklı 19 uncu maddesi 1/1/2006 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır. Belirtilen Kanunun 3 üncü maddesiyle de Gelir Vergisi Kanununa geçici 69 uncu madde eklenmek suretiyle "Yatırım İndirimi İstisnası"nın kaldırılmasına ilişkin geçiş hükümleri düzenlenmiştir. Getirilen geçiş hükümleri ile mükelleflere belirli koşullar altında 2006,2007 ve 2008 yıllarında ki kazançlarına yatırım indirimi istisnasını uygulama hakkı tanınmıştır. Ancak Anayasa Mahkemesinin 15.10.2009 tarihli kararı ile Gelir Vergisi Kanunun geçici 69’ncu maddesinde yer alan “sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait” ibaresi Anayasaya aykırı olması nedeniyle iptal edilmiştir.[1] Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda, 23/7/2010 tarihli ve 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 69 uncu maddesinde değişiklikler yapılmıştır. Yapılan değişiklikler sonucunda yıl sınırlaması kaldırılmış olmakla beraber, kazançtan indirim konusu yapılacak yatırım indirimine sınırlama getirilmiştir. Özet şeklinde tarihsel gelişimi verilen yatırım indirimi istisnasının 2010 ve müteakip yıllarda uygulama esasları bu yazımızda açıklanmıştır. Ayrıca söz konusu istisna kaynaklı karın dağıtımı halinde yapılması gereken vergi tevkifatı ile bu karı elde edenlerin vergilenmesine yazımızda değinilmiştir. II-YASAL DÜZENLEME Anayasa Mahkemesinin 15/10/2009 tarihli ve 2006/95 Esas, 2009/144 Karar sayılı Kararıyla 5479 sayılı Kanunun; "B- 3. maddesiyle 193 sayılı Yasaya eklenen 69 uncu maddenin birinci fıkrasının sonunda yer alan; ... 2- "... sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait ..." ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, C- 15. maddesinin; ... 2- (2) numaralı bendindeki "2" rakamının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE," karar verilmiştir. Öte yandan, 6009 sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun geçici 69 uncu maddesinde değişiklik yapılmış olup söz konusu değişiklik sonrasında anılan geçici maddenin son hali aşağıda yer almaktadır. "Geçici Madde 69 - Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri; 31/12/2005 tarihi itibarıyla mevcut olup, 2005 yılı kazançlarından indiremedikleri yatırım indirimi istisnası tutarları ile; a) 24/4/2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9/4/2003 tarihli ve 4842 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmadan önceki ek 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 ncı maddeleri çerçevesinde başlanılmış yatırımları için belge kapsamında 1/1/2006 tarihinden sonra yapacakları yatırımları, b) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mülga 19 uncu maddesi kapsamında 1/1/2006 tarihinden önce başlanan yatırımlarla ilgili olarak, yatırımla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edip bu tarihten sonra yapılan yatırımları, nedeniyle, 31/12/2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplayacakları yatırım indirimi istisnası tutarlarını, yine bu tarihteki mevzuat hükümleri (bu Kanunun geçici 61 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan vergi oranına ilişkin hüküm dâhil) çerçevesinde kazançlarından indirebilirler. Şu kadar ki, vergi matrahlarının tespitinde yatırım indirimi istisnası olarak indirim konusu yapılacak tutar, ilgili kazancın % 25'ini aşamaz. Kalan kazanç üzerinden yürürlükteki vergi oranına göre vergi hesaplanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir." Söz konusu değişiklik hükmü, 2010 takvim yılı kazançlarından itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. III-YATIRIM İNDİRİMİ İSTİSNASI UYGULAMA ESASLARI Ticari ve zirai kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükellefleri, aşağıda yapılan açıklamalar çerçevesinde 2010 ve müteakip yıllara ait kazançlarına yatırım indirimi istisnası uygulama imkanına sahip olacaklardır. 1-Devreden Yatırım İndirimi Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, 31.12.2005 tarihi itibariyle mevcut olup, 2005 yılı kazançlarından indiremedikleri devreden yatırım indirimi istisnası tutarlarını (2006, 2007 ve 2008 yıllarında yararlandıkları tutarlardan kalan kısmı), endeksleme uygulamasına tabi tutulmuş değerleri ile dikkate alarak, 2010 ve müteakip yıllarda elde ettikleri kazançlarından indirebileceklerdir. 2- 1.1.2006 Tarihinden Sonra Yapılacak Yatırımlar İçin Yatırım İndirimi Hesaplanması a) 24.4.2003 Tarihinden Önce Yapılan Müracaatlara İstinaden Düzenlenen Teşvik Belgeleri Kapsamında Yapılan Yatırımlar Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, - 24/4/2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında, Gelir Vergisi Kanununun 4842 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmadan önceki ek 1-6 ncı maddeleri çerçevesinde başlanılmış yatırımları için, belge kapsamında 1/1/2006 tarihinden sonra yapmış oldukları yatırım harcamaları dolayısıyla 31/12/2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplayacakları yatırım indirimi istisnası tutarlarından, 31/12/2008 tarihi itibarıyla mevcut olup kazancın yetersizliği nedeniyle indiremedikleri yatırım indirimi istisnası tutarları ile, - Bu yatırımlar kapsamında olup halen devam eden yatırım harcamaları dolayısıyla 31/12/2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplayacakları yatırım indirimi istisnası tutarlarını, endekslenmiş değerleri ile birlikte 2010 ve müteakip yıllarda elde ettikleri kazançlarından indirebileceklerdir. b) Gelir Vergisi Kanununun Mülga 19 uncu Maddesi Kapsamında 1/1/2006 Tarihinden Önce Başlanılan Yatırımlar - Gelir Vergisi Kanununun mülga 19 uncu maddesi kapsamında 1/1/2006 tarihinden önce yatırıma başladığını belgeleyen gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, komple ya da entegre tesisler gibi tamamlanması belli bir süreci gerektiren yatırımlar ile ilgili ve bu yatırımlarla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edip bu tarihten sonra yaptıkları yatırım harcamaları için, 31/12/2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri çerçevesinde hesapladıkları yatırım indirimi istisnası tutarlarından, 31/12/2008 tarihi itibarıyla mevcut olup kazancın yetersizliği nedeniyle indiremedikleri yatırım indirimi istisnası tutarları ile, - Bu yatırımlar kapsamında olup bu yatırımlarla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edip halen devam eden yatırım harcamaları dolayısıyla 31/12/2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplayacakları yatırım indirimi istisnası tutarlarını, endekslenmiş değerleri ile birlikte 2010 ve müteakip yıllarda elde ettikleri kazançlarından indirebileceklerdir. Devam eden yatırımlar açısından, yatırımın 01.01.2006 tarihinden önce başlanmış olması gerekmektedir. Buna göre mükelleflerce, yatırım kapsamında ithal edilecek mallar için 1/1/2006 tarihinden önce akreditif açtırılması, yatırım büyüklüğü ile ilgili olarak altyapı hazırlıklarının tamamlanmış olması, mal ve hizmet üretim yeri olarak bina inşaatına başlanılması, yatırımların gerçekleşme durumu hakkında Organize Sanayi Bölgelerinde Bölge Yöneticiliğine, diğer bölgelerde Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüklerine bilgi verilmiş olması gibi haller bu tarihten önce yatırıma başlanmış olduğunu tevsik eden işlemler olarak kabul edilecektir. İktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz eden iktisadi kıymetler ise, bir işletmede belli bir fonksiyon etrafında birleşerek üretimde bulunan veya üretime herhangi bir aşamada bir değer kazandıracak nitelikteki bir fonksiyonu birbirini tamamlayarak yerine getiren iktisadi kıymetler topluluğudur. c) 1/1/2006-8/4/2006 Tarihleri Arasında Yeni Başlamış Yatırımların Durumu Anayasa Mahkemesinin 15/10/2009 tarihli ve 2006/95 Esas, 2009/144 Karar sayılı Kararıyla, 5479 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin (2) numaralı bendindeki "2" rakamı iptal edilmiş bulunmaktadır. Bu çerçevede, 1/1/2006-8/4/2006 tarihleri arasında Gelir Vergisi Kanununun mülga 19 uncu maddesi kapsamında yeni başlayan ve bu tarihler arasında yapılan yatırımlar nedeniyle hesaplanan yatırım indirimi tutarları da yatırım indirimi istisnasından yararlanabilecektir. Bu kapsamda olan yatırım harcamaları nedeniyle hesaplanan yatırım indirimi istisnası tutarlarının, ilgili dönemlerde kazancın bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, 2010 hesap döneminden itibaren endekslenmiş değerleri ile birlikte indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. Ancak 276 sıra nolu gelir vergisi genel tebliği[2] gereğince, 8/4/2006 tarihinden sonra yeni başlayan yatırımlar nedeniyle yapılan harcamaların ya da 1/1/2006-8/4/2006 tarihinde başlamakla birlikte bu süre içinde tamamlanmayıp devam eden yatırımlar için 8/4/2006 tarihinden sonra yapılan harcamaların, yatırım indiriminden yararlanması mümkün değildir. 3-İndirime Konu Yatırım İndirimi İstisnasının Hesaplanması Yatırım indirimi tutarları, 31/12/2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri (Gelir Vergisi Kanununun geçici 61 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan vergi oranına ilişkin hüküm dâhil) çerçevesinde 2010 ve müteakip yılların kazançlarından indirilebilecektir. Şu kadar ki, vergi matrahlarının tespitinde yatırım indirimi istisnası olarak indirim konusu yapılacak tutar, ilgili kazancın % 25'ini aşamayacaktır. İlgili dönemde yatırım indirimi istisnası uygulanacak kazanç ile, yatırım indirimi uygulanmadan önceki zarar mahsubu ile tüm indirim ve istisnalar düşüldükten sonraki tutar olacaktır. 4-Yatırım İndirimi İstisnası Uygulayan Mükelleflerin Kazançlarına Uygulanacak Vergi Oranı İlgili dönemler itibarıyla yatırım indirimi istisnası uygulayan mükelleflerin, istisna uygulaması sonucu kalan kazançları üzerinden yürürlükteki vergi oranına göre vergi hesaplanacaktır. Dolayısıyla, yatırım indirimi istisnası uygulaması sonucunda kalan kazanç tutarına gelir vergisi mükellefleri, yatırım indirimi istisnası uygulayacakları dönemde yürürlükte bulunan vergi tarifesini; kurumlar vergisi mükellefleri ise 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32 nci maddesinde yer alan % 20 kurumlar vergisi oranını uygulamak suretiyle yatırım indirimi istisnasından yararlandıkları dönemlere ait gelir veya kurumlar vergilerini hesaplayacaklardır. 5- Yararlanılan Yatırım İndirimi İstisnasından Yapılacak Vergi Kesintisi 4842 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile kurumların istisna kazançları ile normal kazançları ayırımına son verilmiş, vergi kesintisi kazancın istisna olup olmadığına bakılmaksızın kâr dağıtımına bağlı hale getirilmiştir. İstisna kazançlar üzerinden prensip olarak kesinti yapılmayacak ancak, bu kazançların kâr dağıtımına konu edilmesi halinde bu kâr paylarından vergi kesintisi yapılacaktır. Bu nedenle Gelir Vergi Kanunu’nun mülga 19’ncu maddesi kapsamında hesaplanan ve yararlanılan yatırım indirimi istisnasında vergi kesintisi yapılmayacaktır. Söz konusu kazancın kar payı olarak dağıtımı esnasında, yazımızın aşağıdaki bölümlerinde yapılan açıklamalar doğrultusunda vergi kesintisine tabi olması gerekmektedir. 4842 sayılı Kanunla getirilen vergileme rejimi, prensip olarak istisna kazançlar üzerinden vergi kesintisi yapılmamasını öngörmekle birlikte, aynı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 61 inci madde ile yatırım indirimi istisnasından yararlanan kazançların vergilendirilmesine yönelik olarak özel bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre, 24/4/2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen teşvik belgeleri kapsamında Gelir Vergisi Kanununun 4842 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmadan önceki ek 1-6 ncı maddeleri çerçevesinde yapılan yatırımlar için yatırım indirimi istisnasından yararlanılması halinde, Gelir Vergisi Kanununun geçici 61 inci maddesi uyarınca yatırım indiriminden yararlanan kazançlar üzerinden dağıtılsın dağıtılmasın %19,8 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. 6-Yatırım İndiriminde Endeksleme Yatırım indirimi, kazanç yetersizliği nedeniyle uygulanamadığında izleyen yıllarda endekslenerek dikkate alınacaktır. 24.04.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamındaki harcamalar (teşvik belgelerine bu tarihten sonra ilave edilen iktisadi kıymetler için yapılan harcamalar hariç), harcamanın yapıldığı yıla ilişkin vergi matrahından indirilecek, ancak kazancın yetersiz olması nedeniyle dikkate alınamayan istisna tutarları izleyen yıllarda Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre bu yıllar için belirlenen yeniden değerleme oranında arttırılarak dikkate alınacaktır. GVK’nın 19 uncu maddesinde, 01.01.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5024 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle, endekslemede yeniden değerleme oranının yerine, Devlet İstatistik Enstitüsü Toptan Eşya Fiyatları Genel Endeksinde meydana gelen artış oranı esas alınmıştır. 01.01.2006 tarihinden itibaren ise Üretici Fiyatları Endeksinde gelen artış oranı esas alınacaktır. Dolayısıyla, • Mükelleflerin Gelir Vergisi Kanununun 19 uncu maddesi kapsamında yaptıkları yatırım harcamaları ile, • 24.04.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında 24.04.2003 tarihinden itibaren yaptıkları harcamalar için Gelir Vergisi Kanunu 19’ncu madde de yer alan şekilde yatırım indirimi istisnasından yararlanmayı tercih eden mükelleflerin söz konusu harcamaları, harcamanın yapıldığı yıla ilişkin vergi matrahından indirilecek, ancak kazancın yetersiz olması nedeniyle dikkate alınamayan istisna tutarları izleyen yıllarda ÜFE oranında artırılarak dikkate alınacaktır. Endeksleme 24.04.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen teşvik belgesi kapsamında bu tarihten sonra yapılan yatırım harcamaları Eski hükümler kapsamında ise Yeniden Değerleme oranı 19 madde kapsamında ise ÜFE GVK 19 m. kapsamındaki yatırım harcamaları ÜFE 7- Özellik Arzeden Durumlar a) Kazancın Bulunmasına Rağmen Herhangi Bir Dönemde Yatırım İndirimi İstisnasından Yararlanılmaması Durumu 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa 5479 sayılı Kanunla eklenen Geçici 69 uncu madde kapsamında yatırım indirimi istisnasından yararlanılıp yararlanılmaması mükelleflerin isteklerine bırakılmıştır. Bu nedenle yatırım indirimi istisnasından, kazancın elverişli olduğu yılda yararlanılabilmekte, ilgili yıl kazancı elverişli olduğu halde yatırım indirimi istisnasından yararlanılmaması halinde, mükelleflerce yararlanılmayan bu indirim tutarlarının daha sonraki yıllara ait kazançlardan indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Yapılan açıklamalar çerçevesinde mükelleflerin önceki yıllarda (2006, 2007 ve 2008) kendi istekleriyle yararlanmadıkları yatırım indirimi istisnası tutarlarını, yatırım indirimi uygulamasının tercih edildiği diğer yıllarda indirim konusu yapabilmeleri mümkün değildir. Kazanç yetersizliği nedeniyle indirimi fiilen mümkün olmayan kısmın ise müteakip dönemlerde indirilebileceklerdir. Ancak, 2009 hesap dönemine ilişkin olarak kazanç beyan etmekle birlikte önceki yıllardan devreden yatırım indirimi istisnası tutarlarından yararlanamayan mükelleflerin, bu kazanç tutarlarına isabet eden yatırım indirimi tutarlarını, endekslenmiş değerleri ile birlikte daha sonraki dönemlerin kazançlarından indirebilmeleri mümkün bulunmaktadır. b) Mükelleflerin Eski (mülga Ek-1 ila Ek-6 maddeleri) ve Yeni (mülga 19’ncu madde) Hükümlere Tabi İndirim Hakkının Bir Arada Bulunması Bir mükellefin hem 24.04.2003 tarihinden önce geçerli olan hükümlere hem de bu tarihten sonra geçerli olan hükümlere göre tespit edilen yatırım indirimi istisnası bulunması halinde, eski ve yeni hükümlere tabi harcamalar mükellef tarafından öncelikle iki gruba ayrılacak ve bu iki grup arasından hangisine öncelik vereceğini mükellef kendisi belirleyecektir. Grup içi sıralamada ise; — Öncelikle, önceki dönemlerde yapılan harcamalar üzerinden hesaplanan ancak kazancın yetersizliği dolayısıyla indirimi mümkün olmadığı için cari dönemde dikkate alınabilecek yatırım indirimi tutarları, -Daha sonra beyannamenin ilgili olduğu yılda gerçekleşen yatırım harcamaları üzerinden hesaplanan yatırım indirimi tutarları, dikkate alınacaktır. Birden fazla teşvik belgesi olması halinde aynı gruba giren yatırım indirimi tutarlarına ilişkin olarak yatırım teşvik belgelerinin tarihi esas alınarak indirim sırası belirlenecektir. Bu sıraya uyulması yıllık beyanname üzerinden yararlanılan yatırım indirimi tutarının ve esasen kullanılmayarak devreden yatırım indirimi tutarlarının kaynağını belirlemek açısından önemlidir. c) 2010 Hesap Dönemi I. ve II. Geçici Vergi Dönemlerinde Uygulanan Yatırım İndirimi İstisnası Sonucunda Yapılacak İşlemler Anayasa Mahkemesince verilen 15/10/2009 tarihli ve 2006/95 Esas, 2009/144 Karar sayılı Karar sonrasında, 2010 hesap döneminin I. ve II. geçici vergi dönemlerinde yatırım indirimi istisnasından yararlanan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, geçici vergi beyannamelerinde beyan etmiş oldukları kazançlarının tamamı üzerinden yatırım indirimi istisnasından yararlanıp, istisna uygulaması sonucunda kalan kazanç tutarı üzerinden ise 31/12/2005 tarihinde yürürlükte bulunan vergi oranları üzerinden vergilendirilmiş bulunmaktadırlar. Anılan dönemlerde bu şekilde yatırım indirimi istisnasından yararlanan mükelleflerin ilgili geçici vergi beyanlarını düzeltmeleri söz konusu değildir. Söz konusu mükellefler, 2010 hesap döneminin III. geçici vergi dönemiyle birlikte, bu dönemde beyan etmiş oldukları kazançları üzerinden yukarıdaki bölümlerde yapılan açıklamalar çerçevesinde yatırım indirimi istisnasından yararlanabileceklerdir. 8- Kazancın Beyanına İlişkin Örnekler Örnek-1 İzmir İlinde beyaz eşya alım satım işi ile iştigal eden Vizyon Tic. Paz. A.Ş., 2010 hesap dönemini 220.000 TL kurum kazancı ile sonuçlandırmıştır. Ayrıca mükellef kurumun 30.000 TL’lık kanunun kabul edilmeyen gideri ve 35.000 TL’lık ödenmiş geçici vergi tutarı bulunmaktadır. Firmanın 2008 yılında ki kurum kazancından indirim konusu yapamadığı ve 2010 yılı kurum kazancından indirim konusu yapma hakkına sahip bulunduğu 300.000 TL’lık yatırım indirimi istisnası hakkı bulunmaktadır. (Mükellef kurum Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga 19’ncu maddesi kapsamında yatırım indirimi istisnasından yararlanmakta olup 2010 yılındaki indirim tutarı endekslenmiş tutardır.) Mükellef kurumun 2010 yılı kurumlar vergisi beyannamesi aşağıdaki gibi olacaktır. - Ticari bilanço Karı : 220.000 TL - Kanunen Kabul Edilmeyen Gider : 30.000 TL - Kar ve İlaveler Toplamı : 250.000 TL - Yatırım İndirimi İstisnası : 62.500 TL (250.000 x %25) - Dönem Safi Kurum Kazancı (Matrah) : 187.500 TL - Hesaplanan Kurumlar Vergisi : 37.500 TL - Mahsup Edilecek Geçici Vergi : 35.000 TL - Ödenecek Kurumlar Vergisi : 2.500 TL Mükellef kurum yararlanamadı (300.000 – 62.500 ) 237.500 TL’lık yatırım indirimi tutarını sonraki yıllara ait kurum kazancından indirim konusu yapabilecektir. Örnek-2 İzmir ilinde gemi acenteliği faaliyetinde bulunan Ay-Yıldız A.Ş.’nin 2010 hesap dönemi faaliyetine ilişkin bilgiler aşağıdaki gibidir. ü Kurum Kazancı : 30.000.000 TL ü İştirak Kazancı İstisnası : 2.000.000 TL ü Devreden Yatırım İndirimi İstisnası (Endekslenmiş Tutar) : 8.000.000 TL ü Geçmiş Yıl Zararı (2009 Hesap dönemi) : 5.000.000 TL ü Ödenmiş Geçici Vergi : 3.000.000 TL Mükellef kurumun 8.000.000 TL’lık yatırım indirimi istisnasının 5.000.000 TL’lık kısmı Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga 19’ncu maddesi kapsamından yararlanılan, 4.000.000 TL’lık kısmı ise aynı kanunun mülga ek-1 ila ek-6’ncı maddeleri kapsamında yararlanılan tutarlardan oluşmaktadır. Ayrıca mükellef kurum geçmiş yıllarda kazancın yeterli olması halinde kazancından ilk olarak Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga 19’ncu maddesi kapsamında ki yatırım indirimi istisnasını indirim konusu yapmayı tercih etmektedir. Mükellef kurumun 2010 yılı kurumlar vergisi beyannamesi aşağıdaki gibi olacaktır. - Ticari Bilanço Karı : 30.000.000 TL - Kar ve İlaveler Toplamı : 30.000.000 TL - İştirak Kazancı İstisnası : 2.000.000 TL - Kar : 28.000.000 TL - Geçmiş Yıl Zararı : 5.000.000 TL - İndirime Esas Tutar : 23.000.000 TL - Yatırım İndirimi İstisnası : 5.750.000 TL (23.000.000 x %25) - Dönem Safi Kurum Kazancı (Matrah) : 17.250.000 TL - Hesaplanan Kurumlar Vergisi : 3.450.000 TL - Mahsup Edilecek Geçici Vergi : 3.000.000 TL - Ödenecek Kurumlar Vergisi : 450.000 TL Mükellef kurum yararlanamadı (8.000.000 – 5.750.000 ) 2.250.000 TL’lık yatırım indirimi tutarını sonraki yıllara ait kurum kazancından indirim konusu yapabilecektir. 2010 yılı kazancından indirim konusu yapılan yatırım indirimi istisnasının 750.000 TL’lık kısmı (5.750.000 – 5.000.000 ) Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga ek-1 ila ek-6’ncı maddeleri kapsamında yararlanılan istisna tutarından oluşmaktadır. Bu nedenle söz konusu tutar üzerinden (750.000 x %19,8) 148.500 TL’lık vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. IV-YATIRIM İNDİRİMİ İSTİSNASININ KAR PAYI OLARAK DAĞITIMINDA VERGİLEME Yatırım indirimi istisnası uygulayan kurumlar vergisi mükelleflerinin, söz konusu istisna kaynaklı kazancı kar payı olarak dağıtımına karar vermeleri durumunda, kurum bünyesinde yapılacak vergi kesintisi ile bu kar payını elde eden gerçek kişiler ve kurumlar bünyesinde yapılacak vergileme işlemleri yazımızın aşağıdaki bölümlerinde açıklanmıştır. 1-İstisna Kaynaklı Kazancın Kar Payı Olarak Dağıtımında Vergi Kesintisi a) Gelir Vergisi Kanunu’nun Mülga 19’ncu Maddesi Kapsamında Yararlanılan Yatırım İndirimi İstisnası Kaynaklı Karın Tam Mükellef Kurumlarca Dağıtımı Tam mükellef kurumların ilgili yıl kazançlarına, Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga 19’ncu maddesi kapsamında yatırım indirimi istisnası uygulaması ve bu istisna kaynaklı kazancın dağıtılması halinde aşağıda açıklanan genel hükümler çerçevesinde vergi kesintisi yapması gerekmektedir. a.1) Genel Açıklama Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında, vergiden muaf olan kurumlara dağıtılan kâr payları üzerinden yapılacak vergi kesintisi; 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında da Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç olmak üzere, dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan kâr payları üzerinden yapılacak vergi kesintisi hükümleri düzenlenmiştir. Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde, tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan kâr paylarından; tam mükellef kurumlar tarafından; dar mükellef gerçek kişilere, dar mükellef kurumlara (Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç) ve gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan kâr paylarından vergi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümler uyarınca, kâr dağıtımına ilişkin olarak Kurumlar Vergisi Kanunu ve Gelir Vergisi Kanunu uyarınca yapılacak vergi kesintisine ilişkin açıklamalara aşağıda yer verilmiştir. Kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisi, kazancın istisna olup olmadığına bakılmaksızın, kârın dağıtılması aşamasında yapılacaktır. Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 15 ve 30 uncu maddeleri uyarınca, tam mükellef kurumlar tarafından; — Tam mükellef gerçek kişilere, — Gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara, — Gelir ve kurumlar vergisinden muaf olanlara, — Dar mükellef gerçek kişilere, — Dar mükellef kurumlara, — Gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan, anılan Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr payları üzerinden vergi kesintisi yapılması öngörülmüştür. Buna göre, tam mükellef kurumlarca; — Tam mükellef kurumlara, — Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kâr payı elde eden dar mükellef kurumlara, dağıtılan kâr payları üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır. Bu şekilde kâr payı elde eden tam mükellef kurumun söz konusu kâr paylarını yukarıda sayılan gerçek veya tüzel kişilere dağıtması halinde ise dağıtılan kısım üzerinden vergi kesintisi yapılacaktır. Kurumlar vergisinden muaf olan kurumlara dağıtılan kâr payları üzerinden yapılan vergi kesintisi de söz konusu kurumlar için nihai vergi olmaktadır. Diğer yandan, tam mükellef kurumlarca kârın dağıtılmayıp şirket sermayesine eklenmesine karar verilmesi halinde, kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmadığından, sermayeye ilave edilen bu tutar üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır. a.2) Vergi Kesintisi Oranı Bakanlar Kuruluna tanınan yetkiye istinaden yayımlanan 22/7/2006 tarih ve 2006/10731 sayılı Kararla kâr dağıtımına ilişkin vergi kesintisi oranı %15 olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla, tam mükellef kurumlarca dağıtılan kâr payları üzerinden %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. b) Gelir Vergisi Kanunu’nun Mülga Ek-1 ila Ek-6’ncı Maddeleri Kapsamında Yararlanılan Yatırım İndirimi İstisnası Kaynaklı Karın Dağıtımı Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 61. maddesi ile mükelleflere, 24/04/2003 tarihinden önce yapılan başvurulara istinaden düzenlenen veya düzenlenecek yatırım teşvik belgeleri kapsamında yapılmakta olan veya yapılacak yatırımlara konu iktisadi kıymetler için yatırım indirimi istisnası ile ilgili olarak, 4842 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan ek-1 ila ek-6’ncı madde hükümlerini uygulama hakkını seçeme imkanı tanınmıştır. Bu tercihi yapan mükellefler, bu şekilde yatırım indirimi istisnasından yararlanan kazançlarıyla 24.04.2003 tarihinden önce gerçekleşen yatırımlar üzerinden hesaplanan ve kazancın yetersiz olması nedeniyle sonraki dönemlere devreden yatırım indirimine konu olan kazançlar üzerinden dağıtılsın, dağıtılmasın %19,8 oranında gelir vergisi kesintisi yapmaktadırlar. Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 62’nci maddesinin bir numaralı fıkrasının ( c ) alt bendinde ise; " Kurumlar vergisi mükelleflerinin; Geçici 61 inci madde kapsamında tevkifata tâbi tutulmuş kazançlarının, Dağıtımı halinde 94 üncü madde uyarınca tevkifat yapılmaz." hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin 4 numaralı fıkrasında ise; "Kurumlar vergisi mükelleflerinin doğrudan veya iştirakleri aracılığıyla, bu maddenin (1) numaralı fıkrasında belirtilen nitelikte kâr payı elde etmeleri halinde, bu kâr paylarının dağıtımı ve kâr payı elde eden gerçek kişilerce bu kâr paylarının beyanı ile ilgili olarak (1), (2) ve (3) numaralı fıkra hükümleri uygulanır." ifadesine yer verilmiştir. Yukarıda yer alan kanun maddelerinden de anlaşılacağı üzere, geçici 61. madde kapsamında stopaja tabi tutulmuş yatırım indirimi istisnası kaynaklı kazancın kar payı olarak dağıtılması halinde vergi kesintisi yapılmayacaktır. Hatta söz konusu kar payını Kurumlar vergisi mükelleflerinin doğrudan veya iştirakleri aracılığıyla elde etmeleri ve bu kar payını dağıtmaları halinde de vergi kesintisi yapılmayacaktır. 2-İstisna Kaynaklı Kazancın Kar Payı Olarak Elde Edenlerde Vergileme Esasları 2.a) Kurumlar Vergisi Mükelleflerince Elde Edilmesi Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, iştirak kazançları istisnası düzenlenmiştir. Bu maddedeki düzenleme, yalnızca tam mükellefiyete tabi kurumların sermayelerine iştirak edilmesi suretiyle kurumlarca elde edilen kâr paylarını kapsamaktadır. Kâr payını alan kurumun tam veya dar mükellefiyete tabi olmasının istisnanın uygulanmasında bir önemi bulunmamaktadır. Bu istisna ile mükerrer vergilemenin önlenmesi amaçlanmaktadır. İstisnaya konu kazanç, esas itibarıyla kazancın elde edildiği ilk kurumda kurumlar vergisine tabi tutulduğundan, kazancın kâr dağıtımı yoluyla intikali sağlanan diğer kurumlarda da kurumlar vergisine tabi tutulmasının önüne geçilmek istenmiştir. Tam mükellef bir kurumdan elde edilen iştirak kazancının, bu kurumda genel vergi rejimi uyarınca vergilenmiş veya kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançlardan oluşması veya kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisinin kapsamı dışında bırakılmış veya düşük oranda vergi kesintisi yapılmış olması, istisna uygulamasına engel teşkil etmeyecektir. Yapılan açıklamalar doğrultusunda, yatırım İndirimi istisnası kaynaklı kar payını kurumlar vergisi mükelleflerinin doğrudan veya iştirakleri aracılığıyla tam mükellef bir kurumdan elde etmeleri halinde iştirak kazançları istisnasından yararlanacaklardır. 2.b) Ticari Kazanç Bünyesinde Elde Edilmesi Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’nci maddesinin birinci ve ikinci bendi gereğince kar payları menkul sermaye iradı olarak gelir vergisinin konusuna girmektedir. Söz konusu maddenin son fıkrasında “Yukarıda yazılı iratlar, bunları sağlayan sermaye sahibinin ticari faaliyetine bağlı bulunduğu takdirde, ticari kazancın tespitinde nazara alınır.” hükmü yer almaktadır. Bu durumda yatırım indirimi istisnası kaynaklı karın ticari faaliyet kapsamında elde edilmiş olması halinde, söz konusu karın ticari faaliyet kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. 2.c) Gerçek Kişilerce Elde Edilmesi Yazımızın yukarıdaki bölümlerinde yatırım indirimi istisnası kaynaklı karın dağıtımı esnasında veya kurum bünyesinde yapılan vergi kesintisinden detaylı bir şekilde bahsedilmiştir. Bu kapsamda gerçek kişilerce elde edilen ve bahse konu kar payı vergi kesintisine tabi tutulmuş menkul sermaye iradı niteliğindedir. Kar payını elde eden gerçek kişinin dar mükellef veya tam mükellef olmasına göre, söz konusu menkul sermaye iradının beyanına karar verilmesi gerekmektedir. 2.c.1) Dar Mükellef Gerçek Kişilerce Elde Edilmesi Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin 2’nci bendi gereğince dar mükellef gerçek kişiler, tamamı Türkiye’de vergi kesintisine tabi tutulmuş menkul sermaye iratları için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermezler. Madde kapsamında, yatırım indirimi istisnası kaynaklı kar payı elde eden dar mükellef gerçek kişiler bu gelirleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyeceklerdir. Diğer gelirleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermek zorunda olsalar dahi bu gelirlerini verecekleri beyannameye dahil etmeyeceklerdir. 2.c.2) Tam Mükellef Gerçek Kişilerce Elde Edilmesi aa) Gelir Vergisi Kanunu’nun Mülga Ek-1 ila Ek-6’ncı Maddeleri Kapsamında Yararlanılan Yatırım İndirimi İstisnası Kaynaklı Kar Payı Elde Edilmesi Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 62. maddenin 3 numaralı fıkrası hükmü aşağıda ki gibidir. “Gerçek kişilerce (1) numaralı fıkranın (b) ve (c) bendi kapsamında elde edilen kâr paylarının net tutarına elde edilen kâr payının 1/9'u eklendikten sonra, bulunan tutarın yarısı vergiye tâbi gelir olarak dikkate alınır. Bu gelirler ile ilgili olarak yıllık beyanname verilmesi halinde, beyannameye intikal ettirilen tutarın 1/5'i beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilir.” Yukarıda belirtilen kanun hükmü gereğince, Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 61. maddesi kapsamında stopaja tabi tutulmuş yatırım indiriminin kar payı olarak gerçek kişilere dağıtılması halinde; aşağıda yapılan açıklamalar çerçevesinde söz konusu kar paylarının beyan edilip edilmeyeceğine karar verilmesi gerekmektedir. • Bu şekilde kar payı elde eden gerçek kişiler, elde ettikleri kar payının 1/9 'unu elde ettikleri toplam kar payına ekleyerek kar payının brüt tutarına ulaşacaklardır. • Bulunan kar payının yarısı gelir vergisinden istisna olup, kar payının kalan yarısı ise 22.000 TL’lık beyanname verme sınırına ilişkin rakamın tespitinde beyanı gereken diğer gelir unsurları ile birlikte dikkate alınacaktır. Bulunan rakamın 22.000 TL’yi aşması halinde kar paylarının istisna dışındaki tutarlarının tamamı verilecek yıllık gelir vergisi beyannamesine dahil edilecektir. Tersi durumda ise söz konusu iratlar, verilecek beyannameye dahil edilmeyecektir. Bunu yanı sıra, kar paylarının dışında başkaca gelirin bulunmaması halinde, söz konusu kar paylarının toplamının yarısı istisna edildikten sonra kalan tutarın beyanname verme sınırı olan 22.000 TL’yi geçmemesi halinde söz konusu kar payları için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir. • Yapılan kıyaslamalar sonucunda eğer kar payının yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi zorunluluğu doğuyor ise beyan edilen kar payları üzerinden hesaplanan gelir vergisinden , beyannameye intikal ettirilen kar payı (yani brüt kar payının yarısı) tutarın 1/5’i mahsup edilecektir. Ayrıca bu kapsamdaki kar paylan için Gelir Vergisi Kanunu’nun 22’nci maddesinde yer alan istisna ayrıca uygulanmayacaktır. Yapılan açıklamalara ilave olarak, geçici 61. madde kapsamında stopaja tabi tutulmuş yatırım indiriminin kar payı olarak kurumlara dağıtılması ve söz konusu kar paylarının belirtilen kurumlar tarafından gerçek kişilere dağıtılması halinde de yukarıdaki kurallar çerçevesinde beyan edilip edilmeyeceğine karar verilmesi gerekmektedir. (4842 sayılı Kanunun 17. maddesi ile GVK'na eklenen Geçici 62. maddenin 4 numaralı fıkrası.) Örnek: Cingöz Tekstil Ürünleri Pazarlama Limited Şirketi, Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 61’nci maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi tuttuğu ve 2008 yılı kurum kazancından yatırım indirimi istisnası olarak indirim konusu yaptığı karlarının tamamını 2010 yılı Mayıs ayında ortaklarına dağıtmıştır. Mükellef kurumun %40 paylı ortağı olan İbrahim bey, bu kapsamda 180.000 TL net kar payı elde etmiştir. Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 62/3 fıkrası gereğince, İbrahim bey elde ettiği kar payına 1/9 oranında ekleme yaparak brüt tutara ulaşacaktır. Bulunan tutarın yarısı istisna olup, kalan tutarın 2010 yılı beyan sınırı olan 22.000 TL’yi aşması halinde söz konusu tutarın yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir. Aşağıdaki hesaplamalardan da görüleceği üzere, mükellefin elde ettiği brüt kar payının yarısı olan 100.000 TL beyan sınırını aştığından yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmek zorundadır. Beyan edilecek tutar üzerinden hesaplanan gelir vergisi üzerinden de beyannameye intikal ettirilen tutarın 1/5’i mahsup edilecektir. Bu durumda mükellefin yıllık gelir vergisi beyanı aşağıdaki gibi olacaktır; Kar Payı 180.000 Eklenecek Tutar 20.000 (180.000 x 1/9=) Toplam Tutar 200.000 İstisna Tutarı 100.000 (200.000 / 2=) GELİR VERGİSİ MATRAHI 100.000 Hesaplanan Vergi 29.020 Mahsup Edilecek Vergi 20.000 (100.000/5) Ödenecek Vergi 9.020 bb) Gelir Vergisi Kanunu’nun Mülga 19’ncu Maddesi Kapsamında Yararlanılan Yatırım İndirimi İstisnası Kaynaklı Kar Payı Elde Edilmesi Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga 19’ncu maddesi kapsamında yararlanılan yatırım indirimi istisnası kaynaklı kar paylarının vergilendirilmesinde, kar paylarına ilişkin genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Bu kapsamda tam mükellef gerçek kişilerin, tam mükellef kurumlardan elde ettiği kar payları ödeme esnasında vergi tevkifatına tabi tutulmaktadır. Vergi tevkifatına tabi tutulan bu kar payının beyan edilip edilmeyeceği konusunda karar verilir iken, Gelir Vergisi Kanununun 22’nci maddesinin 2. bendinde yer alan ve tam mükellef kurumlar tarafından dağıtılan ve gerçek kişilerce elde edilen kar paylarının yarısının gelir vergisinden istisna edildiğinin de dikkate alınması gerekmektedir. Söz konusu madde hükmü gereğince tam mükellef kurumlardan elde edilen kar paylarının yarısı gelir vergisinden istisnadır. Ancak kar payının istisna olması gelir vergisi tevkifatı yapılmasına engel değildir. Diğer taraftan kanun maddesi kar payını beyan etmek durumunda olan mükelleflere yapılan tevkifatın tamamının beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup etme imkanı tanımıştır. Yani kar payının yarısının istisna olması, istisnaya tekabül eden vergi tevkifatının mahsup edilmesine kanun hükmü gereği engel olmamaktadır. Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, tam mükellef gerçek kişilerce 2010 takvim yılında tam mükellef kurumlardan elde edilen kar paylarının yarısı istisnadır. İstisna dışında kalan kar payı tutarı ise 22.000 TL’ lık beyanname verme sınırına ilişkin rakamın tespitinde beyanı gereken diğer gelir unsurları varsa bu gelirlerle birlikte dikkate alınacaktır. Bulunan rakamın 22.000 TL’yi aşması halinde kar paylarının istisna dışındaki tutarlarının tamamı verilecek beyannameye dahil edilecektir. Tersi durumda ise söz konusu iratlar verilecek beyannameye dahil edilmeyecektir. Bunu yanı sıra, kar paylarının dışında başkaca gelirin bulunmaması halinde, söz konusu kar paylarının toplamının yarısı istisna edildikten sonra kalan tutarın beyanname verme sınırı olan 22.000 TL’yi geçmemesi halinde, söz konusu kar payları için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir. Yapılan kıyaslamalar sonucunda eğer kar paylarının yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyanı zorunluluğu doğmuş ise verilecek beyannamede hesaplanan gelir vergisinden kurum bünyesinde yapılan stopajın tamamı mahsup edilecektir. Mahsup edilecek stopaj tutarının yarısının istisna edilen tutara isabet etmesinin önemi bulunmamaktadır. Örnek: Tam mükellef bir kurum olan Toprak Anonim Şirketi 2008 yılı kazancını ortaklarına 2010 yılında dağıtmış olup, bu dağıtımdan şirket ortaklarından Ayşe hanım brüt 100.000 TL tutarında kar payı (temettü) elde etmiştir. Elde edilen kar payının 40.000 TL’lık kısmı Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga 19’ncu maddesi kapsamında yararlanılan yatırım indirimi istisnasından kaynaklanmaktadır. Bu mükellefin başkaca geliri bulunmamaktadır. Elde edilen kar payı kurum bünyesinde %15 nispetinde tevkifata tabi tutulmuş olup, tevkif edilen vergi 15.000 TL’dir. Ayşe hanımın elde ettiği 100.000 TL tutarındaki kar payının yarısı Gelir Vergisi Kanunu’nun 22/2. maddesine göre gelir vergisinden istisna olup, kalan yarısı 50.000 TL’dir. Bu tutar beyan sınırı olan 22.000 TL’yi aştığı için beyan edilecektir. Buna karşın kurum bünyesinde yapılmış olan vergi tevkifatının ise tamamı hesaplanan vergiden mahsup edilebilecektir. Bu durumda mükellefin yıllık gelir vergisi beyanı aşağıdaki gibi olacaktır. —Menkul Sermaye İradı : 50.000 TL —Gelir Vergisi Matrahı : 50.000 TL —Hesaplanan Gelir Vergisi : 11.520 TL —Mahsup Edilecek Vergiler Toplamı : 15.000 TL — İade Edilecek Gelir Vergisi : 3.480 TL V-SONUÇ Yatırım indirimi istisnası uygulamasına ilişkin günümüze kadar birçok yasal düzenlemeler yapılmıştır. Yapılan yasal düzenlemelerin bir kısmı Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Bunun sonucunda da 2010 yılı ve müteakip yıl kazançlarına, yatırım indirimi istisnası uygulama imkanı doğmuştur. Bu kapsamda gerek Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gerekse 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla getirilen hükümler dikkate alınarak, yatırım indirimi istisnasının uygulanması yazımızda açıklanmıştır. /Kaan Gürbüz Okyel Beye teşekkürler İzmir YMM Odası Danışma Komisyonu Görüşü ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|