Transfer fiyatlandırması işlemlerinde ispat sorunu |
23 Temmuz 2012 | |
Transfer fiyatlandırması uygulaması, bir vergi güvenlik müessesesidir. Kaynağını 'vergi hukukunda gerçeklik ilkesi'nden alır. VUK m. 3/B'nin 1. fıkrası, "vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır" hükmünü içerir. "Herkesin iddiasını ispatla yükümlü olduğu" da bilinen bir hukuk kuralıdır (MK, m. 6). Şekli ödevlerine uygun hareket etmiş olan (form, rapor hazırlama ve beyan etme yükümlülüklerini yerine getirmiş) mükellef "defter ve belgelerin doğruluğu karinesi"nden yararlanır ve kayıtlarındaki fiyatlar doğru kabul edilir. Bu durumda idarenin, kayıtlardaki fiyatın doğru fiyat olmadığını kanıtlaması gerekir. Ancak böyle bir durumda idarenin işi hiç de zor değildir. Zira mükellefin gösterdiği fiyatın, "normal ve mutad olmayan" bir fiyat olduğunu ileri sürmesi, ispat külfetini tekrar mükellefe yıkması için yeterlidir: Mükellef böyle bir durumda vergi hukuku yazınında "peçeleme" şeklinde ifade edilen, Borçlar Kanunu'nda (m. 18) ise muvazaa" diye tanımlanan iddia ile karşı karşıya kalmış olacaktır(1) . Bu tip durumlarda idareye göre, mükellefin satış fiyatı ekonomik gerçeklere uymamaktadır, yani, gösterilen fiyat piyasa fiyatının altında veya üstündedir. Örneğin mükellefin 10 lira diye gösterdiği fiyat, idarenin yaptığı inceleme sonucunda 20 lira diye bulunmuştur. Dolayısıyla idare; Bu noktada mükellef; ilişkili olmayan işletmelerle yaptığı benzer işlemleri veya aynı pazarda başka işletmelerin yaptığı benzeri işlemleri örnek göstererek kendi fiyatının emsallere uygun olduğunu kanıtlamaya çalışacaktır. Ayrıca, fiyat karşılaştırması yapılırken, satış fiyatlarının yan yana konulmasının yanında; işletmelerin özel durumları, üretim ve (veya) pazar koşulları gibi başka etmenlerin de dikkate alınması gerektiğini ileri sürebilecektir. "Fonksiyon ve risk analizi" şeklinde de isimlendirilen ve fiyatın düşük veya yüksek belirlenebilmesine imkân sağlayan bu durumlar; Örneğin; zararına, maliyetine, düşük fiyata satışın; rakip firmaya pazarın kaptırılmaması, rekabet koşulları, pazara girme stratejisi gibi nedenlerle alakalı olduğu ileri sürülebilir. Yaptığımız açıklamalar transfer fiyatlandırması işlemlerinde ispat yükünün ağırlıklı olarak vergi mükellefinin üzerinde olduğunu göstermektedir. İspat edilecek konu da emsal fiyatı üzerinde yoğunlaştığına göre, gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi(3) , Türkiye'de de emsal fiyatlara ilişkin bir "bilgi bankası" kurulması zamanının geldiğini söyleyebiliriz. Maliye Bakanlığı'nın, özel sektörle işbirliği içinde bunu gerçekleştirebileceğine inanıyoruz. Kamuya açık olarak oluşturulacak bu bilgi bankası sayesinde, "gizli emsal" sorunu da ortadan kalkmış olacaktır. Zaten, Yeni Türk Ticaret Kanunu m. 1524 ile bütün sermaye şirketlerine bir internet sitesi açma zorunluluğu getirilmektedir. Madde, web sayfalarında finansal tablolar ve bunların dipnot ve eklerinin yayımlanmasını da öngörmektedir. Bu belgelerde yer alan fiyatlara ilişkin veriler, oluşturulacak "bilgi bankası" na aktarılabilir. Bu şekilde karşılaştırılabilir (emsal) veri bulma imkânı artar, vergi inceleme elemanlarının ve mükelleflerin işi kolaylaşır. Prof. Dr. Nurettin Bilici Çankaya Üniversitesi, Hukuk Fakültesi ---------------
http://www.dunya.com/transfer-fiyatlandirmasi-islemlerinde-ispat-sorunu-160348h.htm ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|