Vergi denetiminin tek çatı altında toplanması tartışmaları yeniden alevlendi. Aslında bu çalışmalar yeni değil. Özal hükümetlerinde de konu gündeme gelmişti.

Mesela Ekrem Pakdemirli' nin bakanlığı döneminde ciddi şekilde irdelenmiş, ancak bir sonuca bağlanmamıştı. Bu sefer iş ciddi. Çünkü Uluslararası Para Fonu IMF'ye verilmiş sözden ayrı olarak devreye Başbakan girdi. Konuyu bizzat takip ediyor. Türkiye'de vergi denetimlerinin yetersiz olduğu ve denetim oranının çok düşük olduğu herkesçe bilinen bir gerçek. O kadar yetersiz ki, bırakın kayıt dışında kalan ekonomik işleri denetlemeyi, bugün maliye, kredi kartıyla yapılan ve tamamen kayıtlı yapılan satışların beyan edilip edilmediğinin denetiminde bile zorlanıyor. Bu olumsuz koşullara bir de denetimin çok başlılığı ve koordinasyonsuzluğu eklenince sorunlar daha da içinden çıkılmaz hale geliyor.

Denetim yapısının hem nitelik hem de nicelik olarak iyileştirilmesi gerektiği ortada. Bu yapının geliştirilmesi ve günün çağdaş gelişmelerine uygun hale getirilmesi şart. Tabii bu, hiç kuşkusuz denetim işini yapan ve bu işin içinde olanların işi. İşin içinde olanların en öncelikli arzularının ülkenin yararı olduğundan hiç şüphem yok. Temel hareket noktası ülke menfaatleri ve gerekleri olduktan sonra ilkel mikro milliyetçiliklerin ve meslek taassubunun öne çıkarılması beklenemez. Diğer yandan; çok şükür Türkiye, dünya standartlarının epeyce üzerinde açık bir toplum. Her fikir tartışılıyor, konuşuluyor, yazılıyor ve çiziliyor. Herkes rahatça ve açıkça eleştiriye tabi tutuluyor. Bundan bir Türk vatandaşı olarak gurur duyuyorum. Geleceğe daha pozitif bakıyorum ve bu ortamın sağlanmasında emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Bu güzel ortamda yapılan her çeşit tartışmaya kimden geldiği ve ne önerdiğine bakılmadan her türlü eleştiri ve değerlendirmeye saygı duymak ve açık olmak gerekir. Bu bağlamda üç ayrı bakanlıkta örgütlenmiş birbirinden farklı personel rejimleri ve kaynakları olan sosyal güvenlik kuruluşlarının SGK altında birleştirilmesini gerçekleştiren iradenin, ülke menfaatleri ve hakkaniyet ölçülerinde vergi denetimindeki çok başlılığa son verecek tek çatı sistemini kurmakta zorlanmayacağını düşünüyorum. Medyada çıkan yazı ve tekliflerin tartışılabilirlik çerçevesinde dikkate alınması gerektiğine de inanıyorum.

MTV'yi internetten yatıran bankadan dekontunu alsın

Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin (MTV) ilk taksitinin son ödeme günü 31 Ocak idi. Bu tür ödemeler günlük meşguliyetler içerisinde gözden kaçırılabiliyor. Yersiz yere gecikme faizi ödemektense bir an önce ödenmesi gerektiğini, gecikme faizi tutarının zaman geçtikte arttığını hatırlatalım. Verginin internet bankacılığıyla ödenmesi mümkün.

Ancak; internetten yatırılan MTV'lerin yazıcıdan alınan çıktısı vergi dairesince makbuz olarak kabul edilmiyor. Bu yüzden, vergisini internet üzerinden ödeyenlerin en yakın banka şubesinden vergi tahsil alındısı almaları gerekiyor. Ayrıca bankalardan yapılan ödemelerde bir sorun yaşamamak için plaka, vergi sicil numarası (ruhsat sahibinin vergi sicil numarası), vergi dairesi, ad, soyad/unvan gibi tahsilat bilgilerinin tam ve doğru olarak girilmesine dikkat edilmeli. Özürlüler için alınan araçların MTV'den istisna olduğunu, bu araçlar için MTV ödenmeyeceğini de ekleyelim.
 

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=647445