Yeni TTK'da 'Budama' ve Bağımsız Denetim'de 'Tarihi Sorumluluk' |
04 Ağustos 2012 | |
Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda taşıyıcı ana kolonlara vurulan darbeyle yapılan budama, ekonomide güç kaybı yaratacak. Bugün ise 'bağımsız denetim'de yapılacak düzenlemelere gerekli özen gösterilmezse, tüm sermaye şirketleri büyük yara alabilir. 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu, 14 Şubat 2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlandı ve genel anlamda 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girdi. Ancak bize göre; "Türk ticaret devrimi" olarak nitelendirilebilecek bu Kanun'da yapılan budamada; ülkemizin geleceği açısından en kritik düzenlemelerin başında "bağımsız denetim"le ilgili bölümler geliyor. Bağımsız denetim! Bu değişiklikler yeni TTK'nın ruhunu bozuyor. Örneğin; bağımsız denetimin kapsamı oldukça daraltılıyor ve bağımsız denetime tabi olacak şirketleri belirleme yetkisi Bakanlar Kurulu'na veriliyor. Yine denetçi raporlarının önemi de görece azaltılırken, işlemlerin doğruluğunun sağlanmasında önemli işlevi olacağını düşündüğümüz işlem denetçiliği ise yasada kendine yer bulamıyor. Bu değişikliklere karşın yeni TTK; Ticari hayatımıza bağımsız denetimi getirecek olması, dünya piyasalarındaki rekabetle baş edebilecek, kurumsallaşmasını tamamlamış, güçlü sürdürülebilir şirketler oluşturabilmek ve kayıt altında bir ekonomik yaşamı hayata geçirebilmek açılarından hala önemli bir misyona sahip. Çünkü yeni TTK öncelikle KOBİ'lerin veya büyük şirketlerin hazırlayacakları mali tabloların temelinin "yorumsal ifadesiyle" uluslararası standartlara dayandırılmasını öngörüyor. İşte bu sebeple bugün bağımsız denetimde, gerek bağımsız denetim şirketlerinin gerekse de serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirlerin görevleri ve sorumlulukları her zamankinden daha fazla artıyor. 21 yılı aşkın örgütlü yapıya sahip olmalarının kazandırdığı birikim ve deneyim, değişime ve gelişime olan açık yapısı, her şeyden önemlisi ülkesine karşı olan sevgisi, söz konusu sorumluluğun yerine getirilmesinde meslek mensuplarının en büyük gücünü oluşturuyor. 9 kişilik yönetim kurulundan 7'sinin atamayla göreve getirildiği kurum geçen yıl bir gece yarısı kararıyla, hiç kimseden görüş ya da değerlendirme alınmadan hayata geçirilmişti. Ancak açıklanan taslak yönetmelik incelendiğinde muhasebe meslek camiasının temel taleplerine duyarsız kalındığı görülüyor. Türkiye genelindeki sermaye şirketlerini denetleyecek serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirlere ilişkin taslakta olumlu yaklaşımlardan söz edebilmek mümkün değil. Özellikle mesleğin çatı örgütü Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) devre dışı bırakılmak istenmektedir. Kamu Gözetimi Kurumu, yetkilendirme ve sicil işleriyle kendilerini meslek örgütü yerine koymuştur. TÜRMOB' un eğitimlerini ise göz ardı etmiştir Üç başlıkta öne çıkan temel talepler şunlardı: Bu taleplere duyarsız kalınmıştır. Bütün bunların dışında daha vahim olanı ise, yönetmelik taslağı henüz kamuoyu ile paylaşılmadan; başta TÜRMOB, üniversiteler, ilgili diğer kurum ve kişilerin görüşleri alınmadan, Sakarya Üniversitesi ile eğitim protokolü yapıldığının açıklanmasıdır. Meslek mensuplarının, nesnel gerekçeleri açıklanmadan, görüşler alınıp meslek örgütünün talep ve önerileri değerlendirilmeden, böyle bir üniversiteye yönlendirilmesinin de etik olmadığı ortadadır. TÜRMOB Başkanlar Kurulu'nun yaptığı 24 Temmuz 2012 tarihli toplantısında "bu aşamada denetim konusunda akredite edilmemiş bir üniversite tarafından düzenlenen eğitim programına başvurmak için, meslek mensuplarımızın aceleci olmamaları" konusunda görüş birliğine varılmıştır. Daha önce olduğu gibi bu aşamada da, kuşkusuz talep ve düşüncelerimiz Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu başta olmak üzere ilgili kurumlara iletilecek. Ancak bir şeyin altını özellikle çizmekte yarar var Bugün denetimde sürekli eğitim, etik ve ücretlendirme konusu Kamu Gözetimi Kurumu'nun işi değildir. Kurul; TÜRMOB' un görev ve yetkisi dahilindeki yapacağı işleri mutlaka mesleğin tek yasal temsilcisi sıfatıyla çatı örgütümüze devretmelidir. Bu yönetmelik yürürlüğe girdiği tarihte ruhsat sahiplerinin devre dışı bırakması yaklaşımı doğru değildir. Daha makul bir tecrübe süresi belirlenerek, bu süreyi tamamlayan bütün ruhsat sahibi meslek mensuplarının, TÜRMOB tarafından düzenlenen eğitimlere katılmak kaydıyla sınavsız denetçi olarak atanması gerekir. Esasen bu bütün meslek mensuplarının yasal haklarıdır. Yeni TTK'da gerek SMMM' lerin gerekse de YMM'lerin denetim konusunda uzmanlıkları ve hakları yasal olarak ifade edilmiş 3568 sayılı meslek kanunumuzda da bunun çerçevesi çizilmiştir. Yeter ki düzenleyici kurumlarda güvensin ve adil davransın. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu'nun değerli yöneticilerine "kamu yararı" adına tarihi bir sorumluluk düşmektedir. Bu sorumluluğun hakkıyla verilmesi başta ülkemize, sonra ticaret yapanlara ve meslektaşlarımıza hak, hukuk, eşitlik ve dürüstlük borcunun yerine getirilmesi anlamına gelecektir. Yahya Arıkan http://www.dunya.com/yeni-ttkda-budama-ve-bagimsiz-denetimde-tarihi-sorumluluk-161722h.htm ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|