Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Türk Ticaret Kanunu’nda Yer Alan Ticaret Siciline ve Ticaret Unvanına İlişkin Cezai Hükümlerin 6335 Sayılı Kanunla Yapılan Değişiklikler Sonrasındaki Durumu PDF Yazdır e-Posta
28 Ağustos 2012
Image


I- GİRİŞ

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) 13.01.2011 tarihinde TBMM’de kabul edilmiş, 14.02.2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmış, Kanun’un yürürlük tarihi 01.07.2012 olarak belirlenmiştir. Kanun’un kabul edilmesi ve yayınlanmasından bu zamana kadar geçen süre zarfında birçok maddesi ciddi eleştirilere maruz kalmıştır. Eleştirilerin en yoğun olduğu noktaların başında Kanun’da yer alan cezaların çok yüksek olduğu hususu gelmektedir. Eleştiriler hem suç tanımlarının sayısının arttırıldığı hem de öngörülen cezai yaptırımların çok yüksek olduğu şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu eleştiriler Kanun’un değişikliğe uğramadan yürürlüğe girmesi halinde birçok şirket yöneticisinin hapse gireceği şeklinde bir endişeyi de beraberinde getirmiştir.  www.ozdogrular.com

Kanun koyucu söz konusu eleştirilere kayıtsız kalamamış 6102 sayılı Kanun’da değişikliğe gitmiştir. Değişiklik, 26.06.2012 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve 30.06.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı Kanunla yapılmıştır. Bu kapsamda 6102 sayılı Kanun’da yer alan cezai hükümlerin ve suç tanımlarının bazıları yeniden düzenlenmiştir. Bu çalışmamızda 6102 sayılı Kanun’un 33, 38 ve 51. maddelerinde öngörülen suç ve cezalardaki değişiklikler açıklanacaktır.

II- 6335 SAYILI KANUNLA DEĞİŞİKLİK YAPILAN CEZA HÜKÜMLERİ

6335 sayılı Kanunla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun cezai sorumlulukların düzenlendiği dört maddesi (md. 33, 38, 51, 562(1)) değiştirilmiş ve yeniden düzenlenmiştir. Bu değişiklikle cezai yaptırım gerektiren fiillerin hem sayısında hem de uygulanacak cezai yaptırımlarda önemli indirimlere gidilmiştir. www.ozdogrular.com

A- 6102 SAYILI KANUN’UN 33. MADDESİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER

Türk Ticaret Kanunu’nun 33. maddesi ticaret sicili müdürünün tescili zorunlu olduğu halde tescil edilmeyen hususlara ilişkin olarak ilgilileri tescile davet etmesine rağmen tescil yaptırmayan ve kaçınma sebeplerini de bildirmeyenler hakkında idari para cezası vermesine ilişkin düzenlemeyi içermekteydi. Uygulanacak idari para cezası da nispi olarak 200 TL-4000 TL arasında belirlenmişti. 6335 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikle söz konusu durumda idari para cezasını uygulama yetkisi sicil müdürünün teklifi üzerine mahallin en büyük mülki amiri tarafından verilecek şekilde yeniden düzenlenmiş, idari para cezası tutarı da 1000 TL olarak belirlenmiştir. www.ozdogrular.com

B- 6102 SAYILI KANUN’UN 38. MADDESİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER

Türk Ticaret Kanunu’nun 38. maddesi tescil ve kayıt için bilerek gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası uygulanacağını hüküm altına almıştı. 6335 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikle suçun tanımı tescil ve kayıt için gerçeğe aykırı beyanda bulunmak, cezası da 2000 TL idari para cezası şeklinde değiştirilmiştir. Suçun tanımında yapılan değişiklik sonrasında kasıt, suçun unsurları arasından çıkarılmış ve suçun hataen de işlenebileceği hüküm altına alınmıştır. Söz konusu fiile ilişkin idari para cezası uygulama yetkisi 6335 sayılı Kanunla değişik 562. maddenin 13. fıkrası uyarınca mahallin en büyük mülki amirindedir. www.ozdogrular.com

C- 6102 SAYILI KANUN’UN 51. MADDESİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER

Türk Ticaret Kanunu’nun 51. maddesi ticaret unvanına ilişkin olarak Kanun’un 39 ilâ 46 ve 48. madde hükümlerini ihlal edenler ve 49. maddeye aykırı olarak ticaret unvanını devredenlerle devralan ve kullanan kimselerin üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacaklarını hüküm altına almıştı. Söz konusu maddede atıf yapılan hükümler incelendiğinde toplam 21 fiil için üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası yaptırımı öngörüldüğü anlaşılmaktadır. 6335 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikle bu 21 fiilin birisi dışında suç tanımlarında bir değişikliğe gidilmemiştir. Buna göre 39. maddenin değişiklikten önceki halinde tacirler, işletmesi ile ilgili olarak düzenlediği her türlü kağıt ve belgede; sicil numarası, ticaret unvanı, işletmesinin merkezi, tacir sermaye şirket ise taahhüt edilen ve ödenen sermaye, internet sitesinin adresi ve numarası ile anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde, sırasıyla yönetim kurulu başkanı ve üyelerinin, müdürlerin ve yöneticilerin adları ile soyadlarını yazmadıkları durumda cezai yaptırımla karşı karşıya kalacaklardı. Yapılan değişiklikle her türlü kağıt ve belge kavramı netleştirilmiş, ticari mektuplar(2) ve ticari defterlere yapılan kayıtların dayandığı belgeler(3) şeklinde belirlenmiştir.  Bu belgelerde yer verilecek bilgilerde de sınırlamaya gidilmiş, tacirin sicil numarası, ticaret unvanı, işletmesinin merkezi ile tacir internet sitesi oluşturma yükümlülüğüne tabi ise tescil edilen internet sitesinin adresi belgelerde yer verilecek bilgiler şeklinde belirlenmiştir. Maddenin eski halinde belgelerde yer verilmesi istenen anonim şirketlerde yönetim kurulu başkan ve üyelerinin adları ve soyadları ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı, limited şirketlerde müdürlerin adları ve soyadları ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yöneticilerin adları ve soyadları ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı bilgilerinin internet sitesi yükümlülüğüne tabi şirketlerde internet sitesinde yayınlanacağı hüküm altına alınmıştır.

Yaptırımlardaki değişiklikler kapsamında ise 17 fiilin yaptırımı idari para cezasına dönüştürülmüş, 4’ünün yaptırımında bir değişikliğe gidilmemiştir. www.ozdogrular.com

Buna göre;

— Ticari işletmeye ilişkin işlemlerin, ticaret unvanıyla yapılmaması ve işletmeyle ilgili senetlerle diğer belgelerin bu unvan altında imzalanmaması, 

— Tescil edilen ticaret unvanının, ticari işletmenin görülebilecek bir yerine okunaklı bir şekilde yazılmaması,

— Tacirin düzenlediği ticari mektuplar ile ticari defterlere yapılan kayıtların dayandığı belgelerde ticaret unvanı, ticaret sicil numarası, işletmenin merkez adresinin ve internet sitesi yükümlülüğüne tabi şirketlerde internet sitesi adresinin yazılmaması, bu sitede ayrıca yöneticilerin isimlerinin ve taahhüt edilen ve ödenen sermayenin belirtilmemesi,

— Ticari işletmenin açıldığı günden itibaren on beş gün içinde, ticari işletmeyi ve seçilen ticaret unvanını, işletme merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan ettirilmemesi,

— Kullanılacak ticaret unvanının ve bunun altına atılacak imzanın notere onaylattırıldıktan sonra sicil müdürlüğüne verilmemesi, tüzel kişi tacirlerde, unvanla birlikte onun adına imzaya yetkili kimselerin imzalarının notere onaylattırılarak sicil müdürlüğüne verilmemesi,

— Merkezi Türkiye’de bulunan ticari işletmelerin şubelerinin bulundukları yerin ticaret siciline tescil ve ilan edilmemesi, Kanun’da aksine hüküm bulunmadığı durumlarda merkezin bağlı olduğu sicile geçirilen kayıtların şubenin bağlı bulunduğu sicilde de tescil edilmemesi,

— Merkezleri Türkiye dışında bulunan ticari işletmelerin Türkiye’deki şubelerinin, yerli ticari işletmeler gibi tescil edilmemesi, bu şubeler için yerleşim yeri Türkiye’de bulunan tam yetkili bir ticari mümessil atanmaması, Ticari işletmenin birden çok şubesi varsa, ilk şubenin tescilinden sonra açılacak şubelerin yerli ticari işletmelerin şubeleri gibi tescil edilmemesi,

— Gerçek kişi tacirin ticaret unvanının kanuna uygun eklerle kısaltılmadan yazılacak adı ve soyadından oluşmaması,

— Kollektif şirketin ticaret unvanının, bütün ortakların veya ortaklardan en az birinin adı ve soyadıyla şirketi ve türünü gösterecek bir ibareyi içermemesi,

— Adi veya sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin ticaret unvanının, komandite ortaklardan en az birinin adı ve soyadıyla şirketi ve türünü gösterecek bir ibareyi içermemesi, bu şirketlerin ticaret unvanlarında komanditer ortakların adları ve soyadları veya ticaret unvanlarının bulunması,

— Anonim, limited ve kooperatif şirketlerin ticaret unvanlarında, işletme konusunun gösterilmemesi,

— Anonim, limited ve kooperatif şirketlerin ticaret unvanlarında, “anonim şirket”, “limited şirket” ve “kooperatif” kelimelerinin bulunmaması, gerçek bir kişinin adı veya soyadı yer aldığı takdirde, şirket türünü gösteren ibarelerin, baş harflerle veya başka bir şekilde kısaltma yapılarak yazılması,

— Ticari işletmeye sahip olan dernek, vakıf ve diğer tüzel kişilerin ticaret unvanlarının adları olarak belirlenmemesi,

— Donatma iştirakinin ticaret unvanının, ortak donatanlardan en az birinin adı ve soyadını veya deniz ticaretinde kullanılan geminin adını içermemesi,  soyadları ve gemi adının kısaltılarak yazılması, ticaret unvanında ayrıca donatma iştirakini gösterecek bir ibarenin bulunmaması, 

— Ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde, ek yapılmaması, 

— Şubelerin, kendi merkezinin ticaret unvanını, şube olduğunu belirtmeden kullanması,

— Merkezi yabancı ülkede bulunan bir işletmenin Türkiye’deki şubesinin ticaret unvanında, merkezin ve şubenin bulunduğu yerlerin ve şube olduğunun gösterilmemesi,

Fiillerinin işlenmesi halinde mahallin en büyük mülki amiri tarafından 2000 TL idari para cezası,

— Ticaret unvanına, tacirin kimliği, işletmesinin genişliği, önemi ve finansal durumu hakkında, üçüncü kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunan, gerçeğe ve kamu düzenine aykırı olan ek yapılması,

— Tek başlarına ticaret yapan gerçek kişilerin ticaret unvanlarına bir şirketin var olduğu izlenimini uyandıracak ekler yapması,

—Türk, “Türkiye”, “Cumhuriyet” ve “Millî” kelimelerinin ticaret unvanına Bakanlar Kurulu kararı olmadan konulması,

— Ticaret unvanının işletmeden ayrı olarak devredilmesi devralınması ve kullanılması,

Fiillerinin işlenmesi halinde ise üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası uygulanacaktır. www.ozdogrular.com

III- SONUÇ

26.06.2012 tarih ve 6335 sayılı Kanun uyarınca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun; 33. maddesinde yapılan değişiklik ile sicil müdürüne tanınan idari para cezası verme yetkisi, sicil müdürünün teklifi şartı ile mahallin en büyük mülki amirine bırakılmış, ceza tutarı da maktu olarak 1000 TL olarak belirlenmiş; 38. maddesinde yapılan değişiklik ile suçun tanımı tescil ve kayıt için gerçeğe aykırı beyanda bulunmak, cezası da 2000 TL idari para cezası şeklinde değiştirilmiş, suçun tanımında yapılan değişiklik sonrasında kasıt, suçun unsurları arasından çıkarılmış ve suçun hataen de işlenebileceği hüküm altına alınmış, söz konusu fiile ilişkin idari para cezası uygulama yetkisi mahallin en büyük mülki amirine bırakılmış; 51. maddesinde yapılan değişiklik ile madde kapsamındaki 17 suçun yaptırımı idari para cezasına dönüştürülmüş, 4 suçun yaptırımında bir değişikliğe gidilmemiştir.

Suç konuları ve yaptırımlardaki değişiklikler birlikte değerlendirildiğinde suç ve cezaların suç ve cezada orantılılık ilkesine uygun olarak yeniden düzenlendiğini söylemek mümkündür.

 

Yakup AKKAYA*
Yaklaşım

*           Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müfettişi

()     Bu yazıda yer alan görüşler yazara ait olup, resmi nitelik taşımaz, hiçbir surette çalıştığı Kurum’u bağlamaz, doğrudan ya da dolaylı olarak Kurum’un görüşü şeklinde değerlendirilemez.

(1)         Kanun’un 562. maddesinde düzenlenen cezalardaki ve bu cezaların bağlandığı suç tanımlarındaki değişiklikler ayrı bir çalışmanın konusu olduğundan burada değinilmeyecektir.

(2)         6102 sayılı Kanun’un 82. maddesinde ticari mektuplar, bir ticari işe ilişkin tüm yazışmalar olarak tanımlanmıştır.

(3)         Tacir tarafından düzenlenen fatura, gider makbuzları vb. belgeler.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.