Hakan ÜZELTÜRK - Gümrük İdaresi ve serbest bölgeler (05.02.08) |
|
|
|
05 Şubat 2008 |
DÜNYA Gazetesi tarafından 1.2.2008 tarihinde verilen habere konu olan serbest bölgelerde üretimi durduran uygulamada yeni gelişmeler yaşandı. Aynı günün akşamı Gümrükler Genel Müdürlüğü 21 Ocak tarihli önceki yazısını iptal etti. Söz konusu yazıyla üretimde kullanılacak hammadde ve yarı mamullerin gümrük beyannamesine bağlanmak suretiyle serbest bölgelere katma değer vergisiz girebileceği belirtildi. Gümrükler Genel Müdürlüğü iptal ettiği 21 Ocak tarihli yazıda serbest bölgelerde üretime izin verilmemesini düzenleyen fakat 1999 tarihinden beri uygulanmayan Gümrük Kanunu hükümlerinin artık uygulanacağını duyurmuştu. Bu yazı ile üretim ve tüketim amaçlı mal girişlerinden vergi alınmaya başlanmış ve bunun sonucunda ise 21 serbest bölgede faaliyet durmuştu. İş hacmi yaklaşık 24 milyar dolar olan serbest bölgelerdeki bu problem 1.2.2008 tarihli yazı ile şimdilik sona ermiş durumda, ya da sona erdiği zannediliyor. Şimdi bazı tespitler yapalım: 1.Serbest Bölge Rejimi ile ilgili olarak 1985 senesinden itibaren katılımcı firmalarla uzun süreli sözleşmeler imzalanmıştır. Dolayısıyla yapılan sözleşmeler çerçevesinde bu firmalara sağlanan hakların hukuken korunması gerekmektedir. Tıpkı Avrupa Birliği bünyesinde benzer durumda olan serbest bölgelerle ilgili olarak kazanılmış hakların korunacağına dair alınan kararlarda olduğu gibi. 2.Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğu Anayasa'da yazılmış olmasına rağmen ülkemizdeki maalesef önemi anlaşılamamakta, anlaşılsa bile uygulanmak istenmemektedir. Güncel gelişmelerde bu durum çok açık ve bütün vahametiyle görülmektedir. Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan diğer ilkelerde olduğu gibi hukuk devleti ilkesini de görmek istemeyenler hukuku açıkça çiğnemektedirler. Bu yazının konusu da bu uygulamanın tipik örneğidir. Yürürlükte olan bir kanun vardır. Bu kanunun serbest bölgeleri sıkıntıya sokan hükümleri vardır. Bu durumda bir hukuk devletinde yapılması gereken yeni bir kanun değişikliği ile sistemde aksayan kısımları düzeltmektir. Oysa uygulamada bunun tam tersi yapılmakta, yürürlükte olan kanun hükümleri fiilen Gümrük İdaresi tarafından uygulanmamaktadır. Bu durum sorunu pratikte çözmüş olabilir fakat kesinlikle hukuka aykırıdır. 3.Hukuka aykırı bir uygulama ile mevcut kanun değiştirilmeden sadece uygulamada yok kabul edildiği için 1999-2008 arasında mevcut kanun hükümlerine göre alınması gereken vergiler de alınmamıştır. Bir başka ifade ile kanun ile kaldırılması gereken vergiler uygulama devam ettiği için kaldırılmamış, Gümrük İdaresi tarafından tahsil edilmemiştir. Bu hem hukuk devletinin önemli kurumlarından idarenin yasallığı ilkesine aykırıdır, hem de hukuken suç teşkil etmektedir. 4.Gümrük İdaresi yine uygulamadığı kanun hükmüne bu sefer uygulayacağını bir yazı ile 21 Ocak'ta ilan ederek işlemlerin vergiye tabi olduğunu açıklamıştır. Bu konuda herhangi bir yetkisi olmadığı gibi, kendi kusurunu müsteşar imzalı bu yazı ile giderme çabası içine girmiştir. Geçmiş yılda da bu hukuka aykırı uygulama bir bakan girişimiyle durdurulmuştu. 5.Aynı Gümrük İdaresi şimdi yine hukuka aykırı bir işlemle daha önceki hukuka aykırı yazısını yürürlükten kaldırdığını bir yazıyla ilan ederek ben Gümrük Kanunu hükümlerini uygulamayacağım demektedir. Bir bakımı hukuka aykırı davranma artık sıradan, birkaç günde bir değişen yazılarla yapılmaktadır. 1999 tarihinden beri gümrük kanunlarının ilgili hükümlerini uygulamayan ve 1 Şubat tarihli yazısı ile de bu uygulamaya devam eden Gümrük İdaresi suç işlemektedir. Burada serbest bölgelerde faaliyet gösteren firmaların mevcut problemleri var olan kanunları uygulamamakla düzelmez. Bu konuda problemli hususların Gümrük Kanunu'nda yapılacak değişikliklerle, hukuka uygun olarak giderilmesi gerekmektedir. Yoksa yarın yine uygulanmayan bir kanun hükmü uygulanmaya başlayarak yeni sıkıntılar ortaya çıkabilecektir. Mevcut düzenlemeler acilen ele alınmalıdır. http://www.dunyagazetesi.com.tr/yazar.asp?authId=21 |