Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Vazife Malûllüğünün Karşılaştırılması PDF Yazdır e-Posta
05 Eylül 2012

Image

 

I- GİRİŞ

Dünyada her yıl 2,34 milyon kişi iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle hayatını kaybederken, ülkemizin iş kazası ve meslek hastalığı sonucu hayatını kaybeden işçi sayısı ile bu alanda kendi içinde bir çıkmaz içinde bulunduğu sürekli olarak gündeme taşınmaktadır. Sosyal güvenlik sistemimizin, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından benimsenen Sosyal Güvenliğin Asgari Normlarına İlişkin 102 sayılı Sözleşmede sayılan 9 temel sigorta kolu arasında da yer alan iş kazası ve meslek hastalıklarına ilişkin riskleri ve dolayısıyla gelir kaybını garanti altına alıyor olmasının, genellikle ölüm ile sonuçlanan bu olaylar sonucunda meydana gelen zararı (maddi ve manevi) telafi ettiğini veya bu olayların önlenmesi bakımından çözüm içerdiğini söylemek yerinde olmayacaktır.www.ozdogrular.com

Bu nedenle, sonuçlara yönelik çözüm yolları üretmek ve bunları geliştirmekten ziyade, nedenlere yönelik çözüm yolları üretmek ve bunları etkin bir şekilde kullanmak, iş kazası ve meslek hastalıklarına ilişkin risklerin telafisi için önem kazanmaktadır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda sigortalıların görevlerinden kaynaklanan malullük, hastalık ve ölüm hallerinde tabi olunan sigortalılık statüsüne göre iş kazası ve meslek hastalığı veya vazife malullüğü hükümleri uygulanmaktadır. Özellikle 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılar açısından sıkça uygulanan iş kazası ve meslek hastalığı hükümleri ile uzun vadeli sigorta kolları kapsamında yalnızca 4. maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan kamu görevlileri hakkında uygulanan vazife malullüğü hükümleri arasında kapsam ve uygulama bakımından çeşitli farklılıkların bulunduğu görülmektedir.

Bu makalede, 5510 sayılı Kanun’un yürütülen görev dolayısıyla meydana gelen ölüm ve hastalık hallerinde sigortalılık statüleri dikkate alınarak uygulanan, iş kazası ve meslek hastalığı sigortasına ilişkin hükümleri ile vazife malullüğü hükümleri arasındaki ilişki inceleme konusu yapılmıştır.

II- SİGORTA KOLLARI KAPSAMINDA İŞ KAZASI, MESLEK HASTALIĞI VE VAZİFE MALULLÜĞÜ

Bilindiği gibi, 5510 sayılı Kanun’un sosyal sigortalar ayağını kısa ve uzun vadeli sigorta kolları olarak adlandırılan iki ana sigorta kolu ile sağlanan haklar oluşturmaktadır. Bu kapsamda; kısa vadeli sigorta kolları iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortasını içerirken, uzun vadeli sigorta kolları ise malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasını içermektedir.www.ozdogrular.com

Kanunla tüm sigortalılık statüsündeki sigortalılar için sosyal sigorta kapsamındaki hak ve yükümlülükler arasında norm ve standart birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak, 5510 Kanun’un 4. maddesinin; “Bu Kanun’un kısa vadeli sigorta kollarına ilişkin hükümleri bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara bu kapsamda oldukları sürece uygulanmaz.” hükmü nedeniyle, iş kazası ve meslek hastalığını da içeren kısa vadeli sigorta kolları, yalnızca Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için uygulanmaktadır.

Benzer şekilde, 5510 sayılı Kanun’un İkinci Kısmında yer alan ve “Kamu Görevlilerine İlişkin Hükümler” başlığını içeren Beşinci Bölümü altında düzenlenmiş olan ve uzun vadeli sigorta kolları kapsamında bulunan “vazife malullüğü” hükümleri ise yalnızca Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalıların yararlandığı bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır.

Diğer taraftan, bazı sigorta kollarının uygulanacağı sigortalıları belirleyen 5510 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlarda iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından yararlanırken, 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında (5510 sayılı Kanun’un 51. maddesinin üçüncü fıkrası hükmü saklı olmak üzere) sigortalı sayılan isteğe bağlı sigortalılar bir sigortalılık ilişkisinin bulunmaması nedeniyle kısa vadeli sigorta kolları ile sağlanan haklardan bu sigortalılığın doğası gereği yararlanmamaktadırlar.

Buna göre; 4-1/c kapsamındaki sigortalılar iş kazası ve meslek hastalığı dahil kısa vadeli sigorta kolları, 4-1/a ve 4-1/b kapsamındaki sigortalılar da kamu görevlisi olmadıkları için vazife malullüğü hükümlerinden yararlandırılmamaktadırlar.

III- İŞ KAZASI, MESLEK HASTALIĞI VE VAZİFE MALULLÜĞÜNÜN KAPSAMI İLE SAĞLANAN HAKLAR

Kısa vadeli sigorta kolları arasında yer alan ve 5510 sayılı Kanun’un 4.  maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamındaki sigortalılar hakkında uygulanan “İş kazası ve meslek hastalığı” hükümleri bu Kanun’un 13 ve 14.  maddeleri ile tanımlanmıştır. www.ozdogrular.com

Bahsi geçen 13.  maddeye göre;

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

d) Kanun’un 4.  maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,

meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olaylar “İş kazası” olarak nitelendirilmiştir.

14.  maddede ise; sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleri “Meslek hastalığı” olarak kabul edilmiştir.

Görüleceği üzere, iş kazası açısından ortaya çıkan ve bedensel veya ruhsal özre sebep olan olaylar ile yürütülen iş arasında her zaman sıkı bir bağ bulunmaz iken, meslek hastalığı kapsamında değerlendirilecek bedensel veya ruhsal özür ile çalışılan veya yapılan iş arasında mutlak bir bağın bulunması gerekmektedir.

Bu kapsamda, 5510 sayılı Kanun’da iş kazası veya meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklar:

— Sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi,

— Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması,

— İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine, gelir bağlanması,

— Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi,

— İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi

olarak belirlenmiştir.

Öte yandan, vazife malullüğüne ilişkin hükümlerin düzenlendiği 5510 sayılı Kanun’un 47. maddesinde sigortalıların;

a) Vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden,

b) Vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden,

c) Kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken,

d) İdarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya

e) İşyerinde meydana gelen kazadan

doğan nedenlerle malul hale gelmeleri “Vazife malullüğü” olarak tanımlanmıştır.

5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’nun 45. maddesine paralel olarak şekillenmiş olan söz konusu maddede vazife malullüğü açısından bir adım öne geçilmiş ve ortaya çıkan malullük ile yürütülen görev arasındaki sebep-sonuç ilişkisine ek olarak, maluliyete neden olan kaza ile kazanın meydana geldiği yer arasında bir ilişkinin kurulması gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Sigortalıların vazife malullüğü halinde sağlanan hakları ise:

— Vazife malullüğü aylığı,

— Vazife malullüğü sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanması,

— Aylık bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi,

— Vazife malullüğü sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi,

olarak sıralamak mümkündür. Ayrıca, vazife malullüğüne neden olan olayın veya buna sebep olan kişilerin niteliğine göre vazife malullerine 5510 sayılı Kanun’un genel sağlık sigortası ile sağlanan sağlık yardımlarından yararlanma hakkı olmak üzere çeşitli kanunlar ile düzenlenmiş yardım ve haklar tanınmaktadır.www.ozdogrular.com

IV- İŞ KAZASI, MESLEK HASTALIĞI VE VAZİFE MALULLÜĞÜNE UĞRAYAN SİGORTALILARIN HAKLARI ARASINDAKİ FARKLILIKLAR

Amacı kişilerin yürütmekte oldukları görevler dolayısıyla uğradıkları zararların telafisi olmakla birlikte, iş kazası ve meslek hastalığı ile vazife malullüğüne uğrayan sigortalıların veya bunların hak sahiplerinin, anılan sigorta kolları ile sağlanan haklardan yararlandırılmaları bakımından çeşitli farklılıklar bulunmaktadır.

A- GELİR VE AYLIĞA HAK KAZANMA BAKIMINDAN ORTAYA ÇIKAN FARKLILIKLAR

İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalılar her gün için geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanırken, bu nedenle oluşan hastalık ve özürler nedeniyle SGK tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden meslekte kazanma gücünün en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanabilmektedirler.

Bunlardan meslekte kazanma gücünün en az % 60’ını kaybettiği tespit edilen ve bu nedenle malul olduğuna karar verilen sigortalılar ise, sürekli iş göremezlik geliri ile malullük aylığı şeklindeki iki ayrı ödemeden Kanun’un 54.  maddesi hükümleri çerçevesinde yararlandırılmaktadırlar.

İş kazası ve meslek hastalığı halinde bağlanacak sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının mesleğinde kazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanmaktadır. Sürekli tam iş göremezlikte sigortalıya hesaplanan aylık kazancının % 70’i oranında gelir bağlanmakta ve sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise gelir bağlama oranı % 100 olarak uygulanmaktadır. www.ozdogrular.com

Bununla birlikte vazifelerinden dolayı saldırıya uğrayan memurlar ile görevleri sırasında ve görevlerinden dolayı bir kazaya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan ve bu nedenle iş göremezliğe uğrayan kamu görevlileri tabi oldukları personel kanunları[1] gereğince iyileşinceye kadar izinli sayılmaktadırlar ve gerek ayaktan gerekse yatarak gördükleri tedavi süresince görev aylıklarını aynen almaya devam etmektedirler. Ancak, kamu görevlilerinin vazife malulü sayılabilmeleri için öncelikle malul hale gelmeleri gerekmektedir.

Bilindiği gibi, 5510 sayılı Kanun’un 25. maddesi ile kamu görevlileri açısından malullük; çalışma gücünün en az % 60’ının veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybedildiğinin SGK Sağlık Kurulunca tespit edilmiş olması olarak belirlenmiştir. Söz konusu iki halden birinin varlığının tespiti nedeniyle malul olduğuna karar verilen kamu görevlileri yalnızca 6 dereceden oluşan vazife malullüğü aylığından yararlandırılmaktadırlar.

Vazife malullüğü halinde sigortalıların prim ödeme gün sayısı 10800 gün (10800 günden fazla olanlara toplam prim ödeme gün sayıları üzerinden) olarak kabul edilmek suretiyle tespit edilecek aylık bağlama oranı ile yukarıda açıklandığı üzere 6 derece olarak belirlenmiş olan vazife malullüğü dereceleri itibariyle uygulanan vazife malullüğü zammından (% 30 ila % 2 oranları arasında değişmektedir) yararlandırılmaktadırlar.

Ayrıca, vazife malullüğüne sebep olan olayların harp malullüğü ile 2330 ve 3713 sayılı Kanunlar kapsamında bulunmasına göre vazife malullerine veya hak sahiplerine bağlanan aylığın miktarı farklılık göstermektedir. Ancak, bahsi geçen kanunlarda yer alan özel düzenlemeler nedeniyle ilgililerine SGK tarafından yapılan ilave ödemeler Hazine tarafından finanse edilmektedir. Yine bu kapsamda özellikle 3713 sayılı Kanun kapsamındaki vazife malulleri genel sağlık sigortası kapsamında sunulan hizmetler bakımından bazı özel haklara sahip bulunmaktadırlar.www.ozdogrular.com

B- SİGORTALILARIN KİŞİSEL SORUMLULUKLARI BAKIMINDAN ORTAYA ÇIKAN FARKLILIKLAR

5510 sayılı Kanun’un 22. maddesine göre, iş kazasına veya meslek hastalığına uğraması, hastalanması, tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliğinin artması hallerinde sigortalıya ödenen veya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği ile sürekli iş göremezlik geliri bakımından sigortalının sorumluluğu etkili olmaktadır.

Buna göre;

— Ceza sorumluluğu olmayanlar ile kabul edilebilir bir mazereti olanlar hariç, sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık nedeniyle hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzamasına veya iş göremezlik oranının artmasına, malûl kalmasına neden olması halinde, uzayan tedavi süresi veya artan iş göremezlik oranı esas alınarak dörtte birine kadarı eksiltilmektedir.

— Ceza sorumluluğu olmayanlar hariç, ağır kusuru yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan sigortalının kusur derecesi esas alınarak üçte birine kadarı eksiltilmektedir.

— Kasdî bir hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan, hastalanan veya SGK’nın yazılı bildirimine rağmen teklif edilen tedaviyi kabul etmeyen sigortalıya, yarısı tutarında ödenmektedir.

Söz konusu hükümler kapsamında, sigortalıların kendilerinden kaynaklanan sebeplerle iş kazasına veya meslek hastalığına uğramaları, hastalanmaları, tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliğinin artması hallerinde, haklarında iş kazası veya meslek hastalığı hükümlerinin bazı kısıtlamalar olsa dahi uygulandığı görülmektedir.

Bununla birlikte Kanun’un 47. maddesine göre 4/1-c kapsamındaki sigortalıların ortaya çıkan malullüklerinin;

— Keyif verici içki ve her çeşit maddeler kullanmaktan,

— Kanun, tüzük ve emir dışında hareket etmiş olmaktan,

— Yasak fiilleri yapmaktan,

— İntihara teşebbüsten,

— Her ne suretle olursa olsun kendisine veya başkalarına menfaat sağlama veya zarar verme amacından,

doğmuş olması halinde sigortalılar hakkında vazife malullüğü hükümleri hiçbir şekilde uygulanmamaktadır. Bunlar yalnızca oluşan bu maluliyet nedeniyle malullük sigortası ile sağlanan haklardan yararlanabileceklerdir.

Bu durumda, iş kazasına veya meslek hastalığına uğranılması nedeniyle sigortalıların kusur ve sorumlulukları haklarında ilgili hükümlerin uygulanmasına engel teşkil etmezken, kamu görevlilerinin yukarıda sayılan kapsamdaki sorumlulukları, malul hale gelmelerine rağmen vazife malullüğü hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmektedir. 

Öte yandan 5510 sayılı Kanun’da iş kazası ve meslek hastalığı ile vazife malullüğü bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğunu da düzenlemiş olup, bahsi geçen kişilerin sorumlulukları sigortalılar hakkında gerek iş kazası ve meslek hastalığı gerekse vazife malullüğü hükümlerinin uygulanmasına etkisi bulunmamaktadır.

C- YENİDEN SİGORTALI OLMA HALİNDE GELİR VE AYLIĞA HAK KAZANMA BAKIMINDAN ORTAYA ÇIKAN FARKLILIKLAR

İş kazası ve meslek hastalığı sonucu bağlanan sürekli iş göremezlik geliri, sigortalılık statüsü ne olursa olsun ödenmeye devam edilebilecek bir ödemedir. Yani sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış bir sigortalının, 5510 sayılı Kanun kapsamında yeniden sigortalı olması veya eski işine devam etmesi bağlanmış olan bu gelirin kesilmesini gerektirmemektedir.www.ozdogrular.com

Bu kapsamda sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış sigortalılardan, aynı özürlülük veya meslek hastalığı nedeniyle istirahat raporu alanlara, hesaplanacak bir günlük geçici iş göremezlik ödeneği ile aylık sürekli iş göremezlik gelirinin otuzda biri arasındaki fark, her gün için geçici iş göremezlik ödeneği olarak verilebilmektedir. Sigortalının yeniden bir iş kazasına uğraması veya yeni bir meslek hastalığına tutulması halinde, meydana gelen özürlerin bütünü göz önüne alınarak kendisine, sürekli iş göremezliğini doğuran son iş kazası veya meslek hastalığı sırasındaki kazancı üzerinden gelir hesaplanmaktadır. Ancak, sigortalının son iş kazası veya meslek hastalığı sırasındaki günlük kazancına göre bulunacak geliri, hesaplanan ilk gelirinden az ise sigortalının sürekli iş göremezlik geliri ilk kazanç üzerinden ödenir.

5510 sayılı Kanun’un 47. maddesine göre, 4. maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan ve vazife malulü olduğuna karar verilen kamu görevlilerinin, bu nedenle bağlanan vazife malullüğü aylığını almakta iken yeniden çalışmaya başlamaları halinde aylıklarının kesilmesi gerekmektedir. Bir başka deyişle bir sigortalının hem vazife malullüğü aylığını alması, hem de çalışmaya devam etmesi veya yeniden çalışmaya başlaması istisnalar dışında mümkün değildir.

Bahsi geçen istisnai düzenlemeye Kanun’un 5. maddesinde yer verilmiştir. Bu maddenin (c) bendi; “Harp malûlleri ile 12.04.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 03.11.1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre vazife malûllüğü aylığı bağlanmış malûllerden, 4.  maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanların aylıkları kesilmez. 3713 sayılı Kanun’a göre aylık bağlanmış malûller ile aynı Kanun kapsamına giren olaylar sebebiyle vazife malûllüğü aylığı alan er ve erbaşların, 4. maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olmaları halinde de aylıkları kesilmez. Aylıkları kesilmeksizin 4. maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışanlar hakkında uzun vadeli sigorta kolları, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında çalışanlar hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır. İş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulananların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde, bu isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden ay başından itibaren, haklarında uzun vadeli sigorta kolları da uygulanır. Bu fıkra kapsamına girenlerden ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.” hükmünü içermektedir.www.ozdogrular.com

Buna göre, vazife malullüğüne neden olan olayın niteliği bağlanan vazife malullüğü aylığının kesilmeksizin sigortalı olarak çalışmaya (bu durumda kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olma konusu isteği bağlıdır) imkan tanımaktadır.

Diğer taraftan, yukarıda açıklanan istisna kapsamına girmeyen ancak 5434 sayılı Kanun’a göre vazife malûllüğü aylığı almakta iken ve Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre vazife malûllüğü aylığı bağlananlardan 5510 sayılı Kanun’un 4.  maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamında çalışmaya başlayanlar hakkında da talepleri doğrultusunda iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri ve uzun vadeli sigorta kolları veya sosyal güvenlik destek primine ait hükümler uygulanmaktadır.

V- SONUÇ

Sosyal güvenlik mevzuatı bakımından tek çatı niteliğindeki 5510 sayılı Kanun’un öncelikli hedeflerinden birisini, sigortalılık statüleri arasındaki hak ve yükümlülüklerde norm ve standart birliğinin kurulması oluşturmaktadır.

Ancak, Kanun’un sigortalıların gerek doğrudan yürütülen işten, gerekse Kanun’un çizdiği sınırlar çerçevesinde yürütülen işin dolaylı etkileri sonucu iş kazasına ve meslek hastalığına uğramaları sonucu ortaya çıkan zararları telafi etmeyi amaçlayan hükümlerinin incelenmesinde, bu hükümlerin sigortalılık statüleri itibariyle çeşitli konularda farklılıkları barındırdığı, bu nedenle hedeflenen norm ve standart birliğinden sapmaların olduğu açıkça görülmektedir.

Belirtilen farklılıkların özellikle kamu görevlileri açısından ortaya çıkmış olmasını ise, 5510 sayılı Kanun’un 2006 yılında yayımlanan ve yürürlüğe girmeden Anayasa Mahkemesi’nce verilmiş olan iptal kararının([2]) bir sonucu olarak değerlendirmek gerekmektedir. Nitekim, bahsi geçen iptal kararı sonrasında 5754 sayılı Kanun([3]) ile yapılan ve önemli ölçüde 2008 yılı Ekim ayı başından itibaren yürürlüğe girmiş olan yeni düzenlemelerin kamu görevlilerine yönelik bir bölümünün iptali hakkındaki iptal başvurusunu inceleyerek karara bağlayan Anayasa Mahkemesi 30.03.2011 tarihli ve E: 2008/56, K: 2011/58 sayılı kararında([4]) Kanun’un 4. maddesini birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan kamu görevlilerine ilişkin sayılan ve benzeri farklılıkları içeren hükümlerin varlığını iptal başvurusunun reddi bakımından önemli bir gerekçe olarak kullanmıştır.www.ozdogrular.com

Bununla birlikte, varlık amacı aynı olan ve bildirim süresi, tespiti ile prim oranları ve yükümlüleri gibi farklılıkları da içeren iş kazası ve meslek hastalığını düzenleyen hükümler ile vazife malullüğünü düzenleyen hükümler arasındaki farklılıkların giderilmesi, vazife malulü olan kamu görevlileri lehine uygulamaları beraberinde getirebilecektir.

Bu noktada son dönemde yetkililerce sıkça dile getirilen ve kamu görevlilerinin önemli bir bölümü hakkında uygulana gelen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapılması öngörülen değişiklikler çerçevesinde, personel kanunlarında var olan hükümler gereği kısa vadeli sigorta kollarına tabi olamayan kamu görevlileri hakkında da kısa vadeli sigorta kollarının uygulanmasına imkan tanıyacak düzenlemelerin yapılması gündeme gelmelidir.

Ahmet ALTINTAŞ*
E-Yaklaşım


(*)              SGK, Sosyal Güvenlik Uzmanı
([1])            Bkz. 657 sayılı Kanun m. 105, 926 sayılı Kanun m. 128

([2])            15.12.2006 tarih ve E: 2006/111, K: 2006/112 sayılı karar (30.12.2006 tarih ve 26392 (5. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır).

([3])            08.05.2008 tarih ve 26870 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

([4])            28.12.2011 tarih ve 28156 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.