Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İmar Planlarına Karşı İtiraz ve Dava Yolları PDF Yazdır e-Posta
07 Eylül 2012
Image

I- GİRİŞ

İmar planlaması, çoğunluğu kentsel alanlarda olmak üzere ülkenin her yerinde insanların refahı, toplumsal ve ekonomik ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yeryüzünün fiziksel görünümünü değiştirmeye ve şekillendirmeye yönelik faaliyetlerdir[1].www.ozdogrular.com

Modern kentleşme sürecinde imar planları kadar bu planların hayata geçirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda arsa ve arazi düzenlemesi (Parselasyon) en önemli imar uygulama yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yöntemle imar planlarına uygunluk sağlanabilmektedir. Parselasyon işlemi mülkiyet hakkını, dolayısıyla mülkiyet hakkı sahiplerini doğrudan etkileyen uygulamalardır. Bu nedenle özellikle bireyler açısından uygulama detaylarının bilinmesinde yarar görülmektedir.

İmar uygulamalarının mülkiyet hakkını doğrudan etkileyen işlemler olması nedeniyle bir takım uyuşmazlıkların da olması kaçınılmazdır. Bu yazıda, İmar uygulamaları nedeniyle mağduriyet iddiasında bulunanların başvurabilecekleri hukuki yollara değinilmiştir. Bu çerçevede itiraz ve dava yolları özellikle bireylere faydalı olması amacıyla genel hatlarıyla ve yalın bir dille açıklanmaya çalışılmıştır.

II- PLANLAMA ÇEŞİTLERİ

İmar planı 1/50000, 1/25000, 1/5000 ve 1/1000 ölçeklerde yapılır. Nüfusu 10000`i asmış olan yerleşim birimlerinde yapılması gerekli olan ve yapılırken ciddi analitik ve istatistik raporlar oluşturulan bilimsel bir çalışmadır. Nüfusu 10.000’in altında olan yerleşmelerde imar planı yapılıp yapılmamasına belediye meclisleri karar verir. İmar planlarının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olarak hazırlanması gerekir.

Planlar, kapsadıkları alan ve amaçları açısından; “Bölge Planları” ve “İmar Planları” olarak bir kademelendirmeye tabi tutulur. Ana plan kademeleri olarak tanımlanabilecek bölge ve imar planlarına bölge planlarından sonra gelmek üzere “Çevre Düzeni Planları” da ilave edilebilir. İmar planları ise “Nâzım İmar Planları” ve “Uygulama İmar Planları” olarak hazırlanır. Uygulama imar planları, gerektiğinde etaplar halinde de yapılabilir. Diğer alt kademe plan türleri ise; Revizyon imar planı, İlave imar planı, Mevzii imar planı ve Islah imar plan türlerinden oluşur.

A- BÖLGE PLANLARI

Bölge planı, sosyal ve ekonomik gelişme eğilimlerinin yerleşmelerin gelişme potansiyelini sektörel hedefleri, faaliyetleri ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanan planlardır.

Görüldüğü gibi bölge planı, fiziksel bir plan olmanın ötesinde, bir politikalar demeti olarak nitelendirilebilecek yapıdadır. Amacı bölgeler arası dengesizlikleri gidermek üzere belirlenecek sınırları saptanacak bölgelerde sosyo-ekonomik sektörel hedefler çerçevesinde faaliyet ve altyapı dağılımını yerleşmelerin gelişme potansiyelini belirlemektir.[2] Bölge planlarını gerekli gördüğü takdirde Devlet Planlama Teşkilatı yapar ya da yaptırır.

B- ÇEVRE DÜZENİ PLANLARI

Ülke ve bölge plan kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşme ve arazi kullanılması kararlarını belirleyen plandır. Çevre düzeni planı, büyükşehir ya da bir arada planlanması gerekli görülen birden çok yerleşme merkezinin ilgi ve etkisi altındaki çevre için, bölge planı ile de ilişki kurularak düzenlenir. Planlanan mekân için koruma, kullanma ve yerleşme düzenleri getirir. www.ozdogrular.com

Çevre düzeni planları arazinin son durumunu gösteren topografik haritalar ya da hava fotoğrafları üzerine düzenlenirler. Belirlenmiş kesin bir ölçeği olmamakla beraber, bölgeyi tümüyle içine alabilecek biçimde 1/10.000 ya da 1/25.000 ölçekli kullanılabilir.

C- İMAR PLANLARI

İmar planları, nazım plan ve uygulama planı olarak düzenlenmektedir. Bu plan türlerine ilişkin bilgilere aşağıda kısaca değinilmiştir.

1- Nazım (Ana) İmar Planı

Bir şehirsel yerleşmenin genellikle yirmi yıllık süre içinde yerleşme prensiplerini ve gelişmesinin niteliğini ve niceliğini kesin olarak belirtmeden ana çizgileriyle veren (alan, yoğunluk, kullanma, ana ulaşım ağı gibi) uygulama imar planı için ön şart ve kılavuz olan plana nazım imar planı denir. Şehrin ana dokusunu gösterir. Genel ilkeleri belirtir. Kesin sınır ve biçim belirlemez. Bir düşünce projesidir. Üzerinden ölçü alınamaz. Varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilir. Arazi parçalarının; genel kullanılış biçimleri, başlıca bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunlukları, yapı yoğunlukları, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ve ilkeleri, ulaşım sistemleri ve problemlerin çözümü gibi hususlar gösterilir.

Nazım planın getirdiği ilkeleri açıklamak için birde rapor düzenlenir. Rapor, planın tamamlayıcı bir parçasıdır. Plan raporu ile bir bütündür. Nazım planlar belediye sınırlarını, varsa mücavir alanları da kapsayacak şekilde düzenlenir. İmar sınırına kadar plan yapılmasına gerek olmayan beldeler için nazım plan raporuna gerekli hükümler konur. Nazım planın amacı şehirsel yerleşme ve gelişmenin yön ve boyutunu belirtmek, genel anlamda yol göstermektir. Planlanan alanda arazi parçalarının kullanış biçimleri, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki yoğunluklarını, türlü yerleşme düzenlerinin gelişme yön boyutları ile ilkelerini ve ana ulaşım ağını saptamak suretiyle imar uygulama planına kılavuzluk eder.www.ozdogrular.com

Nazım planlar onaylanmış halihazır haritalar üzerine çizilir. Nazım plan için belirlenmiş kesin bir ölçek yoktur. Planlamanın ayrıntılarını ve şehri olabildiğince toplu olarak gösterebilecek bir ölçek uygun olur. Belde arazisinin genişliğine göre 1/2000, 1/5000, 1/10000 ya da 1/25000 ölçeklerinden biri seçilebilir.

2- Uygulama İmar Planı

Nazım planın gösterdiği ilkelere uyularak beldenin şehirsel yerleşme ve gelişmesinde güdülecek yolları, ilkeleri ve yapı düzenlerini ayrıntılı bir biçimde belirten kesin ve tüm olarak hukuksal değer taşıyan plana, imar uygulama planı denir.

Tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilir. Çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri gösterir.

İmar uygulama planlarında yapı adaları, bu adalardaki yapı düzenleri, yapıların yükseklikleri, yollar ve genişlikleri, kesin olarak belirtilmiştir.

İmar uygulama planı, uygulama için yerleşme ve yapı düzenini belirlemek amacıyla düzenlenir. Uygulama ve parselasyon haritalarına esas olur.

Harita ölçeği genellikle 1/1000’dir. Şehrin bazı kesimleri için 1/500 ölçeği kullanılabilir.

3- Revizyon İmar Planı

Gerek nazım gerekse uygulama imar planlarının ihtiyaca cevap vermediği ve uygulamasının problem olduğu durumlarda planın tümünün veya büyük bir kısmının plan yapım tekniklerine uyularak yenilenmesi sonucu elde edilen plandır.www.ozdogrular.com

4- İlave İmar Planı

Mevcut imar planın gelişme alanları açısından ihtiyaca cevap vermediği hallerde imar planına bitişik ve mevcut imar planının genel arazi kullanış kararları ile tutarlı ve yine mevcut imar planı ile ulaşım açısından bütünlük ve uyum sağlayacak biçimde hazırlanmış bulunan planlardır.

5- Mevzi (Küçük Alan) İmar Planları

İmar sınırları içinde plan alanı dışında, sonradan doğan ihtiyaçlar nedeniyle sınırlı bir bölgenin planı gerekebilir. Örneğin planlanmış bölgeden uzakta, bir fabrika ya da turistik bir tesis için belirli bir alanın planlanması gibi. İmar sınırı dışında da benzeri ihtiyaç ve nedenlerle yine bir alanın planlanmasına ihtiyaç duyulabilir. Bu tür alanlarda sosyal ve teknik alt yapı ihtiyaçları kendi bünyesi içinde sağlanır.

Bu gibi yerlerin mevzii imar planının yapılabilmesi için planlanacak alan imar sınırı içinde ise, şehrin mevcut planı (çevre düzeni ve nazım imar planı) ile ilişkisi dikkate alınır. Planlama yetkisi belediyelere aittir.

İmar sınırı dışındaki bir alanın, mevzii imar planının yapılması da söz konusu olabilir. Bu tür alanlarda planlama yetkisi Valiliklere aittir.

III- İMAR PLANLARININ YAPILIŞI VE YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ

İmar planları, mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi 15 gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. www.ozdogrular.com

Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. 22.02.2005 tarih ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun 6 ve 10. maddelerinde yer alan hükümler uyarınca plan yapma yetkisi, İl Genel Meclisi ve İl Özel İdareleri tarafından kullanılmaktadır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları 15 gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar. Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir. Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir. İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 9. maddesine göre, gerekli görülen hallerde, kamu yapıları ve enerji tesisleriyle ilgili alt yapı, üst yapı ve iletim hatlarına ilişkin imar planı ve değişikliklerinin, umumi hayata müessir afetler dolayısıyla veya toplu konut uygulaması veya Gecekondu Kanunu’nun uygulanması amacıyla yapılması gereken planların ve plan değişikliklerinin, birden fazla belediyeyi ilgilendiren metropoliten imar planlarının veya içerisinden veya civarından demiryolu veya karayolu geçen, hava meydanı bulunan veya havayolu veya denizyolu bağlantısı bulunan yerlerdeki imar ve yerleşme planlarının tamamını veya bir kısmını, ilgili belediyelere veya diğer idarelere bu yolda bilgi vererek ve gerektiğinde işbirliği sağlayarak yapmaya, yaptırmaya, değiştirmeye ve re’sen onaylamaya yetkilidir.

Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan gerekli görüş, (Belediye) alınarak Çevre İmar bütünlüğünü bozmayacak imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumlarının Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulu’nca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. İlgili belediyeler görüşlerini 15 gün içinde bildirir. Bir kamu hizmetinin görülmesi maksadı ile resmi bina ve tesisler için imar planlarında yer ayrılması veya bu amaçla değişiklik yapılması gerektiği takdirde, Bakanlık, valilik kanalı ile ilgili belediyeye talimat verebilir veya gerekirse imar planının resmi bina ve tesislerle ilgili kısmını re’sen yapar ve onaylar. Bakanlık birden fazla belediyeyi ilgilendiren imar planlarının hazırlanmasında, kabul ve onaylanması safhasında ortaya çıkabilecek ihtilafları halleder, gerektiğinde re’sen onaylar. www.ozdogrular.com

Kesinleşen planlar ilgili belediyelere ve valiliklere tebliğ edilir. Bu planların uygulanması mecburidir. Re’sen yapılan planlardaki değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

4046 sayılı Kanun kapsamında gelir ortaklığı modeli ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflar yöntemine göre özelleştirme işlemleri yapılan hizmet özelleştirilmesi niteliğindeki yatırımların yapılacağı yerlerde hazırlanan veya hazırlattırılan plânları, Özelleştirme İdaresi’nce değerlendirilmek ve sözleşmeye uygunluğu konusundaki görüşü de alınmak kaydı ile (…) (1) re’sen onaylamaya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkili olup, her türlü ruhsatı ilgili belediye en geç iki ay içinde verir.(1)

IV- İMAR PLANI SONRASI ARSA VE ARAZİ PARSELASYONU

Parselasyon planı, imar plânının araziye uygulamasından sonra yapılacak röleve ölçülerine göre boyut değiştirmeyen paftalar üzerine çizilen, kesin parselasyon durumunu gösteren ve tapuya tescil işlemlerine esas alınan plândır.

A- PARSELASYON PLANLARININ YAPILMASI

İmar Kanunu’nun 18. maddesine göre; imar sınırları içinde bulunan binalı ve binasız arsa ve arazileri, malikleri ve diğer hak sahiplerinin izni aranmaksızın, birbirleri ile yol fazlaları ile kamu kurumlarına ve belediyeye ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada ve parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyetine göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü geçen yerler, belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise, belirtilen yetkiler valiliklere aittir.

Belediyeler ve valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında, bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışına karşılık “Düzenleme Ortaklık Payı” olarak düşülebilir.www.ozdogrular.com

Düzenleme ortaklık payları; düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, genel otopark, yeşil saha gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olamayan alanlar ile cami, karakol yerleri ile ilgili tesisler için kullanılmak üzere, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların, düzenlemeden önceki yüzölçümlerinden % 40’a kadar düşülebilen miktar ve/veya zorunlu hallerde malikin muvafakatı ile tespit edilen karşılığı bedeldir. Düzenleme ortaklık payı alınarak düzenlenen yukarıda belirtilen alan ve tesisler amacı dışında başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık payı, her parselden bir defaya mahsus olarak alınır. Ayrıca, bu şekilde umumi hizmetlere ayrılan yerlere rastlayan yapılar varsa belediye veya valilikçe kamulaştırılmadan yıkılamaz.

İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımında; düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisi ile plan ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesi sağlanır.

B- PARSELASYON PLANLARININ ONAYI

İmar Kanunu’nun 19. maddesine göre; parselasyon planları oluşturulduktan sonra belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde belediye encümeni, belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise il idare kurulunun onayından sonra bir ay süre ile ilgili idarece asılır. Ayrıca mutat vasıtalarla duyurulur. Bu sürenin sonunda parselasyon planları ve ekleri kesinleşir, tescil için mahalli tapu ve kadastro idaresine gönderilir.

Belediye veya valilikçe yapılan veya yaptırılan imar parselasyon planı ve ekleri encümen veya il idare kurulu tarafından onaylanıp kesinleştikten sonra kadastro teknik yönetmeliklerine ve izah namelerine uygunluğu mahalli kadastro müdürlüklerince kontrol edildikten sonra tescil için ilgili tapu sicil müdürlüğüne gönderilir.

Tescil işlemi için tapu sicil müdürlüğüne gönderilen dağıtım cetvelleri kadastro veya varsa daha önceden oluşmuş imar parselinin bulunduğu tapu kütüğünün beyanlar hanesine kaydedilir ve sonra sırasıyla imar parsellerinin tescili yapılır.www.ozdogrular.com

V- İMAR PLANLARINA KARŞI İTİRAZ VE DAVA HAKKI

A- İTİRAZ

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca gerçekleştirilen arsa ve arazi düzenlemesine yönelik parselasyon işleminden Kanun’un 19/1. maddesinde belirtilen bir aylık askı süresi içerisinde haberdar olunması ve uygulamanın taşınmaz maliki aleyhine olduğunun tespiti halinde düzenlemeyi yapan Belediye veya Valiliğe (plan-uygulama yapan idareye) itiraz edilmelidir.

Belediye veya Valilik itirazı yerinde bulursa gerekli düzeltmeyi yapacak ve yeniden belediye encümeni veya il idare kurulunun onayına sunacaktır. Peki, itirazımız yerinde görülmeyip reddedilirse veya ilgili idarelerce herhangi bir cevap verilmezse ne yapılacaktır.

B- DAVA

Belediye ve valilik yâda imar planı yapma yetkisine sahip idareler tarafından yapılan düzenlemeler için süresi içerisinde imar düzenlemesinin iptali için idari yargıda dava açılmalıdır.

İdari dava açma süresi nitelik itibariyle hak düşürücü süredir. Süresinde kullanılmayan dava açma hakkı düşecek ve böylece yargı yolu kapanacaktır. Bu nedenle hem mülkiyet hakkının korunması hem de sorumluluk anlamında idari davalar mutlaka süresinde açılmalıdır.

İlan edilen parselasyon işlemine karşı bir aylık askı süresi içinde itiraz edilmesi halinde, belediyelerin cevap verme süresi askı süresinin bitiminden itibaren başlamaktadır.

Eğer belediye/valilik itiraza ilan tarihinin son gününü izleyen günden itibaren 60 gün içinde cevap vermez ise talep reddedilmiş sayılacak bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya ilan tarihinin son gününü izleyen günden sonraki 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle talebin reddedilmesi halinde bu cevabın tebliğini izleyen tarihten itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabilecektir (İYUK md. 11).

  • Askı süresi içinde itirazda bulunduk. Belediyenin askı süresinin son gününü takip eden tarihten itibaren 60 gün içinde itirazımıza cevap vermesi gerekmektedir.
  • Bu süre içinde cevap verilmezse: Talep kabul edilmemiş sayılarak cevap verme süresinin sona erdiği tarihten itibaren 60 gün içinde dava açılacaktır.
  • Süresinde cevap verilerek talep reddedilirse: Ret cevabının tebliği tarihinden itibaren 60 gün içinde dava açılacaktır.

Parselasyon işleminin askı müddeti içerisinde öğrenilmesi halinde yapılacak işlem yukarıda açıklanmıştır. Ancak bazı belediyeler düzenlemeleri ilan etmemekte veya yapılan kontrollerde imar düzenlemesine rastlanılmamakta ama buna rağmen düzenlemeler tapuya tescil edildikten çok sonra durumdan haber alınmaktadır.

Taşınmaz maliki aleyhine sonuçlar yaratan bir imar düzenlemesinden askı süresinden sonra haber alınması anılan düzenlemeye karşı iptal davası açılmasına engel midir? Elbette ki hayır.

Çünkü parselasyon işlemleri bizzat muhatabına tebliği gereken sübjektif ve kişisel işlemlerdendir. Bu nedenle de parselasyon işlemleri taşınmaz sahiplerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre bizzat tebliğ edilmelidir.

Eğer parselasyon işlemi tebliğ edilmişse dava açma süresi, tebliğ tarihinden itibaren 60 gündür. Bu sürede dava açılmazsa dava açma hakkı kalmayacak açılacak bir davada mahkemece süre aşımı yönünden reddedilecektir.

Ayrıca, tebliğ edilen işleme karşı 60 günlük süre geçirildikten sonra yapılan itiraza belediyece verilen cevap yeni bir dava süresi de başlatmayacaktır.

Parselasyon işlemi tebliğ edilmemişse, taşınmaz maliki zararına sebep olan düzenlemeyi tespit ettiğimiz tarih imar düzenlemesi işlemini öğrendiğimiz tarih olarak kabul edilecek ve bu tarihten itibaren 60 günlük süre içerisinde idari yargıda iptal davası açılacaktır. www.ozdogrular.com

İşlemi öğrendiğimiz tarih yani dava açma süresinin başlangıç tarihi hiçbir zaman ilan tarihi veya yeni parsellerin tapularının düzenlenme tarihi olmayacaktır.

3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca parselasyon planlarında ve dağıtım cetvellerinde kapsadıkları alan içindeki her taşınmaz mala karşılık sahiplerine verilecek bağımsız veya şüyulu imar parsellerinin parsel büyüklükleri, hisse miktarı, parsellerin konumu gibi hususlar ayrı ayrı gösterilir. Bu planlar düzenlemeye tabi tutulan taşınmaz sahipleri için sübjektif ve kişisel işlemlerdir.

Bu nedenle parselasyon planının ilgili parsel sahiplerine tebliğ edilmesi ve dava sürenin bu tebliğ tarihine göre tespit edilmesi gerekir. İlan tarihi esas alınarak davanın süre aşımı yönünden reddedilmesi hukuka açıkça aykırılık teşkil eder[3].

Askı süresi içerisinde parselasyon işlemine yapılan itirazın askı süresinin son gününü izleyen günden itibaren 60 gün içinde cevap verilmemek suretiyle reddedilmesi üzerine, takip eden 60 günlük süre içinde parselasyon işlemine karşı dava açılması gerekir. Bu süreler geçtikten sonra idareye yapılan başvuruların idarece reddine ilişkin işlemler dava açma süresini yeniden başlatmaz[4].

Parselasyon işlemine karşı açılan iptal davasının idare mahkemesince süre aşımı nedeniyle reddi üzerine temyiz aşamasında Danıştay’ca; Parselasyon işleminin ilanen tebligat yoluyla duyurulmasından önce davacıların adreslerine tebligat yapılmadığı gibi davacıların bu işlemden haberdar olduklarına ilişkin herhangi bir kanıtta bulunmadığı ve ayrıca uygulama işlemi niteliğindeki parselasyon işleminin tebliği üzerine mevzi imar planının iptali istemiyle dava açılabileceğinden bu hususlar göz önünde bulundurulmadan idare mahkemesince davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde isabet görülmediği yönünde karar verilmiştir[5].

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 8. maddesine göre; süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar. Tatil günleri sürelere dâhildir. Şu kadar ki sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar. www.ozdogrular.com

Bu madde ile dava açma süresinin hesaplanması esasları belirlenmiştir. Bu hususlara çok dikkat edilmelidir. Çünkü süre hesaplamaları idare mahkemesince resen dikkate alınmakta ve davanın her aşamasında da incelenebilmektedir.

Ayrıca, ülkemizde son yıllarda iki tatil arasına rastlayan günlerin çalışanlar açısından idari izinli sayılmalarına yönelik bir uygulama yapılmaktadır.

İdari izin günleri resmi tatil günü olmadığından sürelerin son gününün idari izin gününe denk gelmesi halinde bu günler tatil günü gibi değerlendirilemeyecektir.

Eğer parselasyon işlemi tebliğ edilmişse dava açma süresi, tebliğ tarihinden itibaren 60 gündür. Bu sürede dava açılmazsa dava açma hakkı kalmayacak açılacak bir davada mahkemece süre aşımı yönünden reddedilecektir.

Ayrıca, tebliğ edilen işleme karşı 60 günlük süre geçirildikten sonra yapılan itiraza belediyece verilen cevap yeni bir dava süresi de başlatmayacaktır.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesine göre; ilan edilen parselasyon işlemine karşı bir aylık askı süresi içinde itiraz edilmesi halinde, belediyelerin cevap verme süresi askı süresinin bitiminden itibaren başlamaktadır.

Eğer belediye itiraza ilan tarihinin son gününü izleyen günden itibaren 60 gün içinde cevap vermez ise talep reddedilmiş sayılacak bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya ilan tarihinin son gününü izleyen günden sonraki 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle talebin reddedilmesi halinde bu cevabın tebliğini izleyen tarihten itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabilecektir.

İmar planlarına karşı dava açma sürelerinin daha iyi anlaşılması açısından özetlemek gerekirse; aşağıda belirtilen şekillerde iptal davası açılabilir;

Öncelikle askı süresi tamamlanmadan imar planlarına karşı iptal davası açılması mümkün değildir. Çünkü imar planları, askı süresi tamamlanmadığı sürece henüz kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğine dönüşmemektedir.www.ozdogrular.com

Askıya çıkarılmayan imar planlarına dava açma süresi nasıl hesaplanacaktır.

Kısaca özetlemek gerekirse, askıya çıkarılmayan imar planları kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olmadığından bu planlara karşı iptal davası açılması da mümkün değildir. İmar planlarının askıya çıkarılmadan uygulamaya konulması halinde ise tek tek uygulama işlemlerine karşı süresi içinde iptal davası açılması gerekir.[6]

  • Askı süresi içinde imar planına itiraz edilir. Son ilan gününden itibaren cevap verilmezse istek (itiraz) ret edilmiş sayılır. Bu tarihten itibaren 60 gün içinde dava açılır. Artık burada ikinci altmış gün içinde tekrar 2577 sayılı Yasa’nın 11. maddesi uyarınca yeniden bir başvuru yapılması mümkün değildir.
  • Eğer bu itiraz son ilan gününden itibaren 60 gün içinde ret edilmiş ise bu tarihten itibaren (tebliğ tarihinden itibaren) 60 gün içinde dava açılır. Son ilan gününden itibaren 60 gün içinde itiraz ret edilmesine rağmen örneğin atı ay sonra tebliğ edilmişse altı aydan sonraki altmış gün içinde açılacak dava süre aşımı nedeniyle ret edilecektir. Bu halde daha ilk 60 günün dolduğu tarihten itibaren birinci kısma göre sanki istem reddedilmiş gibi davanın açılması gerekir. Ya da ilk atmış gün içinde ret işlemi tesis edildiğine muttali olunmuş ise muttali olduktan sonraki altmış gün içinde iptal davası açılabilir.
  • Askı süresinin bitim tarihinden itibaren 60 gün içinde iptal davası açılabilir.
  • İmar planına yukarıda belirtilen sürelerde dava açılmaması halinde imar planının uygulama işlemleri olan inşaat ruhsatı, imar durumu, parselasyon, terk, izaleyi şüyu, kamulaştırma gibi işlemlere süresi içinde dava açılırken dayanak olan imar planına (ve üst planlar dahi)karşı da iptal davası açılabilir.
  • İlk üç bentte sayılan hususların dışında imar planı yürürlükte iken imar planının değiştirilmesi yönünde yapılan başvurunun reddedilmesi halinde ret işlemi ile birlikte yürürlükteki imar planının iptali için açılan dava süresinde olmaktadır.www.ozdogrular.com

VI- SONUÇ

Sağlıklı çevre, yaşanabilir yerleşim alanlarının oluşturulması, planlı gelişme ve bütün bunların sonucu olarak modern kentleşme; kamu yararının en üst seviyede belirlendiği imar planları ile mümkündür. İmar planlarına, halkın sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılama, doğal, kültürel ve tarihi değerleri koruma, sağlıklı ve güvenli yapılaşma sağlama, yaşam kalitesini arttırma gibi bir takım sorumluluklar yüklenmiştir. İmar planı söz konusu yükümlülüklere cevap verebildiği ölçüde başarılı ya da başarısız olarak değerlendirilmektedir.


Hidayet MAT*

E-Yaklaşım


Antalya Defterdarı
[1] Gazi KAPAN, İmar Mevzuatı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara Ekim 1998, s. 1

[2] Belma TEKİNBAŞ, Mücavir Alanlar ve Fiziksel Planlama, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, 1995, s. 29

[3] Dn. 6. D.’nin, 26.11.1996 Tarih ve E. 1996/4650, K. 1996/5328 sayılı Kararı.

[4] Dn. 6. D.’nin, 18.02.1998 Tarih ve E. 1997/1582, K. 1998/893 sayılı Kararı.

[5] Dn. 6. D.’nin, 21.10.1998 Tarih ve E. 1997/4802, K. 1998/4766 sayılı Kararı.

[6] http://danistayimarictihatlari.blogcu.com/3281392/

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.