Futbol kulüplerinin borsaya açılmasından sonra özellikle de üç büyük kulüp, "ekonomik potansiyelleri" üzerinden fırsat buldukça övünürken, iş vergiye gelince feryat figan eder. 1 Ocak 2008 itibariyle sporcuların gelirindeki stopaj yüzde 35'e çıktı. Gelir Vergisi Kanunu (GVK) çerçevesinde 2007 sonuna kadar geçici olarak uygulanan yüzde 15'lik oranı bile ödemekte güçlük çeken kulüpler, yüzde 35'lik kesintiyi ödememek için 2 aydır sporculara doğru düzgün ödeme yapmıyor.

Aslında kulüpler Kurumlar Vergisi'nden muaf ancak sporcular sözleşmelerini "net ücret üzerinden" yaparak Gelir Vergisi (GV) kesintisini kulüplere ödetiyor.

TBMM'ye sunulan Amme Alacaklarının Tahsiline İlişkin Kanun'da değişiklik öngören düzenlemede sporculara yapılan ödemeler GV'den istisna edilerek bu ödemelerin bakanlar kurulunca belirlenecek oranda vergilendirilmesine yönelik kalıcı bir belirleme yapılıyor. Böylece, düzenlemede oran belirtilmese de beklentiler doğrultusunda sporcu ücretlerinin sadece yüzde 15'inin stopaja tabi tutulması uygulamasının devamı sağlanıyor.

Gelirler Başkontrolörü Murat Başaran, sporcu gelirlerinin serbest ticaret kazancı olarak tanımlanması önerisinin düzenlemede olmadığını belirterek "Bu durumda sporcuların üçüncü kişilerden sporsorluklarla vs sağladığı kazançlar vergi dışı kalıyor. Sporcu ve teknik adamlar, gerektiğinde Borçlar Kanunu uyarınca yazılı veya sözlü olarak düzenlenecek sözleşmeyle kendi kulübünden başka bir kurumdan reklam, sponsorluk, tanıtım, isim hakkı gibi adlar altında GVK'da sayılan gelir unsurları dışında tanımlı gelirler elde edebilmektedir. Bu sporcuların tek tip sözleşme dışı faaliyetlerden elde ettikleri gelirlerin vergileme yöntemi açıklığa kavuşturulmamakta, teknik adamların vergileme yöntemi de açık olarak belirlenmemekte" dedi.

Düzenleme hemen çıksın

Söz konusu düzenlemenin bir an önce yürürlüğe girmesi gerektiğini söyleyen Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları (TÜRMOB) İstanbul Şube Başkanı Yahya Arıkan ise yüzde 15'lik oranın makul olduğunu söyledi. Arıkan, sporcuların tamamen vergiden muaf tutulmasının ise eşitlik ilkesiyle bağdaşmayacağını vurguladı.

Türkiye'de gelir-gider dengesi çoğunlukla negatif seyreden birçok kulüp, vergi yükünden kurtulmak için, biri ücretin düşük gösterildiği resmi sözleşme, diğeri de gerçek rakamın gösterildiği özel sözleşme olmak üzere, sporcuyla 2 ayrı sözleşme yapma yoluna başvuruyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ise spor kulüpleri ve sporculara vergi konusunda herhangi bir istisna uygulanmıyor.

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=89755