TÜRKİYE İstatistik Kurumu’nun son verilerine göre, çalışanların yarısı, kayıtdışı!.. Bu oran, yıllardır böyle yani üç yıl önce de, bir yıl önce de çalışanların yarısı kayıtdışı idi. Son açıklamalara göre, çalışanların yarısı yine kayıtdışı!.. Büyük bir olasılıkla, gelecek yıl da çalışanların yarısının, kayıtdışı olduğu açıklanacak. CEZASI YOK İnanmayacaksınız ama yasalarımızda, "kayıtdışı işçi çalıştıran, şu kadar ceza öder" diye bir madde yok!.. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, kayıtdışı işçi çalıştırmada konusunda batı ülkelerini incelediklerini ve Fransa’da kayıtdışı işçi çalıştırana 45 bin Euro ve 5 yıl hapis, Hollanda’da 45 bin Euro ve 1 yıl hapis, Finlandiya’da 1 yıl hapis, Almanya’da da 500 bin Euro’ya kadar varan idari para cezası ve 5 yıl hapis uygulandığını açıkladı. Peki... Türkiye’de ne kadar? Yukarıda belirttiğimiz gibi, Türkiye’de, "kayıtdışı işçi çalıştıranlar, şu kadar ceza öderler" şeklinde bir düzenleme yapılmamış!.. Sigorta prim bildirgeleri ile ilgili idari para cezaları var. Örneğin, "Sigortalı işe giriş bildirgesinin yasal süresi içinde kuruma verilmemesi (her bir sigortalı için), asgari ücretin brüt tutarı kadar idari para cezasını gerektiriyor". Sigortasız işçi tespit edildiğinde de "Arkadaş sen kaçak işçi çalıştırıyorsun. Bunun cezası şu kadar YTL" denilemiyor. Bunun yerine "sigortalı işe giriş bildirgesi verilmedi" diye 608,40 YTL idari para cezası kesilebiliyor. Hepsi o kadar!.. Bu arada kayıtdışı işçi çalıştırmayan ve gerçek ücreti üzerinden vergi ve sigorta yatıran işletmeler de, kayıtdışı istihdamdan "haksız rekabet" şeklinde, olumsuz etkileniyorlar. DENETİM YETERSİZ Son olarak İstanbul Davutpaşa’da yaşanan patlama faciasında tanık olduk. Bırakınız işçilerin kaçak çalışmasını, işyeri 4 yıldır kaçak, kayıtsız ve ruhsatsız çalışmak suretiyle, patlayıcı madde üretiyormuş!.. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye, İçişleri Bakanlığı, Belediye... Derken, hiçbir kurum, bu "kayıtdışı faaliyeti" tespit edememiş. Tek başına bu örnek bile, Türkiye’de denetimin ne kadar yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Dün, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü "800 müfettişle baskın İstanbul’da büyük gözaltı" başlığı altında, 800 müfettişin denetlenmedik bir işyeri bile bırakmayacağını açıkladı. Bu güzel bir haber ancak Türkiye’de toplam Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişi sayısı bile 800’ü bulmuyor!.. İstanbul’da SSK ile ilgili 90 müfettiş var. İş müfettişi sayısı da 120 civarında!.. YÜKLER AZALTILMALI Türkiye, istihdam üzerindeki yükler bakımından, "dünya rekoru" kıran bir ülke!.. Kayıtdışı istihdam önlense, Türkiye’nin bütçesi açık vermeyeceği gibi fazla bile verebilir. Yıllardır, "kayıtdışı istihdamın önleneceği" açıklanıyor ama bugün dahil, atılmış somut bir adım yok. - İşveren SSK sigorta primlerinin 2008’den itibaren 5 puan indirileceği açıklandı. Başbakan da, bu indirimin 2008 yılından itibaren uygulanacağını açıklayan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’a destek vererek "Ben Bakanımı mahcup etmem" dedi. Ancak, 2008’e girdik, ikinci aydayız, hálá bu konuda hiçbir gelişme olmadı. - 18-29 yaş arasındaki gençlerin istihdamı için "kademeli prim indirimi" getirilecek ve "ilk yıl işveren priminin tamamını Hazine karşılayacak" denildi. Bu konuda da somut bir gelişme olmadı. - Kadın işçi çalıştırılmasına prim teşviki, özürlü ve hükümlü istihdamına kolaylıklar getirilmesi, 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işverenlerin, ilave yüklerinin hafifletilmesi gibi, bir dizi proje var. Bunlar hem işveren hem de çalışanlar açısından son derece önemli. Ancak bu konuda da somut bir gelişme olmadı. Görünen o ki, yukarıda sıralanan önlemlerin çoğu, belki de tamamı, 2008 yılında "finansman sorunu var" diye, yürürlüğe girmeyecek. Girmeyince, 2008 yılı da "kayıtdışı istihdamın önlenmesi" ve "istihdamın teşviki" yönünden, yine kayıp bir yıl olacak. İnşallah yanılırız... http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/8182314.asp?yazarid=82 |