Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İşyerinde Şeref ve Haysiyeti Kırıcı İsnatlarda Bulunan İşçi İşten Çıkarılabilir PDF Yazdır e-Posta
16 Ekim 2012
Image

I- GİRİŞ

Çalışma hayatının zayıf tarafında yer alan işçi mevzuatımızda korunmakla birlikte bazı durumlarda işçinin korunması mümkün değildir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-d bendi uyarınca işçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya 84. maddeye aykırı hareket etmesi halinde işveren iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir. www.ozdogrular.com

Bu makalemizde, işçinin işyerinde şeref ve haysiyeti kırıcı isnatlarda bulunması, iş arkadaşına küfürlü sataşması ve işverene hakaret etmesi durumu İş Kanunu’nda yer alan düzenlemeler çerçevesinde iş sözleşmesinin feshi bağlamında değerlendirilecektir.

II- YASAL MEVZUAT VE OLAYLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-d bendi uyarınca işçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya 84. maddeye aykırı hareket etmesi halinde işveren iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir.

Bu düzenleme doğrultusunda bir uyuşmazlıkta Yargıtay 9. Hukuk Dairesi “o da erkek mi” diyerek üçüncü kişiler önünde işvereni rencide eden işçinin iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayandığına karar vermiştir. www.ozdogrular.com

“Somut olayda; davalı tarafça delil olarak ibraz edilen 24.11.2007 tarihli tutanak başlıklı belge içeriğinden davacının işverene “o da erkek mi” diyerek üçüncü kişiler önünde rencide ettiği ileri sürülerek davacının savunmasının talep edildiği anlaşılmaktadır. Feshe dayanak olarak gösterilen bu tutanak altında imzası bulunan davalı tanığı İ.Ç. tutanak içeriğini doğrulayarak, davacının 24.11.2007 tarihinde diğer işçilerinde duyacağı şekilde işverene küfür ettiği yönünde beyanda bulunmuştur. Davacının işverenin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf ettiği dosya kapsamı ile sabit bulunduğundan, iş akdinin 4857 sayılı Kanun’un 25/II-d bendi gereğince işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(1)

Yargıtay başka bir uyuşmazlıkta işveren ve işçisine sataşma eylemi olmasa da işyerindeki çalışma düzenini bozacak sözler söyleyen işçinin eylemi de haklı nedenle fesih sebebi saymıştır.

“Dosya kapsamına göre, yapılan yargılamada dinlenen davalı tanığı H.E.’nin davacının “çay molası verildiği bir sırada ulu orta bağırarak, herkesin duyacağı bir biçimde, böyle işi sinkaf ederim… diye sözler sarf etmeye başladı, kendisini uyarmama rağmen ağza alınmayacak şekilde küfürlü konuşmasına devam etti…” şeklindeki beyanının, davacı tanığı O.A’nın “… Olay akşamı çay kuyruğunda idim. Güvenlik amiri davacının yanına gelerek “sen ne biçim konuşuyorsun, işverene bu şekilde hitap edilir mi…” şeklinde sözler söyledi, davacı ile aramızda 1,5 metre mesafe vardı, ben kendisinin hakaret veya küfür ettiğini duymadım…” şeklindeki beyanı ile biri diğerini tamamlar ve destekler mahiyette olması karşısında işveren ve işçisine sataşma eylemi olmasa da bu hareketin işyerindeki çalışma düzenini bozacak bir eylem olduğundan davalı işverenin feshin geçerli sebeple olduğunu ispat ettiğinin kabulü ile davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.”(2)

Yargıtay başka bir uyuşmazlıkta ise; iş arkadaşına küfürlü sataşan işçinin eylemini de haklı nedenle fesih sebebi saymıştır. www.ozdogrular.com

“… Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının gece vardiyasında işe başlamak için işyerinde bulunan soyunma odasında iş elbiselerini giydiği sırada dava dışı (…) isimli işyerinde çalışan işçi ile sözlü olarak tartıştıkları bunun üzerine davacının (...)’ye küfür ettiği bu nedenle olayı başlatan ve işyerinde çalışana küfürlü sataşmayı yapanın davacı olduğu anlaşılmıştır. Soyunma odası işyeri eklentisi niteliğinde olup, davacının eylemi nedeni ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-d maddesi gereği haklı fesih koşulları oluşmuştur…”(3)

4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-d bendi uyarınca Kanun’un 84. maddesinde belirtilen, işyerine sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmek ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmak da yasaktır ve bu fiiller nedeniyle de işverenin iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshetme hakkı bulunmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 84. maddesi uyarınca işyerine sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmek ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmak yasaktır.

İşveren; işyeri eklentilerinden sayılan kısımlarda, ne gibi hallerde, hangi zamanda ve hangi şartlarla alkollü içki içilebileceğini belirleme yetkisine sahiptir.

Alkollü içki kullanma yasağı;

a) Alkollü içki yapılan işyerlerinde çalışan ve işin gereği olarak üretileni denetlemekle görevlendirilen,

b) Kapalı kaplarda veya açık olarak alkollü içki satılan veya içilen işyerlerinde işin gereği alkollü içki içmek zorunda olan,

c) İşinin niteliği gereği müşterilerle birlikte alkollü içki içmek zorunda olan

işçiler için uygulanmaz.

Belirtmek gerekir ki, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 84. maddesinde öngörülen yasaklara aykırılık aynı Yasa’nın 25/11. maddesi uyarınca işverenin fesih hakkını doğuran haklı bir sebep oluşturur. Bu madde hükümlerine göre işçinin işyerine uyuşturucu madde alarak gelmesi yasak olmasına rağmen alkollü içki almış olarak gelmesi yasak değildir. İşyeri dışında alınan alkol sarhoşluğa yol açmışsa, bu şekilde işyerine, bir başka anlatımla sarhoş gelmek yasaktır. Bu nedenle alkollü içki almış olmakla birlikte sarhoşluk belirtileri göstermeyen işçinin işyerine gelmesi İş Kanunu’nun 25/II-d maddesi kapsamında bir haklı neden olarak kabul edilemez. İşçinin işyeri dışında aldığı alkollü içki miktarı işçinin irade ve davranışlarını ve işini normal şekilde yürütülmesini etkilemiyorsa, sadece içki almış olması sözleşmenin feshi için yeterli değildir. Buna karşılık işyerinde alkollü içki kullanmak, sarhoşluğa yol açmasa bile fesih için yeterli bir sebeptir. www.ozdogrular.com

Somut uyuşmazlıkta, davacı işçinin izin günü dinlenirken alkol alması olağan bir durumdur. Davacı, işe geldiğinde işveren temsilcileri tarafından alkol muayenesine tabi tutulmuştur. İşyerine sarhoş olarak geldiği anlaşılmayan ve izinli iken alkol aldığın bilinen davacının, davalı işverence böyle bir harekete maruz bırakılması, iyi niyetli bir davranış olarak düşünülemez. Bu davranışın korunması hakkaniyete uygun değildir. Fesih haksız olduğu gibi, böyle bir tutum karşısında geçerli de kabul edilemez. Davanın kabulü yerine reddi hatalı bulunmuştur.”(4).

III- SONUÇ

4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-d bendi uyarınca işçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya 84. maddeye aykırı hareket etmesi halinde işveren iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir.

Bu bağlamda yukarıda belirtildiği üzere “o da erkek mi” diyerek üçüncü kişiler önünde işvereni rencide eden, işveren ve işçisine sataşma eylemi olmasa da işyerindeki çalışma düzenini bozacak sözler söyleyen ve iş arkadaşına küfürlü sataşan işçinin eylemlerini haklı nedenle fesih sebebi saymıştır. www.ozdogrular.com

4857 sayılı Kanun’un 84. maddesine göre, işyerine sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmek ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmak da yasaktır ve bu fiiller nedeniyle de işverenin iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshetme hakkı bulunmaktadır.

Ekrem TAŞBAŞI*

Yaklaşım

*            Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi, İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Uzmanı

()         Bu makalede yer alan görüşler yazarın kişisel görüşleridir. Bu nedenle çalıştığı Kurum’u bağlamaz.

(1)         Yrg. 9. HD.’nin, 27.01.2011 tarih ve E. 2009/1628, K. 2011/1031 sayılı Kararı (www.calismatoplum.org Erişim: 12.07.2012).

(2)         Yrg. 9. HD.’nin, 02.02.2005 tarih ve E. 2004/32049, K. 2005/2901 sayılı Kararı (www.calismatoplum.org Erişim: 12.07.2012).

(3)         Yrg. 9. HD.’nin, 08.06.2011 tarih ve E. 2010/3409, K. 2011/17095 sayılı Kararı (www.calismatoplum.org Erişim: 12.07.2012).

(4)         Yrg. 9. HD.’nin, 12.12.2005 tarih ve E. 2005/36147, K. 2005/39144 sayılı Kararı (www.calismatoplum.org Erişim: 12.07.2012).

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.