Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Karşı Taraf Vekalet Ücreti KDV’ye Tabi mi? PDF Yazdır e-Posta
27 Ekim 2012
Image

I- GİRİŞ

Vekâlet; vekillikte bulunma, birisini temsil etme, başkası nâm ve hesabına bir sözleşmeyle temsil etme anlamına gelmektedir(1).

Vekalet etme işi yasalara göre uygulamada, temsil edilen tarafından verilen bir vekaletnameye dayalı olarak yapılmaktadır. Vekaletname, bir kişinin başka bir kişiyi belirli durumlarda kendi adına hareket edebilmesi için yazılı olarak yetkilendirdiği bir belgeye verilen addır. Vekalet yetkisi, genel veya sınırlı bir yetki olabilmektedir. Vekaletnamenin içeriği, bu vekaletname ile mahkemelerin uygulayacağı vekaletin yetki kapsamını belirlemektedir. Özellikle aşağıdaki durumlarda avukatlara vekalet verildiğine sıklıkla rastlanmaktadır;

● Yokluğunda kişinin kişisel ya da ticari işlerinin sürdürülmesini istediği durumlar,

● Kişisel veya ticari işlerin teknik bilgisi yüksek ya da bu konuda yetkili bir kişi tarafından yürütülmesinin talep edildiği durumlar,

● Kaza veya ciddi sağlık sorunları gibi işlerinin bizzat yürütebilmenize engel olan durumlar.

Vekalet etme işini profesyonel olarak yapan kimselere uygulamada yaptığı iş karşılığında bir ücret ödenmektedir. Bu ücrete ise vekalet ücreti denilmektedir.

Makalemizde söz konusu vekalet ücretinin, özellikle davayı kaybeden karşı tarafın, davayı kazanan tarafın avukatına ödediği vekalet ücretinin niteliği ve katma değer vergisi karşısındaki durumu irdelenecektir.

II- VEKÂLET ÜCRETİNİN DAYANAĞI

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 163. maddesine göre, avukatlık sözleşmesi serbestçe düzenlenir. Avukatlık sözleşmesinin belli bir hukuki yardımı ve meblağı veya değeri kapsaması gerekir. Yazılı olmayan anlaşmalar, genel hükümlere göre ispatlanır. Yasaya aykırı olmayan şarta bağlı sözleşmeler geçerlidir. Avukatlık ücret tavanını aşan sözleşmeler, bu Kanun’da belirtilen tavan miktarında geçerlidir. İfa edilmiş sözleşmenin geçersizliği ileri sürülemez. Yokluk halleri hariç, avukatlık sözleşmesinin bir hükmünün geçersizliği, bu sözleşmenin tümünü geçersiz kılmaz. www.ozdogrular.com

Aynı Kanun’un 164. maddesi uyarıca, avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder. Yüzde 25’ini aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.

Yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz.  Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı veya ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde 10’u ile yüzde 20’si arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. www.ozdogrular.com

III- KARŞI TARAF VEKÂLET ÜCRETİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 330. maddesine göre, vekil ile takip edilen davalarda mahkeme tarafından, kanuna göre takdir edilecek olan vekâlet ücreti, taraf lehine hükmedilir.

329. maddesine göre, kötü niyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekâlet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir. Vekâlet ücretinin miktarı hakkında uyuşmazlık çıkması veya mahkemece miktarının fahiş bulunması hâlinde, bu miktar doğrudan mahkemece takdir edilir. www.ozdogrular.com

Aynı Kanun’un 323. maddesinde, vekil ile takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmıştır.

Aynı Kanun’un 120. maddesine göre davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı’nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 329-330. maddeleri çerçevesinde, söz konusu giderler, davasında haklı çıkması durumunda, karşı tarafa yüklenerek tazmin edilmektedir. Vekalet ücretinin bir yargılama gideri olduğu yasayla hükme bağlanmış olup, haksız çıkan tarafa yükletilen vekalet ücretinin;

— Yargılama sonunda haksızlığına hükmedilen tarafın yargıyı işgal etmesi,

— Haklı çıkan tarafın avukatının, bir kamu hizmeti olan yargılama hizmetine olumlu katkıda bulunması,

— Nedeniyle yargılama faaliyeti kapsamına ödenen bir katkı payı olduğunu ortaya koymaktadır. www.ozdogrular.com

IV- KARŞI TARAF VEKALET ÜCRETİNİN KDV KARŞISINDAKİ DURUMU

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesine göre, Türkiye’de yapılan serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan hizmetler katma değer vergisine tabidir.

Aynı Kanun’un 4. maddesi uyarınca, hizmet, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerdir. Bu işlemler; bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebilir.

Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 20. maddesinde;

“Teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedeldir. www.ozdogrular.com

Bedel deyimi, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade eder.”

hükmü yer almaktadır. Söz konusu düzenlemeye göre, katma değer vergisine tabi bir bedelden bahsedebilmek için,

— Bedelin kendisine hizmet yapılan kişi tarafından ödenmesi,

— Kendisine hizmet verilmesi karşılığında ödenmesi,

— Ödemenin para veya para ile temsil edilebilen bir değer olması

gerekmektedir.

Avukatların gerek vekalet sözleşmesine dayalı olarak müvekkilinden elde ettiği ücret, gerekse mahkeme kararıyla karşı taraftan elde ettiği ücret gelir vergisi yönünden serbest meslek kazancıdır. Bu konuda kuşku bulunmamaktadır. Ancak, serbest meslek faaliyeti kapsamında tahsil edilen bir bedelin katma değer vergisine tabi tutulabilmesi için, o bedelin verilen bir hizmet karşılığında alınmış olması gerekir. Hizmetin ise, tarafların karşılıklı iradeleriyle akdettikleri sözleşmeye dayalı olması ve bu hizmetin doğrudan doğruya ve münhasıran muhataba sunulması gerekir. Mahkeme kararı uyarınca, karşı taraf avukatına ödenen vekalet ücreti, ödeyen tarafın karşı taraf avukatından aldığı bir hizmetin karşılığı değildir. Bu ücret, tamamen Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Avukatlık Kanunu’na göre verilen mahkeme kararı uyarınca ödenmektedir. Ayrıca, karşı taraf vekalet ücreti, özel hukuk açısından mahkeme kararı ile belirlenmiş bir alacak niteliğinde değildir, davaya konu alacağın fer’isi niteliğinde yargılama gideridir. Bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükme bağlandığı gibi, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da vurgulanmıştır(2). www.ozdogrular.com

Kaldı ki, bu şekilde vekalet ücretine hak kazanan avukatların, borçlu tarafa serbest meslek hizmeti sunması yasal olarak yasaklanmış bulunmaktadır. Mahkemelerce hükmedilen vekalet ücretinde, vekalet ücreti ödemek zorunda kalan taraf ile lehine vekalet ücreti hükmedilen avukat diğer bir ifadeyle davayı kazanan tarafın avukatı arasında bir hizmet ilişkisi bulunmadığı gibi, böyle bir hizmet ilişkisi Avukatlık Kanunu’nda yasaklanmıştır. Zaten, belirtilen şekilde vekalet ücretine hak kazanan avukatların, karşı/borçlu tarafa serbest meslek faaliyeti kapsamında bir hizmet sunmaları hukuken ve mantıken mümkün olamaz(3).

Nitekim 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliği’nce belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler” hükmünü amirdir. Aynı Kanun’un 38/b hükmüne göre, aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütaala vermiş olma durumunda avukat teklif edilen avukatlık işini reddetmek zorundadır. Avukatın, davanın karşı tarafı ile görüşme imkanı dahi yasal olarak kısıtlıdır. Avukatlık Meslek Kuralları 31. maddesine göre, avukat karşı taraf ile, ancak avukatı vasıtasıyla görüşebilir.  Bu nedenle, karşı taraf vekalet ücretinin iş sahibi tarafından yapılan bir ödeme olarak görülmesi ve bu çerçevede verilen bir hizmet karşılığı ödendiğinden bahsedilmesi doğru değildir.

Bu nedenle, Avukatlık Kanunu’na göre haklı çıkan tarafın avukatına ödenmesine mahkemece hükmedilen vekalet ücretinin, elde eden avukat yönünden gelir vergisi açısından serbest meslek kazancı niteliğinde olmasına karşın, davayı kaybeden tarafa verilen bir hizmet bulunmaması ve hizmet verilen muhataptan tahsil edilmiş olmaması nedeniyle katma değer vergisinin konusu dışında kalmaktadır(4).

Davada haksız çıkan tarafça, haklı çıkan tarafa ödenmesine karar verilen yargılama giderlerinden olan vekâlet ücreti ise;

— Kendisine hizmet yapılan kişi tarafından ödenmemektedir. www.ozdogrular.com

— Kendisine hizmet verilmesi karşılığında ödenmemektedir.

Bu nedenlerle, karşı tarafa ödenen vekalet ücretinin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1, 4 ve 20. maddelerinde yer alan düzenlemeler çerçevesinde katma değer vergisine tabi bir bedel olduğunu iddia etmek mümkün görünmemektedir. www.ozdogrular.com

V- SONUÇ

Davada haksız çıkan tarafça, haklı çıkan tarafa ödenmesine karar verilen “karşı taraf vekalet ücreti” olarak adlandırılan ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin; kendisine hizmet yapılan kişi tarafından ödenmemesi ve kendisine hizmet verilmesi karşılığında ödenmemesi nedeniyle, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1, 4, ve 20. maddelerinde yer alan düzenlemeler çerçevesinde katma değer vergisine tabi bir bedel olarak değerlendirilmemesi gerektiği kanısını taşımaktayız.

Zihni KARTAL*

Yaklaşım

*           Vergi Başmüfettişi (E. Baş Hesap Uzmanı)

(1)        http://sozluk.bilgiportal.com (Erişim: 10.07.2012)

(2)        Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, E. 1957/4, K.1957/16 (04.09.1957 tarih ve 9697 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.).

(3)        Şükrü KIZILOT, Katma Değer Vergisi Kanunu ve Uygulaması, Ankara 2010, s.193

(4)        İstanbul 11. Vergi Mahkemesi’nin, 14.05.2012 tarih ve E.2011/1275, K.2012/1046 sayılı Kararı da aynı yöndedir.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.