Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Recep Bıyık - Yatırım indirimi istisnası devam etmelidir (08.02.08) PDF Yazdır e-Posta
08 Şubat 2008

Bu e-Posta adresi istenmeyen postalardan korunmaktadır, görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yatırım indiriminin tarihçesi

Yatırım indirimi vergi hukukumuza 1963 yılında 202 sayılı kanunla girmiştir. Zaman zaman çeşitli değişikliklere uğramakla beraber, özünde önemli bir değişlik olmadan 2003 yılına kadar gelmiştir. 2003 yılında 4842 sayılı kanunla yasal düzenleme ve uygulama esaslı değişikliklere uğramıştır. Bu dönemde yapılan değişikliklerin başında;

"İstisnadan yararlanmak için teşvik belgesi alma zorunluluğuna son verilmesi,

"Bölgesel ve sektörel ayırımların kaldırılması,

"Yatırım indirimi oranının bütün yatırımlar için yüzde 40 olarak belirlenmiş olması gelmektedir.

Yatırım indirimi düzenlemelerinde 4842 sayılı kanunla yapılan değişikliklerden sonra yeni düzenlemeler uzun bir uygulama süreci yaşamadan, 5479 sayılı kanunla 2005 yılı sonu itibariyle kaldırılmıştır. Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen bir geçici maddeyle, 2005 yılı sonu itibariyle uygulanamamış olan istisna tutarının 2008 yılı sonuna kadar uygulamasına olanak sağlanmıştır. Buna göre 2005 sonu itibariyle yasal düzenlemelerine son verilen yatırım indirimi uygulaması 2008 yılı sonu itibariyle bütünüyle hayatımızdan çıkacaktır.

Yatırım indiriminin getirilme gerekçelerinin tamamı geçerliliğini korumaktadır

1963 yılında yatırım indirimi;

"Yatırımların teşvik edilmesi,

"İstihdam olanaklarının artırılması,

"Yatırımların belirli bölgelere gitmesi sağlanarak, bölgesel gelişmişlik farklılıklarının, çarpık kentleşmenin ve çevre kirliliğinin önlenmesi,

"Yatırımların belli sektörlere kanalize edilerek, uluslararası rekabet üstünlüğü olan sektörlerde verimli yatırımların yapılması,

"Yabancı sermayenin ve gelişmiş teknolojinin teşviki amaçları doğrultusunda getirilmiştir.

Bu amaçlara bakıldığında tamamının h‰l‰ geçerliliğini koruduğu açıktır. Hatta bu amaçlardan bir kısmı çerçevesinde yeni vergi teşvikleri de getirilmiştir ve uygulanmaktadır. Örneğin;

"Bölgesel gelişmişlik düzeyi farklılıklarını gidermek için yapılmış bir düzenleme vardır ve bu düzenleme çerçevesinde 49 ilde çeşitli teşvikler uygulanmaktadır.

"İstihdam olanaklarını artırmak amacıyla getirilmiş teşvikler vardır ve bu çerçevede bir kısım çalışanların gelir vergisi stopajları kısmen veya tamamen alınmamakta, bunların sigorta primleri de kısmen veya tamamen Hazine tarafından karşılanmaktadır.

"Gelişmiş teknolojinin teşviki çerçevesinde, teknoloji bölgelerinde yapılan faaliyetler ve AR-GE faaliyetleri için getirilmiş ve uygulanan teşvikler vardır.

Bugün itibariyle uygulanan, gerek bölgesel teşvikler, gerekse de istihdam artışını teşvik etmek üzere getirilen avantajlar kanımızca yatırım indiriminden daha etkin ve daha basit uygulamalar değildir. Başta yatırım teşvik belgesi almakla başlayan bürokratik işlemler nedeniyle yatırım indirimi geçmişte çok eleştirilmiş olabilir. Ancak yatırım indiriminin kaldırılmasından sonra dahi bu belge varlığını sürdürmektedir ve yatırım indiriminin kaldırılması bu alanda bürokratik işlemlerde önemli bir azalmaya da neden olmamıştır. Kaldı ki yatırım teşvikleri yatırım indirimi de dahil bir bütün olarak uygulanmış, bürokratik işlemler de sadece yatırım indirimi için değil, daha başka birçok teşvik için topluca uygulanmıştır. Bu açıdan bakıldığında, yatırım indiriminin bugün uygulanan teşviklerden daha karmaşık olduğunu ve daha fazla bürokratik işlem gerektirdiğini söylemek zordur.

Yatırım indirimi ıslah edilebilirdi

4842 sayılı kanunla yapılan değişiklikler;

"Uygulamanın fazlaca bürokratik işlem gerektirmesi nedeniyle işlem maliyetlerinin fazla olduğu,

"Yatırım indiriminin seçici olmaktan uzaklaştığı, neredeyse bütün bölgelerde yatırımların tamamına yakınının yüzde 100 istisnadan yararlanır hale geldiği,

gerekçelerine dayandırılmıştır.

2005 sonu itibariyle yatırım indirimi, kurumlar vergisi oranının yüzde 20'ye indirilmesi nedeniyle istisna ve muaflıkların azaltılması eğilimi doğrultusunda ve zaten bu istisnanın etkin ve seçici bir özelliğinin de kalmadığışüncesiyle kaldırılmıştır.

Yatırım indirimi düzenlemelerinde 4842 sayılı kanunla yapılan değişikliklerin gerekçeleri incelenecek olursa, bunların bir kısmının haklı yönlerinin olduğu söylenebilir. Yatırım indiriminin uygulandığı uzun yıllar içerisinde gittikçe seçici olmaktan çıktığı ve her hangi bir tercih yapılmadan yatırımların çoğunun aynı oranda teşvikten yararlanır hale geldiği doğrudur. Ancak bu durum yatırım indiriminin kaldırılmasına gerekçe olmamalıdır. Bu istenmeyen durum, Bakanlar Kurulu kararları doğrultusunda oluşmuştur ve yeni bir Bakanlar Kurulu kararıyla teşvikin tekrar seçici bir hale getirilmesinin önünde hiçbir engel olmamıştır.

Yukarıda da ifade edildiği gibi, yatırım indirimi kanımızca tek başına çok da bürokratik işlem gerektirmemiştir. Yatırım indirimi bir teşvik paketi içinde uygulanmış, yatırım indirimi için gerekli işlemler yatırım indirimi yanında; katma değer vergisi istisnası ve desteği, damga vergisi ve harç istisnası, gümrük vergisi ve toplu konut fonu istisnası içinde yapılmıştır. Kaldı ki yatırım indirimi kalkmasına rağmen başta teşvik belgesi olmak üzere birçok işlem devam etmektedir.

 Yatırım indiriminin tamamen kaldırılmasına gerekçe olan konuların bir kısmı, yatırım indirimi düzenlemelerini esastan değiştiren 4842 sayılı kanunla yapılan düzenlemelerin sonuçlarıdır. Önce belirli gerekçelerle yapılan düzenlemelerle yatırım indirimi etkin ve seçici olmaktan çıkmış, sonra da teşvik etkin ve seçici olmadığı için kaldırılmıştır.

Kurumlar vergisi oranının ideale yakın bir orana getirildiği ve bu açıdan içinde yaşanılabilir bir ortam oluştuğu, bu çerçevede vergi istisna ve muaflıklarının azaltılması gerektiği düşüncesi tarafımızdan da paylaşılmaktadır. Ancak yatırım indirimi ülkemiz için h‰l‰ gereklidir ve öncelikle kaldırılan teşvikler arasında olması doğru olmamıştır.

Özetle, yatırım indiriminin önce etkinliğini kaybedecek şekilde değiştirilmesi, sonra da bütünüyle kaldırılması haklı gerekçelere dayanmamıştır. Haklı gerekçelerin ortadan kaldırılması ise olanaklı olmasına rağmen gerçekleştirilememiştir.

Yatırımı indiriminin kaldırılması haklı şikayetlere yol açmıştır

4842 sayılı kanunla yatırım indiriminde önemli değişiklikler yapılırken, Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen bir geçici maddeyle, daha önce teşvik belgesi alanların vergisel durumu aynen korunmuştur.

5479 sayılı kanunla yatırım indirimine son verilirken, yine Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen bir geçici maddeyle, daha önce hak kazanılan ancak kazancın yetersiz olması nedeniyle yararlanılamayan tutarın, 2008 yılı sonuna kadar indirim konusu yapılabileceği öngörülmüştür.

Bu iki düzenlemeyle yatırımcı haklarının korunması amaçlanmakla birlikte;

"2008 yılı sonuna kadar indirilme olanağı bulunamayan istisna tutarlarının daha sonraki yıllara taşınamaması,

"Kurumlar vergisi oranında yapılan ciddi indirimin, yatırım indirimi tutarı üzerinden yapılan stopaj oranına yansıtılmaması,

"Yatırım indirimiyle ilgili değişiklikler sırasında yatırımcılar tarafından yapılması zorunlu kılınan bazı tercihlerin, yatırımcılardan kaynaklanmayan nedenlerle bazı hakları kısıtlaması, haklı şikayetlere yol açmıştır.

Bu şikayetler şekli olarak hukuksal sorunlar doğuracak nitelikte olmayabilir. Ancak özü itibariyle haklılık paylarının olduğuna şüphe yoktur.

Yatırım indirimi devam etmelidir

Kanımızca yatırım indiriminin devamının sağlanmasında gerek ülke ihtiyaçları, gerekse de yatırımcı haklarının korunmasıısından yarar bulunmaktadır.

Yatırım indirimi eskiden olduğu gibi bir teşvik paketinin içinde önemli bir parça olarak yeniden düzenlenmeli, halen uygulanan teşviklerden başta bölgesel teşvikler olmak üzere uygun olanlar da bu paketin içinde yeniden dizayn edilmelidir. Daha da önemlisi, konu yatırımcı haklarıısından da yeniden değerlendirilerek, 4842 ve 5479 sayılı kanunlarla yapılan düzenlemelerin yatırımcılar için yarattığı kayıplar telafi edilmelidir.

 

http://www.dunyagazetesi.com.tr/haber.asp?id=602