Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Çalışanlara Sağlanan Faydalar (TMS 19) (Vergi Uygulaması – Muhasebe Standardı Karşılaştırması) PDF Yazdır e-Posta
15 Kasım 2012
Image

I- ONDOKUZ NUMARALI TMS(1) İLE YAPILAN DÜZENLEME

Bu Standartta, çalışanlara sağlanan faydaların muhasebeleştirilmesi ve açıklanmasına ilişkin esaslar düzenlenmiştir.

A- KAPSAM

Çalışanlara sağlanan faydalara ilişkin muhasebeleştirme genel ilkesi Standartta şöyle belirlenmiştir;

● İşletme, sunmuş oldukları hizmetler karşılığında çalışanlara gelecekte sağlayacağı faydalara ilişkin olarak bilançosunda borç muhasebeleştirir.

● Sağlanan faydalar karşılığında çalışanların sunmuş olduğu hizmetler sonucunda ortaya çıkan ekonomik faydanın işletme tarafından kullanılması durumunda, gider muhasebeleştirilir.

Standartta yer alan hükümler, işverenler tarafından çalışanlara sağlanan ve TFRS 2 Standardı kapsamı dışında kalan her türlü faydanın muhasebeleştirilmesinde uygulanır. Emeklilik Fayda Planlarında Muhasebeleştirme ve Raporlamaya ilişkin 26 no.lu Standart bu standardın bir tamamlayıcısı niteliğindedir(2).

Çalışanlar (yöneticiler dahil) işletmeye tam zamanlı, yarı zamanlı, sürekli, iş bazında veya geçici hizmet sağlayabilir. Çalışanlara sağlanan faydalar ile çalışanlar tarafından işletmeye sağlanan faydaların çerçevesi Standardın 3, 4, 8 ve 9. maddelerinde belirtilmiştir. Çalışanlara sağlanan faydaların kapsamına, çalışanlara veya onlara ekonomik açıdan bağımlı olan kimselere sağlanan faydaların tamamı girmektedir. Bu faydalar; doğrudan çalışana, eşine, çocuklarına, kendisine ekonomik olarak bağlı olan kişilere veya sigorta şirketleri gibi diğer taraflara yapılan ödemeler şeklinde olabilir.

B- ÇALIŞANLARA FAYDA SAĞLAYAN PLANLAR

Tanımlanmış katkı/fayda planları, bir işletmenin ayrı bir işletmeye (fona) sabit bir katkı payı ödediği ve söz konusu fonun, cari ve önceki dönemlerde, çalışanların sunmuş oldukları hizmet ile ilgili olarak çalışanlara sağlanan faydaların tamamını ödemeye yeterli varlığının bulunmaması durumunda, işletmenin ek katkı payı ödemek konusunda herhangi bir yasal veya zımni kabulden doğan bir yükümlülüğünün olmayacağı, hizmet dönemi sonrasına ilişkin fayda planlarıdır.

Tanımlanmış katkı planları dışında kalan, hizmet dönemi sonrasına ilişkin fayda planları da tanımlanmış fayda planlarıdır.

Plan varlıkları yatırım getirisi; plan varlıklarından kaynaklanan faiz, temettü ve söz konusu yatırımlara ilişkin gerçekleşmiş ve gerçekleşmemiş kazanç ve kayıpları ile birlikte, bunlardan kaynaklanan diğer gelirlerden, planın yönetiminden kaynaklanan maliyetler ile plana ilişkin vergilerin düşülmesi sonucunda bulunan tutardır.

Geçmiş hizmet maliyeti, işten ayrılma sonrası sağlanan faydaların veya çalışanlara sağlanan diğer uzun vadeli faydaların başlaması veya değişime uğraması nedeniyle cari dönemde sonuçlanan, çalışanın geçmiş dönemlerde sunduğu hizmetlerine ilişkin tanımlanmış fayda yükümlülüğünün bugünkü değerinde meydana gelen değişmedir.

C- ÖLÇME VE MUHASEBELEŞTİRME

Ölçme ve muhasebeleştirme, tanımlanmış fayda planları ve tanımlanmış katkı payları ayırımından sonra yapılır. Bu ayırıma ilişkin hususlar Standardın 24 ve izleyen paragraflarında açıklanmıştır. Çalışanlara sağlanan kısa vadeli faydalar iskonto edilmeksizin ölçülür.

Herhangi bir çalışanın bir hesap dönemi boyunca sunduğu hizmetler karşılığında ödenmesi beklenen, çalışanlara sağlanan iskonto edilmemiş kısa vadeli faydaların halihazırda ödenmiş tutarlar düşüldükten sonra kalan kısmı borç olarak muhasebeleştirilir. Ödenen tutarın iskonto edilmemiş fayda tutarının üzerinde olması durumunda, fazla ödenen tutarın ileride mahsup edilebilecek veya geri ödenecek olması durumunda, anılan fazla tutar bilançoda varlık olarak muhasebeleştirilir.

Diğer Standartlarda aksine bir belirleme yoksa çalışanlara sağlanan faydalar işletme tarafından gider olarak muhasebeleştirilir.

Bir işletme çalışanlarına, seyahat, hastalık, kısa süreli iş görmezlik, anne ve babaya verilen doğum izinleri, jürilik hizmeti ve askerlik hizmeti gibi birçok nedenle işte bulunmadıkları dönemlerde ödemede bulunur. Ücretli izinlere ilişkin haklar biriken ve birikmeyen olarak iki şekilde sınıflandırılabilir. Biriken ücretli izinler; mevcut döneme ilişkin hakların bütünüyle kullanılmaması halinde geleceğe taşınan ve gelecek dönem içerisinde kullanılabilen izinlerdir. Bir işletme, biriken ücretli izinlerin tahmini maliyetlerini, raporlama dönemi sonu itibariyle, birikmiş kullanılmayan haklara ilişkin olarak ödenmesi gereken ek tutarlar olarak muhasebeleştirir.

Birikmeyen ücretli izinler ileriye taşınmaz. Cari dönemin hakkının tamamen kullanılmaması ve çalışanlara kullanılmayan hak edilmiş izinleri için işten ayrıldıklarında nakit ödeme yapılmasını talep etme hakkı vermemeleri durumunda ortadan kalkarlar.

Bir işletmenin yasal olarak ikramiye ödeme yükümlülüğü bulunmayabilir. Ancak işletmeler, bazı durumlarda, ikramiye ödemeyi alışkanlık haline getirmiş olabilir. Böyle durumlarda, işletme, zımni kabulden doğan bir yükümlülük altına girmiş olur. Bu konuda güvenilir tahminde bulunulabilmesi için 20. paragraftaki kriterlere bakılır. İkramiye planlarına ilişkin yükümlülük çalışanın hizmetinden kaynaklanır. İşletme, kâr dağıtımı ve ikramiye planlarının maliyetini net kârın dağıtılması işlemi olarak değil, gider olarak muhasebeleştirir.

İşletmeler, çok sayıda işverenin dahil olduğu fayda planlarını, plan koşulları çerçevesinde (resmi koşulların da ötesine geçen zımni kabulden doğan yükümlülükler dahil); tanımlanmış katkı planları ya da tanımlanmış fayda planları olarak sınıflandırmak durumundadır. Ana ortaklık ve bağlı ortaklıkları örneğinde olduğu gibi, ortak kontrol altında bulunan çeşitli işletmeler arasındaki risklerin paylaşıldığı tanımlanmış fayda planları çok sayıda işverenin dahil olduğu fayda planlarından farklıdır. Tanımlanmış fayda planının kendi hissesine ait olan (belirlenebilen) kısmını, planın varlık ve maliyetlerini, diğer tanımlanmış fayda planlarında olduğu şekilde muhasebeleştirir.

Devlet planları, bütün işletmeleri (veya belirli bir kategorideki tüm işletmeleri) kapsamak üzere bir yasa aracılığıyla düzenlenir ve raporlayan işletmenin herhangi bir kontrol veya etkisi olmaksızın, ulusal veya yerel hükümetler ya da başka bir yapı tarafından yürütülür. Birçok devlet planı, devam ettikçe öde anlayışına göre fonlanır. Bu nedenle devlet planları genelde, tanımlanmış katkı planları olarak sınıflandırılır. Bir devlet planının, tanımlanmış fayda planı olduğu hallerde, çok sayıda işverenin dahil olduğu fayda planları ile aynı şekilde muhasebeleştirilmesi gerekir.

1-  Tanımlanmış Fayda Planlarının Muhasebeleştirilmesi

İşletmelerin, tanımlanmış fayda planlarının muhasebeleştirilmesinde Standardın 50. paragrafında belirtilen sıralamaya uymaları gerekmektedir. Tanımlanmış fayda planlarının muhasebeleştirilmesinde, sadece bu planlar kapsamındaki yasal yükümlülükler değil, aynı zamanda işletmelerin gayri resmi uygulamalarından kaynaklanan zımni kabulden doğan yükümlülükleri de dikkate alınmalıdır. Gayri resmi uygulamalar, işletmenin çalışanlara sağlanan faydaları ödemekten başka gerçekçi bir seçeneğinin bulunmadığı durumlarda, zımni kabulden doğan yükümlülük yaratır.

Tanımlanmış fayda borcu olarak muhasebeleştirilmesi gereken tutar aşağıdaki gibi hesaplanır;

● Tanımlanmış fayda yükümlülüğünün raporlama dönemi sonu itibariyle (brüt) bugünkü değerine,

● Daha önce muhasebeleştirilmeyen aktüeryal kazançlar ilave edilir,

● Henüz muhasebeleştirilmeyen geçmiş hizmet maliyetleri düşülür,

● Plana ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmesinde doğrudan kullanılacak plan varlıklarının raporlama dönemi sonundaki gerçeğe uygun değeri düşülür.

Tanımlanmış fayda planlarının aşırı tutarda fonlandığı veya aktüeryal kazançların finansal tablolara yansıtıldığı durumlarda, işletmeler açısından bir varlık ortaya çıkmışsa, ortaya çıkan varlıkların finansal tablolara yansıtılması gerekir.

İşletme tarafından aşağıda sayılan unsurlardan, diğer bir Standarda göre varlığın maliyetine dahil edilmesi gerekenler veya buna izin verilenler dışında kalanları kâr veya zarar olarak muhasebeleştirilir.

● Cari hizmet maliyeti,

● Faiz maliyeti,

● Plan varlıkları ile tazminat haklarından beklenen getiri,

● İşletmenin muhasebe politikalarının gerektirdiği aktüeryal kazanç ve zararlar,

● Geçmiş hizmet maliyeti,

● Herhangi bir azaltma veya ödemenin etkisi.

2-  Tanımlanmış Fayda Yükümlülüklerinin Bugünkü Değeri ve Cari Hizmet Maliyeti

Tanımlanmış fayda planının nihai maliyeti, son maaşlar, personel işten ayrılmaları ve ölüm, tıbbi maliyet eğilimleri ve fonlama planı açısından, plan varlıklarının yatırım kazançları gibi birçok değişkenden etkilenebilir. Genellikle ilgili planın nihai maliyeti belirsizdir ve bu belirsizlik uzun bir süre devam eder.

İşten ayrılma sonrası sağlanan fayda yükümlülüklerinin bugünkü değerini ve cari hizmet maliyetinin ölçülmesinde;

● Bir aktüeryal değerleme yönteminin uygulanması,

● Faydanın hizmet süresine bağlanması ve

● Aktüeryal varsayımlar yapılması gerekir.

Aktüeryal varsayımlar, işletmenin, çalışana işten ayrılma sonrası sağlanacak faydaların nihai maliyetini belirleyecek değişkenlere dair en iyi tahminidir. Aktüeryal varsayımların, mantıksız veya aşırı muhafazakar olmadıkları müddetçe önyargısız olduğu kabul edilir.  Aktüeryal varsayımların uyumlu olduğunun kabulü için, enflasyon oranları, maaş artış oranları, plan varlıklarının yatırım getiri oranları ve iskonto oranları gibi unsurlar arasındaki ekonomik ilişkileri yansıtması gerekir. Aktüeryal varsayımlar, planın (veya zımni kabulden doğan yükümlülüğün) resmi koşullarında belirtilmeyen gelecekteki faydalara ilişkin değişiklikleri (raporlama dönemi sonu itibariyle) yansıtmaz.

Aktüeryal kazanç ve zararlar, tanımlanmış fayda yükümlülüğünün bugünkü değerindeki artış veya azalışlardan veya ilgili plan varlıklarının bugünkü değerindeki artış veya azalışlardan doğar. Aktüeryal kazanç ve zararlar Standardın 54 ve 92-95. paragrafları doğrultusunda belirlenir. Aktüeryal kazanç ve zararlar uzun dönemde birbirine mahsup edilebilir.

Tanımlanmış fayda planlarıyla ilgili giderler tazminata yönelik olarak muhasebeleştirilmiş tutar düşüldükten sonra kapsamlı gelir tablosunda gösterilir.

İşletme, tanımlanmış fayda planına ilişkin azaltma veya ödemelerle ilgili kazanç veya zararları, ilgili azaltma ya da ödemelerin meydana geldiği dönemde finansal tablolara yansıtır. Azaltmalar genellikle yeniden yapılanmalarla bağlantılıdır. Azaltmanın geçmiş hizmete ilişkin etkisi, negatif geçmiş hizmet maliyeti olarak değerlenir.

Geçmiş hizmet maliyeti, işletmenin mevcut tanımlanmış fayda planı kapsamında geçmiş hizmetlere ilişkin olarak ödenmesi gereken faydalarda değişiklik yapması veya faydaları geçmiş hizmetlerle ilişkilendiren yeni bir tanımlanmış fayda planı oluşturması durumunda ortaya çıkar. Anılan değişiklikler, ilgili faydaların hak kazanıldığı döneme kadar, çalışanlar tarafından sunulacak hizmetlere karşılık yapılır. Tanımlanmasını veya tanımlanmış fayda planında değişiklik yapılmasını müteakip, faydaya hak kazanılması durumunda, işletme, geçmiş hizmet maliyetini gecikmeksizin muhasebeleştirmelidir. Geçmiş hizmet maliyeti, ilgili maliyetin önceki dönemdeki çalışan hizmetini ifade ettiği gerçeğine rağmen cari dönemde finansal tablolara yansıtılır. Maliyet artış ve azalışları netleştirilerek dikkate alınabilir. Geçmiş hizmet maliyetine dahil edilmeyecek unsurlar Standardın 98. paragrafında sayılmıştır.

Tanımlanmış fayda yükümlülüğünün ödenmesi için gereken giderlerin tümü veya bir kısmının başka bir tarafça karşılanacağının neredeyse kesin olduğu durumlarda, işletme, anılan tazminat hakkını ayrı bir varlık olarak gerçeğe uygun değerinden muhasebeleştirir.

İşletme birleşmelerinde, işletme, işten ayrılma sonrasında sağlanan faydalardan doğan varlık ve borçlarını, ilgili yükümlülüğün bugünkü değerinden plan varlıklarının gerçeğe uygun değerleri düşülmek suretiyle muhasebeleştirir.

3- Tanımlanmış Katkı Planlarının Muhasebeleştirilmesi

Raporlayan işletmenin yükümlülüğünün her bir dönem açısından işletmenin ilgili döneme ilişkin katkısı tarafından belirlenecek olması nedeniyle, tanımlanmış katkı planlarının muhasebeleştirilmesi genelde basittir. Sonuçta, ilgili yükümlülük veya giderlerin ölçülmesi için hiçbir aktüeryal tahmine gerek olmaz ve aktüeryal kazanç veya kayıp ihtimali de bulunmaz. Buna ek olarak, çalışanların hizmet sunduğu dönemin sonundan itibaren on iki ay içerisinde yerine getirilmesi gerekenler hariç, ilgili yükümlülükler iskonto edilmemiş değerler üzerinden ölçülür. www.ozdogrular.com

D- DİĞER BAZI HUSUSLAR

Standart, çalışanlara sağlanan diğer uzun vadeli faydaların muhasebeleştirilmesi için, işten ayrılma sonrasında fayda sağlayan planların muhasebeleştirilmesinden daha basit bir yöntem gerektirir. Bu konuya ilişkin belirlemeler Standardın 126-130. paragraflarında açıklanmıştır.

Standart, işten çıkarma tazminatlarını çalışanlara sağlanan diğer faydalardan ayrı olarak ele alır. Bunun nedeni, yükümlülük doğuran olayın çalışanın hizmeti olmayıp işten çıkarılma fiili olmasıdır. İşletme, işten çıkarma tazminatlarını; bir veya bir grup çalışanın işine normal emeklilik tarihlerinden önce son verilmesini, gönüllü olarak işten ayrılmayı teşvik etmek amacıyla yapmış olduğu teklifte işten çıkarma tazminatı sağlamayı açıkça taahhüt etmesi halinde borç ve gider olarak muhasebeleştirir. İşten çıkarma tazminatlarının muhasebeleştirilmesi durumunda, buna paralel olarak emeklilik faydalarında veya çalışanlara sağlanan diğer faydalar açısından da bir azaltma yapılması gerekir. www.ozdogrular.com

Standardı ilk defa uygulayan işletme tanımlanmış fayda planları için bu tarihteki geçici yükümlülük tutarını 154 ve 155. paragraf uyarınca belirlemelidir.

E- FİNANSAL TABLOLARDA SUNUM

İşletmeler tarafından çalışanlara sağlanan faydalara ilişkin hususların finansal tablolarda sunumuna ilişkin olarak aşağıda belirtilen durumlar dikkate alınmalıdır.

● İşletmeler, farklı planlarla ilgili varlık ve borcu; işletmenin bir plandaki fazlalığı başka bir plandaki borcu ödemek için kullanabilmesine yönelik yasal bir hakkının olması ve işletmenin yükümlülükleri net olarak ödeme veya bir plandaki fazlalık ile diğer plandaki yükümlülüğü aynı zamanda gerçekleştirme eğilimi olması koşullarında mahsuplaştırabilir.

● İşletmelerin cari varlık ve borçlarını cari olmayan varlık ve borçlarından ayırması hususunda Standart bir gereklilik düzenlememiştir. İşletmelerin cari hizmet maliyeti, faiz maliyeti ve beklenen plan varlığı yatırım getirisini kapsamlı gelir tablosunda ayrı bir gelir ya da gider kalemi olarak göstermesi konusunda da bir belirleme yapılmamıştır.

● İşletmeler finansal tablo kullanıcılarının, tanımlanmış fayda planlarının özelliklerini ve dönem boyunca anılan planlarda olacak değişikliklerin finansal etkilerini değerlendirmelerini sağlayacak 120A paragrafta belirtilen bilgiyi kamuoyuna açıklamalıdır. www.ozdogrular.com

● Birden fazla tanımlanmış fayda planına sahip olan işletmeler, kamuoyuna yapılacak açıklamada bu planları en uygun şekilde gruplandırmalıdır. Çok sayıda işverenin dahil olduğu planlar için ilave açıklama yapılması gerekir.

● TMS 37 uyarınca, işletmenin işten ayrılma sonrasında çalışanlara fayda sağlayan plan yükümlülüklerinden doğan koşullu borçlarına ilişkin olarak açıklama yapılmalıdır. İşten ayrılma tazminatı uygulamasında, teklifi kabul edecek çalışan sayısındaki belirsizlik koşullu bir borç doğmasına neden olur. Anılan Standart uyarsınca, ödemenin nakit olarak yapılması ihtimali uzak değilse, işletme, söz konusu koşullu borç hakkında kamuoyuna açıklamada bulunmalıdır. TMS 24 Standardının gerektirmesi durumunda, bir işletme, üst düzey yönetici personeline ilişkin işten ayrılma tazminatları hakkındaki bilgiyi kamuoyuna açıklamalıdır.

II- MALİ MEVZUATTA YER ALAN DÜZENLEMELER

Mali mevzuat işletme çalışanlarının sosyal ve ekonomik haklarının düzenlenmesiyle doğrudan ilgilenmez. Mali mevzuat, işletme çalışanlarının aldıkları ücretlerin vergilendirilmesi ve ücret ödemesi yapan kurumların ödemiş oldukları ücretlerin giderleştirilmesiyle ilgilenir.

Mali mevzuat çalışanlara sağlanan faydaları, çalışma döneminde, fiili çalışmasının karşılığı olarak fiilen veya hukuken elde ettiği ayni veya nakdi değerler olarak algılar. Bunun dışında kalan, çalışanlar tarafından ileriki bir tarihte elde edilecek faydaların, tahakkuktan önce kayıtlara gider veya maliyet olarak yansıtılmasını benimsemez. www.ozdogrular.com

Çalışanlara sağlanan faydaların kayıt altına alınması vergi mevzuatı açısından iki şekilde sonuç doğurur; ücret gideri olarak dikkate alınmak, stopaj gelir vergisine konu edilmek.

GVK’nın 61. maddesi uyarınca ücret; “işverene tabi, belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler” olarak tanımlanmıştır.

Anılan madde uyarınca ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı, tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

Ücretlerin tespiti GVK’nın 61-64. maddelerinde yapılmıştır. Vergiden istisna edilen ücretler ise aynı Kanun’un 23. maddesinde düzenlenmiştir. Ücretler genellikle GVK’nın 94/1. maddesi uyarınca aynı Kanun’un 103 ve 104. maddeleri çerçevesinde, ödeyen işletmeler tarafında stopaj yapılmak suretiyle vergilendirilir. Ücretlerin elde edenler tarafında beyan edilmesi ve vergilendirilmesi ise GVK’nın 85 ve 86. maddeleri çerçevesinde yapılacaktır.

Çalışanlara sağlanan faydalardan, emeklilik fayda planlarına ilişkin işlemler 26 no.lu Standartta düzenlenmiştir. Bu planlara işletmeler tarafından yapılan katkıların giderleştirilmesinde (ödenen katkının ücretin bir parçası olarak değerlendirilmemesi halinde) VUK’un karşılık ayrılmasına ilişkin hükümleri esas alınacaktır.

Karşılıklar Vergi Usul Kanunu’nun 288. maddesinde “hasıl olan veya husulü beklenen fakat miktarı katiyetle kestirilemeyen ve teşebbüs için bir borç mahiyetini arz eden belli bazı zararları karşılamak maksadıyla hesaben ayrılan meblağlar” olarak tanımlanmıştır. Vergi Usul Kanunu’nda bu tanım yapıldıktan sonra karşılı ayrılmasına ilişkin olarak 323. maddesinde “şüpheli alacaklar”, 324. maddesinde “vazgeçilen alacaklar” konusunda düzenleme yapılmış kıdem tazminatı ve benzeri, ileride yapılması muhtemel diğer ödentiler için karşılık ayrılması usulünü benimsememiştir. Bu durumda ödenen katkı payları, Gelir Vergisi Kanunu’nun 38, 39 ve 40 ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesi uyarınca mali karın tespiti açısından cari dönemde giderleştirilemeyecektir. www.ozdogrular.com

III- MALİ MEVZUATLA UYUMLULUK

Çalışanlara sağlanan faydaların ölçülmesi ve muhasebeleştirilmesi konusu mali mevzuatta ayrıca düzenlenmemiştir. Mali mevzuat uygulaması çalışanlara sağlanan faydaları, çalışma dönemi (genellikle bu bir aylık süreyi kapsar) boyunca yapılan hizmetler karşılığı olarak bu kişilere ödenen ayni ve nakdi ücretler ile ücret kapsamında değerlendirilecek sağlanan diğer menfaatlerin toplamı olarak değerlendirir. Çalışana yapılacak ödeme nakden veya hesaben olabilir. Bunlar dışında kalan bir faydanın hesaplanıp tahakkuk ettirilmesi veya muhasebeleştirilmesi yoluyla gider kaydının, mali mevzuat uygulamasında karşılığı bulunmamaktadır. Aynı şekilde çalışanlara yapılan emeklilik vb. tazminat ödemeleri (veya buna benzer ek ödemeler) de ancak ödendiği dönemde giderleştirilebilir. Muhasebenin temkinlilik ilkesi gereği, bu ödemeleri sağlamak amacıyla yapılacak karşılık ayrılması (fon oluşturulması) yoluyla giderleştirme uygulaması da mali mevzuat uyarınca kabul edilmeyen işlemlerdendir. www.ozdogrular.com

Çalışanlara sağlanan faydalar konusunda yayımlanmış olan 19 no.lu TMS ile düzenlenen hususların çoğunluğu mali mevzuat uygulaması ile örtüşmemektedir. Bu konuda bir uyum sağlanması mümkün olmakla birlikte bunun ön şartı, çalışanlara sağlanan faydaların tespiti konusunda mali mevzuatta bir anlayış değişikliğine gidilmesidir. Çünkü uyumsuzluğun en önemli nedeni her iki düzenlemenin, farklı anlayış ve usulleri benimsemiş olmasıdır.

Mükellef tarafından bu standart uyarınca yapılmış olan gelir veya gider kaydının, halihazırdaki mevzuat düzenlemelerine uygun olmayanlarının, mali kârın tespiti işleminde düzeltilmesi gerekmektedir.

Muzaffer KÜÇÜK*
Yaklaşım / Ekim 2012 / Sayı: 238

*           Vergi Başmüfettişi (E. Baş Hesap Uzmanı)

(1)         Bu Standart, 30.03.2006 tarih ve 26124 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Türkiye Muhasebe Standartlarının genel ilkeleri konusunda Yaklaşım Yayıncılık tarafından yayımlanan “Türkiye Muhasebe Standartları Uygulaması (Genel Bakış)” kitabımızdan yararlanılabilir.

(2)         Anılan Standarda ilişkin değerlendirmemiz Yaklaşım Dergisi’nin Ağustos 2012 sayısında yer almaktadır.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.