Veysi Seviğ - İhbar yolu ile vergilendirme (09.02.08) |
09 Şubat 2008 | |
Eşini yeni kaybetmiş, iki çocuğu ve kayınvalidesi ile birlikte oturan yabancı bir liseden mezun genç ve yaşamını çocuklarına adamış bir anneydi. Eşinin kendisi üzerine topraktan girmiş bulunduğu dört dairenin ikisini kiraya vermiş, bir dairede kendisi, diğer dairede ise kayınvalidesi oturuyordu. Gerçekte kayınvalidesi çocuk gürültüsünden rahatsız olduğu için oğlunu trafik kazasında kaybettikten sonra ayrı oturmayı tercih etmiş, gelini de 'Anneciğim sen bana eşimden kalan en büyük mirassın, istersen ayrı oturabilirsin' diyerek kayınvalidesinin bu isteğini yerine getirmiş, bir daireyi kayınvalidesinin kullanımına tahsis etmişti. Gelin kaynana altlı üstlü oturuyorlardı. Hem gelinin ve hem de kayınvalidenin oturduğu dairelerin karşısındaki daireler ise kiraya verilmişti. Kirayı tahsil eden gelin, her ay toplam kiranın dörte birini kayınvalidesine harçlık olarak veriyordu. Eşinin ölümünün üzerinden yaklaşık üç yıl geçmişti. Çocuklarının okuldan gelmesini bekliyordu. Çalınan kapıya yöneldi. Postacı kendisine vergi dairesinden gelen sarı zarfı imza karşılığında verdi. Vergi denetimi ile görevli bir eleman kendisini vergi dairesine davet etmişti. Sarı zarfın içerisinden çıkan kâğıtta yazılı gün ve saatte söz konusu kişinin bürosunda hazır bulunulması isteniyordu. Bir an kaybettiği eşi gözlerinin önüne geldi, başını salladı. Yine kapı çalıyordu. Kapıyı açtı. Çocukları okuldan gelmişti. Onlara sarıldı. Belirlenen gün ve saatte kendisini davet eden görevliye gitti. Görevli kendisine söz konusu daireleri nasıl edindiğini sordu. O hiçbir vakit yalan söylememişti. Açıkça daireleri yıllar öncesi inşaat aşamasında eşinin kendisi üzerine satın aldığını söyleyerek kendisine yöneltilen soruyu yanıtladı. Görevli bu defa "Siz daireleri kiraya vermişsiniz, bununla ilgili olarak elde ettiğiniz kira gelirini beyan etmemişsiniz, bu konuda ne diyorsunuz" diye sorduğunda, "Ben bu gelirin beyan edileceğini bilmiyordum" diyerek yanıt verdi. Denetim elemanı söylenenleri dikkatle dinleyerek önündeki kâğıda yazdıktan sonra "Hanımefendi söylediklerinizi aynen tutanağa geçtim; bir defa da siz okuyun, yanlışlık varsa düzeltiriz" diyerek, yazdıklarını karşısında sakin bir şekilde oturan bayana imzalanmak üzere uzattı. Kâğıdı dikkatlice okudu. Söyledikleri aynen tutanağa geçmişti. Kâğıttaki bilgilere göre ona daireleri eşi almıştı. Bunun için kendisi herhangi bir vergi bildiriminde bulunmamıştı. Ayrıca iki daireyi kiraya vermiş, aldığı kira gelirlerini de beyan etmemişti. Bir daireyi de kayınvalidesinin kullanımına tahsis etmişti. Kâğıdı imzalamadan sordu. Bunun sonucu ne olacaktı? Denetimi yapan gayet rahat bir biçimde "Bu tutanak sizin iyiliğiniz için düzenlendi" diyerek yanıt verdi. Aradan uzun bir süre geçti. Okullar tatil olmuştu. Sıcak bir ağustos günü öğleden sonrasında kapı yeniden çalındı, gelen postacıydı. Bu defa kendisine üç adet tebligat zarfını imza karşılığında teslim etti. İlk zarfı açtı, içinden çıkan ihbarnameyi okudu. Kendisi intikal vergisi beyannamesini vermemiş, vergiyi ödememişti. Bu nedenle kendisine cezalı tarhiyat yapılmıştı. İkinci ve üçüncü tebligat zarflarını açtı, iki yıllık kira gelirini beyan etmemişti, kendisinden cezalı olarak elde ettiği kira gelirlerinin vergisi isteniyordu. Önce kayınvalidesine gitti. Ağlayarak durumu anlattı, ihbarnamelerin üzerinde yer alan rakamları topladı, bu vergi ve cezaları ödeyecek durumu yoktu. Ertesi günü vergi dairesine giderek, konuyu bir yetkiliye danışmak istedi. Kendisine dairede yardımcı olan bir bayan memur, "Siz bunların üzerine bir de gecikme zammı ödeyeceksiniz" diyerek gerçek borcu yaklaşık olarak hesaplayarak söylediğinde daha da şaşırdı. Bu paraları ödemesi mümkün değildi. Kendisine yardımcı olan görevliler "uzlaşma"ya gitmesini önerdiler. Uzlaşma için başvuruda bulundu. Yapılan uzlaşmada vergi cezasında indirim yapıldı. Dairelerinden birisini satışa çıkardı. O günkü fiyatlara göre düşük sayılabilecek bir fiyata dairesi satıldı. Vergi borcu ödendi. Artık kendisi tek daireden alınan kira ile geçinmek zorunda kalmıştı. Aradan bir-bir buçuk ay kadar zaman geçmişti. Kayınvalidesi aralık ayında vefat etti. Artık eşinin kendisine bıraktığı miras da bu dünyadan göçmüştü. Kayınvalidesinin çantasından çıkan belgeleri karıştırırken defterdarlıktan gelen bir sarı zarfla içindeki yazı ve bir devlet bankasının hesap cüzdanı dikkatini çekmişti. Defterdarlıktan gelen zarfın içindeki kâğıdı okuduktan sonra yıkılır gibi oldu. Kâğıtta kayınvalidesine hitaben yapılan duyuruda; "Yapmış olduğunuz ihbar nedeniyle sürdürülen incelemede ihbarınızın doğru olduğu anlaşılmış, bu nedenle salınan vergi ve ceza uzlaşma sonucunda tahsil edilmiştir. Konuya ilişkin ihbar tazminatını almak üzere Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğü'ne başvurmanız rica olunur" deniliyordu. http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=89975&YZR_KOD=157 |