Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na Göre Tapuya Kayıtlı Taşınmazların Anonim Şirkete Sermaye Olarak Getirilmesi PDF Yazdır e-Posta
30 Kasım 2012
Image

I- GİRİŞ

Anonim şirket bir ticaret şirketi olup şahıs ve sermaye şirketi ayırımında sermaye şirketi olarak kabul edilmektedir (TTK md. 124)(1). Ticaret şirketlerine nakit (para, alacak, kıymetli evrak), ayın (taşınır ve taşınmaz mallar ile bunların faydalanma ve kullanma hakları, fikri mülkiyet hakları, haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler, sermaye payları, maden ruhsatnameleri) ve emek (kişisel çalışma, ticari itibar, teknik bilgi) olmak üzere iktisadi değer taşıyan her şey sermaye olarak getirilebilir (TTK md. 127)(2).  Ancak burada belirtilen her şey anonim şirkete sermaye olarak getirilemez. Nitekim bu husus “Ayni Sermaye Konulabilecek Malvarlığı Unsurları” başlığını taşıyan TTK md. 342’de, “Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz.” şeklinde ifade edilmiş ve bu husus TTK md. 127/2’de saklı tutulmuştur.

Bu yazımızda tapuya kayıtlı taşınmazların sermaye olarak getirilmesi konusunda kanunda yer alan düzenlemelere değineceğiz. Tapuya bağlanmamış, zilyetliğin devri ile devredilen taşınmazlar kapsam dışı olup zaten bu taşınmazlarla ilgili sorunun çözümü kanun koyucu tarafından içtihada bırakılmıştır(3).

II- TAŞINMAZLARIN AYNİ SERMAYE OLARAK KABUL EDİLMESİ KONUSUNDA GETİRİLEN YENİLİKLER

A- TAAHHÜTTE BULUNAN KİŞİNİN TAAHHÜDÜNÜ TAPUYA ŞERH ETTİRMESİ

Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan taşınmazlar tapuya şerh verildiği takdirde ayni sermaye kabul olunur (TTK md. 128/2). Bu hüküm şirketin kuruluşu sırasında sorunlarla karşılaşmaması ve taşınmazı korumak amacıyla konulmuştur. Çünkü şerh üçüncü kişilerin iyiniyetini ortadan kaldıracak ve şerh tarihinden sonra taşınmaz üzerinde iyiniyetle hak kazanmak mümkün olmayacaktır. Eski Ticaret Kanunu (eTK) döneminde sermaye olarak taşınmaz taahhüdünde bulunan kişi bu taşınmaz şirket adına tescil edilinceye kadar bunu iyiniyetli üçüncü kişilere satabilmekte ve şirket açısından kayıp söz konusu olabilmekteydi. Şerh hususu yerine getirilmediği takdirde ticaret sicil müdürü şirketi ticaret siciline tecil etmekten imtina edecektir (TTK md. 32/1).

B- TAŞINMAZIN TAAHHÜDÜNÜ İÇEREN ŞİRKET SÖZLEŞMESİNDE RESMİ ŞEKİL ARANMAMASI

Bu husus eTK (md. 140/2) döneminde de mevcuttu. Bir yenilik olmasa da belirtmek gerekmektedir. Bilindiği üzere taşınmaz mülkiyetinin devrine ilişkin sözleşmeler tapu sicil memurları tarafından resmi şekilde yapılırlar (TMK md. 706/1). Ancak bu sözleşme ile mülkiyet geçmez. Mülkiyetin geçebilmesi için tasarrufi bir muameleye yani tapu siciline tescile ihtiyaç vardır. İşte borçlandırıcı muamele olan taahhüt aşamasında kanun bu taahhüt için tapuda resmi senet düzenlenmesini istememiş, şirket sözleşmesindeki imzaların noterce onaylanmasını yeterli görmüştür(4).

C- ŞİRKETİN TAŞINMAZ ÜZERİNDE TASARRUF EDEBİLMESİ İÇİN TAPU SİCİLİNE TESCİLİN GEREKLİLİĞİ

eTK döneminde bu konuda açık bir hüküm olmadığı için konu tartışmalıydı. Taşınmazın mülkiyetinin tapuda tescil yapılmasına gerek olmaksızın şirketin tüzel kişilik kazanması ile birlikte şirkete geçeceğini, yapılan tescilin açıklayıcı olacağını ileri süren görüş(5) yanında burada tescilsiz değil tescilli bir iktisap olduğunu dolayısıyla şirketin taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunabilmesi için yönetim kurulunun tek taraflı olarak tescil talebinde bulunması gerektiği de ileri sürülmekteydi(6). Kanun bu tartışmaları “Taşınmaz mülkiyetinin veya diğer ayni bir hakkın sermaye olarak konulması hâlinde, şirketin bunlar üzerinde tasarruf edebilmesi için tapu siciline tescil gereklidir” diyerek sona erdirmiştir (TTK md. 128/5).

D- TİCARET SİCİL MÜDÜRÜNE TESCİL TALEBİNDE BULUNMA VAZİFESİNİN VERİLMESİ

Mülkiyet ve diğer ayni hakların tapu siciline tescili istemi ile diğer sicillere yapılacak tescillerle ilgili bildirimler, ticaret sicili müdürü tarafından, ilgili sicile resen ve hemen yapılır (TTK md. 128/6). Gerekçede ifade edildiği üzere; “Bu hüküm ile özellikle Anadolu’da sermaye olarak konulmuş taşınmazların şirket adına yıllarca tescillerinin yapılmamasından doğan ihtilaf ve sorunların önüne geçilmesi” amaçlanmıştır(7). Ticaret sicil müdürünün bu vazifesini ihmal edebileceği göz önünde tutularak şirkete de tek taraflı istemde bulunabilme hakkı verilmesi amacın gerçekleşmesi açısından isabetli olmuştur.

E- TAŞINMAZIN DEĞERİNİN BELİRLENMESİ

Konulan ayni sermaye olarak taahhüt edilen taşınmaza, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir. Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342. maddeye uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bu rapora kurucular ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir (TTK md. 343).

F- KURUCULAR BEYANI

Pay taahhüdünde bulunan ve esas sözleşmeyi imzalayan gerçek ve tüzel kişi kurucular tarafından, kuruluşa ilişkin bir beyan imzalanır. Beyan, dürüst bir şekilde bilgi verme ilkesine göre, doğru ve eksiksiz olarak hazırlanır. Beyanda, ayni sermaye olarak konulan taşınmaza verilecek karşılığın uygunluğuna; bu tür sermayenin ve devralmanın gerekliliğine, bunların şirkete olan yararlarına ilişkin belgeli, gerekçeli ve kesin ifadeli açıklamalar yer alır. Kurucular tarafından yapılan beyanın sayılan hususları içermemesi halinde ticaret sicil müdürü şirketi ticaret siciline tecil etmekten imtina edecektir (TTK md. 32/1). Beyanların yanlış, hileli, sahte, gerçeğe aykırı olmasından, beyanları yapanlar ile kusurlarının varlığı hâlinde bunlara katılanlar sorumludur (TTK md. 549). Belgeleri sahte olarak düzenleyenler ile ticari defterlere kasıtlı olarak gerçeğe aykırı kayıt yapanlar hakkında ise bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür (TTK md. 562/8).

III- SONUÇ

Taşınmazların ticaret şirketlerine sermaye olarak getirilmesi konusundaki yenilikleri değerlendirdiğimizde kanun koyucunun amacının sermayenin korunması, güvenli bir kuruluş yaratmak ve aleniyeti sağlamak olduğunu söyleyebiliriz. Böylelikle; şerh ön kaydı, ticaret sicil müdürüne tescili talep vazifesi, şirkete tek taraflı olarak talepte bulunma hakkı, getirilecek olan taşınmaz üzerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmaması gibi düzenlemelerin sermaye koyma borcunun tedbire gerek olmaksızın sağlam bir şekilde şirkete karşı yerine getirilmesi ve taşınmazın maliki üzerinde kalmaması amacına hizmet ettiğini ifade edebiliriz.

İlyas ÇELİKTAŞ*
Yaklaşım / Ekim 2012 / Sayı: 238

*           Dr., Fatih Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Ticaret Hukuku Anabilim Dalı

(1)         TTK md. 124’e göre kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır. Bu ayırım eski Ticaret Kanunu’nda (eTK) yer almamıştı ancak doktrin tarafından yapılmaktaydı. Buna göre şahıs şirketleri ortakların kişiliklerinin önem arz ettiği, ortakların şirket borçlarından dolayı ikinci derecede (birinci derecede şirket tüzel kişiliği malvarlığı ile sorumludur) bütün malvarlığı ile sınırsız sorumlu olduğu, ortakların değişmesinin ortaklık sözleşmesinin değiştirilmesini gerekli kılan şirketlerdir. Sermaye şirketleri ise ortaklarının şirket alacaklılarına karşı koyduğu sermaye ile sınırlı olarak sorumlu olduğu, çok sayıda ortağın bir araya gelmesine elverişli olan ve organlaşmanın söz konusu olduğu, ortaklığa girmek ve çıkmanın kolay olduğu şirketlerdir, Bkz. Mehmet BAHTİYAR, Ortaklıklar Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul 2012, Yeni TTK’ya Göre Yazılmış 7. Baskı, s. 4 vd.; Reha POROY (TEKİNALP/ ÇAMOĞLU), Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, ARIKAN, 10. Tıpkı Basım, İstanbul 2005, s. 23; Osman KİPER, Uygulamada Ticaret Şirketleri, Beta, İstanbul 1995, s. 3 vd.

(2)         PULAŞLI bu değerleri 5 grupta toplar; 1. Nakdi sermaye, 2. Ayni sermaye, 3. Emek ve fikir sermayesi, 4. Ticari işletme, 5. Elektronik ortamlar ve alanlar, Bkz. Hasan PULAŞLI, Yeni Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Adalet Yayınevi, Ankara 2012, s. 71. Ancak genelde bizim yukarıda belirttiğimiz şekilde üçlü bir tasnife tabi tutulmaktadır, Bkz. Mustafa ÇEKER, Ticaret Hukuku, Karahan Kitabevi, 3. baskı, Adana 2012, s. 334; Fatih BİLGİLİ - Ertan DEMİRKAPI, Şirketler Hukuku, Dora Basım Yayın, Bursa 2012, s. 45.

(3)         Gerekçe, md. 342.

(4)         BAHTİYAR, age, s. 45.

(5)         Oğuz İMREGÜN, Anonim Ortaklıklar, İstanbul 1968, s. 35, 223

(6)         Erdoğan MOROĞLU, “Ticaret Ortaklıklarına Sermaye Olarak Taşınmaz Mal veya Bunun Üzerindeki Bir Ayni Hakkın Konulması Taahhüdü”, Makaleler I, Beta, 2. Baskı, İstanbul 2001, s. 36 vd.  MOROĞLU’nun bu makalesinde ifade ettiği anonim ortaklığa ait tescili talep hakkının bir borçlanma işlemi değil, tasarruf işlemi olduğunu, bu itibarla, borçlanma işlemlerine uygulanabilecek olan zamanaşımı veya hak düşürücü sürelerin, şirketin halen tapudaki mülkiyeti devretmeyen ortağa karşı tescili talep haklarının kullanımında gözetilemeyeceği görüşü Yargıtay tarafından da kabul edilmiştir, Bkz. Yrg. 11. HD.’nin, 11.04.2002 tarih ve E. 2002/706, K. 2002/3409 sayılı Kararı.  www.kazanci.com.tr (Erişim: 17.09.2012).

(7)         Gerekçe, md. 128.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.