Şirketi zarara uğratanların sorumlulukları nasıldır? |
05 Kasım 2012 | |
Uygulamada Yeni TTK ile birlikte kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının her türlü işlemden sorumlu olacakları gibi bir algı bulunmaktadır. Bu sayılanların sorumlulukları olmakla birlikte, sorumlulukların kapsamı Yeni TTK'nın 553'üncü maddesi ile düzenlenmiştir. Yazımızda, kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının nasıl sorumlu tutulabilecekleri ele alınmıştır. 553'üncü madde düzenlemesi anonim şirketleri ilgilendirmekle birlikte, Yeni TTK'nın 644/1'inci maddesi atfı ile limited şirketleri de kapsamaktadır. Yeni TTK'nın 553'üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; —kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Yukarıda yer verilen düzenlemenin ne anlama geldiğini ayrıntılı bir şekilde inceleyelim. Bu oldukça önemli bir düzenlemedir ve henüz ilgililerin dikkatini yeterince çekmemiştir. Kanunda kimlerin sorumlu olacağı açıkça düzenlenmiştir. Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının sorumlu olacakları belirtilmiştir. Kanun koyucu sorumlular bakımından açıkça belirleme yaparak muğlaklığın önüne geçmek istemiştir. Kuruculardan kasıt kurucu ortaklar olarak algılanmalıdır. Yönetim kurulu üyeleri belirlemesi nettir. Yöneticiler ise ortaklar ve yönetim kurulu üyeleridir. Sorumluluğu doğuran sebepler neler olacaktır? Kanun koyucu, “kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülükler” hükmünü koyarak çerçeveyi çizmiştir. Örneğin, Yeni TTK'nın 374-378'inci maddelerinde yönetim kurulunun yetkileri sayılmıştır. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde sorumluluk söz konusu olabilecektir. Burada vurgulanmak istenilen, sorumluluğun kanundan ve esas sözleşmeden doğmuş olmasıdır. Yani, kapsam belirlenmiştir. Kanundan ve esas sözleşmeden doğmayan sebeplerle sorumluluk söz konusu olmayacaktır. Kanundan ve esas sözleşmeden doğan her türlü yükümlülük nedeniyle sorumluluk söz konusu olacak mıdır? Kanun koyucu bu durumu engellemiş ve kusura dayalı sorumluluğu benimsemiştir. Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde sorumlu tutulabileceklerdir. Kusurun belirlenmesinde Borçlar Kanununun ilgili maddelerindeki düzenlemeler de dikkate alınacaktır. Dava hakkını kimler kullanabilecektir? Dava hakkı, şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına tanınmıştır. Bunlar dışındakilerin dava açması mümkün olmayacaktır. 553'üncü maddenin ikinci fıkrası ile görev ve yetki devri durumunda sorumluluğun nasıl olacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre, kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar. Bu düzenlemeye göre, kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanunun verdiği izne dayanarak başkasına devreden kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, yetkilerini devrettikleri kişilerin fiil ve kararları nedeniyle sorumlu tutulamayacaklardır. Yetki devrine ilişkin düzenleme oldukça geniş tutulmuştur. Yani, kanunun cevaz verdiği tüm devirler bu kapsamdadır. Örneğin, yönetim kurulu üyelerinin yetkilerini kanunen yalnızca üyelerden birine bırakmaları mümkündür. Buna ilişkin düzenlemeye Yeni TTK'nın 367'nci maddesinde yer verilmiştir. Bu durumda yetki devredilen yönetim kurulu üyesinin fiil ve kararları nedeniyle diğer yönetim kurulu üyeleri sorumlu tutulamayacaktır. Hemen belirtelim ki, kanuna dayalı görev ve yetki devrinden söz edildiği için yardımcı kişilere devirde sorumluluktan kurtulamayacaktır. Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermezler ve bu durum ispat edilecek olursa sorumluluktan kurtulamayacaklarıdır. 553'üncü maddesin üçüncü fıkrası ile de, “hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenleme ne anlama gelmektedir? Uygulamada yönetim kurulu üyelerinin her türlü kanuna ve esas sözleşmeye aykırılıktan sorumlu olacakları gibi bir algı bulunmaktadır. Kanun koyucu bu anlayışın önüne geçmek için bu düzenlemeyi yapmıştır. Yönetim ile görevli kişilerin uygun nedensellik bağının veya kusurlarının bulunmaması halinde, soyut bir gözetim anlayışına dayanılarak sorumlu tutulmaları engellenmek istenmiştir. Sonuç olarak, kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının sorumlulukları uygulamada anlaşıldığı gibi sınırsız değildir. Sorumluluğun kapsamı kanunda belirlenmiştir. Yazımızda bu sorumluluğun hangi hallerde geçerli olacağı ve sınırları ele alınmıştır. Herhangi bir zararın tazmin edilecek olması durumunda, kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları arasındaki sorumluluğun nasıl olacağı ise önümüzdeki yazımızın konusunu oluşturacaktır. Ekrem Öncü http://www.thelira.com/yazar/31/ekrem-oncu/2110 ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |