Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Anlaşmalı Boşandığı İçin SGK’nın Kestiği Ölüm Aylığı Mahkemeye Başvurulunca Yeniden Bağlanabilir mi? PDF Yazdır e-Posta
22 Kasım 2012
Image

I-GİRİŞ

İnsanlarımız başta maddiyat olmak üzere çeşitli gereksinimlerle boşandıkları eşleriyle birlikte yaşayabilirler. Toplumdaki hukuk ve müeyyide kurallarını elinde bulunduran devlet yönetimi, boşandıkları eşleriyle birlikte yaşayanları bireysel tercih, şahsi özgürlük veya yaşam tarzı olarak değerlendirebilmektedir. Ancak, bu yaşam tarzı yasal olmayan bir takım hakların edinimine yönelik olduğunda, bunların yaptırımları da uygulanmaktadır. www.ozdogrular.com

Toplumumuzda, özellikle son zamanlarda yaşanan boşanmalardan bazıları, SGK’dan ölüm aylığı alma amacına yöneliktir. Bu tür boşanmalar medeni hukuk açısından geçerli olsa, hatta bu konuda mahkeme kararları bulunsa bile, SGK tarafından tespiti yapıldığında boşanmaya istinaden bağlanan ölüm aylıkları kesilmektedir. www.ozdogrular.com

Bu makale çalışmamızda, SGK tarafından anlaşmalı boşandığı için ölüm aylıkları kesilenlerin iş mahkemelerine başvurduklarında, ölüm aylıklarını mahkeme kararıyla tekrar alıp alamayacaklarını, örnek yargı kararlarıyla açıklamaya çalışacağız.

II-ANLAŞMALI BOŞANANLARLA İLGİLİ SGK TARAFINDAN YAPILAN UYGULAMA

Anlaşmalı boşanıldığının SGK tarafından tespiti, SGK’ya yapılan Alo 170 ihbar hattından, Bimer’den veya diğer şekilde yapılan yazılı ihbar ve şikâyetlerden yapılmaktadır. SGK’ya gelen şikayet dilekçeleri, ölüm aylığı servislerince dilekçedeki iddiaların somut olup olmadığı incelenmektedir. Dilekçedeki iddiaların somut olduğu belirlenince, dilekçedeki hususlar sosyal güvenlik denetmenlerine görev olarak gönderilmektedir. Sosyal güvenlik denetmenleri ise, birlikte yaşama durumunu yerinde görmek amacıyla, dilekçede belirtilen adrese ya kendileri gidip tutanak tutmakta veya sorumluluk bölgelerine göre kolluk (polis veya jandarma) güçlerine göndermektedirler.

Sosyal güvenlik denetmenlerince veya kolluk güçlerince boşanılan eşle birlikte yaşama ve ne zamandan beri birlikte yaşanıldığı durumu tutanakla tespit edilirse, buna ilişkin düzenlenen rapor eki tutanakla birlikte SGK müdürlüklerindeki ölüm aylığı servislerine intikal ettirilmektedir.

Ölüm aylığı servisleri de, 5510 sayılı yasanın 56 ncı maddesi son fıkrasında (ikinci fıkrası) yer alan; “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş tutarlar, 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır” hüküm gereği, birlikte yaşanılan tarihten itibaren ödenen aylıkları yasal faiziyle birlikte tahsil etmek üzere ilgililere borç çıkartmaktadır.  www.ozdogrular.com

Ölüm aylığı almak için boşandığı eşiyle birlikte yaşama şikayetleri bazen de, savcılıklara yapılmaktadır. Bu durumlarda savcılıklar re’sen harekete geçmemektedir. Savcılıklar bu gibi şikâyetlerde, önce ne zamandan beri birlikte yaşanıldığına dair kolluğa yazı yazmaktadır. Daha sonra ise, SGK’ya yazı yazıp kurum zararı sormaktadır. Bazı durumlarda da, SGK tarafından muvazaalı boşanma durumunun raporlarla tespit yapılıp, Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre işlem yapılması için savcılıklara gönderilmektedir. Türk Ceza Kanunu bakımından açılan davalarda, mahkemeler muvazaalı boşanan kişiye bazen kamu kurumunu dolandırmaktan ceza verilmekte, bazen de duruma göre beraat verilebilmektedir.

Özetle, Sosyal Güvenlik Kurumu, kendisine gelen “ölüm aylığı almak için boşandığı eşiyle birlikte yaşandığı” iddialarını, SGK denetmenlerine inceletmekte, bununla ilgili mahallinde tespit tutanağı düzenletmekte, çevre ve komşu ifadelerine başvurmakta ve benzer araştırmalar sonucu, şikayet dilekçesinde belirtilen kişilerin ölüm aylığı almak amacıyla boşandıkları halde birlikte yaşadıkları tespit edilirse, bağlanan aylık kesilmekte ve muhataplara geriye doğru borç çıkarmaktadır.

Burada önemle belirtilmesi gereken bir durum daha vardır. 5510 sayılı yasanın 56 ncı maddesi 01.10.2008’den itibaren yürürlüğe girdiğinden, anlaşmalı boşananlara en fazla geriye doğru 01.10.2008’e kadar borç çıkarılabilmektedir. Ayrıca, yerel denetim tutanakları polis, zabıta veya jandarma tarafından birlikte yaşayanların, gece evlerine gidilerek te yapılmaktadır. www.ozdogrular.com

            III- ANLAŞMALI BOŞANDIĞI İÇİN AYLIĞI KESİLENLERİN YARGI KARARIYLA AYLIKLARI TEKRAR BAĞLANIR MI?  

Kamu kurumlarının yaptığı her idari işleme karşı yargı yolu açık olduğu gibi, SGK tarafından anlaşmalı boşandığı belirlendiği için ölüm aylıkları kesilenler de, SGK’nın yapmış olduğu bu işleme karşı iş mahkemelerinde dava açabilirler. Ancak, iş mahkemelerine her konuda her açılan dava kazanılamadığı bir gerçektir.

Bu yüzden, muvazaalı (anlaşmalı) boşandığı belirlenerek aylıkları SGK tarafından kesilenlerin ve bu yüzden geçmişe doğru birikmiş borç çıkartılanların mahkemelerde durumlarının ne olacağı ve haklarında nasıl bir hüküm verileceği konusunun açıklığa kavuşturulması ve okurların bu konuda bilinçlendirilmeleri gerekmektedir.

Konuya dair örnek olarak, Yargıtay 10 uncu Hukuk Dairesi’nin 2010/11457 Esas, 2012/929 Karar ve 24.01.2012 tarihli emsal içtihat özeti aşağıda okurların istifadesine sunulmuştur.

ÖRNEK DAVA: “Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı SGK Başkanlığı işleminin iptali ile aylığın, kesilme tarihi itibarıyla yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. … KARAR: Hakkında verilen boşanma kararı 15.10.2004 tarihinde kesinleşen davacıya, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca 2010 yılının Eylül ayında gerçekleştirilen işlemle 01.10.2008 tarihi itibarıyla kesildiği anlaşılmakta olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda istem aynen hüküm altına alınmıştır. … Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanununun 56 ncı maddesinin ikinci fıkrası olup, ilk kez 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. … Öncelikle belirtilmelidir ki, 56 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'nce yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedildiği, dolayısıyla iptal edilmeyen fıkranın yürürlükte olduğu belirgindir. … İlgili hak sahibinin seçimini, her ne sebeple olursa olsun boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşama yönünde kullanması, mutlak surette bireysel özgürlük çerçevesinde ele alınmalı, bununla beraber, … daha açık anlatımla, boşanılan eşle fiilen beraber yaşama durum ve olgusuna müdahale edemeyecek olan devletin, yöntemince kabul edeceği yasal düzenlemeyle bu tür ilişkiyi sürdürenleri sosyal sigorta yardımından yararlandırmama (yoksun bırakma) yetkisi olduğu benimsenmeli, özellikle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal başvurusunun reddedilmesi karşısında, yürürlükteki kanunları uygulamakla yükümlü olan yargı organlarınca görev sınırlan içerisinde, sosyal güvenlik hukuku ve onun ilkeleri kapsamında madde hükmü ele alınmalıdır. … Anılan 56'ncı maddede, oldukça yalın olarak "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup, kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", "hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir. Maddede boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurumca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken; eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle, kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır. Şu durumda sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibarıyla gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. www.ozdogrular.com

Sonuç olarak; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56'ncı maddesinin İkinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere Anayasa'nın 20'nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, İlgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğü'nden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahalle/köy muhtar ve azalarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle "boşanan eşle eylemli olarak birlikte yaşama" olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” denilmektedir. Muvazaalı boşanmadan dolayı aylığı kesilenlerle ilgili aynı doğrultuda verilmiş diğer emsal yargı kararlarına; Yargıtay 10 uncu Hukuk Dairesi’nin 2011/3204 Esas, 2012/7564 Karar ve 30.04.2012 tarihli emsal içtihadı ile Yargıtay 10 uncu Hukuk Dairesi’nin 2011/7225 Esas, 2011/15311 Karar ve 03.11.2011 tarihli emsal içtihadı örnek olarak gösterilebilir.

Örnek yargı kararından anlaşılacağı üzere, anlaşmalı boşandıkları gerekçesiyle SGK tarafından ölüm aylığı kesilen her kişi, SGK aleyhine iş mahkemelerine dava açtıklarında bu davaları kazanmamaktadırlar. Yerel mahkemeler ve Yargıtay bu konuda; eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması, tarafların göstereceği tüm kanıtların toplanması, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadelerinin alınması, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmesi, ilgili nüfus müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılması, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılması, özellikle ilgili nüfus müdürlüğünden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmesi, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiğinin saptanması, seçmen bilgi kayıtlarının getirtilmesi, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınması ve tüm bunlar sonucunda, boşanılan eşle birlikte yaşanıldığı tespit edilirse, aylığın kesilmesi işleminin yerinde olduğuna veya olmadığına karar verilmesini belirtmektedirler. www.ozdogrular.com

IV- SONUÇ

SGK, eşinden boşandığı halde boşandığı eşiyle birlikte yaşadığını (resmi nikâhsız yaşayanlar hariç) belirlediği kişilerin ölüm (dul ve yetim aylığı) aylıklarını, 5510 sayılı yasanın 56 ncı maddesi ikinci fıkrası gereği, birlikte yaşamaya başladıkları tarihten itibaren kesmekte ve geçmişe doğru borç çıkarmaktadır.

SGK’nın bu uygulamasına karşı iş mahkemelerine dava açan herkesin bu davaları kazanarak yeniden aylıklarını bağlattıklarını söylemek mümkün değildir. Yazımızda örneğini verdiğimiz Yargıtay kararlarından anlaşılacağı üzere Yargıtay bu konuda; Anayasa’nın 20 nci maddesi, 5510 sayılı kanunun 59 uncu maddesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3, 45 ila 53 üncü maddeleri, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28 inci maddesi, 4857 sayılı İş Kanununun 32 inci, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6 ncı maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24-33 maddeleri hükümlerinin göz önünde bulundurularak sonuca varmayı istemektedir.  www.ozdogrular.com

Farklı kanunlarda yer alan bu madde hükümleri doğrultusunda Yargıtay ve yerel mahkemeler; tarafların (birlikte yaşadığı iddia olunan karı ve kocanın) birlikte yaşadığını, kolluk gücü tutanakları, tanık beyanları, ikametgâh senetleri,  nüfus kayıt örnekleri, yerleşim yeri ve diğer adres belgeleri, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgiler, nüfus müdürlüğündeki adres hareketleri, su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği, seçmen bilgi kayıtları, çalıştıkları yerlere verilen belgelerdeki adreslerden tespit edilirse, SGK’nın anlaşmalı boşanma nedeniyle aylık kesme işlemini haklı görmekte, aksi takdirde buna yönelik kurum işlemini iptal etmekte ve davacı vatandaşı haklı görmektedir. 

Derda AKCAN*
E-Yaklaşım
_______________________
Sosyal Güvenlik Uzmanı

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.