Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İş Kanunu’na Göre Çalıştırma Yasağı Kapsamında Olanlar Sigortalı Olur mu? PDF Yazdır e-Posta
28 Aralık 2012
Image

1 - GİRİŞ

Emekçinin düşünsel veya bedensel gücünü bir mal veya hizmet üretim sürecinde kullanması[1] olarak tanımlanan “çalışma”, kişilerin yaşam idamesi amacıyla ya da iradi olarak yaptığı eylemdir. Söz konusu eylem insan varlığı marifetiyle gerçekleştiği için çeşitli kısıtlamaları gerekli kılmıştır. Öyle ki bu kısıtlamalar taraflar arasında ( işçi, işveren, devlet) çalışma eyleminin daha sağlıklı olmasını sağlamaktadır. www.ozdogrular.com

Bir ücret geliri elde edebilmek için çalışan kişiler ile bu kişileri çalışmasından kar elde eden müteşebbis arasında karşılıklı olarak hakların korunmasını amaçlayan 4857 Sayılı İş kanunu[2] hayatın olağan işleyişinde koruma maksadı güttüğü kişi ya da gruplar için çeşitli hükümler getirmiştir. Adı geçen kanunun 1. maddesinde “Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir”  diyerek kanunun misyonu ortaya koyulmuştur. 

Yazımızda öncelikle 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında çalıştırma yasağı hükümlerine tabi kişilerden bahsedilecek, çalışma yasağı kapsamında olanların çalışması durumunda uygulanan idari müeyyideler anlatıldıktan sonra nihayet 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genele Sağlık Sigortası Kanunu[3] kapsamında söz konusu kişilerin sigortalı olup olamayacağına değinilecektir.

 2 – 4857 SAYILI İŞ KANUNU KAPSAMINDA ÇALIŞTIRMA YASAĞI

“Çalıştırma yasağı” her ne kadar bir yasaklama kudreti içerse de söz konusu amacın kişilerin ya da grupların korunması, emek gücünün daha sağlıklı kullanımını amaçladığının altını çizmek gerekmektedir. Öyle ki eşitler arası olmayan durumları daha eşit hale getirebilmek adına bu tür kısıtlamalar pozitif ayrımcılığın bir gereği olarak hukuk sisteminde yer bulmaktadır.www.ozdogrular.com

4857 S.K’ un 71. maddesinde çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağından bahsedilmiştir. İlgili maddede; “On beş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır.” diyerek genel bir hüküm koyulmuştur. Ancak cümlenin devamında  “Ancak, on dört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler.” denilerek söz konusu hüküm bir miktar daha serbest bırakılmıştır. Bu noktada çocuk ve genç işçi kavramlarının tanımlarını yapmak faydalı olacaktır. Çocuk Ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik te “Çocuk işçi; 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişi”, “Genç işçi: 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişi” olarak tanımlanmıştır.www.ozdogrular.com

Söz konusu maddede çocukları çalıştırma yasağı açık bir şekilde ortaya koyulmuştur. Çalışma yaşı kapsamında olan çocuk ve genç işçiler açısından hangi işlerde çalışabilecekleri yönetmelikle belirlenmiştir.

Adı geçen kanunda çalıştırma yasağı kapsamında ( on dört yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamamış) bulunan çocuklar için herhangi bir istisnadan bahsedilmemiştir. Öyle ki kişi iş kanunu kapsamında bir çalışma içinde ise söz konusu yasak geçerli olacaktır. Ancak belirtmek gerekir ki bazı çalışmalar açısından salt iş sözleşmeleri kurulmamaktadır. Öncelikle sözleşmenin iş sözleşmesi olup olmadığına yani 4857 S.K kapsamında olup olmadığına bakmak gerekir. (Kurulmuş olan sözleşme bir eser sözleşmesi[4] olabilir.) Daha sonra belirtilen yaş unsurlarına sahip olup olmadığı araştırılmalıdır.www.ozdogrular.com

Bir diğer çalıştırma yasağına 4857 Sayılı İş Kanunu’ nun 72. maddesinde değinilmiştir. Kanun koyucu ilgili maddede “Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde on sekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır.” diyerek sektörel iş zorluklarından kişileri korumayı amaçlamıştır.

Söz konusu kanun gece çalışma yasağı ile ilgili sınırlamalara giderek 73. maddede sanayiye ait işlerde onsekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılmasını yasaklamıştır. Onsekiz yaşını doldurmuş kadın işçilerin ise gece çalışmaları ile ilgili durumu yönetmelikle düzenlemiştir.

İşverenler tarafından bahsi geçen yasaklara uyulmaması halinde İdari Ceza Hükümleri ilgililere uygulanmaktadır. 4857 Sayılı İş Kanunu’ nun 104. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre 71,72,73. maddelere ve anılan maddelerde yer alan yönetmelik hükümlerine aykırı davranma halinde işveren yada işveren vekilleri idari ceza hükümlerine tabi olmaktadır. www.ozdogrular.com

 3 – 5510 SAYILI KANUNUN “ÇALIŞTIRMA YASAĞI” BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ nun amacı 1. maddede belirtilmiştir. Söz konusu maddede amacın sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak olduğuna değinilmiştir.

Adı geçen kanunun 4. maddesinin (a) bendinde hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılacağından bahsedilmiştir. 7 madde de ise “Sigorta hak ve yükümlülükleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya, meslekî eğitime veya (…)  staja başladıkları tarihten itibaren başlar” diyerek kişinin çalışmaya başlamasının sigortalı olması için gerekli ve yeterli olduğu üzerinde durulmuştur.

4857 Sayılı İş Kanununa döndüğümüzde 8. maddesinde iş sözleşmelerinin kanunda aksi belirtilmedikçe özel bir şekle tabi olmadığına değinilmiştir. Yani iş sözleşmeleri aksi belirtilmedikçe yazılı yapılmak zorunda değildir. İş Kanunu açısından çalıştırma yasağı kapsamında olan kişiler, söz konusu yasağa rağmen çalışıyor ise arada bir iş sözleşmesi olduğu kabul edilmelidir. Yazılı olmasa dahi yapılabilen iş sözleşmelerinin varlığı kişilerin sigortalı olmasını gerek kılmaktadır. Başka bir ifadeyle kişilerin 4857 Sayılı Kanun açısından yasak olan bir işte çalışması 5510 Sayılı Yasa açısından söz konusu kişilerin sigortalılığına muafiyet teşkil etmemektedir. Ancak altını çizmek gerekir ki çalışmaların her sigortalı açısından olduğu gibi burada da fiili olmasıdır. Fiili olmayan (sahte) çalışmalar 5510 S.K açısından bir sigortalılık hakkı teşkil etmez. www.ozdogrular.com

4 - SONUÇ

Kanunlar gündelik hayatın düzenlenmesi, hakların ve yükümlülüklerin belirlenmesi amacıyla seçilmiş iradeler tarafından koyulan, hukuk sisteminin vazgeçilmez öğeleridir. Kanun koyucunun sosyo-ekonomik sebeplerle koruma amacı güttüğü çocuk, genç ve kadın işçiler bu kapsamda 4857 S.K’ nın çalışmalarında çeşitli sınırlamalar getirdiği kişiler olmuştur.www.ozdogrular.com

 

Adı geçen kanunda çalıştırma yasağı kapsamında olan kişilerin çalışmış olması durumunda söz konusu kişilerin 5510 S.K kapsamında sigortalı olması gerekmektedir. 5510 S.K için önemli olan çalışma eylemidir.  Muhakkak ki yapılan denetimler neticesinde kişiler kayıt altına alınsa da işverenleri hakkında 4857 Sayılı Kanun’ a göre idari ceza hükümleri uygulanacağının altını çizmek gerekmektedir.


Zeynep YILMAZ*

Mustafa Erkay DURAK**
E-Yaklaşım


*    Sosyal Güvenlik Denetmeni
**  
Sosyal Güvenlik Denetmen Yrd.
[1] Türk Dil Kurumu İktisat Terimleri Sözlüğü,2004

[2] 06.04.2004 tarih ve 25425 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanmıştır.

[3] 16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanmıştır.

[4] 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu  470. Maddesine göre Eser sözleşmesi: Yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.