Mücbir Sebepler ve Vergi Mevzuatımızdaki Yeri |
02 Ocak 2013 | |
I- GİRİŞ
Türkçe’de mücbir sebep kavramı, Fransızca’daki “force majeure” ifadesinin karşılığıdır. İngilizce’deki “act of God” ifadesinin karşılığı olarak ta kullanılır ve bu kullanım Türkçe’de daha çok mücbir sebep olarak ortaya çıkan doğal olayları ifade eder.
Görevin, taahhüdün ve sorumluluğun yerine getirilmesine engel teşkil edebilecek nitelikte bulunan ölüm, iflas, hastalık, tutukluluk ve benzeri haller hukukta mücbir sebep olarak adlandırılmaktadır. Temel kavramlarından biri olan “mücbir sebep” kavramının hukukun hemen hemen bütün dallarında uygulaması görülmektedir.
“Mücbir sebep” hukukta, bir sorumluluğun yerine getirilmesini kısmen veya tamamen, geçici veya daimi surette engelleyen, bu niteliği dolayısıyla sorumluluğu kaldıran veya yerine getirilmesini ve vadesini geciktiren veya sorumluluğun niteliğini değiştiren kişinin önceden beklemediği ve tahmin edemeyeceği, beklese ve tahmin etse bile engelleyemeyeceği dıştan gelen olağanüstü nitelikte bir olay, olgu veya durumdur.
Bu engel, doğal afetler (deprem, sel, kasırga vb.), sosyal patlamalar (büyük çaplı isyan çıkması, genel grev vb.), hastalık, tutukluluk, mevzuat tarafından getirilen yasaklamalar, büyük ekonomik krizler gibi değişik şekillerde ortaya çıkabilmektedir.
Mücbir sebep halinde, kişi ile meydana gelen sonuç arasındaki nedensellik bağının kalktığından ve iradesi dışında meydana gelen sonuç sebebiyle kişiye yüklenebilecek hiçbir kusurun bulunmadığından söz edilir.
Mücbir sebep aynı zamanda bir hakkın kullanılmasına da engel teşkil edebilir veya hukuktaki sürelerin geçirilebilmesine de neden olabilir. İster hukuki sorumluluk, isterse hakkın kullanılması bakımından olsun, bütün bu hallerde, mücbir sebep; sorumluluğu kaldırıcı, sorumluluğu ileri bir tarihe erteleyici sonuçlar doğuracağı gibi, çeşitli hallerde sürelerin durmasının kabulü, yeni ek süreler tanınması veya başlangıçtaki sürenin hiç işlemediğinin kabulü anlamına da gelebilmektedir.
II- VERGİ MEVZUATIMIZDA MÜCBİR SEBEPLER
A- VERGİ USUL KANUNU’NDA YER ALAN HÜKÜMLER
Vergi mevzuatımıza; mükelleflerin vergisel ödevlerini yerine getirmelerini engelleyen ve mücbir sebepler olarak nitelendirilen bazı olağanüstü durumlarda, söz konusu durum ortadan kalkıncaya kadar mükelleflerin ödevleri yasal olarak ertelenmekte ve tarh zamanaşımı da ertelenen süre kadar uzamaktadır.
Mücbir sebep sayılan durumlar, Vergi Usul Kanunu’nun 13. maddesinde aşağıdaki gibi sıralanmıştır.
Yukarıda belirtilenlere benzeyen diğer haller.
Aynı Kanun’un 15. maddesinde; yukarıda sayılan mücbir sebeplerden herhangi birinin bulunması halinde, bu sebep ortadan kalkıncaya kadar kanuni ve idari sürelerin işlemeyeceği belirtilmiştir. Bu takdirde, tarh zamanaşımı işlemeyen süreler kadar uzayacaktır. Ancak, bu hükmün uygulanması için mücbir sebebin malum olması veya ilgililer tarafından ispat veya tevsik edilmesi gerekmektedir.
Mücbir sebepler konusuna ilişkin olarak, Maliye Bakanlığı’na madde hükmü ile aşağıdaki hususlarda yetki verilmiştir.
Maliye Bakanlığı yukarıda sıralanan yetkileri, vergi türleri ve işyerleri itibarıyla da kullanabilecektir. www.ozdogrular.com
Vergi Usul Kanunu’nun 111. maddesinde, vergilerin ilgili kanunlarında gösterilen süreler içinde ödeneceği; Kanun’un 15. maddesinin uygulanması dolayısıyla sürenin uzaması halinde, vadenin uzayan sürenin bittiği gün olduğu belirtilmiştir.
Maliye Bakanlığı, madde hükmüne göre; mücbir sebep hali ilân edilen yerlerdeki mükelleflerin aşağıda belirtilen vergi, ceza ve gecikme faizlerinin ödeme sürelerini, vadelerinin bitim tarihinden itibaren azamî bir yıl süreyle uzatmaya yetkilidir.
Vergi Usul Kanunu kapsamında olup, ödeme süresi afet tarihinden sonraya rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizleri,
Kanun’un 15. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verecekleri beyannamelere istinaden tahakkuk ettirilen vergiler.
Söz konusu yetki; bölge, il, ilçe, mahal ve afetten zarar görenler ile afetten zarar görme derecesi veya vergi türleri itibarıyla farklı süreler tespit etmek suretiyle de kullanılabilecektir. www.ozdogrular.com
Diğer taraftan, Vergi Usul Kanunu’nun 115. maddesine göre; yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, su basması, kuraklık, don, muzir hayvan ve haşarat istilası ve bunlara benzer afetler yüzünden;
1) varlıklarının en az üçte birini kaybeden mükelleflerin bu afetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili bulunan vergi borçları ve vergi cezaları ile
2) mahsullerinin en az üçte birini kaybeden mükelleflerin, afete maruz arazi için zararın tahakkuk ettiği hasat ve devşirme zamanına tesadüf eden yıla ait olarak tahakkuk ettirilen arazi vergisi borçları ve vergi cezaları; Maliye Bakanlığı’nca zararla mütenasip olmak üzere
kısmen veya tamamen terkin olunur.
Bu durumda, zarar derecesini ve ilgili bulunduğu gelir kaynağını mahalli idare heyetleri yaptıracağı tahkikat üzerine tespit edecektir. Maliye Bakanlığı terkin yetkisini mahalline devredebilmektedir. www.ozdogrular.com
Öte yandan; Vergi Usul Kanunu’nun 373. maddesinde, bu Kanun’da yazılı mücbir sebeplerden herhangi birinin vukua geldiği malum ise veya tevsik ve ispat olunursa vergi cezası kesilmeyeceği belirtilmiştir.
B- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU’NDA YER ALAN HÜKÜMLER
Bilindiği üzere, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinde indirilemeyecek katma değer vergisine ilişkin hususlar düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin (c) bendi aşağıdaki gibidir. www.ozdogrular.com
“Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı’nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisi” madde hükümleri uyarınca, zayi olan mallara ait katma değer vergisi genel olarak indirim konusu yapılamamaktadır. Ancak; deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı tarafından mücbir sebep ilan edilen yerlerdeki yangınlar nedeniyle zayi olan mallara ait katma değer vergisi kapsam dışında bırakılmıştır.
Diğer bir ifadeyle; deprem ve sel felaketinin yanı sıra, Maliye Bakanlığı tarafından mücbir sebep ilan edilen yerlerdeki yangınlar nedeniyle malları zayi olan mükellefler, bu malları için ödemiş oldukları katma değer vergilerini indirebileceklerdir.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun ihracat istisnası ile ilgili 11. maddesinde ise mücbir sebeplere ilişkin olarak aşağıdaki hükümler yer almaktadır.
İhraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisi, ihracatçılar tarafından ödenmez. Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur. www.ozdogrular.com
Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen vergi terkin olunur. İhracatın yukarıdaki şartlara uygun gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte tahsil olunur.
Ancak, ihraç edilmek şartıyla teslim edilen malların Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilmemesi halinde, tecil edilen vergi tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 48. maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edilir.
Anlaşılacağı üzere; imalatçı tarafından ihraç kayıtlı olarak ihracatçıya teslim edilen malların ihracatı zamanında gerçekleştirilemezse, bunun neden gerçekleşmediği önem arz etmektedir. Burada eğer mücbir sebepler varsa tecil faizinin uygulanması, diğer durumlarda ise daha ağır olan gecikme zammının uygulanması söz konusu olmaktadır.
C- 6111 SAYILI KANUN’DA YER ALAN HÜKÜMLER
6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun(1) beş kısımdan oluşmaktadır.
Belirtilen Kanun’un; Birinci Kısmında genel hükümler, İkinci Kısmında Maliye Bakanlığı’na, Gümrük Müsteşarlığı’na, il özel idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacakları ile belediyelerin ve büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin bazı alacaklarına ilişkin hükümler (birinci bölümünde tahsilatın hızlandırılmasına ilişkin hükümler, ikinci bölümünde inceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler, üçüncü bölümünde matrah ve vergi artırımı, dördüncü bölümünde stok beyanları), Üçüncü Kısmında Sosyal Güvenlik Kurumu’na bağlı tahsil dairelerince takip edilen alacaklara ilişkin hükümler, Dördüncü Kısmında çeşitli ve ortak hükümler yer almakta olup, Beşinci Kısmında ise bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin hükümler ve son hükümlere yer verilmiştir. www.ozdogrular.com
6322 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun(2)’un 42. maddesi ile 6111 sayılı Kanun’a geçici madde 19 eklenmiştir.
Eklenen maddenin üçüncü fıkrasına göre; Kanun’un Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Kısımlarına göre yapılandırma başvurusunda bulunduğu halde ödenmesi gereken tutarları süresinde ödemeyerek yapılandırmayı ihlal edenlerden; Kanun’un ilgili maddesinin Bakanlar Kurulu’na verdiği yetkiye istinaden yabancı ülkelerde de faaliyette bulunan vergi mükelleflerinden, Ekonomi Bakanlığı tarafından olağanüstü politik riskin gerçekleştiği tespit edilen ülkede faaliyette bulunan ve bu ülkedeki faaliyetleri nedeniyle durumları Vergi Usul Kanunu’nun 13. maddesine göre mücbir sebep hali kabul edilenler ile 15. maddesine göre doğal afet nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen yerlerdeki dairelere borçlulardan mücbir sebep hali bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam edenler, kapsam dahilindeki ödemelerini mücbir sebep halinin sona erdiği tarihi izleyen ayın sonuna kadar yapmaları şartıyla Kanun hükümlerinden yararlandırılır.
III- SONUÇ
Fransızca’daki “force majeure” ifadesinin, İngilizce’deki “act of God” ifadesinin karşılığı olarak kullanılan mücbir sebep kavramı, genel olarak; görevin, taahhüdün ve sorumluluğun yerine getirilmesine engel teşkil edebilecek nitelikte bulunan ölüm, iflas, hastalık, tutukluluk vb. kapsamaktadır. www.ozdogrular.com
Hukukun hemen hemen tüm dallarında görülen “mücbir sebep” uygulamasının, vergi mevzuatında yer aldığı şekliyle, vergi mükelleflerini de yakından ilgilendirdiği açıktır. Vergi mevzuatımızda, mücbir sebepler esas itibarı ile Vergi Usul Kanunu ve Katma Değer Vergisi Kanunu’nun ilgili maddelerinde düzenlenmiştir.
Mevzuat gereğince; mücbir sebep olarak nitelendirilen bazı olağanüstü durumların, mükelleflerin vergisel ödevlerini yerine getirmelerini engellemesi halinde, ilgili ödevler belirtilen durum ortadan kalkıncaya kadar ertelenmekte ve tarh zamanaşımı da ertelenen süre kadar uzamaktadır. www.ozdogrular.com
Yine mevzuat hükümleri uyarınca, zayi olan mallara ait katma değer vergisi indirim konusu yapılamamaktadır. Ancak; deprem, sel felaketi ve Bakanlıkça mücbir sebep ilan edilen yerlerdeki yangınlar nedeniyle malları zayi olan mükelleflerin, bu malları için ödemiş oldukları katma değer vergilerini indirmeleri mümkündür.
İlave olarak; 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’da da mücbir sebeplere ilişkin bazı hükümler yer almaktadır.
Salim KARADENİZ* Yaklaşım
* Vergi Başmüfettişi (E. Baş Hesap Uzmanı) (1) 25.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de (mükerrer) yayımlanmıştır. (2) 15.06.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|