Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yurt Dışı Ciro Primine KDV Uygulamasında Son Durum PDF Yazdır e-Posta
28 Ocak 2013
Image

I- GİRİŞ

Bilindiği üzere Maliye Bakanlığı, mal ve hizmet ithalatları nedeniyle yurt dışında yerleşik satıcı firmalar tarafından Türkiye’deki alıcı firmalara ciro primi (ıskontosu) adı altında yapılan ödemelerin (ki bu ödemeler genellikle fiyat indirimi şeklinde gerçekleşmektedir.), Türkiye’de bulunan alıcı firmaların yurt dışında yerleşik satıcı firmalara verdikleri müstakil bir hizmetin karşılığını oluşturduğu gerekçesiyle KDV’ye tabi tutmakta, bunun dayanağını ise 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliği olarak göstermekteydi.

Ancak, adı geçen Bakanlık 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile belirlediği ve 01.01.1988 - 18.01.2012 tarihleri arasında yürürlükte bulunan “ciro primlerinin müstakil bir hizmetin karşılığı olduğu ve genel oranda (% 18) KDV’ye tabi tutulması gerektiği” şeklindeki bu görüşünü, 116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile 19.01.2012 tarihinden itibaren değiştirerek, “ciro primlerinin ayrı bir hizmetin karşılığı değil, daha önce satın alınmış mal ve hizmetlerin bedelinin değişmesi (KDV matrahında değişiklik) olarak değerlendirilmesi ve KDV’sinin de buna göre düzeltilmesi, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmeyip belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında yapılan ıskontolar nedeniyle KDV matrahında değişiklik vuku bulduğu hallerde düzeltme işleminin, alıcı tarafından satıcı adına bir fatura ve benzeri belge düzenlenmek ve bu amaçla düzenlenecek belgede, KDV matrahında değişikliğe neden olan ıskonto tutarına ilk teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlem için geçerli olan KDV oranı uygulanmak suretiyle yapılması gerektiğini” açıklamıştır.

Yapılan bu değişiklik sonrasında, yurt dışı ciro primlerinin KDV karşısındaki durumu tartışmalı hale gelmiş, uygulamada Maliye Bakanlığı başta olmak üzere farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. www.ozdogrular.com

Aşağıda, yurt dışı satıcılar tarafından Türkiye’deki alıcılara yapılan ciro primi ödemelerinin KDV karşısındaki son durumu incelenecek, bu konuda Maliye Bakanlığı görüşüne de yer verilerek kişisel görüşlerimiz belirtilecektir.

II- YURT DIŞI CİRO PİMLERİNDE KDV UYGULAMASINDA SON DURUM

A- MALİYE BAKANLIĞI’NIN GÖRÜŞÜ

1- Birinci Görüşü: Yurt Dışı Ciro Primlerinin Türkiye’deki Alıcılar Tarafından Yurt Dışındaki Satıcılara Verilen Müstakil Bir Hizmetin Karşılığı Olduğu ve Genel Oranda (% 18) KDV’ye Tabi Bulunduğu

Maliye Bakanlığı’nın 116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin yayım tarihi olan 19.01.2012 tarihine kadar geçerli olan bu görüşüne göre; yurt dışında yerleşik firmalarca yılsonunda, belli bir dönem sonunda veya belli bir ciro aşıldığında Türkiye’de kendi mallarını satan bayi veya aracı kişi ve kuruluşlara yapılan satış/hasılat veya ciro primi ödemeleri, Türkiye’de bulunan kişi ve kuruluşların yurt dışında yerleşik firmalara verdiği müstakil bir hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmaktadır. Yurt dışında yerleşik firmalar, verilen bu hizmet sonucunda Türkiye’ye daha fazla mal ihraç etmekte, malları Türkiye pazarında daha çok miktarda satılmaktadır. Dolayısıyla yabancı firmalar, verilen bu hizmetlerden daha fazla mal satmak suretiyle Türkiye’de yararlandıklarından, bu hizmetler KDV’ye tabi bulunmaktadır(1). Ayrıca, yabancı firmaların Türkiye’de yararlandıkları bu hizmetlerin hizmet ihracatı kapsamında KDV’den istisna tutulması da mümkün değildir. Maliye Bakanlığı’nın bu görüşünün dayanağını ise, 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (L) bölümünde yer alan ve yurt içi ciro primlerinin primi elde edenin primi ödeyene verdiği müstakil bir hizmetin karşılığı olarak değerlendiren düzenleme oluşturmaktadır(2). www.ozdogrular.com

2- İkinci ve Şu An Uygulamayı Yönlendiren Görüşü: Yurt Dışı Ciro Primlerinin Asıl İşleme İlişkin KDV Matrahını Değiştirmesi Nedeniyle KDV Matrahında ve KDV Tutarında Düzeltme Yapılmasını Gerektiren Bir Husus Olduğu, Düzeltme İşleminin Fatura Düzenlenmeksizin Fazladan İndirilen KDV’nin İlgili Dönemde Hesaplanan KDV’ye İlave Edilmek Suretiyle Yapılması Gerektiği

Maliye Bakanlığı yukarıda yer alan birinci görüşünün dayanağını oluşturan 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (L) bölümünü, 116 Seri No.lu KDV Genel Tebliğiyle 19.01.2012 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırmış ve ciro primlerini KDV Kanunu’nun 35. maddesi kapsamında KDV matrahında değişiklik yaratan ve düzeltilmesi gereken bir husus olarak değerlendirmiştir(3). Söz konusu Tebliğ’in ilgili bölümü aynen aşağıdadır:

“6.2. Fatura ve Benzeri Belgelerde Ayrıca Gösterilmeyip, Yıl Sonlarında, Belli Bir Dönem Sonunda ya da Belli Bir Ciro Aşıldığında Yapılan Iskontolar

KDV Kanunu’nun 35. maddesi ile KDV matrahında çeşitli sebeplerle değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükelleflerin, bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükelleflerin ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzeltebilmelerine imkân sağlanmıştır.

Fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmeyip, yıl sonlarında, belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında (satış primi, hasılat primi, yıl sonu ıskontosu gibi adlarla) yapılan ıskontolar esas itibariyle, asıl işleme ilişkin KDV matrahının değişmesi sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla, KDV matrahında değişiklik vuku bulduğu bu gibi durumlarda KDV Kanunu’nun 35. maddesine göre düzeltme yapılması gerekmektedir.

Bu itibarla, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmeyip belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında yapılan ıskontolar nedeniyle KDV matrahında değişiklik vuku bulduğu hallerde düzeltme işlemi, alıcı tarafından satıcı adına bir fatura ve benzeri belge düzenlenmek ve bu amaçla düzenlenecek belgede, KDV matrahında değişikliğe neden olan ıskonto tutarına ilk teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlem için geçerli olan KDV oranı uygulanmak suretiyle yapılacaktır.”

Yukarıda yer alan yeni düzenleme ile Maliye Bakanlığı, ciro primlerini müstakil bir hizmetin karşılığı değil, doğru bir yorumla alıcı ve satıcı yönünden karşılıklı olarak matrahta düzeltme yapılmasını gerektiren bir işlem olarak değerlendirmiş, primden yararlanan tarafından satıcıya fatura düzenlenmek suretiyle KDV matrahının ve KDV tutarının alıcı ve satıcı tarafından karşılıklı olarak düzeltilmesini uygun görmüştür. Ancak, Tebliğde yer alan açıklamaların, alıcı ve satıcının her ikisinin de yurtiçinde olduğu ve KDV mükellefi bulunduğu, Kanun’un 35. maddesine göre karşılıklı olarak matrah ve vergi düzeltmesinin yapılacağı durumlar için geçerli olması nedeniyle, aynı uygulamanın yurt dışı ciro primleri için geçerli olup olmayacağı hususunda tereddütlere neden olmuştur. www.ozdogrular.com

Maliye Bakanlığı konu ile ilgili olarak tayin ettiği özelgelerde, yurt dışı ciro primlerini matrahta değişiklik yaratan bir husus olarak değerlendirmiş, satıcının yurt dışında olduğu hususunu dikkate alarak düzeltmenin sadece Türkiye’deki alıcı nezdinde fatura düzenlenmeksizin prime isabet eden ve daha önce indirilen KDV’nin ilave edilecek KDV olarak ilgili dönem beyannamesinde hesaplanan KDV’ye ilave edilmek suretiyle yapılması gerektiği şeklinde görüş bildirmiştir. Söz konusu özelgelerin bazılarının özetleri aşağıdadır:

“Fiili ithal tarihinden sonra transfer fiyatlandırması düzeltmesi çerçevesinde lehinize bir fiyat indirimi yapılması durumunda, yapılan indirimler nedeniyle işlemin matrahında değişiklik vuku bulmakta olup, bu değişikliğin Kanun’un 35. maddesi hükümlerine göre düzeltilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, söz konusu malların ithali sırasında ödenen KDV tutarlarının indirim konusu yapıldığı hususu da dikkate alınarak, mal bedelinde meydana gelen değişikliğe paralel olarak indirim tutarları da düzeltilecektir. Bu düzeltme işlemi, matrahta değişikliğin vuku bulduğu vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesinde fazladan indirilen tutar, “ilave edilecek KDV” satırında beyan edilmek suretiyle yapılacağından, yurtdışındaki satıcı adına fatura düzenlenmesine ve indirim tutarı üzerinden KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.”(4)

“Mal aldığınız ithalatçı firmanın yurt dışından ithal ettiği hammadde için fiili ithal tarihinden sonra yurt dışındaki firma tarafından kendisine yapılan alış ıskontosu nedeniyle tarafınıza göndereceği “credit note” belgesine istinaden lehinize bir fiyat indirimi yapılması durumunda, yapılan indirimler nedeniyle işlemin matrahında değişiklik vuku bulmakta olup, bu değişikliğin Kanun’un 35. maddesi hükümlerine göre düzeltilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, söz konusu malların ithali sırasında ödenen KDV tutarlarının indirim konusu yapıldığı hususu da dikkate alınarak, mal bedelinde meydana gelen değişikliğe paralel olarak indirim tutarları da düzeltilecektir. Bu düzeltme işlemi, matrahta değişikliğin vuku bulduğu vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesinde fazladan indirilen tutar, “ilave edilecek KDV” satırında beyan edilmek suretiyle yapılacağından, yurtdışındaki satıcı adına fatura düzenlenmesine ve indirim tutarı üzerinden KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.”(5)

“İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ithal ettiğiniz mallara ilişkin olarak yurt dışı satıcı firma tarafından söz konusu malların fiyatında değişiklik ve ıskonto yapılması nedeniyle “credit note” düzenlenmesi durumunda bu belgede belirtilen tutar üzerinden KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.(…) www.ozdogrular.com

Buna göre, fiili ithal tarihinden sonra yurtdışındaki firmanın alış ıskontosu nedeniyle tarafınıza göndereceği “credit note” belgesine istinaden lehinize bir fiyat indirimi yapılması durumunda, yapılan indirimler nedeniyle işlemin matrahında değişiklik vuku bulmakta olup, bu değişikliğin Kanun’un 35. maddesi hükümlerine göre düzeltilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, söz konusu malların ithali sırasında ödenen KDV tutarlarının indirim konusu yapıldığı hususu da dikkate alınarak, mal bedelinde meydana gelen değişikliğe paralel olarak indirim tutarları da düzeltilecektir. Bu düzeltme işlemi, matrahta değişikliğin vuku bulduğu vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesinde fazladan indirilen tutar, “ilave edilecek KDV” satırında beyan edilmek suretiyle yapılacağından, yurtdışındaki satıcı adına fatura düzenlenmesine ve indirim tutarı üzerinden KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.”(6)

B- KONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KİŞİSEL GÖRÜŞÜMÜZ

116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile yapılan düzenlemeden sonra uygulamada, yurt dışı ciro primlerinin KDV karşısındaki durumu ile ilgili olarak iki farklı görüş ortaya çıkmıştır:

Birincisi; Maliye Bakanlığı’nın verdiği özelgelerinde belirttiği görüştür. Maliye Bakanlığı, yurt dışı ciro primi ödemelerinin 116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği çerçevesinde KDV matrahında değişiklik yaratan bir husus olduğu, ancak anılan Tebliğ’den farklı olarak satıcının yurt dışında olması nedeniyle düzeltmenin tek taraflı olarak Türkiye’deki alıcı nezdinde değişikliğin mahiyetine uygun şekilde gümrükte ödenen ve indirim konusu yapılan KDV’nin ciro primine isabet eden kısmının primin bildirildiği tarihin ait olduğu ay KDV beyannamesinde ilave edilecek KDV olarak hesaplanan KDV’ye eklenmek suretiyle yapılması, düzeltme işlemi için fatura düzenlenmesine gerek olmadığı görüşündedir.

İkincisi ise, daha önce ithal edilen mallar nedeniyle yurt dışındaki firmalar tarafından yapılan fiyat indirimleri ve/veya ciro primi ödemelerinin KDV’nin konusuna giren bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığı ve KDV’ye tabi tutulamayacağı, KDV kapsamına girmese dahi ciro ıskontosu ile ilgili olarak yurt dışındaki satıcıya yönelik KDV ihtiva etmeyen bir fatura düzenlenerek kayıtlara intikal ettirilmesi gerektiği şeklindedir.

Öncelikle belirtmek gerekirse, aşağıda açıklayacağımız üzere, KDV Kanunu’na uygun olmaması nedeniyle Maliye Bakanlığı’nın görüşüne katılmamız söz konusu değildir. Kişisel görüşümüz ikinci görüş doğrultusunda olup, gerekçelerimiz aşağıdadır:

1- Yurt Dışı Ciro Primleri Nedeniyle KDV Kanunu’nun 48. maddesine Göre İthalatta KDV Matrahında ve Tutarında Bir Düzeltme Yapılmasının Mümkün Bulunmadığı

KDV Kanunu’nun 48. maddesinde, “bu Kanun’a göre vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek yurda sokulan eşyaların hiç alınmamış veya eksik alınmış KDV’si hakkında Gümrük Kanunu’ndaki esaslara göre işlem yapılacağı, ancak indirim hakkı tanınan işlemlere konu eşyanın serbest dolaşıma girdiği tarihin içinde bulunduğu veya sonraki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak vergi dairesine verilen beyannamelere göre ödenen KDV’nin (sorumlu sıfatıyla ödenenler hariç), ithalde hiç ödenmemesi veya eksik ödenmesi nedeniyle tahsili gereken KDV’den düşüleceği, ithal edilen eşya ile ilgili olarak; KDV’den müstesna olduğu halde yanlışlıkla alınan veya fazla alındığı anlaşılan KDV’nin, indirim hakkına sahip olmayan mükelleflere, Gümrük Kanunu’na göre iade olunacağı” hükme bağlamıştır. www.ozdogrular.com

Öte yandan, ithal eşyasının gümrük kıymetinin tespitinde ıskontoların tabi tutulacağı işlem konusunda Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan 14.11.2011 tarihli ve 2001/38 sayılı Genelge’de; “gerekli koşullara uygunluk sağlayan ıskontoların satış bedeli yöntemine göre gümrük kıymetinin tespitinde dikkate alınması gerektiği, satış bedeli yöntemine göre ithal eşyasının gümrük kıymetinin tespitinde dikkate alınacak ıskontoların “peşin ödeme ıskontosu” ve “miktar ıskontosu” olduğu, “miktar ıskontosu”nun satıcının alıcıya, belli bir dönem içinde satın aldığı miktara göre fiyattan yaptığı indirim olduğu, miktar ıskontosunun yalnızca satıcının satılan eşya miktarına bağlı olarak önceden belirlenen bir ödeme planına göre fiyat uygulandığı durumlarda söz konusu olduğu, bu ıskontonun da ticarette mutat olarak kabul edilen oranlarda bulunması ve aynı miktarda mal alan tüm alıcılara uygulanmasının gerektiği, bu koşulları taşımayan, alıcı ile satıcının kişisel ilişkilerinden kaynaklanan özel ıskontolar ile mutat olmayan miktardaki ıskontoların eşyanın gümrük kıymetini azaltıcı bir unsur olarak kabul edilmeyeceği” açıklanmıştır. Buna göre, miktar ıskontosunun eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde dikkate alınabilmesi, söz konusu ıskontonun ithalattan önce yapılmış olmasına ve bunun yine ithalattan önce tespit edilmesine bağlı bulunmaktadır. Bu tespitte esas alınacak temel belge ise, fatura ve satış sözleşmesidir(7). Dolayısıyla, ithalat yapıldıktan sonra belli bir dönem sonunda veya yıl sonlarında yurt dışındaki satıcılar tarafından yapılan ciro primi ödemelerinin (ıskontoların) ithalatta gümrük vergisi ve ithalatta KDV matrahlarının tespitinde dikkate alınması ve bu vergilerin düzeltilmesi söz konusu değildir. Kaldı ki, sonradan yapılan bu ıskontolar, KDV Kanunu’nun 48. maddesinde düzenlenen ve ithalatta KDV yönünden düzeltilmesi gereken işlemler kapsamında yer almamaktadır. www.ozdogrular.com

2- KDV Kanunu’nun 35. Maddesinin Yurt İçi Mal Teslimleri ve Hizmet İfaları İçin Geçerli Olduğu, İthalat İşlemleri İçin Uygulanamayacağı

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/A maddesinde, “vergi kanunlarının lafzı ve ruhu ile hüküm ifade edeceği, lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı gözönünde tutularak uygulanacağı” hükme bağlanmıştır.

KDV Kanunu’nun sistematiğinin incelenmesinden de fark edileceği üzere, dahili ve ithalde alınacak KDV’ye ilişkin hükümler ayrıştırılarak, genellikle ayrı maddeler ve/veya bölümler halinde düzenlenmiştir. Örneğin; verginin konusu, mükellefi, vergiyi doğuran olay, istisnalar ve matrah, tarh-tahakkuk ve ödeme işlemleri gibi. Ayrıca, gümrük idarelerince alınan KDV’ye ilişkin hükümler aynı başlık altında Kanun’un 47 ila 52. maddelerinde düzenlenmiştir. KDV Kanunu’nda, düzeltme işlemleri ile ilgili olarak 35 ve 48. maddeler olmak üzere iki madde hükmü bulunmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere, 48. madde ithalat işlemlerine ilişkindir. Sözü edilen 35. madde hükmü ise şu şekildedir: “Malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vukubulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükellef bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükellef ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vukubulduğu dönem içinde düzeltir. Şu kadar ki, iade olunan malların fiilen işletmeye girmiş olması ve bu girişin defter kayıtları ile beyannamede gösterilmesi şarttır.” www.ozdogrular.com

Yukarıda yer alan 35. madde hükmünün incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vukubulduğu hallerde alıcı ve satıcı yönünden KDV matrahının ve KDV tutarının karşılıklı olarak düzeltilmesi gerekmektedir. Madde hükmünün lafzından, düzeltme işleminin yapılabilmesi için,

- Alıcı ve satıcının her ikisinin Türkiye’de bulunması,

- Her ikisinin de gerçek usulde KDV mükellefi olması

gerektiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, anılan hüküm yurt içinde gerçekleştirilen ve matrahta değişiklik yaratan durumlar için geçerlidir. İthalata ilişkin KDV’de bir düzeltme yapılması gerektiği durumlarda, düzeltme işlemlerinin Kanun’un 48. maddesine göre yapılması gerekmekte olup, 35. madde kapsamında tek taraflı olarak sadece Türkiye’deki alıcı nezdinde yapılması mümkün değildir. 35. madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, bu kapsamda yapılacak düzeltmelerin, alıcı ve satıcı nezdinde karşılıklı olarak yapılması gerekmektedir. www.ozdogrular.com

Bu çerçevede, Maliye Bakanlığı’nın yurt dışı ciro primi ödemelerinin 116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği çerçevesinde KDV matrahında değişiklik yaratan bir husus olarak değerlendirmesi ve 35. madde kapsamında tek taraflı olarak Türkiye’deki alıcı nezdinde değişikliğin mahiyetine uygun şekilde gümrükte ödenen ve indirim konusu yapılan KDV’nin ciro primine isabet eden kısmının primin bildirildiği tarihin ait olduğu ay KDV beyannamesinde ilave edilecek KDV olarak hesaplanan KDV’ye eklenmek suretiyle düzeltilmesi gerektiğine ilişkin görüşünün Kanuna uygun olmadığını düşünüyoruz.

Kişisel görüşümüze göre, daha önce ithal edilen mallar nedeniyle yurt dışındaki satıcı firmalar tarafından yapılan fiyat indirimleri ve/veya ciro primi ödemeleri KDV’nin konusuna giren bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından, bu ıskontoların KDV’ye tabi tutulmaması gerekir. Bu şekilde yapılan ıskontolar karşılığında yurt dışındaki satıcı firmalara bir hizmet verilmesinin söz konusu olmaması nedeniyle, ıskontoya muhatap olan yurt içindeki firma tarafından fatura düzenlenmesine gerek bulunmamakta, yurt dışındaki firmanın gönderdiği fiyat indirimi yazısı (credit note) yeterli bulunmaktadır.

III- SONUÇ

Yukarıda yapılan açıklamalardan da fark edileceği üzere, Maliye Bakanlığı’nın yurt dışı ciro primi ödemelerinin 116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği çerçevesinde KDV matrahında değişiklik yaratan bir husus olarak değerlendirmesi ve 35. madde kapsamında tek taraflı olarak Türkiye’deki alıcı nezdinde KDV düzeltmesi yaptırması görüşünün yerinde olmadığını düşünüyoruz. Kişisel görüşümüz, daha önce ithal edilen mallar nedeniyle yurt dışındaki satıcı firmalar tarafından yapılan fiyat indirimleri ve/veya ciro primi ödemelerinin KDV’nin konusuna giren bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığı ve KDV’ye tabi tutulamayacağı doğrultusundadır.

Abdullah TOLU*
Yaklaşım

*           Rekabet Kurumu, Kurum Danışmanı

(1)        MB.’nin, 10.06.1997 tarih ve 23860 sayılı Özelgesi.

(2)        Daha geniş açıklamalar için bkz. Abdullah TOLU, “Yurt İçi ve Dışından Elde Edilen Ciro  Primlerinin  KDV Karşısındaki Durumu”, Yaklaşım, Aralık 2007, Sayı:180

(3)        Abdullah TOLU, “Ciro Primi/Iskontosunda KDV Uygulaması Değişti”, e-Yaklaşım, Mart 2012

(4)        MB. GİB. İstanbul VDB’nin, 23.07.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.24-2260 sayılı Özelgesi.

(5)        MB. GİB. İstanbul VDB’nin, 07.8.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.1-2459 sayılı Özelgesi.

(6)        MB. GİB. İstanbul VDB’nin, 25.5.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV GENEL-1720 sayılı Özelgesi.

(7)        Bayram ÇELİK, “Gümrük Kıymeti Açısından Iskontoların Değerlendirilmesi”, Gümrük Dünyası Dergisi, Gümrük Kontrolörleri Derneği Yayını, Sayı:61, 2011  

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.