Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yeni Borçlar Kanunu’nda Hizmet (İş) Sözleşmesinin Sona Ermesi PDF Yazdır e-Posta
29 Ocak 2013
Image

I- GİRİŞ

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hizmet (iş) sözleşmesinin sona ermesi konusunda yeni düzenlemeler getirmiştir. Bu düzenlemelerin birçoğu 4857 sayılı İş Kanunu’na paralel düzenlemelerdir. Bazı düzenlemeler ise İş Kanunu’ndan farklıdır. Örneğin belirsiz süreli iş sözleşmesinin sona erdirilmesinde ihbar süreleri farklı düzenlenmiştir. İş Kanunu’nda hiç düzenlenmemiş konularda da Borçlar Kanunu düzenlemeler yapmıştır. Örneğin ölen işçinin yakınlarına tazminat ödenmesi bu yeni düzenlemelerden biridir.

Bu yazımızda; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen hizmet (iş) sözleşmesinin sona ermesi ve sonuçlarını açıklamaya çalışacağız. www.ozdogrular.com

II- HİZMET SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ

A- BELİRLİ SÜRELİ SÖZLEŞMEDE

Borçlar Kanunu’nun 430. maddesine göre belirli süreli hizmet sözleşmesi, aksi kararlaştırılmadıkça, fesih bildiriminde bulunulmasına gerek olmaksızın, sürenin bitiminde kendiliğinden sona erer.

Belirli süreli sözleşme, süresinin bitiminden sonra örtülü olarak sürdürülüyorsa, belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür. Ancak, esaslı bir sebebin varlığı halinde, üst üste belirli süreli hizmet sözleşmesi kurulabilir.

Örnek: Aynı işveren işçi ile iki ayrı inşaatın yapılması için birinci inşaatın süresi biter bitmez ara vermeden ikinci inşaat süresiyle sınırlı olmak üzere belirli süreli iş sözleşmesi yapabilir.

İşçi veya işveren, on yıldan uzun süreli hizmet sözleşmesini on yıl geçtikten sonra, altı aylık fesih bildirim süresine uyarak feshedebilir. Fesih, bu süreyi izleyen aybaşında itibaren geçerli olur. www.ozdogrular.com

Sözleşmenin fesih bildirimiyle sona ereceği kararlaştırılmış ve iki taraf da fesih bildiriminde bulunmamışsa, sözleşme belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür.

B- BELİRSİZ SÜRELİ SÖZLEŞMEDE

Borçlar Kanunu’nun 431. maddesine göre taraflardan her birinin, belirsiz süreli sözleşmeyi fesih sürelerine uyarak feshetme hakkı vardır. Belirsiz süreli hizmet sözleşmelerinin feshinden önce, durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.

Hizmet sözleşmesi; bildirimin diğer tarafa ulaşmasından başlayarak, hizmet süresi bir yıla kadar sürmüş olan işçi için iki hafta sonra; bir yıldan beş yıla kadar sürmüş işçi için dört hafta ve beş yıldan fazla sürmüş işçi için altı hafta sonra sona erer. Bu süreler kısaltılamaz; ancak sözleşmeyle artırılabilir. İşveren, fesih bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle hizmet sözleşmesini feshedebilir (6098/432 md.). Borçlar Kanunu’nda düzenlenen ihbar süreleri 4857 sayılı İş Kanunu’ndaki ihbar sürelerinden farklıdır. Örneğin, İş Kanunu’nda 3 yılan fazla çalışanın ihbar süresi 8 hafta iken Borçlar Kanunu’nda 5 yıldan fazla çalışanın ihbar süresi 6 hafta olarak düzenlenmiştir.

Fesih bildirim sürelerinin, her iki taraf için de aynı olması zorunludur; sözleşmede farklı süreler öngörülmüşse, her iki tarafa da en uzun olan fesih bildirim süresi uygulanır.

Örnek: İş sözleşmesinde işçi iş sözleşmesini feshederse işverene 6 haftalık ücreti tutarında ihbar tazminatı, işveren feshederse 4 haftalık ihbar tazminatı öder şeklinde hüküm bırakılamaz. İhbar tazminatı/süreleri her iki taraf içinde aynı olacak.

Hizmet sözleşmesinin askıya alındığı hallerde fesih bildirim süreleri işlemez. Örneğin, çalışan doğum veya askerlik izni kullanıyorsa bildirimleri süreleri işlemiyor. www.ozdogrular.com

C- DENEME SÜRESİ İÇİNDE

İşçi veya işveren, hizmet sözleşmesine iki ayı aşmamak koşuluyla deneme süresi koyabilirler. Deneme süresi konulmuşsa taraflar, bu süre içinde fesih süresine uymak zorunda olmaksızın, hizmet sözleşmesini tazminatsız feshedebilirler.

İşçinin çalıştığı günlere ait ücret ve diğer hakları ödenir.

D- KÖTÜ NİYET TAZMİNATI

Hizmet sözleşmesinin fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işveren, işçiye fesih bildirim süresine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemekle yükümlüdür (6098/434 md.).

III- HAKLI SEBEPLE DERHAL FESİH

A- HAKLI SEBEPLER

Haklı sebep Kanun’da “sözleşmeyi fesheden taraftan, dürüstlük kurallarına göre hizmet ilişkisini sürdürmesi beklenemeyen bütün durum ve koşullar, haklı sebep sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Kanun’daki bu tanım oldukça kapsamlı bir tanımdır. Bu tanımın içeriğine nelerin girip girmediği uygulamalar sonucunda oluşacak içtihatlarla daha da bir belirginlik kazanacaktır. www.ozdogrular.com

Taraflardan her biri, haklı sebeplerle sözleşmeyi derhal feshedebilir. Sözleşmeyi fesheden taraf, fesih sebebini yazılı olarak bildirmek zorundadır (6098/435 md.). Derhal fesihte sözleşmeyi kim feshediyorsa karşı tarafa sözleşmeyi neden feshettiğini yazılı olarak yapacaktır. Bu düzenleme mevcut İş Kanunları açısından ileri bir düzenlemedir.

B- İŞVERENİN ÖDEME GÜÇSÜZLÜĞÜNE DÜŞMESİ

Borçlar Kanunu’nun 436. maddesine göre işverenin ödeme güçsüzlüğüne düşmesi halinde işçi, sözleşmeden doğan hakları uygun bir süre içinde işveren tarafından güvenceye bağlanmazsa, sözleşmeyi derhal feshedebilecek. İş Kanunu’ndaki “ödeme güçlüğü” Borçlar Kanunu’nda “ödeme güçsüzlüğü” olarak düzenlenmiştir.

Örnek: İşçinin iki aylık ücreti ödenmezse ve işveren bu konuda işçiye çeşitli güvenceler vermezse işçi iş sözleşmesini haklı sebeple derhal feshedebilecek.

C- HAKLI SEBEPLE FESİHİN SONUÇLARI

Haklı fesih sebepleri, taraflardan birinin sözleşmeye uymamasından doğmuşsa o taraf, sebep olduğu zararı, hizmet ilişkisine dayanan bütün haklar göz önünde tutularak, tamamen gidermekle yükümlüdür. Diğer durumlarda hâkim, bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak haklı sebeple feshin maddi sonuçlarını serbestçe değerlendirir (6098/437 md.).

IV- HAKLI SEBEBE DAYANMAYAN FESİHTE

Borçlar Kanunu’nun 438. maddesine göre işveren, haklı sebep olmaksızın hizmet sözleşmesini derhal feshederse işçi, belirsiz süreli sözleşmelerde, fesih bildirim süresine; belirli süreli sözleşmelerde ise, sözleşme süresine uyulmaması durumunda, bu sürelere uyulmuş olsaydı kazanabileceği miktarı, tazminat olarak isteyebilir.

Belirli süreli hizmet sözleşmesinde işçinin hizmet sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir, tazminattan indirilir. www.ozdogrular.com

Hâkim, bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak, ayrıca miktarını serbestçe belirleyeceği bir tazminatın işçiye ödenmesine karar verebilir; ancak belirlenecek tazminat miktarı, işçinin altı aylık ücretinden fazla olamaz.

Yeni Borçlar Kanunu işe başlamayan veya aniden işten ayrılan işçinin işverene tazminat ödeme yükümlülüğünü getirmiştir. Buna göre işçi, haklı sebep olmaksızın işe başlamadığı veya aniden işi bıraktığı takdirde işveren, aylık ücretin dörtte birine eşit bir tazminat isteme hakkına sahip olacak. İşverenin, ayrıca ek zararlarının giderilmesini isteme hakkı da var. İşveren zarara uğramamışsa veya uğradığı zarar işçinin aylık ücretinin dörtte birinden az ise, hakim tazminatı indirebilecek(1).

Tazminat isteme hakkı takas yoluyla sona ermemişse işveren, işçinin işe başlamamasından veya işi bırakmasından başlayarak otuz gün içinde, dava veya takip yoluyla bu hakkını kullanması gerekiyor. Aksi takdirde, tazminat isteme hakkı düşüyor (Borçlar Kanunu md. 439). Haklı bir sebep olmadan işe gelmemeye karar verme sürecinde olan işçilerin iyi düşünmeleri gerekiyor.

V- İŞÇİNİN VEYA İŞVERENİN ÖLÜMÜ

A- İŞÇİNİN ÖLÜMÜ VE TAZMİNAT

İşveren, işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan çocuklarına, yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere, ölüm gününden başlayarak bir aylık ücret tutarında; hizmet ilişkisi beş yıldan uzun bir süre devam etmişse, iki aylık ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlüdür (6098/440 md.). Borçlar Kanunu’ndaki bu düzenleme 4857 sayılı İş Kanunu’nda olmayan bir düzenlemedir. İşçinin ölümüyle işçinin yakınlarına yapılan ödemenin kıdem tazminatı ile bir ilgisi bulunmuyor. Bu ödemenin ölen işçinin diğer hakları ile ilişkilendirilmeden işçinin yakınlarına yapılması gerekiyor(2). www.ozdogrular.com

B- İŞVERENİN ÖLÜMÜ

İşverenin ölümü halinde, işverenin yerini mirasçıları alır. Bu durumda işyerinin tamamının veya bir bölümünün devri ile gerçekleşen hizmet ilişkisinin devrine ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır (6098/441 md.). www.ozdogrular.com

Hizmet sözleşmesi ağırlıklı olarak işverenin kişiliği dikkate alınmak suretiyle kurulmuşsa, onun ölümüyle kendiliğinden sona erer. Ancak, işçi sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zarar için, mirasçılardan hakkaniyete uygun bir tazminat isteminde bulunabilir.

VI- SÖZLEŞMENİN SONA ERMESİNİN SONUÇLARI

A- BORÇLARIN MUACCEL OLMASI

Borçlar Kanunu’nun 442. maddesine göre sözleşmenin sona ermesiyle, sözleşmeden doğan bütün borçlar muaccel olur. Benzer düzenleme İş Kanunu’nda da bulunmaktadır.

Muacceliyet anı, işçinin aracılığı suretiyle kurulan hukuki ilişkilerde üçüncü kişinin üstlendiği borç, hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra tamamen veya kısmen ifa edilecekse altı aya; dönemsel edimler içeren ilişkilerde bir yıla; sigorta sözleşmelerinde veya ifası altı aydan uzun bir süreye yayılmış olan işlerde ise iki yıla kadar, yazılı bir anlaşmayla ertelenebilir.

Üretilenden pay verilmesi öngörülen hâllerde ürün payı belirlenir belirlenmez, cirodan veya kârdan pay verilmesi kararlaştırılan hâllerde ise pay, hesap dönemini izleyen en geç üç ay sonunda muaccel olur.

B- İŞ İÇİN ALINAN MALZEMELERİN GERİ VERİLMESİ

Sözleşmenin sona ermesi durumunda, taraflardan her biri, diğerinden veya üçüncü bir kişiden diğerinin hesabına, hizmetle ilişkili olarak almış olduğu şeyleri geri vermekle yükümlüdür (6098/443 md.). www.ozdogrular.com

İşçi, motorlu taşıtları ve trafik izin belgelerini, alacaklarından fazla olduğu ölçüde ücret ve masraf avanslarını geri vermekle yükümlüdür.

VII- SONUÇ

Yeni Borçlar Kanunu; ihbar süreleri, ölen işçinin yakınlarına tazminat ödeme, işçinin sebepsiz işe başlamaması, işçinin iş için aldığı malzeme ve paraların işverene iade edilmesi konularında yukarıda da belirtildiği üzere yeni düzenlemeler getirmiştir.

Hizmet (iş) sözleşmesinin sona ermesi işçi ve işveren yönünden bazı hakların elde edilmesi ya da kaybedilmesine sebep olabilmektedir. Bu nedenle tarafların iş sözleşmesini feshederken feshin sonuçlarını da göz önünde bulundurmaları gerekiyor.

Arif TEMİR*
Yaklaşım

*           İş Başmüfettişi, Kamu Yönetimi Uzmanı

(1)        Arif TEMİR, “İşe Gelmeyen Tazminat Ödeyecek”, Güneş Gazetesi, 08.10.2012

(2)        Arif TEMİR, “Patron Ölen İşçinin Yakınlarına Para Ödeyecek”, Güneş Gazetesi, 13.08.2012

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.