İthalat İşlemlerinde Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Sorunları |
02 Şubat 2013 | |
I- GİRİŞ Ülkemizde 1988 yılından bu yana uygulanmakta olan Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF), gerek yurt içi gerekse de yurt dışı kaynaklı kredi kullandırımında anapara, faiz veya ithal edilen mal bedeli üzerinden alınan ve bankalarca tahsil edilerek TC Merkez Bankası’na devredilen bir bedeldir(1). KKDF, 16.03.2009 tarihinden itibaren kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre yapılan ithalatta % 3 olarak uygulanmakta iken, 13.10.2011 tarih ve 28083 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 12.10.2011 tarih ve 2011/2304 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 13.10.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere % 6’ya yükseltilmiştir. www.ozdogrular.com Bu ödeme şekillerinde fon kesintisi uygulama nedeni, malların fiili ithalinin gerçekleştirilmesinden sonra ithalat bedelinin ödenmesi suretiyle ithalatçının kredilendirilmiş olmasıdır. Çalışmada KKDF kesintisi ile ilgili olarak ithalat işlemleri sırasında karşı karşıya kalınan çeşitli sorunlar inceleme konusu yapılmaya çalışılacak ve bu konudaki sorunlara çözüm önerileri getirilmeye çalışılacaktır. II- VADELİ İTHALAT İŞLEMLERİNDE KKDF UYGULAMASI Bilindiği üzere, 12.05.1988 tarih ve 88/12944 sayılı Kararname’ye İlişkin Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında 6 Sıra No.lu Tebliğ’de, kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre yapılan ithalatların kaynak kullanımını destekleme fonu (KKDF) kesintisine tabi olduğu hükme bağlanmaktadır. Bedelin ithalden önce ödendiği uluslararası ticarette kullanılan ödeme şekillerinden “peşin”, “akreditifli” ve “vesaik mukabili” ödeme şekilleri ise KKDF kesintisine tabi olmamaktadır. Ancak, kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre yapılan ithalatta, malların fiili ithalinin ardından mal bedelinin ödenmesi nedeniyle ithalat bedeli üzerinden % 6 oranında KKDF uygulanmaktadır. Bu durumda, yurt dışına yapacağı mal bedeli ödemesi için kredibilitesinin varlığı sayesinde vade uzatma olanağını elde eden ithalatçı KKDF ödeme yükümlülüğü ile karşı karşıya kalmaktadır. Vade uzatabilme olanağı, ithalatçıya ilave maliyet doğurmaktadır. Ticari hayat içerisinde firmalar banka kredisi kullanmak, ya da elindeki parayı kullanmak yerine piyasa kredisi olarak da adlandırılan firmalarca kendilerine sağlanan vade olanaklarından faydalanmak isterler. Oysa burada, satıcı firmalardan vadeli mal temin etme olanağına sahip ithalatçı firmalar, % 6 ilave KKDF maliyetine katlanmamak adına peşin ithalat yapmaya zorlanmaktadır. www.ozdogrular.com Bu uygulama, ülkenin dövizinin yurtdışına peşin gönderilmesine neden olduğundan, ara malı ve hammadde ithalatında kaldırılması gerekmektedir(2). Böylelikle, vadeli alımların desteklenmesi, firmaların maliyetlerinin düşürülmesi yönünde önemli bir adım olacaktır. III- PEŞİN İTHALAT İŞLEMLERİNDE VALÖR UYGULAMASI Gümrük Yönetmeliği(3)’ne göre, KKDF kesintisine tabi olmayan ödeme şekillerine göre gerçekleştirilen ithalatta mal bedelinin, proforma fatura veya kesin satış faturası tarihine bakılmaksızın serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescil tarihinden önce (bu tarih dahil) ilgili bankaya yatırılması, ilgili banka tarafından da bu bedelin ihracatçıya transferinin en geç iki iş günü içinde tamamlanmış olması gerekmektedir. T.C. Başbakanlık Gümrük Müdürlüğü’nün Türkiye Bankalar Birliği’ne hitaben 18.03.2010 tarihli Yazısı’nda, peşin ödeme yöntemlerinden biri ile yapılan ithalatlarda, banka tarafından iki iş günlük valör tarihi aşılmış olsa bile, mal bedelinin gümrük beyannamesinin tescil tarihinden önce ihracatçıya transfer edilmiş olması halinde KKDF kesintisi ödenmesine gerek bulunmadığı, bununla birlikte, ithalatçı tarafından gümrük bedelinin tescil tarihinden önce mal bedeli olarak bankaya yatırılan tutarların iki iş günlük süre geçirilerek gümrük beyannamesi tescil tarihinden sonra ihracatçıya transfer edilmesi halinde işlemin vadeli hale geleceği, dolayısıyla KKDF kesintisine tabi olacağı belirtilmiştir. Vadeli olmayan ithalat işlemlerinde ithalat bedelinin ihracatçıya transferi iki iş günü içerisinde yapılması mümkün olabilmektedir. Ancak, uygulamada valör süresi nedeniyle bir takım sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Şöyle ki, bankalarca teyitli ihracat akreditiflerinde ödemelerin amir banka dışında başka bir banka (rambursman-ödeme bankası) tarafından yapılması halinde, Uluslararası Ticaret Odası tarafından yayınlanan ve dış ticaret yapan ülkelerin dış ticaret işlemlerinde uymaları gereken ortak hükümleri içeren URR 725 (Uluslararası Ticaret Odası’nın Akreditiflere İlişkin Bankalararası Rambursmanlar İçin Bir Örnek Kurallar) sayılı broşürün 11. maddesi(4) gereği, “Bir rambursman bankası, talebi işleme alıp sonuçlandırmak için rambursman talebinin alındığı günü izleyen azami üç banka iş gününe sahip olacaktır. Banka çalışma saatleri dışında alınan bir rambursman talebi, izleyen banka iş gününde alınmış sayılacaktır.” Görüldüğü üzere, ödeme talebini üç iş günü içinde yapabileceğine, hatta “üç banka iş günü” tabiri kullanarak herhangi bir tatil ya da banka çalışma saatleri dışında yapılan taleplerin süreye dahil edilmeyeceği de hüküm altına alınmış bulunmaktadır. Uluslararası ticarette, uluslararası kurallara göre ticaret yapılmasına aracılık eden bankalar, ülke içindeki mevzuatla çelişen valör süresi konusunda sıkıntı yaşamakta ve uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak hareket etmek zorunda kalmaktadırlar. Akreditif bedeli ödenir hale geldiğinde mal gümrüğe gelmiş ise ithalatçı malı hemen çekmek isteyeceğinden tescil tarihi ile valör tarihi arasındaki süre yukarıda bahsi geçen uluslararası kurallar gereğince iki iş gününü aşabilmektedir. Ancak bu valör süreleri bankalarca takip edilmekle birlikte, vergi inceleme elemanlarınca takip edilmesi zor bir husus olduğundan, ödenmeyen KKDF nedeniyle, herhangi bir yasal ceza uygulamasına gidilmesi zor görünmektedir. www.ozdogrular.com Bu durumda, yapılacak bir yasal düzenleme ile, peşin ithalat işlemlerinde uygulanmakta olan valör süresinin uluslararası ticaret kuralları ile paralel düzenlemeler yapılmasında yarar bulunmaktadır. Böylece bankalar, dış ticaret firmaları ile KKDF ödeme yükümlülüğü açısından problem yaşamayacaklardır. Ayrıca halen, bu iki iş günlük valör süresinin aşılması halinde KKDF ödeme yükümlülüğüne dikkat edilip edilmediğinin de takip edilmesi zor görünmektedir. Bu nedenle, beyanname tescil tarihinin aşmasına izin verilen iki iş günlük valör süresinin üç ya da dört iş gününe çıkartılması, uluslararası ticari kurallarla uyumu sağlayacağı gibi, takip edilemeyen bir KKDF kaçağını da önlemiş olacaktır. IV- YABANCI FİNANS KAYNAKLARIYLA YAPILAN İTHALAT İŞLEMLERİNDE KKDF UYGULAMASI Dünyadaki bazı gelişmiş ülkeler, kendi menşeli yatırım mallarının pazarlanması ve ihracatının teşvik edilmesi amacıyla, kendi ülkelerindeki çeşitli ihracat kredi kurumlarından, ithalat yapacak firmaya kredi desteği sağlamaktadırlar. Dünya genelinde ihracat finansman desteği ve ihracat finansman desteği garanti kuruluşlarının belli başlıları;
olarak sıralanabilir. Yurt dışındaki bu ihracat kredi kurumları, ithalatçılara kredi desteği sağlarken, ithalatçı ülke riskinin sigortalanması olanağını da sunmaktadırlar. Böylece, Türkiye’deki ithalatçılar, bu kuruluşlar aracılığıyla vade alım olanağına kavuşmuş olmaktadırlar. Özellikle, orta ve uzun vadeli yatırım malları ithalatı yapacak olan firmalar için vadeleri 2-7 yıl arasında değişen, iyi bir finansman kaynağı olmaktadırlar. Ancak, bu kuruluşlar, ithalatçının bulunduğu ülkede kurulu bir bankanın teminat mektubu garantisi altında bu kredi desteğini sağlayabilmektedirler. Bu tür finansman desteklerinde yurt dışındaki ihracatçı firma parasını aracı bankadan peşin almakta, finansman desteği kullanan ülkemizdeki ithalatçı ise, ödemeyi vadeli olarak gerçekleştirmektedir. T.C. Merkez Bankası’nın bankalara hitaben yazdığı 09.12.1996 tarihli 5236 sayılı Genel Mektubu uyarınca, “yurt dışındaki kreditörün, ihracatçıya ihracat bedelini vesaik ibrazında ödediği, ithalat bedelinin ise belli bir vade sonunda kreditöre ödendiği kredi işlemlerinde, ihracatçının, vesaik ibrazında ihracat bedelini yurt dışındaki kreditör kuruluştan alması nedeniyle, ithalat vadeli bir nitelik taşımadığından ithalat üzerinden fon kesintisi yapılmaması gerekmektedir.” şeklinde bir düzenleme yapılmıştır. Ancak, 88/12944 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 3/d maddesinde, “d) Kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekline göre yapılan ithalatta % 6 oranında yatırılacak tutar”ın KKDF olarak ödenmesi hükmü bulunmaktadır. Yurt dışındaki ihracat kredisi veya ihracat kredisi sigorta kurumları ile bu ülkelerin kredi garanti programları çerçevesinde, yapılacak ithalatın finansmanında kullanılmak üzere bankaların borçlu sıfatıyla sağladıkları kredilerin ortalama vadesi asgari 1 yıl olmak kaydıyla ithalatçıya kullandırılan kısımdan istisna kapsamında değerlendirilerek KKDF tahsil edilmiyor olması, bu krediler kapsamında gerçekleştirilen ve ödeme şekli kabul kredili, mal mukabili, vadeli akreditif olan ithalatlardan KKDF tahsil edilmeyeceği anlamına gelmemektedir. Şöyle ki, yurt dışındaki ihracat kredi veya ihracat kredisi sigorta kurumları ile bu ülkelerin kredi garanti programları çerçevesinde sağlanan krediler kapsamında gerçekleştirilen ve ödeme şekli kabul kredili, mal mukabili, vadeli akreditif olan ithalatlardan KKDF tahsil edilmeyeceğine hükmedildiği sonucu tam olarak çıkmamaktadır(5). www.ozdogrular.com Bu tür finansman kaynaklarının yabancı ülke menşeli malları vadeli satmak üzere kullandırıldığı dikkate alınarak vadeli ithalat olarak değerlendirilmesi sonucu KKDF ödemesi gerekecektir. Ayrıca 88/12944 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nda da yukarıda belirtildiği üzere, vadeli ithalatların % 6 oranında KKDF kesintisine tabi olacağı hükmü yer almaktadır. Ancak T.C. Merkez Bankası’nın bankalara gönderdiği bir genel mektupla, yurt dışından sağlanan bu tür kredilerin vadeli ithalat olarak değerlendirilerek KKDF alınmaması yönünde talimat verdiği dikkate alınarak, bankalarca KKDF tahsili yapılmamaktadır. Ancak burada, 88/12944 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nda açıkça belirtilmeyen bir durum için T.C. Merkez Bankası’nca yeni bir kural konduğu düşünülmektedir. Burada T.C. Merkez Bankası’nın bu konuda hüküm yaratma yetkisinin var olup olmadığı konusu tartışmalı bir duruma yol açmaktadır. Nitekim açık olmayan bu konularla ilgili, mükelleflerce zaman zaman Maliye Bakanlığı’ndan özelge talep edilmesi de net olmayan hususların varlığına işaret etmektedir. Bu konuda, Maliye Bakanlığı’nca verilen bir Özelge(6)’de, vadesi 1 yılı aşan mal ithalatlarının, döviz kredileri gibi değerlendirilmesi söz konusu olmayıp, bu ithalatın kabul kredili, vadeli akreditif veya mal mukabili ödeme şekillerinden biri ile gerçekleştirilmesi durumunda kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisine tabi tutulması gerektiği belirtilmektedir. V- SONUÇ 1988 yılından beri uygulanmakta olan KKDF, getirildiği günden bu yana gelir elde etmenin yanısıra, oranlarında yükseltme ya da düşürme yapılarak bir kredi politikası aracı olarak da kullanılmıştır. www.ozdogrular.com KKDF, uygulamada özellikle ithalat işlemlerinde yukarıda belirtilen hususlarda çeşitli sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu sorunların çözümü için, vadeli ithalat işlemlerinde, vadeli alımların desteklenmesi, firmaların maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla, hiç değilse aramalı ve hammadde ithali üzerindeki fonun kaldırılması gerektiği düşünülmektedir. Peşin ithalat işlemlerinde KKDF uygulanmaması için mevzuatta bahsi geçen iki işgünü olan valör süresinin üç ya da dört güne çıkartılmasının yerinde olacağı, böylelikle, uluslararası ticari kurallarla uyum sağlanacağı gibi, takip edilemeyen bir KKDF kaçağının da önüne geçilmiş olacağı düşünülmektedir. Yabancı finans kaynaklarıyla yapılan ithalat işlemlerinde, bu tür kredi desteklerinin vadeli mal satışı amacını güttüğü dikkate alınarak KKDF doğabileceği düşünülmekte ise de KKDF’nin tahsil edilip edilmeyeceği, konusunun açıklığa kavuşturulmasında yarar bulunmaktadır. Hatice YURTSEVER* * Doç. Dr., Celal Bayar Ünv., Salihli MYO, Öğretim Üyesi (1) Bu konuda ayrıntılı bilgi için Bkz. Hatice YURTSEVER, Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Üzerine Değerlendirme, Yaklaşım, Sayı: 198, Haziran 2009, s. 235-238 (2) Şükrü KIZILOT, BKK aynı, KKDF farklı, Hürriyet Gazetesi, 06.10.2010. (3) 07.10.2009 tarih ve 27369 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. (4) Milletlerarası Ticaret Odası, ICC Türkiye Komitesi, URR 725 Uluslararası Ticaret Odası’nın Akreditiflere İlişkin Bankalararası Rambursmanlar İçin Bir Örnek Kurallar, ICC Yayın No: 725, Ankara, 1 Ekim 2008. (5) Hasan AKDOĞAN, “Yabancı Finans Kaynaklarıyla İthalatta KKDF Tartışması”, http://dergi.igmd.org/28/makale_devam.html (Erişim: 15.10.2012). (6) Maliye Bakanlığı’nın, 17.07.2007 tarih ve B.07.1.GİB.0.02.68/6802-8 sayılı Özelgesi.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|