Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
2012 yılını zararla kapatan şirketler dikkat! PDF Yazdır e-Posta
04 Şubat 2013
Image

Değerli okurlarımız, bilindiği üzere 6102 sayılı yasayla ortakların şirketten borçlanmaları yasaklanmış, ancak bu düzenleme 6335 sayılı yasayla değiştirilerek şirket ortaklarının şirketten borçlanabilmelerinin önü açılmıştır. Ortakların şirketten borçlanabilmeleri için şartlar konulmuş olup, bu yazımızda 2012 hesap dönemini zararla kapatan ya da 2013 hesap döneminin ara bilançolarında zarar edecek olan şirketlerin durumu ele alınacaktır.

Yeni TTK' nın 358'inci maddesine göre, pay sahipleri;

-Sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve

-Şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamayacaktır.

Dolaysıyla, kanuni düzenlemeye göre ilk bakışta 2012 hesap dönemini zararla kapatan şirketlerin ortakları 2013 hesap döneminde şirketten borçlanamayacaklardır.

Şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanılamayacaktır. Bunun aksi mümkün olabilecek midir? Örneğin, 2012 hesap döneminde cüzi bir zararı olan şirket, 2013 yılının ara bilançolarında ciddi karlar elde ediyorsa yine de şirketten borçlanılamayacak mıdır? Ya da, tersten baktığımızda, 2012 yılında cüzi bir karı olan şirket, 2013 yılının ara bilançolarında ciddi zararlar ediyorsa yine de şirketten borçlanılabilecek midir?

Bu sorular önemlidir ve acilen cevap bulunması gereken sorulardır. Bu sorulara cevap verirken, Yeni TTK’ nın 376’ncı madde gerekçesini emsal alarak bir kanaata ulaşmak mümkündür. Yeni TTK' nın 376'ncı maddesinde, “... son yıllık bilançoya göre...” hükmü yer almakta ve madde gerekçesinde ise, son yıllık bilançodan kastın, yalnızca son yıl bilançosu olmayıp, bir ara bilançoda durum tespit edilmiş ise, yönetim kurulunun son yıllık bilançoyu beklemesi gerekmeyeceği belirtilmiştir.

376'ncı maddenin gerekçesini dikkate aldığımızda 2012 yılını zararla kapatan ancak 2013 yılının ara bilançolarında kara geçen firmaların ortakları şirketten borçlanabilecektir. Tersi durumda, yani 2012 yılının karla kapatılıp, 2013 yılının ara bilançolarında zararlı olunması halinde ise şirketten borçlanılamayacaktır.

Tekrardan vurgulayalım ki, konu yapılacak düzenlemelerde açıklığa kavuşturulmalıdır. Aksi türlü, 358'inci madde düzenlemesi konuyu yeterince açıklığa kavuşturabilecek bir düzenleme değildir. 358'inci madde düzenlemesi nedeniyle birçok ihtilafın yargıya taşınması kaçınılmaz olacaktır. 

Kanaatimce yukarıda yer alan sorulara cevap verilirken yalnızca geçmiş yıl bilançosu değil, cari yıl ara bilançoları da dikkate alınarak bir düzenleme yapılmalıdır. Aksi türlü geçmiş yıl bilançosunda kar edip, cari dönemde zarar eden firmaların ortaklarının şirketten borçlanmaları halinde cezai yaptırımla karşı karşıya kalınabilecektir. Yine tersi durumda da cezai yaptırımla karşı karşıya kalınabilecektir. Konuya ilişkin olarak acil düzenleme yapılmalıdır. Nitekim Mart sonu itibariyle ara bilançolar oluşturulmaya başlanacaktır.

Diğer önemli bir soru ise, şirketten ne kadar borçlanılabileceğidir? Örneğin geçmiş yıl karı kadar mı borçlanılabilecektir? Yoksa bu dönem karı kadar mı borçlanılabilecektir? Ya da geçmiş yıl veya bu dönem karına bağlı kalınmaksızın istenilen kadar borçlanılabilecek midir? Diyelim ki, geçmiş yıl karı 1.-TL ise cari dönemde 1.000.000.-TL şirketten borçlanılabilecek midir?

Kanun metninde şirketten ne kadar borçlanılabileceğine yönelik herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda geçmiş dönem karı 1.-TL olan şirketin ortakları, örneğin şirketten 1.000.000.-TL borçlanabilecektir. Ancak bu tam anlamıyla şirketin içinin boşaltılması anlamına gelebilecektir. Hakim ortaklar şirketin içini boşaltırken diğer ortaklar buna seyirci kalmak zorunda kalabileceklerdir. Kanaatimce, burada bir sınır belirlenmelidir, sınırsız şekilde borçlanmaya müsaade edilmemelidir. Örneğin sınır olarak geçmiş yıl karları ya da cari dönem ara bilanço karları esas alınabilir. Böyle bir yorum kanunun amacına uygun düşer. Diğer türlü hakim ortakların şirketin içini boşaltması açık hale gelebilir. Bu konuda da tali mevzuatlarda düzenleme yapılması kaçınılmazdır.

Diğer bir soru ise geçmiş yıl karının sıfır olması durumunda şirketten borçlanılabilecek midir?

Kanun metnine sıkı sıkıya bağlı kalınacak olursa zarar olmadığı için borçlanma mümkün olacaktır. Ancak yukarıda yazdığımız gibi bir sınır belirlenecek olursa (geçmiş yıl karları ya da ara dönem bilançosu karları gibi) geçmiş yıl karları sıfır olur ise bu kez de şirketten borçlanmak mümkün olmayacaktır.

2012 hesap dönemini zararla kapatan şirketlerin ortakları şirketten para çekecek olursa bunun cezai yaptırımı ne olacaktır?

6335 sayılı yasa ile cezaları düzenleyen 562'nci madde de değişikliğe uğradı ve 358'inci maddeye aykırı olarak pay sahiplerine borç verenler üç yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılacakları düzenlemesi yapıldı. Cezalı duruma düşecek olanlar ortaklara borç verenler, yani şirketin kanuni temsilcisi ya da yöneticileri olacaklardır ve 1 Temmuz 2012'den itibaren 358'inci madde hükmüne aykırı olarak borç verilmesi durumunda 300 günden aşağı olmamak üzere adli para cezası ile karşı karşıya kalınacaktır. Adli para cezasının üst limiti ise 720 gündür. Adli para cezası günlük en az 20 TL ve en fazla 100 TL'dir. Bu durumda cezanın alt limiti 6.000.-TL (300 x 20) ve üst limiti 72.000.-TL (720 x 100) olacaktır. Adli para cezasının ödenmemesi halinde ise hapis cezası uygulanacaktır. Ekrem Öncü

http://www.thelira.com/yazar/31/ekrem-oncu/2215

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.