650 bin KOBİ'yi denetlemek için kıyasıya savaş (20.02.08) |
20 Şubat 2008 | |
SPK ve TURMOB, Basel II kriterlerine göre hazırlanması gereken KOBİ bilançolarının denetimi için büyük savaş veriyor. SPK cephesi, TÜRMOB'u muhasebe standartlarını belirleme konusunda tek yetkili olmak istemekle suçluyor. TÜRMOB ise SPK'ya tanınan yetkilerin iptali için dava açtı.
Türkiye Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ) bilançolarının denetimi için kıyasıya kapışıyor. Ocak 2009'da yürürlüğe girecek olan Basel II kriterlerden dolayı KOBİ'ler bilançolarını Uluslararası Finansal Raporlama Standartları'na (UFRS) göre hazırlayacaklar. Bu yüzden de KOBİ'lere bilançolarını bağımsız denetleme şirketlerine denetlettirme zorunluluğu gelecek. Öte yandan şu anda Meclis'te bekleyen ve en geç haziran ayına kadar yürürlüğe girmesi planlanan yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) da şirketlere benzer yükümlülükler getirecek. Türkiye'de şu anda 650 bin şirket bulunduğu göz önüne alındığında, denetleme şirketleri için ortaya paylaşılmayı bekleyen ciddi bir pasta çıkıyor. TURMOB ile SPK arasında da bu pastadan büyük payı alma kapışması yaşanıyor. TÜRMOB tek yetkili olmak istiyor Kulislerden edinilen bilgilere göre, SPK cephesi, TÜRMOB'u muhasebe standartlarını belirleme konusunda tek yetkili olmak istemekle suçluyor. SPK'nın kanundan kaynaklanan denetleme tebliği olduğunu belirten isminin açıklanmasını istemeyen bir SPK yetkilisi "KOBİ'ler için Türk Ceza Kanunu tasarısı, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu'na yetki veriliyor. Bütün bunlar birlikte değerlendirilince SPK'nın denetleme yetkisi devam ediyor. Açılan davalar var. Olacaktır da. Davayı açan TÜRMOB, SPK'ya tebliğ ve tebliğe istinaden kurula tanınan yetkilerin tanınmaması gerektiğini iddia ediyor" şeklinde konuştu. Dava Danıştay'da görülüyor TÜRMOB cephesi ise SPK'ya tabi denetim şirketlerinin sadece borsaya açık şirketleri denetleyebileceğini, bunların sayısının da 350 civarında olduğunu, geri kalan şirketlerin ise TÜRMOB kütüğüne bağlı denetim firmalarınca denetlenebileceğini söylüyor. Türkiye şuan 650 bin tane şirket bulunduğunu söyleyen isminin açıklamasını istemeyen bir TÜRMOB yetkilisi, "Yeni TTK yürülüğe girdiğinde ve bu uygulama başladığında bu şirketlerin aşağı yukarı tasfiye olacak. Geriye 300 bin civarında şirket kalacak. Ama SPK'ya tabi şirketlerin sayısı şu an 350 civarında. Bunun iştirakleri ve yan kuruluşları da eklenince sayıları 3 bini geçmez. Sadece bu 3 bin şirketi bağımsız denetim şirketleri denetleyecek. Geri kalan 300 bin civarındaki şirketi SPK'ya tabi olmayan TÜRMOB'un kütüğüne kayıtlı olan bağımsız şirketler denetleyecek" şeklinde konuştu. TÜRMOB, SPK'ya tebliğle tanınan yetkilerin iptaline ilişkin dava açtı. Davanın Danıştay'da devam ettiği öğrenildi. Öte yandan söz konusu denetim sürecine Avrupa'da, TÜRMOB gibi mesleki organizasyonlar tarafından ruhsatlanan denetleme şirketleri tarafından yapılarak başlanıldığı belirtiliyor. Büyük şirkette denetleme milyon doları bulabilir Söz konusu denetlemenin şirketlere maliyeti ne olacağı konusunda ise henüz bir baz fiyat tespit edilmiş değil. Ancak uzmanlar, denetleme ücretlerinin, şirketlerin yıllık ödediği muhasebe fiyatı kadar olacağını belirtiyorlar. Rakamın şirketin büyüklüğüne göre değişeceğini söyleyen uzmanlar, bu ücretin en düşük 20 bin euro olacağı, grup şirketlerin de ise milyon dolarları bulabileceğini belirtiyor. Türkiye'de 650 bin şirket olduğu göz önüne alındığında ortaya muazzam bir pasta çıkıyor. Bu dev pastadan pay almak için yasa yürülüğe girmeden sektörde hareketlilik yaşanıyor. Sektöre yakın kaynaklar, sektörde bir çok mali müşavirin bir araya gelerek denetleme şirketleri kurmaya başladıklarını belirtiyorlar. 'TÜRMOB ruhsatı olana, SPK lisanslama yapamaz' TÜRMOB Genel Başkan Yardımcısı Yahya Arıkan ise davanın şu an Danıştay'da olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: "Bizim SPK ile tartıştığımız konu ise şöyle: SPK, denetim yapılacaklarla ilgili bir lisanslamaya gitti. İlgili yasaya göre, SPK denetimi yapanlar da bizden ruhsat alan kişiler. Dolayısıyla TÜRMOB'un ruhsat verdiği kişileri ayrıca SPK'nın bir lisanslamaya tabi tutması bize göre uygun değil. Dünyada da bunun örneği yok. Bu nedenle biz SPK'ya bir dava açtık. Bu SPK'nın işi değil. Bunun lisanslama boyutunu meslek örgütünün yapması gerekiyor. Bu işi yapan bir meslek örgütü var."
|