İndirimli Orana Tabi İşlemlerde KDV İade Uygulaması |
21 Şubat 2013 | |
I- GİRİŞ KDV Kanunu’nun 29. maddesi hükmü uyarınca, 28. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulunca vergi oranları indirilen teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV tutarlarının, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen sınırı -2013 yılı için 17.000 TL- aşan kısmı, 119 Seri No.lu KDV Tebliği’nin (4.2) bölümünde belirtilen borçlara yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mahsuben, izleyen yıl içerisinde talep edilmesi kaydıyla nakden ya da söz konusu borçlara mahsuben iade edilebilecektir. www.ozdogrular.com KDV Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.01.1985 tarihinden beri indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yüklenilen ve indirimle giderilmeyen vergiler iade edilmektedir. İndirimli oranda vergiye tabi işlemlerden doğan aylık ve yıllık iadenin usul ve esasları 64, 74, 76, 82, 85, 99, 101, 105 ve 106 Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri ile 27, 29 ve 41 No.lu KDV Sirkülerinde belirlenmiştir(1). Öte yandan 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği(2) ile yukarda sayılan Genel Tebliğlerde yer alan indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yapılacak iadelere ilişkin bölümler yürürlükten kaldırılmış ve 23.06.2012 tarihinden sonraki uygulanmak üzere indirimli orana tabi işlemler kapsamında yapılacak iadelere ilişkin usul ve esaslar aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. II- İNDİRİMLİ ORANA TABİ OLMAKLA BİRLİKTE İADE EDİLMEYEN İŞLEMLER Aşağıda belirtilen işlemler İndirimli oran kapsamında yer almakla birlikte söz konusu mal ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen vergilerin indirilememesi veya indirimle giderilmemesi halinde iadeye konu olması mümkün bulunmamaktadır. www.ozdogrular.com - KDV’nin konusuna girmeyenler KDV beyannamesine dâhil edilmeyecek, - Tam istisna kapsamına girenler (ihraç kaydıyla teslimler hariç) dolayısıyla yüklenilen vergilerden indirim yoluyla telafi edilemeyenler ise, ilgili işleme ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde iade edilecektir. III- İADE TUTARININ HESAPLANMASI iade tutarının hesaplanması konusunda 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde yer alan açıklamalara göre; indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade tutarının hesaplanmasında, önce işlemin bünyesine doğrudan giren harcamalar nedeniyle yüklenilen vergiler dikkate alınacak, daha sonra ilgili dönem genel yönetim giderleri için yüklenilen vergilerden pay verilecektir. Bu şekilde hesaplanan tutarın, azami iade edilebilir vergi tutarının altında kalması halinde, en fazla aradaki farka isabet eden tutar kadar amortismana tabi iktisadi kıymetler (ATİK) dolayısıyla yüklenilen vergilerden iade hesabına pay verilebilecektir. A- YILI İÇİNDE MAHSUBEN TALEP EDİLECEK İADE TUTARLARININ HESAPLANMASI İndirimli orana tabi işlemleri bulunan mükellefler, bu işlemleri nedeniyle yüklendikleri ve indirim yoluyla telafi edemedikleri için yılı içinde mahsuben iadesini talep edecekleri KDV tutarını aylar itibariyle ve kümülatif olarak hesaplayacaklardır. İade talebinin, ilgili vergilendirme dönemleri itibariyle indirimli orana tabi tüm işlemleri kapsaması gerekmekte olup, işlemlerin ayrıştırılıp sadece bir kısmına yönelik hesaplama yapılması ve bu şekilde iade talep edilmesi mümkün değildir. Hesaplama aşağıdaki şekilde yapılacaktır: - Hesaplamaya her yılın Ocak ayı itibariyle başlanacaktır. Ay içindeki iade hakkı doğuran işlemin bünyesine giren vergiden, işlem dolayısıyla % 1 veya % 8 oranı uygulanarak hesaplanan KDV düşülecek ve ay içi itibariyle “iadeye esas KDV” tutarına ulaşılacaktır. Bu tutar Ocak ayı devreden vergisi ile karşılaştırılacaktır. Beyannamede sonraki döneme devreden vergi yer almıyorsa o dönem için dönem sonu iade hesabı “sıfır” kabul edilecektir. Sonraki döneme devreden vergi mevcutsa ve iadeye esas KDV tutarını (yüklenilen KDV - hesaplanan KDV farkı) aşıyorsa iadeye esas KDV tutarı, aşmıyorsa devreden vergi tutarı “İade Edilebilir KDV” olarak kabul edilecektir. Bu tutar ilk ay sonu itibariyle iade edilebilir KDV tutarıdır. - Ocak ayında indirimli orana tabi işlem yoksa, iade edilebilir KDV “sıfır” olarak dikkate alınacaktır. - Şubat ayında indirimli orana tabi işlemin bünyesine giren vergiden, işlem dolayısıyla hesaplanan vergi düşülerek Ocak ayında yapıldığı gibi ay içi iadeye esas KDV tutarına ulaşılacaktır. Bu tutar, Ocak sonu iade edilebilir KDV tutarı ile toplanacak ve toplam Şubat sonu devreden vergisi ile karşılaştırılacaktır. Karşılaştırma Ocak ayındaki gibi yapılarak, Şubat sonu “İade Edilebilir KDV” tutarına ulaşılacaktır. Bu tutar, iadeye hak kazanılan iki aylık kümülatif KDV tutarıdır. Şubat ayında indirimli orana tabi işlem yoksa Şubat için iadeye esas KDV de olmayacağından devreden vergi ile karşılaştırma Ocak sonu iade edilebilir KDV esas alınarak yapılacaktır. Yıl içerisinde yapılacak tüm iade taleplerinde, önceki dönemlerde iade talebinde bulunulup bulunulmadığına bakılmaksızın, ilgili yıl için belirlenen alt sınır -2013 yılı için 17.000- ve iadesi talep edilen tutarlar dikkate alınmadan iadenin talep edildiği her bir döneme kadar yukarıda belirtildiği şekilde kümülatif bir hesaplama yapılması gerekmektedir. Bu hesaplama sonucu bulunan tutardan ilgili yıl için belirlenen alt sınır ve önceki dönemlerde mahsuben iadesi talep edilen tutarlar çıkarılacak ve varsa kalan tutarın mahsuben iadesi talep edilecektir. Bu işlem sonucunda herhangi bir tutar kalmıyorsa bu dönemde iade talebinde bulunulması söz konusu değildir. Dolayısıyla, ilk iade talebinden sonraki dönemlerde yapılacak iade taleplerinde, kümülatif iade edilebilir tutar, ilgili yıl için belirlenen alt sınır ve önceki dönemlerde mahsuben iadesi talep edilen tutar toplamını aşıncaya kadar herhangi bir iade talebinde bulunulamayacaktır. Öte yandan ilk defa iade talebinde bulunulduğu dönemden önceki dönemlerden herhangi birinde ödenecek verginin bulunması durumunda, ödenecek vergi çıkan bu dönemden önceki dönemlere ilişkin olarak herhangi bir iade talebinde bulunulamayacaktır. İndirimli orana tabi işlemlerde iade tutarı, indirimli orana tabi teslim veya hizmetle ilgili olarak yüklenilen vergi ile söz konusu işlemler üzerinden hesaplanan vergi arasındaki farkın sonraki döneme devreden KDV ile karşılaştırılması sonucu belirlenmektedir. Bu hesaplama yapılırken, indirimli orana tabi işlemler üzerinden hesaplanan verginin bu işlemler nedeniyle yüklenilen vergiden yüksek olduğu dönemlerdeki tutarlar arasındaki fark, cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından düşülecektir. B- ÖRNEKLER Örnek: Tarım aletlerinin ticaretini yapan mükellef (Z)’nin, 2011 yılında yapmış olduğu indirimli orana tabi teslimleriyle ilgili bilgiler aşağıdadır. 1- Mükellefin Aralık/2010 vergilendirme döneminden devreden vergisi 50.000 TL’dir. 2- Şubat/2011 vergilendirme döneminde 2011 yılı için belirlenen alt sınır olan 14.300 TL’lik tutar aşılmış ve mükellef, bu tutarı aşan 5.700 TL’nin iadesini talep etmiştir. Bu tutarın tamamı mükellefin kendisine ait vergi borçlarına mahsuben iade edilmiştir. Mükellef yukarıda belirtilen bilgiler çerçevesinde Şubat/2011 vergilendirme dönemi iade talebi için aşağıdaki tabloyu hazırlayacaktır. Tablo-1: Tablo ile ilgili açıklamalar aşağıdadır. a) Mükellefin Ocak ayındaki indirimli orana tabi teslimlerine ilişkin KDV hariç bedel 50.000 TL, işlemin bünyesine giren KDV 6.000 TL, bu teslim üzerinden hesaplanan KDV 4.000 TL, yüklenilen ve hesaplanan tutarlar arasındaki fark 2.000 TL’dir. Bu tutar Ocak dönemi devreden KDV tutarından küçük olduğundan tamamı “Ocak Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV” olarak hesaplanmıştır. www.ozdogrular.com b) Şubat ayında yüklenilen ve hesaplanan KDV farkı 18.000 TL’dir. Bu tutarın “Ocak Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV” tutarı ile toplanması ile bulunan 20.000 TL, Şubat sonu devreden KDV tutarı ile karşılaştırılmış, devreden KDV tutarı yüksek olduğundan 20.000 TL’nin tamamı “Şubat Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV” olarak hesaplanmıştır. 20.000 TL kümülatif tutardır. Bu tutar, Ocak ve Şubat aylarını kapsayan 2 aylık dönem için hesaplanan toplam iade edilebilir KDV tutarı olup Bakanlar Kurulunca 2011 yılı için belirlenen 14.300 TL’yi aştığından mükellefin mahsuben iade hakkı doğmuştur. Bu dönemde mükellef 14.300 TL’yi aşan kısım olan 5.700 TL’nin mahsuben iadesini talep edip bu tutarı devreden vergi tutarından çıkarmış ve iadesini talep ettiği tutarın tamamı mükellefin vergi borçlarına mahsuben iade edilmiştir. Bundan sonra örneğin Mart ve Nisan vergilendirme dönemlerinde mükellefin indirimli orana tabi işlemlerinin bulunmaması halinde, iade talebinde bulunabilmesi mümkün değildir. Bu tutar, Mart ve Nisan dönemlerine ait devreden vergi tutarının da altında kaldığından cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarı olarak “Şubat Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV Tutarı” esas alınarak “Nisan Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV” tutarının 20.000 TL olarak tespit edilmesi gerekmektedir. C- İZLEYEN YIL İÇERİSİNDE NAKDEN/MAHSUBEN TALEP EDİLECEK İADE TUTARLARININ HESAPLANMASI İzleyen yıl içerisinde nakden veya mahsuben iadesi talep edilecek tutar, bir önceki takvim yılının bütün vergilendirme dönemleri için yukarıda 1-Yılı İçinde Mahsuben Talep Edilecek İade Tutarlarının Hesaplanması bölümündeki açıklamalara göre hesaplanacaktır. Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin izleyen yıl içinde nakden veya belirtilen borçlara mahsuben iadesinde, yılı içinde mahsuben iade edilen tutarlar dikkate alınmadan aylar itibariyle kümülatif hesaplama yapılacak, bulunan tutardan yılı içinde mahsuben iadeler düşülecek, kalan tutarın işlemin yapıldığı yıl için belirlenen iade edilmeyecek alt sınırı aşan kısmının nakden veya mahsuben iadesi, izleyen yılın Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin KDV beyannameleri ile talep edilebilecektir. İadesi talep edilebilir tutar, izleyen yılın Ocak vergilendirme döneminden iadenin talep edildiği döneme kadar verilen beyannamelerde yer alan devreden vergi tutarları ile karşılaştırılacaktır. Buna göre; - Devreden vergi tutarı, iadenin talep edildiği döneme kadar bütün dönemlerde iadesi talep edilen tutarı aşıyorsa, talep edilen tutarın tamamı iade edilebilecektir. - Devreden vergi tutarı, iadenin talep edildiği döneme kadar herhangi bir dönemde iadesi talep edilebilir tutarı aşmıyorsa, iadenin talep edildiği döneme kadar verilen beyannamelerde yer alan en düşük devreden vergi tutarı iade edilebilecek tutar olarak dikkate alınacaktır. - İadenin talep edildiği döneme kadar aradaki dönemlerden herhangi birisinde ödenecek vergi çıkması halinde iade talep edilmesi söz konusu olmayacaktır. Yıllık iadelerde azami iade tutarının belirlenmesinde, iade talebinde bulunulan yıldaki toplam işlem bedeli esas alınacak, ay içi hesaplamalarda azami iade edilebilir tutarın aşılması bu durumu değiştirmeyecektir. D- İADE EDİLECEK AZAMİ TUTAR İndirimli orana tabi teslim veya hizmetle ilgili olarak yüklenilen vergi ile söz konusu işlemler üzerinden hesaplanan vergi arasındaki farkın, % 1 oranına tabi işlemler için işlem bedelinin % 17’sini, % 8’e tabi işlemler için ise işlem bedelinin % 10’unu aşan kısmı, iade hesabına dahil edilmeyecektir. Azami iade tutarının belirlenmesinde iade talebinde bulunulan döneme kadar yapılan toplam işlem bedeli dikkate alınacak, ay içi hesaplamalarda azami iade edilebilir tutarın aşılması bu durumu değiştirmeyecektir. Ancak işlemin bünyesine doğrudan giren harcamalara ilişkin olarak yüklenilen verginin, azami iade tutarını aşması halinde, mükellefin iade talebi, aşan kısım için münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilecektir. IV- İNDİRİMLİ ORANA TABİ İŞLEMLERDEN DOĞAN KDV İADE TUTARININ HESAPLANMASINDA HESAPLANAN KDV İLE YÜKLENİLEN KDV ARASINDAKİ FARKIN NASIL DİKKATE ALINACAĞI Mükelleflerin indirimli orana tabi işlemlerinden doğan KDV iade taleplerinde, indirimli orana tabi teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen vergi ile hesaplanan vergi arasında oluşan (+) (-) farkına ilişkin yapılacak işlemler konusunda uygulamada tereddütler ve Gelir İdaresi ile mükellefler arasında uyuşmazlıklar bulunmaktaydı. www.ozdogrular.com Konya Vergi Dairesi Başkanlığı’nın Özelgesi’nde; “Dolayısıyla indirimli orana tabi işlemler nedeniyle hesaplanan verginin, indirimli orana tabi işlemler nedeniyle yüklenilen vergiden büyük olduğu dönemlerde ise (yüklenilen vergi indirim yoluyla telafi edildiği için) indirimli orana tabi işlemler nedeniyle iade doğmayacağı gibi oluşan (-) eksi farkın aylar itibariyle hesaplanan iade miktarından tenzil edilmesi gerekmektedir.”(3) denilmektedir. Öte yandan 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile Gelir İdaresi konuya aşağıdaki şekilde açıklık getirmiştir. Buna göre: İndirimli orana tabi işlemlerde iade tutarı, indirimli orana tabi teslim veya hizmetle ilgili olarak yüklenilen vergi ile söz konusu işlemler üzerinden hesaplanan vergi arasındaki farkın sonraki döneme devreden KDV ile karşılaştırılması sonucu belirlenmektedir. Bu hesaplama yapılırken, indirimli orana tabi işlemler üzerinden hesaplanan verginin bu işlemler nedeniyle yüklenilen vergiden yüksek olduğu dönemlerdeki tutarlar arasındaki fark, cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından düşülecektir. Beyannamede sonraki döneme devreden vergi yer almıyorsa o dönem için dönem sonu iade hesabı “sıfır” kabul edilecektir. Öte yandan İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın bir Tamiminde; “mükelleflerin indirimli orana tabi işlemlerinden doğan KDV iade taleplerinde, indirimli orana tabi teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen vergi ile hesaplanan vergi arasında oluşan (+) (-) farkına ilişkin yapılacak işlemler 03.07.2009 tarihli ve 6651 sayılı yazımız ile Gelir İdaresi Başkanlığı’na intikal ettirildiği, bu kapsamdaki iade tutarlarının hesaplanmasında hesaplanan vergi ile yüklenilen vergi (-) farkı tutarının bloke edilerek, blokede bırakılan tutara ilişkin işlemlerin Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan alınacak cevabi yazıya göre gerçekleştirilmesi gerektiği bildirilmiştir. Konuya ilişkin olarak GİB’ndan alınan 28.02.2012 tarih ve 22300 sayılı cevabi yazıda; … Bu çerçevede, indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade taleplerinin halen yürürlükte bulunan genel tebliğlerdeki açıklamalar çerçevesinde yerine getirilmesi gerekmektedir.”(4) denilmektedir. www.ozdogrular.com Bilindiği üzere, 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği öncesinde indirimli orana tabi teslimlerden doğan KDV iade uygulamasına ilişkin usul ve esaslar 74, 76, 82, 85, 99, 101, 105, 106, 111, 113 ve 114 Seri No.lu KDV Genel Tebliğlerinde açıklanmış, söz konusu tebliğlerde talep edilecek iade tutarının hesaplanmasında bir dönemde yüklenilen vergi ile hesaplanan vergi farkının negatif olması halinde söz konusu negatif (-) farkların ilgili dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından düşülmesi gerektiği yönünde bir belirleme yapılmamıştır. Bu defa, 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde(5), bu Tebliğ’in yayımından sonraki iade taleplerinde uygulanmak üzere indirimli orana tabi işlemler kapsamında yapılacak iadelere ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiş olup, Tebliğ’in “2.1. Yılı İçinde Mahsuben Talep Edilecek İade Tutarlarının Hesaplanması” başlıklı bölümünde; “… Hesaplamalar aşağıdaki şekilde yapılacaktır: … İndirimli orana tabi işlemlerde iade tutarı, indirimli orana tabi teslim veya hizmetle ilgili olarak yüklenilen vergi ile söz konusu işlemler üzerinden hesaplanan vergi arasındaki farkın sonraki döneme devreden KDV ile karşılaştırılması sonucu belirlenmektedir. Bu hesaplama yapılırken, indirimli orana tabi işlemler üzerinden hesaplanan verginin bu işlemler nedeniyle yüklenilen vergiden yüksek olduğu dönemlerdeki tutarlar arasından fark, cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından düşülecektir.” şeklinde konuya açıklık getirilmiştir. www.ozdogrular.com Buna göre, indirimli orana tabi teslimlerden doğan KDV iade talepleri ile ilgili olarak, 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin yayım tarihinden önce yürürlükte olan genel tebliğlerde yüklenilen vergi ile hesaplanan vergi arasındaki negatif farkların talep edilecek KDV iade tutarından düşülmesi yönünde bir düzenleme bulunmadığından ve bu yönde düzenleme yapan 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği yayım tarihinden sonraki iade talepleri için uygulanacağından, 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin yayım tarihi öncesi talep edilmiş olan KDV iadelerine ilişkin ilgide kayıtlı tamim yazımıza istinaden blokede tutulan yüklenilen vergi ile hesaplanan vergi arasındaki negatif farklara tekabül eden tutarların iadelerinin/mahsuplarının gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin yayımından sonraki, KDV İade taleplerinde ise iade tutarının hesaplanmasında, indirimli orana tabi işlemler üzerinden hesaplanan verginin bu işlemler nedeniyle yüklenilen vergiden yüksek olduğu dönemlerdeki tutarlar arasındaki fark, cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından düşüleceği tabiidir.” şeklinde idari görüşünü açıklamıştır(6). V- DEĞERLENDİRME VE SONUÇ İndirimli oranda vergiye tabi işlemlerden doğan aylık ve yıllık iadenin hesaplanmasına ilişkin olarak Kanunda yer alan sakıncalar doğal olarak 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde de muhafaza edilmektedir. Öte yandan indirimli orana tabi mal ve hizmetler dolayısıyla iade edilecek KDV’nin kapsamına girecek harcamaların belirlenmesi, hesaplanması ve iadenin usul ve esasları KDV’de iade hakkını doğuran işlemlerin en zorudur. Tamamen şekli kurallara bağlanmıştır. Bu nedenle bu işlemleri yaparken çok dikkatli olunması ve belirlenen sürelere uyulması gerekmektedir. www.ozdogrular.com Bilindiği gibi indirimli oran uygulamasından kaynaklanan KDV iadelerinde indirimli orana tabi işlemin 18 ile çarpılıp, hesaplanan KDV düşüldükten sonra kalan farkın devreden KDV ile karşılaştırılıp, iade edilecek KDV’nin tespit edilmesi şeklinde uygulanmamaktadır. İade edilecek tutarın belirlenebilmesi için, işlemin bünyesine giren yüklenilen KDV’nin sağlıklı bir şekilde hesaplanması gerekmektedir. Bu işlem bir hayli zordur. Sağlıklı maliyet hesaplarını gerektirir. Çok sayıda girdinin kullanıldığı imalatlarda bu hesaplama daha da zorlaşmaktadır. Nasıl olsa firmalar maliyet hesabını yapıyorlar. Dolayısıyla bu hesaplama zor değildir denilebilir. Ama bu iki hesaplama şeklini ayni kefeye koymak mümkün değildir. MB’ nin 5732-117 sayılı Özelgesi’nde aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir. “İşletmelerin üretim yapısı, faaliyet gösterdikleri sektörler, yapılan işlemlerin niteliği itibariyle önemli farklılıklara sahip olmaları nedeniyle işlemin bünyesine doğrudan giren harcamalara ait yüklenilen vergilerin iade hesabına aktarılmasında standart bir yöntem verilememektedir. Bu nedenle işletmelerin, yapmış oldukları faaliyetler, bulunduğu sektör, iş kolu, kullanmış olduğu muhasebe sistemi vs. gibi özellikler göz önünde bulundurulmak suretiyle defter, kayıt ve belgeler esas alınarak işlemin doğrudan bünyesine giren harcamalar ile genel giderlere ilişkin yüklenilen vergileri kendi yöntemlerine göre hesaplamaları gerekir.” İndirimli orana tabi iade edilecek KDV tutarının hesaplama uygulanmakta olan yöntem, KDV iade uygulamasında önemli güçlükler çıkarmaktadır. Mümkün olan en kısa sürede terk edilmesinde fayda vardır. Nuri DEĞER* Yaklaşım * YMM (1) Nuri DEĞER, Açıklamalı ve Uygulamalı Katma Değer Vergisi Kanunu, Yaklaşım Yayıncılık, s. 1058-1075 (2) 23.06.2012 tarih ve 28332 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. (3) Konya Vergi Dairesi Başkanlığı’nın, 16.1.2009 tarih ve KDV-2-11/102 sayılı Özelgesi. (4) İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı B.07.1.GİB.4.34.17.01-130 (TAMİM-2012/KDV-2)-Seri: A Sıra No: 282 sayılı Tamimi. (5) 23.06.2012 tarih ve 28332 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. (6) Zeki GÜNDÜZ, “Vergi Portalı”, Dünya, 5 Eylül 2012
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, www.ozdogrular.com.tr işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|