Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Kapsamında İdari Yaptırımlar İşyerlerinde İşin Durdurulması PDF Yazdır e-Posta
23 Şubat 2013
Image

I- GİRİŞ

Dünya ekonomisindeki rekabet insanları daha yoğun, yorucu ve dolayısıyla daha riskli bir çalışma ortamına itmiştir. Çalışanlar bu ortamlarda büyük ve hayati tehlikelerle karşı karşıya kalmaktadır. Tarih boyunca çalışma yaşamındaki gelişmeler, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki gelişmelere de öncülük etmiştir. Üretim araçları ve yöntemlerindeki değişim ve dönüşümler sonucunda çalışanların sağlık ve güvenlik sorunları da artmış ve iş sağlığı ve güvenliği konusu gün geçtikçe önem kazanmaya başlamıştır.

Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yasal düzenlemeler, hukuk sistemimiz içinde kanunlar, tüzükler ve yönetmelikler içinde yer almaktadır. Bu yasal düzenlemelerin bazıları kamu hukukundan, bazıları ise özel hukuktan kaynaklanmaktadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda işverenlere iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin olarak bir takım ödev ve sorumluluklar verilmiş ve bunların yerine getirilmemesi durumunda ne tür yaptırımların uygulanacağı belirlenmiştir. www.ozdogrular.com

Bu çalışmada işyerlerinde işin durdurulmasına yönelik idari yaptırım kararı, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında değerlendirilecektir.

II- DEVLETİN İŞVERENE KARŞI BAŞVURABİLECEĞİ KAMU HUKUKU YAPTIRIMLARI

Topluluk halinde yaşayan insanların, yine kendileri tarafından kabul edilen uyulması zorunlu düzen kurallarına aykırı davranılması halinde, toplumun bu ihlale karşı gösterdiği tepkiye yaptırım denilmektedir[1].

Çalışma hayatının devletçe denetlenmesinin sonuçlarından biri de iş mevzuatına aykırı davranan işverenlere “idari yaptırım” uygulanmasıdır. Özellikle yasaların açıkça yetki verdiği veyahut da yasaklamadığı hallerde, araya yargısal bir karar girmeksizin, idarenin doğrudan doğruya, bir işlemi ile uyguladığı yaptırımlara “idari yaptırım” denilmektedir[2]. İdari yaptırımların en önemli özelliği, idare tarafından ve idare hukuku usullerine göre kararlaştırılıp uygulanmalarıdır. Bu yönü ile idari yaptırımlar, yargı kararlarına dayanan yaptırımlara göre daha süratli ve etkili bir yoldur.

İş güvenliğine ilişkin idari yaptırımların uygulanabilmesi için işyerinde mutlak surette bir iş kazası veya meslek hastalığının ortaya çıkması gerekli değildir. İdari yaptırımlar esas olarak bu durum meydana gelmeden uygulanırlar ve özellikleri gereği süratli ve etkin bir biçimde iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemeyi amaçlarlar. Bununla beraber iş güvenliğine ilişkin idari yaptırımların kaza veya hastalıktan sonra uygulanmalarına da bir engel yoktur. Buna karşılık, iş güvenliğine ilişkin idari yaptırım adı altında uygulanan ceza yaptırımları esas olarak işçinin iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda yaralanması veya ölümü halinde ortaya çıkar[3].

İdari yaptırımlar; idari para cezası, işçilerin çalışmaktan alıkonması ve işyerlerinde işin durdurulması biçiminde ortaya çıkar. Devlet işyerlerinde çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit ettiğinde yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverenlere karşı kamu hukuku yaptırımları, yani idari yaptırımlar uygulamak suretiyle işyerlerinde işi durdurabilir. www.ozdogrular.com

III- İŞYERLERİNDE İŞİN DURDURULMASI YAPTIRIMIN ÜLKEMİZDEKİ GELİŞİMİ VE MEVCUT DURUMU

22.12.1950 tarih ve 7689 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sanayi ve Ticarette İş Teftişi Hakkındaki 81 Numaralı Milletlerarası Çalışma Sözleşmesinin Onanmasına Dair Kanun’un 13. maddesinde “Tesislerde, tertiplerde veya çalışma usullerinde tespit ettikleri ve işçilerin sağlık ve emniyeti bakımından bir tehlike teşkil edeceğine kani olmak için makul bir sebep gördükleri eksikliklerin tamamlanması maksadıyla tedbirler aldırmak hususunda iş müfettişlerine yetki verilecektir.” denmiş ve böylece ülkemizde İş Müfettişlerine işyerlerinde tehlike durumunda yaptırım yetkisi verilmiştir.

İlk olarak 1967 yılında 931 sayılı İş Kanunu ile işyerlerinde “Hayati Tehlike” ve “durdurma ve kapatma” kavramları mevzuatımıza girmiş ve işin durdurulması ve işyerinin kapatılması konusu 1970 yılında çıkarılan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nde detaylandırılmıştır. 931 sayılı İş Kanunu’nun 75. maddesinde “Yetkili makamların verdiği izin üzerine bir işyeri kurularak işlemeye başladıktan sonra o işyerinde başkaca tesisat yapılmış olmadıkça iş durdurulamaz. İlgili tüzükte belirtilen birinci derecedeki şartları yerine getirdikten sonra yetkili makamdan izin almak suretiyle kurulan ve işlemeye başlayan herhangi bir işyerinin, tesis ve tertiplerinde çalışma metot ve şekillerinde, makina ve cihazlarında işçilerin hayatı için tehlikeli olan bir husus tespit edilirse, bu tehlike giderilinceye kadar, üç kişilik bir komisyon kararı ile iş durdurulur.” denilmektedir. Maddenin devamında komisyonun üyelerinden ve seçim şekillerinden bahsedilerek devamında şu ifade yer almaktadır. “74 . maddenin 2. fıkrasına uygun olarak kurma izni ve işletme belgesi alınmadan açılmış olan veya geçici işletme belgesi alındığı halde ikinci derecedeki şartları verilen süre içinde yerine getirmemiş bulunan işyerleri; Bölge Çalışma Müdürünün talebi üzerine, o yerin en büyük mülkiye amirinin emri ile ve zabıta marifeti ile kapatılır.” www.ozdogrular.com

931 sayılı İş Kanunu’nun İşin durdurulması veya işyerinin kapatılması alt başlığında geçen tüzüğün 516. maddesinde kanunda geçen birinci ve ikinci derecedeki şartlardan bahisle;

“I - Bu Tüzükte yazılı işçi sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili şart ve tedbirlerden önemleri bakımından esasa ilişkin ve birinci derecede sayılanlar şunlardır:

a) işyeri olarak kurulmuş veya kurulacak binalarla müştemilâtında, inşa ve tesise ilişkin bulunan aslı ve sabit nitelikteki şart ve tedbirler,

b) İşyerlerinde buhar kazanı ve makinaları, motorlar, jeneratörler, transmisyon tertibatı, yüksek gerilim tesisatı, asansör ve elevatörler gibi teknik tertibat ve cihazlar bulunduğu veya bulunacağı hallerde, bunlara ait inşaî veya aslî ve sabit nitelikteki şart ve tedbirler.

II - Bu Tüzükte yazılı işçi sağlığını koruma ve iş güvenliği şart ve tedbirlerinden, yukarıda gösterilmiş bulunanlardan gayrısı ikinci derecede sayılır.” denmektedir.

931 Sayılı İş Kanunu ve kanuna istinaden çıkartılan İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü’nde ilk ve son olarak işyerindeki şart ve tedbirler 1 ve 2. derece olarak sınıflandırılarak tehlikelere dikkatin daha çok çekilmesine gayret edilmiştir. Daha sonra yapılan mevzuat çalışmalarıyla 1475 Sayılı İş Kanunu’nda ve bu kanunun 75. maddesine dayanılarak 19.02.1973 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “İşyerlerinde İşin Durdurulmasına veya İşyerlerinin Kapatılmasına İlişkin Tüzük” konuyla ilgili mevzuat eksikliğini nispeten ortadan kaldırmıştır. Yine hayati tehlike kavramından bahsedilerek 1. ve 2. derece olarak yapılan sınıflandırma ortadan kaldırılmış böylece hayati tehlike mefhumu İş Müfettişine bırakılmıştır. 1475 sayılı İş Kanunu’nda Teftişi yapan müfettişin başkanlığında işçi ve işveren temsilcilerinin katılımıyla 3 kişilik bir komisyonun işyerlerinde işin durdurulmasına veya işyerinin kapatılmasına karar vereceği belirtilmiştir bu kararların da oy çokluğu ile alınacağı belirtilmiştir. Bu yapılanmada işçi ve işveren temsilcilerinin karşı oy kullanması durumunda işyerinde hayati riskler olduğu halde işin durdurulması veya işyerlerinin kapatılması mümkün olmamaktaydı. Böylece karar yetkisi konunun uzmanı teftişi yapan müfettişte değil teftiş edilen sosyal taraflardaydı bu da teftişlerin sonuçlarının etkinliğini azaltmaktaydı. Daha sonra 14.06.1987 tarihinde yayımlanan “İşyerlerinde İşin Durdurulmasına veya İşyerlerinin Kapatılmasına İlişkin Tüzük” ile komisyonun yapısı değiştirilmiş ve Bölge Müdürü ile bir iş müfettişinin daha komisyonda olması istenmiştir. Böylece nispeten kararların yetkili kişiler tarafından alınması sağlanmaya çalışılmıştır. 10.03.2003 tarihinde yayımlanan 4857 sayılı İş Kanunu’nda “hayati tehlike” kavramında ve “durdurma ve kapatma” ile ilgili herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. www.ozdogrular.com

2008 ve 2009 yıllarında yapılan teftişlerdeki istatistiklere bakıldığında, 2008 yılında yapılan 20915 teftişin 77’sinde durdurma veya kapatma işlemi uygulanmış, 2009 yılında yapılan 22167 teftişin ise 83’ ünde kapatma 3’ünde de durdurma işlemi yapılmıştır. Yalnız bu sayı, sonraki yıllarda yapılan teftişlerde kazayı olmadan önleme yani proaktif yaklaşımın İş Teftiş Kurulu’nca benimsenmesi sebebiyle artmıştır. Örneğin 2010 yılında uygulanan Yapı İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Teftiş Projesi kapsamında 11 ilde yapılan 294 inşaat teftişinde 284 işyeri kapatılmıştır.

IV- İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU’NDA İŞYERLERİNDE İŞİN DURDURULMASI

30.06.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 25. maddesinde işyerlerinde işin durdurulması aşağıdaki şekilde düzenlemiştir. www.ozdogrular.com

(1) İşyerindeki bina ve eklentilerde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanlarında çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan ile çalışanlar dikkate alınarak, işyerinin bir bölümünde veya tamamında iş durdurulur.  Ayrıca çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda iş durdurulur. www.ozdogrular.com

(2) İş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili üç iş müfettişinden oluşan heyet, iş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili iş müfettişinin tespiti üzerine gerekli incelemeleri yaparak, tespit tarihinden itibaren iki gün içerisinde işin durdurulmasına karar verebilir. Ancak tespit edilen hususun acil müdahaleyi gerektirmesi hâlinde; tespiti yapan iş müfettişi, heyet tarafından karar alınıncaya kadar geçerli olmak kaydıyla işi durdurur.

(3) İşin durdurulması kararı, ilgili mülki idare amirine ve işyeri dosyasının bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu il müdürlüğüne bir gün içinde gönderilir.  İşin durdurulması kararı, mülki idare amiri tarafından yirmidört saat içinde yerine getirilir. Ancak, tespit edilen hususun acil müdahaleyi gerektirmesi nedeniyle verilen işin durdurulması kararı, mülki idare amiri tarafından aynı gün yerine getirilir.

(4) İşveren, yerine getirildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde, yetkili iş mahkemesinde işin durdurulması kararına itiraz edebilir. İtiraz, işin durdurulması kararının uygulanmasını etkilemez. Mahkeme itirazı öncelikle görüşür ve altı iş günü içinde karara bağlar. Mahkeme kararı kesindir.

(5) İşverenin işin durdurulmasını gerektiren hususların giderildiğini Bakanlığa yazılı olarak bildirmesi hâlinde, en geç yedi gün içinde işyerinde inceleme yapılarak işverenin talebi sonuçlandırılır.

(6)  İşveren, işin durdurulması sebebiyle işsiz kalan çalışanlara ücretlerini ödemekle veya ücretlerinde bir düşüklük olmamak üzere meslek veya durumlarına göre başka bir iş vermekle yükümlüdür.

Görüldüğü üzere İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda işyerlerinde işin durdurulması yaptırımı, 4857 Sayılı İş Kanununun 79. maddesiyle karşılaştırıldığında ana hatlarıyla korunmuş olmakla birlikte bazı farklılıklar arz etmektedir. Bu farklılıklar aşağıda özetlenmiştir.

·                     4857 sayılı İş Kanununun 79. maddesinde yer alan işyerinin kapatılması ifadesi metinden çıkartılarak, işin durdurulması kararı işyerinin bir bölümünü veya tamamını kapsayabilir denilerek bu husus yeniden ifade edilmiş ve bu kararın hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğacak riskin etkileri dikkate alınarak verilmesi gerekliliği belirtilmiştir. www.ozdogrular.com

·                     İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durdurma sebebi olarak kabul edilmiştir. Bu vesile ile işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin yeni ve gelişen yaklaşımı olan, risk odaklı yaklaşımın temelini oluşturan risk değerlendirmesinin önemine vurgu yapılmıştır.

·                     4857 sayılı İş Kanununda işin durdurulması iki müfettiş, bölge müdürü, bir işçi ile işveren temsilcisinden oluşan 5 kişilik komisyonca karara bağlanırken İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda bu komisyon yalnızca müfettişlerden oluşturulmuştur. Bu düzenleme ile iş sağlığı ve güvenliği konusunda teknik bilgi ve tecrübesi yeterli olmayan işçi, işveren temsilcileri ile bölge müdürü komisyondan çıkarılarak, kararda yalnızca teknik gerekler dikkate alınmış olacaktır.

·                     Hayati tehlike oluşturan hususun acil müdahale gerektirmesi durumunda, tespiti yapan iş müfettişi tarafından izlenecek işlemler belirlenmiş, zaman kaybına mahal verilmeden önlem alınması ve işin durdurulması yoluyla çalışanların ve işyerinin korunması garantiye alınmıştır.

·                     İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında yapılacak faaliyetler ve alınacak kararlar için süreler belirlenerek durdurma kararının uygulanmasında yaşanan sıkıntılar giderilmeye çalışılmış ve sürecin hızlı, etkin ve doğru bir şekilde işlemesi hedeflenmiştir.

V- SONUÇ

İşçiyi koruma borcunun işverene yüklediği en önemli sorumluluklardan birisi, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tedbirleri almaktır. İşin durdurulması konusu, işçi ve işveren taraflarının iradesi dışında, kamu düzeniyle ilgili, kamu hukuku kurallarıyla ve önlemleriyle sağlanması gereken bir devlet görevidir.

Yasa koyucu, işverenin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önlemlere uymaması dolayısıyla muhtemel iş kazası ve meslek hastalıklarını önlemek maksadıyla, işyerindeki bina ve eklentilerinde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanlarında çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir hususu iş müfettişleri marifetiyle tespit ettiğinde, tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan ile çalışanları dikkate alarak, işyerinin bir bölümünde veya tamamında iş durdurulmasına imkân vermektedir. Ancak, “işin durdurulması” yaptırımı sadece iş güvenliği alanında ve çalışanlar için hayati bir tehlikenin varlığı ile sınırlı hallerde söz konusu olan bir yaptırımdır[4]. www.ozdogrular.com

İşin durdurulması, çalışma hayatının denetimi sonucunda uygulanan en etkili idari yaptırımlardan biridir. Çünkü işveren, işi durdurma nedenini ortadan kaldırmadıkça, işyeri üretim faaliyetine yeniden başlayamaz. Bu durumda işveren, başka bir seçenek söz konusu olmadığı için, zorunlu olarak, iş mevzuatına aykırı tutumuna son verecektir.

Mevcut mevzuattaki düzenlemelerle işin durdurulması sonucunu doğuran işyerlerindeki hayati risklerin varlığı teftişi yapacak olan iş müfettişlerince değerlendirilecektir. Fakat hayati riskler sektörden sektöre, kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir. Bu yüzden sektörlerdeki hayati risklerin analizi yapılarak kırmızı çizgiler belirlenmelidir. Böylece işyerleri ve iş müfettişleri açısından uygulama birlikteliği sağlanmalıdır.

 

Uğur KOÇ*

Abdurrahman AKMAN**

E-Yaklaşım

_____________________________

*              İş Müfettişi Yrd.
**             İş Müfettişi Yrd.

1.                   Zeki HAFIZOĞULLARI, Ceza Normu, Normatif Bir Yapı Olarak Ceza Hukuku Düzeni, Ankara 1996, s. 142.

2.                    İlhan Özay, İdari Yaptırımlar, İstanbul 1985 s.35

3.                    Sarper SÜZEK, İş Hukuku, İstanbul 2002 s.386

4.                    Osman SARI, Türkiye’de İşyeri ve Sendika Denetimi, Kazancı Yayınları, 1997, İstanbul

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, www.ozdogrular.com.tr işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.