I- GİRİŞ Kuşkusuz 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) mevzuatımızda ve iş hayatında önemli değişiklikler getirmiştir. Bu değişikliklerin büyük çoğunluğu eski TTK döneminde ortaya çıkan ve pratikte işlerlik kazanmış olan müesseselerin de adının konulması ve kanuni düzenlemelere konu edilmesidir. www.ozdogrular.com İç kaynaklı sermaye artırımı konusu da özü itibariyle ticaret hukukunu ilgilendiren bir husus olmasına karşın, vergi kanunlarında düzenlenmiş, konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı muhtelif ikincil düzenleyici işlemlerle konuyu açıklığa kavuşturmaya çalışmıştır. Kısaca her zaman olduğu gibi işlem yine tersinden alınmış, ticaret hukuku olmadan vergi kanunları öncü rolünü oynamıştır. Bu yazımızda da TTK’ nın 462. maddesinde düzenlenen “İç Kaynaklardan Sermaye Arıtırımı” konusunu ele almaya çalışacağız. II- TTK’DA YER ALAN DÜZENLEME TTK’ nın 462. maddesinde iç kaynaklardan sermaye artırımı konusu üç fıkra halinde düzenlenmiştir. Maddede düzenlenen iç kaynaklardan sermaye artırımı meselesinin tam olarak anlaşılabilmesi için maddenin ve gerekçesinin bir bütün olarak ele alınması gerekmektedir. Bu nedenle maddenin düzenlenme yapısı dikkate alınarak bir irdeleme yapılacaktır. www.ozdogrular.com A- 462. MADDENİN BİRİNCİ FIKRASI Maddenin birinci fıkrasına göre; esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrılmış ve belirli bir amaca özgülenmemiş yedek akçeler ile kanuni yedek akçelerin serbestçe kullanılabilen kısımları ve mevzuatın bilançoya konulmasına ve sermayeye eklenmesine izin verdiği fonlar sermayeye dönüştürülerek sermaye iç kaynaklardan artırılabilir. Maddenin lafzı dikkate alındığında, madde örtülü olarak iç kaynak tanımına nelerin dahil olduğunu ve sermayeye eklenebileceğini saymaktadır. Buna göre; - Yedek akçeler,
- Kanuni yedek akçelerin serbestçe kullanılabilen kısımları,
- Mevzuatın bilançoya konulmasına ve sermayeye eklenmesine izin verdiği fonlar kullanılarak sermaye arttırılabilir.
Madde gerekçesinde ise iç kaynakların sınırlı sayı (numerus clausus) karakteri taşımadığı; fonların ise belirlenmeden mevzuatta sermayeye eklenmesine cevaz verilen fonlar olarak tanımlandığı belirtilmiştir. İç kaynaklar esas sözleşme ve/veya genel kurul kararıyla ayrılmış (isteğe bağlı) yedek akçeler ile, kanunî yedek akçelerin serbest kısımlarıdır. Diğer mevzuatta ise fonlar söz konusudur Bunların örnekleri yeniden değerleme, iştirak ve taşınmaz satış hasılatı istisnası ve enflasyon fonudur. Dolayısı ile fonlar ifadesinin genel olarak vergi kanunlarında yer alan yeniden değerleme, iştirak ve taşınmaz satış hasılatı istisnası ve enflasyon düzeltmesi olumlu farklarını kapsadığı açık olarak ifade edilmiştir. www.ozdogrular.com Bu nedenle bir bilanço kaleminin veya hesabının fon olarak adlandırılabilmesi için mevzuatta açıkça düzenlenmiş olması gerekmektedir. Bu şekilde düzenleme olmaksızın bilançonun pasifinde yer alan kaynakların fon olarak adlandırılması kanaatimizce mümkün değildir. B- 462. MADDENİN İKİNCİ FIKRASI Maddenin ikinci fıkrası ise özellikle iç kaynaklardan sermaye artırımının prosedürüne ilişkin olarak yol gösterici mahiyette açıklamalara yer verilmektedir. Buna göre; sermayenin artırılan kısmını, iç kaynaklardan karşılayan tutarın şirket bünyesinde gerçekten varolduğu, onaylanmış yıllık bilanço ve “yönetim kurulunun” vereceği açık ve yazılı bir beyanla doğrulanır. Bilanço tarihinin üzerinden altı aydan fazla zaman geçmiş olduğu takdirde, yeni bir bilanço çıkarılması ve bunun “yönetim kurulu” tarafından onaylanmış olması şarttır. www.ozdogrular.com İkinci fıkranın uygulamasına ilişkin olarak da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü tarafından Ticaret Sicil Müdürlüklerine gönderilen genelgede, iç kaynaklardan sermaye artırımının tescil edilebilmesi için şirketin özvarlığı da tespit edilmek suretiyle şirket sermayesinin karşılıksız kalıp kalmadığına, sermayenin hangi oranda korunduğuna ve arttırılan tutarın gerçekten şirket bünyesine var olduğuna ilişkin serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavir raporunun ticaret sicili müdürlüğüne verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Diğer bir ifadeyle arttırılan sermayenin kaynağının net bir şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. III- FON VE YASAĞIN AMACI NEDİR? TTK’ nın 462. maddesinin üçüncü fıkrasında da bilançoda mevzuatın sermayeye eklenmesine izin verdiği fonların bulunması halinde fonlar sermayeye eklenmeden sermayenin arttırılamayacağına ilişkin yasak düzenlenmiştir. Söz konusu fıkraya göre; bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması hâlinde, bu fonlar sermayeye dönüştürülmeden, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılamaz. Hem bu fonların sermayeye dönüştürülmesi hem de aynı zamanda ve aynı oranda sermayenin taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılabilir. Artırım genel kurul veya yönetim kurulu kararının ve esas sözleşmenin ilgili maddelerinin değişik şeklinin tescili ile kesinleşir. Tescil ile o anda mevcut pay sahipleri mevcut paylarının sermayeye oranına göre bedelsiz payları kendiliğinden iktisap ederler. Bedelsiz paylar üzerindeki hak kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz; bu haktan vazgeçilemez. www.ozdogrular.com Maddenin gerekçesine göre; üçüncü fıkranın birinci cümlesi pay sahiplerinin korunması amacıyla konulmuş, istisnası bulunmayan, başka bir deyişle hiçbir sebeple bertaraf edilemeyecek olan emredici bir kuraldır. Uygulamada, bazı şirketlerin, bilânçoda sermayeye eklenebilecek bir fon mevcutken veya böyle bir fonun hesaplanıp bilânçoya konulması yolu açıkken, önce nakdî sermaye artırımı yaparak ve çoğu kez bunun miktarını yüksek tutarak, artırıma bazı pay sahiplerinin katılamamalarından diğer bir grup pay sahibine yarar sağladıkları görülmektedir. Kural hakim öğretinin ve Yargıtay’ın görüşlerini kanunlaştırmaktadır. Bu emredici kurala aykırılığın hukukî sonucu butlandır. Bir şirket bilançosunda mevzuatın sermayeye eklenmesine izin verdiği fonlar bulunduğu sürece sermaye artırımı yapılamayacak yapılmış olsa bile arttırılan sermaye hiçbir sonuç doğurmayacaktır. Kısaca fon yasağı, hakim sermayedarın hem pay sahipliği hem de mali gücünü kötüye kullanarak diğer küçük pay sahiplerine zarar vermesinin önüne geçmek için getirilmiş bir düzenlemedir. Dolayısı ile pratikte bir sermaye artırımı sırasında 462. maddenin bu ruhu da dikkate alınarak bir sonuca ulaşılması ilerleyen dönemde kuvvetle muhtemel olumsuzlukları önleyecektir. Ancak doğaldır ki, bir şirket normal ekonomik koşullarda dışarıdan nakit girişine ihtiyaç duyar ve çoğu zaman tüm bu işlemlerin çok kısa bir süre içinde sonuçlandırılması zorunluluk halini alır. Bu nedenledir ki madde aynı zamanda eş zamanlı olarak sermaye artırımını düzenlemektedir. www.ozdogrular.com Buna göre, şirket eş zamanlı olarak sermayesini hem fonlar ile hem de sermaye taahhüdü ile yerine getirebilir. Yine bu işlemde de fonun şirket bünyesine gerçekten bulunduğuna ilişkin olarak yukarıda belirtilmiş olan prosedürlerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu sermaye artırımı eş zamanlı olarak yapılsa dahi, fonlar nedeniyle bedelsiz olarak hisse senedi alacak olan pay sahipleri bedelli sermaye artırımına iştirak etmek zorunda değildir. IV- SONUÇ TTK’ nın 462. maddesinde yer alan iç kaynaklardan sermaye artırımı müessesesi pratikte ortaya çıkan bir ihtiyacın kanun maddesine yansımasıdır. Ancak maddede yer alan fonların bulunması halinde bedelli sermaye artırımına gidilemeyeceğine ilişkin yasağın sermaye artırımları sırasında titizlikte ele alınması gerekmektedir. Zira fonların varlığı halinde yapılan sermaye artırımı hukuki açıdan bir sonuç doğurmayacaktır. Fon ifadesinin ne olduğu maddede açıkça tanımlanmamasına karşın madde gerekçesinde bunların çoğunlukla vergi kanunlarında düzenlendiği ve sermayeye eklenmesine izin verildiği ifade edilmektedir. Gerekçede yer alan örneklerden fonların yeniden değerleme, iştirak ve taşınmaz satış hasılatı istisnası ve enflasyon düzeltmesi olduğu ifade edilmiştir. Madde gerekçesinden bilanço pasifinde yer alan bir kalemin fon olabilmesi için açıkça mevzuatta düzenlemesi gerektiği sonucu çıkmaktadır. Ancak gerekçenin önceki kısımlarında ise iç kaynaklarda sınırlı sayı ilkesinin geçerli olmadığı ifade edilmektedir. Bu iki husus birlikte değerlendirildiğinde bir bilanço kaleminin fon olup olmadığı veya sermaye artırımı sırasında dikkate alınıp alınmayacağı hususunda maddenin düzenleniş amacı ve ruhunun birlikte dikkate alınmalıdır. Kanaatimizce bir bilanço kaleminin fon olarak adlandırılabilmesi için açıkça mevzuatta düzenlenmesi gerekmektedir. Ersin NAZALI* Yaklaşım * YKK Avukatlık Ortaklığı Vergi Bölümü Yöneticisi (E. Hesap Uzmanı) ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |