Basit Usulde Vergilendirmenin Koşulları |
05 Mart 2013 | |
I- GİRİŞ Ekonomik alanda sürdürülen faaliyetlerin türleri sayılamayacak kadar çok çeşitlidir. Ekonomik faaliyetlerin birçoğu “gelir” elde etme amacını taşır. Devlet üstlendiği yükümlülükleri yerine getirebilmek için gelire gereksinme duyar. Bu gereksinmesini de kaynağı hiç şüphesiz ekonomik alanda faaliyet gösteren gerçek ya da tüzel kişilerin gelirlerinin bir kısmına vergi adı ile el koymaktır. Vergi dilinde gerçek ve tüzel kişilerin ekonomik faaliyet sonucu elde ettikleri gelirlerin adı “ticari kazanç”tır. Ticari kazancın kaynağı ise, her tür ticari, sınai ve tarımsal faaliyetlerdir. Ticari kazancın vergilendirilmesi için önce ticari kazancın saptanması gerekir. www.ozdogrular.com Ticari kazanç elde eden vergi yükümlüleri önce esnaf muaflığından yararlananlar ve yararlanmayanlar diye ikiye ayrılır. Esnaf muaflığından yararlanamayanlarda kendi içinde “(1) gerçek usulde gelir vergisine tabi olanlar ve (2) basit usulde gelir vergisine tabi olanlar” olmak üzere ikiye ayrılır. Biz bu çalışmamızda “basit usulde gelir vergisine tabi olan” vergi yükümlülerini konu yapmış bulunuyoruz. Basit usule göre vergi yükümlüsü olanların ayırt edici ölçekleri vergi yasalarında genel ve özel koşullar olarak saptanmıştır ve bu yükümlülerin belirlenmesinde ölçek olarak kullanılmaktadır. Bu ölçekleri taşımayan vergi yükümlüleri usule tanınan vergi kolaylıklarından yararlanamaz. Basit usulde vergilendirmede sağlanan kolaylıklar vergi yükümlüleri için vergi avantajı niteliği taşımaktadır. İlerleyen bölümlerde bu vergi kolaylıkları daha iyi görülecektir. Vergileme yasa ile olur. Yasa koyucunun yasa üretmede ulaşmak istediği bir amacı mevcuttur. Basit usulün yasalaştırılmasında amaç ekonomik alanda faaliyet gösteren gerçek kişilerin gelir elde etmede birbirine uymayan ölçek farklılıkları nedeniyle, bu farklılıkları dikkate alarak “kolaylıklar” sağlanması uygun görülmüştür. Basit usulle getirilen bu kolaylıklar yasa yapıcıların umdukları amacı sağlayabilmiş midir? Bu sorunun yatını araştırmak için bu konuyu seçtik, bize göre uygulamada istenilen amaca ulaşıldığını söylemek pek de olanaklı değildir. www.ozdogrular.com II- BASİT USULDE VERGİLENDİRMEDE ARANAN GENEL VE ÖZEL KOŞULLAR Ticari kazanç elde eden gelir vergisi yükümlülerinin elde ettiği ticari kazançların tümü, vergisel açıdan eşit koşullarda vergiye tabi tutulmaz, saptanmasında belirli ölçekler kullanılır, bazı hallerde yükümlülerin, bazı hallerde gelirin özelliğine göre ya “basit” ya da “gerçek” olmak üzere yükümlülük (vergi dışı kalanlar hariç) iki biçimde saptanmaktadır. Gerçek usulde yer alan ticari kazançlarda da ya “bilanço”ya da “işletme hesabı” olmak üzere iki ayrı grup oluşturulur. İşletmelerin tümü belirli ölçekler karşısında çok büyük farklılıklar göstermektedir. Örneğin bakkal, kasap, tamirci, terzi gibi küçük esnafın (sermayeden çok emeğe dayalı ticaret) ticari kazancı basit usulle saptanır ve ne işletme hesabı ne de bilanço tutmak yükümlülüğü yüklenmez. Bu nedenle işletme defteri, bilanço gibi gerçek ticari kazancın saptanmasında kullanılan araçların kullanılması zorunluluğundan basit usule tabi olan yükümlüler kurtulur, bu suretle “basit usule” giren ticari kazanç yükümlülerine vergisel açıdan büyük kolaylık sağlanmış olmaktadır. www.ozdogrular.com A- BASİT USULE TABİ OLMANIN KOŞULLARI Ticari kazanç elde eden yükümlülerin basit usulden yararlanabilmelerinin yasal koşullarını (a) Genel (b) Özel ve (c) Mutlak olmak üzere üç bölüme ayırmak olanaklıdır. 1- Genel Koşullar Genel koşullar kendi içinde üçe ayrılır (GVK md. 47). Bunlar “(1) Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak (2) İşyerinin yıllık kira bedeli toplamının belirli sınırı aşmaması (Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde yıllık kira bedeli 5.000 TL (2012 yılı için), 5.300 TL (2013 yılı için), diğer yerlerde 3.500 TL (2012 yılı için) 3.700 TL (2013 yılı için)), (3) Ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri dolayısıyla gerçek usulde vergiye tabi olmamak veya olmamış olmak” olarak özetlenebilir. Basit usule tabi tutulacak vergi yükümlüsünün yukarıda sıralanan üç genel koşula da birlikte sahip olması gerekmektedir. Bunlardan birisine sahip olmaması halinde basit usule tabi olma hakkını kaybedecektir. 2- Özel Koşullar Basit usule tabi olmanın özel koşulları da kendi içinde üçe ayrılmıştır (GVK md. 48). a- Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satanların yıllık alımları tutarı 70.000 TL (2012 yılı için), 75.000 TL (2013 yılı için), yıllık satışları tutarının 105.000 TL (2012 yılı için), 110.000 TL’yi (2013 yılı için) aşmaması gerekmektedir. b- Yukarıda (alım ve satım dışında) yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşanların bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatının 35.000 TL (2012 yılı için), 37.000 TL’yi (2013 yılı için) aşmaması gerekmektedir. www.ozdogrular.com c- Birinci ve ikinci bentlerde işlerin birlikte yapılması halinde yıllık satış tutarı ile iş hasılatları toplamı 70.000 TL (2012 yılı için), 75.000 TL’yi (2013 yılı için) aşmaması gerekmektedir. 3- Mutlak Koşullar Basit usulden yararlanabilmek için aşağıda yazılı olan kişilerden olmamak ya da bu faaliyetlerle uğraşmamak gerekmektedir (GVK md. 51). www.ozdogrular.com a- Kolektif şirket ortakları ile komandit şirketlerin komandite ortakları, b- İkrazat işleriyle uğraşanlar, c- Sarraflar ile kıymetli maden ve mücevherat alım ve satımı ile uğraşanlar, d- Gelir vergisi uygulaması açısından 94. madde uyarınca tevkifat yapma kapsamında belirtilen vergi sorumlularına karşı inşaat ve onarım işini taahhüt edenler ile bu mükelleflere karşı derece taahhütte bulunanlar, e- Sigorta prodüktörleri, f- Her türlü ilan ve reklam işiyle uğraşanlar veya bu işlere tavassut (aracılık) edenler, g- Gayrimenkul ve gemi alım ve satımıyla uğraşanlar, h- Aracılık işi yapanlar, i- Maden işletmeleri, taş ve kireç ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kremit harmanları işletenler, j- Şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılığı yapınlar ile treyler, çekici benzerlerine sahip veya işleticileri (yapı itibariyle sürücüsünden başka ondört ve daha aşağı oturma yeri olan ve insan taşımaya mahsus motorlu kara taşıtlarıyla yolcu taşıyanlar hariç), k- Maliye Bakanlığı’nca teklif edilen ve Bakanlar Kurulu’nca kararlaştırılan iş grupları, sektörler il ve ilçeler, büyük Şehir Belediyeleri dahil olmak üzere il ve ilçelerin belediye sınırları (mücavir olanlar dahil) belediyelerin nüfusları, yöreler itibariyle veya sabit bir iş yerinde faaliyette bulunup bulunmadığına göre gerçek usulde vergilendirilmesi uygun görülenler. www.ozdogrular.com Söz konusu madde gereği Bakanlar Kurulu kararı ile zaman zaman basit usule tabi vergi yükümlüleri gerçek usule dönüştürülmektedir. Basit usulde vergilendirilen yükümlüler geliri sadece basit usulde vergilendirilen ticari kazançlardan ibaret olması halinde bir takvim yılına ait beyannameyi izleyen yılın Şubat ayı içinde verir, tahakkuk ettirilen vergi Şubat ve Haziran aylarında iki eşit taksitte ödenir. Ayrıca geçici vergi ödeme yükümlülükleri yoktur. Basit usule tabi vergi yükümlüleri beyan edilen gelirden şu indirimleri yapabilirler. 1- Şahıs sigorta primleri ve bireysel emeklilik katkı payları, 2- Eğitim ve sağlık harcamaları, 3- Bağış ve yardımlar, 4- Sakatlık indirimi. Basit usulde ticari kazanç, hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki olumlu farktır. Bu fark alınması ve verilmesi yasal olarak zorunlu olan belgelerin dökümünden çıkarılır. Ancak basit usule tabi yükümlüler kayıt düzenine tabi değildir. Belgeleri yasal süre içinde saklamak zorundadırlar. www.ozdogrular.com III- BASİT USULDE SAĞLANAN KOLAYLIKLAR Basit usule tabi vergi yükümlüleri gerçek kişilerden farklı olarak şu kolaylıklardan yararlanmaktadırlar. 1- Defter tutmazlar. 2- Katma değer vergi beyannamesi düzenlemezler. 3- Geçici vergi beyannamesi düzenlemezler. 4- Amortisman ayırmazlar. 5- Belge vermedikleri için o güne ait toplam gelirleri için bir fatura düzenlerler. 6- Ödeme ve kaydedici cihaz kullanma zorunluluğu yoktur. 7- Vergi levhaları internet vergi dairesi tarafından düzenlenir ve oradan alınır. 8- Yanlarında çalışan eş ve çocukları için vergi karnesi almak zorunluluğu yoktur. Basit usule tabi vergi yükümlüleri usulün sağladığı kolaylıkları uygularken gereken özen ve titizliği göstermedikleri için hem kayıt dışına kaçabilmekte hem de genel belge düzenleme sistemine uyma zorunluluğu olmadığı için belge düzeninin bozulmasına neden olmaktadırlar. www.ozdogrular.com Basit usule girmiş bulunan bir vergi yükümlüsü bu usulden gerçek usule geçme koşullarını fiilen elde etmiş olsa bile, bu vergileme yönteminden çıkmamak için direnmekte, hile yollarına sapmaktadır. Basit usul yöntemi genelde sisteme giren vergi yükümlülerine büyük kolaylıklar sağlamakta ise de vergilemede sistemin bozulmasına neden olduğu izlenimi vermektedir. IV- BASİT USULE TABİ YÜKÜMLÜLERİN KATMA DEĞER VE ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU A- KATMA DEĞER VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU Katma Değer Vergisi Yasası’na göre, “basit usulle vergilendirilen yükümlüler mal ve hizmet teslimleri, nedeniyle katma değer vergisinden istisna tutulmuşlardır.” (KDV md. 17/4). www.ozdogrular.com Ancak girdi alımları nedeniyle ödedikleri KDV’lerini gider ya da maliyet olarak değerlendireceklerdir. Basit usule tabi olmasına karşın mal satışı ve hizmet ifaları nedeniyle düzenledikleri belgelerde katma değer vergisi göstermişler ya da “KDV dahildir” şerhi koymuşlarsa, o takdirde KDV’sini takip eden ayın 24. günü akşamına kadar ilgili vergi yönetimine beyan edip, 26. günü ödemek zorundadırlar. www.ozdogrular.com B- ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU Basit usule tabi vergi yükümlüleri sattıkları mal ya da hizmet teslimleri eğer ÖTV Kanunu’na ekli, 1- Sayılı listedeki malların ithalatçısı ya da üretici ise, 2- Sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olmayan mallar ile (3) ve (4) sayılı listelerde yer alan malların üreticisi ise, 3- 2 sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olmayan malların üreticisi ise o takdirde bu mallarla ilgili ÖTV vergisini ödemek zorundadırlar (4760 sayılı ÖTV). V- SONUÇ VE ÖNERİLER Ticari yaşamda var olan her işletmenin vergi yasaları karşısındaki durumları eşit olmadığı gibi ölçek açısından da çok büyük farklılıklar içermektedir. Bu farklılıklar nedeniyle vergi yükümlülükleri de farklılaştırılmıştır. www.ozdogrular.com İşletmelerin gelirleri ölçek alınarak birinci sınıf tüccar (bilanço esasına göre) ikinci sınıf tüccar (işletme hesabına göre). bu iki sınıf dışında kalanlarda “basit usule tabi olanlar ya da vergiden muaf olanlar” olmak üzere ayırıma tabi tutulmuştur. Götürü usulün yerine getirilen “basit usul”ün uygulanmasında 2011 yılı itibariyle ülkemizde 705.093 vergi yükümlüsü saptanmıştır. Söz konusu vergi yükümlülerinin basit usule tabi olmaları nedeniyle birçok avantajları olduğu gibi vergi yönetimi açısından da dezavantajları mevcuttur. Vergiye tabi gelirin saptanmasında kayıt altına alınmasında vergi yükümlülerine yüklenen ödevlerin yerine getirilmesinde kolaylıklar sağlanmıştır. Söz konusu vergisel kolaylıklar bazı değerlendirmelere göre, vergileme karşısında “sığınak” olarak nitelendirilebilmektedir. Bu sığınaklara girip de vergisel kolaylıklar elde eden vergi yükümlülerinin bu sığınaklardan çıkarılmasının kolay olmadığı da çokça dile getirilmektedir. Sığınaktan çıkmak istenmemenin yanında kendisine sağlanan vergisel kolaylıklar nedeniyle, ülkemizde kayıt dışına çıkışı önlemek, belge düzenini sağlamak temel amaç olmasına karşın basit usul yönteminin tamamen olmasa da yer yer amaç dışı sonuçlara yöneldiği kayıt dışına çıktığı ve belge düzenine uymadığı vergi yönetimi tarafından gözlenmektedir. Bu durum karşısında bir önlem olarak basit usuldeki vergi yükümlülerinin bir kısmını “vergiden muaf tutmak” bir kısmını da sığınaktan çıkararak “gerçek usule” aktarmak bize göre yararlı olacaktır. Salih ÖZEL* Yaklaşım * Prof. Dr. ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|