65 Yaş Aylığı İçin Muhtaçlığın Tespitinde Yeni Uygulama Nasıl Olacak? |
16 Mart 2013 | |
I- GİRİŞ Yaşlanan nüfus tüm dünyada sosyal güvenlik sistemlerini çeşitli yönlerden etkilemekte ve bağımlılık oranlarını yükseltmektedir. Endüstrileşme ile birlikte geleneksel aile yapısının çözülmeye başlaması yaşlıları ve özürlüleri gerek kırsal kesimde gerekse kentsel kesimde desteksiz bırakmaktadır. Dolayısıyla bu kişiler giderek daha yoğun biçimde sosyal koruma ve bakım gereksinimi duymaktadır(1). Kaldı ki, ekonomik sorunları olan ve sosyal güvenlik şemsiyesi altında yer almayan yaşlıların ve özürlülerin karşılaşacağı fiziksel sağlık sorunlarına etkin çözümler bulması da beklenemez(2). Çalışamayacak derecede yaşlı ve yoksul durumda olan bu kişilere götürülen sosyal güvenlik hizmetinin derecesi aynı zamanda ülkelerin ne derece sosyal refah devleti olabildiklerinin de önemli bir göstergesidir. www.ozdogrular.com Ülkemizde bu konudaki ilk ciddi adım, 1 Temmuz 1976 tarih ve 2022 sayılı(3) “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun” ile atılmış ve kimsesiz, 65 yaşını doldurmuş veya özürlü Türk vatandaşlarına yardım eli uzatılmıştır(4). Kanun’un uygulama usul ve esaslarına ilişkin birkaç yönetmelik değişikliğinden en sonra, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca 25 Ocak 2013 tarihinde yeni bir Yönetmelik yayımlanmıştır(5). Bu çalışmada muhtaç durumda olmakla birlikte 65 yaşını doldurmuş veya özürlü olan Türk vatandaşlarına 2022 sayılı Kanun’a göre aylık bağlanırken muhtaç olup olmadıklarının son yayımlanan Yönetmelik kapsamında nasıl belirleneceği konusuna açıklık getirilmesi amaçlanmıştır. II- 2022 SAYILI KANUN KAPSAMINDA OLANLAR 2022 sayılı Kanun kapsamında; (1) 65 yaşını doldurmuş muhtaç yaşlılara, (2) tüm vücut fonksiyonlarını % 40 ile % 69 arasında kaybeden özürlülere, (3) tüm vücut fonksiyonlarını % 70 veya üzerinde kaybeden ve başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü olanlara, (4) kanunen bakmakla yükümlü olduğu ve fiilen bakımını gerçekleştirdiği 18 yaşını tamamlamamış % 40 ve üzerinde özürlü yakını bulunanlara ve (5) herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan malûl olmaları sebebiyle yetim olarak aylık veya gelir alan çocuklardan, aylık ya da gelirleri özürlülük derecelerine göre ödenecek olan aylık tutarından düşük olanlara, aylık bağlanmakta ve sağlık yardımı sunulmaktadır. Görüleceği üzere 2022 sayılı Kanun kapsamında yardım yapılanlar gelirleri ve konumları itibariyle toplum içinde en fazla korunmaya ihtiyaç duyan vatandaşlardır(6). www.ozdogrular.com III- MUHTAÇLIĞIN TESPİTİ 2022 sayılı Kanun’un 1. maddesinde belirtilen gösterge rakamının devlet memurlarının aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpılması ile bulunacak tutardan daha az geliri olanlar 2022 sayılı Kanun’un uygulanmasında muhtaç sayılır. 2022 sayılı Kanun’un 1inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının, yılı merkezi yönetim bütçe kanununda farklı olarak tespit edilmesi halinde Bütçe Kanunu’ndaki gösterge rakamı uygulanır (Yönetmelik md. 7/1). Buna göre, 1 Ocak 2013 tarihi itibariyle 1620 olarak belirlenen gösterge rakamının, memur maaşlarına uygulanan katsayı ile çarpımında bulunacak miktarda (1 Ocak 2013 tarihi itibariyle 1.620 x 0,073837 = 119,62 TL) aylık ortalama geliri bulunanlar muhtaç sayılmazlar ve kendilerine aylık bağlanmaz. Diğer bir anlatımla 2013 yılının ilk altı aylık kısmı için 119,62 TL’den daha fazla geliri olanlar 2022 sayılı Kanun’a göre muhtaç sayılmayarak bu kişilere aylık bağlanmamaktadır. Daha önceki uygulamalarda muhtaçlığın belirlenmesinde objektif kriterler yokken yeni yayımlanan yönetmelikle muhtaçlığın puanlama formülü ile belirleneceği hüküm altına alınmıştır (Yönetmelik md. 7/7). Ancak Yönetmelikte puanlama formülü uygulamasına geçilmesi ön görülmekle birlikte puanlama formülünün ne şekilde uygulanacağına açıklık getirilmemiştir. Bunun yerine puanlama formülü uygulamasına geçinceye kadar muhtaçlığın, gelir, servet ve harcamalar esas alınarak hesaplanacağı belirtilmiştir (Yönetmelik geç. md. 1). www.ozdogrular.com A- HANENİN GELİR DURUMUNUN ARAŞTIRILMASI Hanenin gelir durumu(7);
diğer gelirlerin toplamının aylık ortalaması dahil edilerek yapılan hesaplama ile belirlenir. Hanenin gelir durumuna ilişkin yukarıda yer alan taşınır ve taşınmazların tespit edilen rayiç bedellerine ilişkin değerlendirmeyi Mütevelli Heyeti yapar(8). Burada özellikle “mülkiyeti başka birine ait olmakla birlikte kira ödemediği konutu için konutun rayiç bedelinin 240’ta biri”nin gelir olarak esas alınması üzerinde durulması gerekmektedir. Örneğin 65 yaş üzerinde karı ve koca’ya hayırsever bir vatandaş tarafından rayiç bedeli 60,000 TL olan bir evin bedelsiz olarak tahsis edildiğini varsayalım. Bu durumda 60,000 TL’nin 240’ta biri olan 250,00 TL gelir olarak kabul edilecek. Başka hiçbir geliri olmayan 65 yaş üzerindeki karı ve koca için 125,00’er TL kişi başına düşen gelir hesaplanacaktır. Hesaplanan 125,00 TL aylık için aranan 119,62 TL’nin üzerinde olduğundan bu durumdaki kişilere muhtaç değilsiniz denerek talepleri reddedilecektir. www.ozdogrular.com B- HANENİN HARCAMA DURUMUNUN ARAŞTIRILMASI Yeni yayımlanan Yönetmelikle birlikte sadece gelir üzerinden muhtaçlığın belirlenmesi yöntemi terk edilmiş ve gelirlerin yanı sıra giderlerde dikkate alınarak muhtaçlığın belirlenmesi yöntemine geçilmiştir. Bu bağlamda muhtaçlık araştırması yapılırken gelir durumuna ilave olarak hanenin harcama durumu da dikkate alınarak, gıda, giyim, kira, ısınma, eğitim, sağlık, ulaşım, eğlence ve benzerleri için yapılan yıllık ödemeler üzerinden hesaplanan miktarın aylık ortalaması alınacaktır. Belirtilen şekilde hesaplanan aylık harcama miktarı gelir miktarıyla karşılaştırılacak, harcama tutarının gelir tutarından fazla olması durumunda aradaki fark kadar gelir tutarına ilave yapılacaktır. Eğer gelir tutarı harcama tutarından fazla ise bu sefer harcamalar gelire eklenmeyecektir. Yine kişi başına düşen gelir hesaplanırken tespit edilen harcama tutarı gelirden hiçbir şekilde düşülmeyecektir. Burada özellikle belirtmeliyiz ki, harcama miktarının gelir miktarından fazla olması halinde harcamanın kaynağının araştırılmadan fazla olan miktarın gelire eklenmesi yerinde olmayacaktır. Kanımızca öncelikli olarak harcamanın kaynağı araştırılmalı ve harcama tutarı içinde çevreden yapılan yardımların ağırlıklı olduğunun anlaşılması halinde harcama tutarı fazla olsa dahi gelire dahil edilmemelidir. Şöyle ki, Ülkemizde yardımlaşma müessesesi oldukça gelişmiştir. Bu durum hiç şüphesiz İslam dininin bir gereğidir. Nitekim insanın, dini ve vicdani görevi olan yardımlaşmaya peygamberimiz “komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadisiyle dikkat çekmiştir. Hal böyleyken harcama miktarının gelirden fazla olmasının kayıt dışı kazançla açıklanması ve gelire eklenmesi tek başına yeterli olmayacaktır. Diğer taraftan nasıl olsa çevredeki insanlar yeterli yardımı yapıyorlar o halde asgari bir gelire kavuşan yaşlı veya özürlüye Devletin yardım etmesine gerek yoktur şeklinde bir değerlendirme yapılması sosyal devlet anlayışını benimseyen bir Ülke için mevzu bahis dahi olamaz. www.ozdogrular.com Bu nedenle kişi başına düşen aylık ortalama harcama miktarı hesaplanırken, muhakkak harcamanın kaynağı araştırılmalı ve harcamanın çevreden yapılan yardımlara bağlı olduğunun anlaşılması halinde gelire ilave edilmemesi gerektiği Yönetmelikte belirtilmelidir. Bunun değerlendirilmesi ise sosyal incelemeyi yapacak olan uzmanlara bırakılmalıdır. www.ozdogrular.com IV- SONUÇ Belirtmemiz gerekir ki; 2022 sayılı Kanun kapsamında yardım yapılanlar gelirleri ve konumları itibariyle toplum içinde en fazla korunmaya ihtiyaç duyan vatandaşlarımızdır. Bu vatandaşlarımıza sunulan yardımlar aynı zamanda ülkenin ne derece sosyal refah devleti olabildiğinin de önemli bir göstergesidir. Yeni yayımlanan Yönetmelikle 2022 sayılı Kanun’a göre bağlanacak aylıklarda muhtaçlığın tespiti için kullanılan yöntem değiştirilmiş ve gelire ilave olarak harcamalar da muhtaçlığın tespitinde dikkate alınmaya başlamıştır. Muhtaçlık sınırı ise 2013 yılının ilk altı aylık kısmı için 119,62 TL’dir. Diğer bir anlatımla 119,62 TL’den fazla kişi başına düşen geliri olanlara muhtaç değilsiniz denmektedir. Muhtaçlık sınırı bu denli düşük tutulurken muhtaçlığın tespiti için gelirin yanı sıra giderlerinde dikkate alınacak olması ve giderler hesaplanırken çevreden yapılan yardımlarında dikkate alınmayarak kişi başına düşen gelirin hesaplanacak olması bu yardımlardan yararlanacak kişilerin sayısının hızla düşmesine diğer bir anlatımla 2022 sayılı Kanun kapsamının daralmasına sebep olacaktır. Halbuki yapılması gereken gelir tespitini objektif kriterlere bağlarken muhtaçlık sınırının makul sayılabilecek seviyeye getirilmesi, örneğin; 5510 sayılı Kanun’un 60. maddesinin (c) bendinde belirtilen alt sınıra eşitlenmesi ve 2022 sayılı Kanun kapsamında ödenen aylık miktarlarının da yardım alanları muhtaçlıktan kurtaracak seviyeye çıkarılmasıydı. Burada özellikle belirtmek isteriz ki, 2022 sayılı Kanun kapsamında aylık ödenen kişiler ile diğer sosyal yardım yapılan kişileri bir tutup aylık miktarının yüksek tespit edilmesinin bu kişileri çalışmaktan alıkoyacağı veya tembelliğe yönelteceği şeklinde bir saptama yapılamaz. Çünkü yardım yapılan bu kişiler zaten kendi istekleri dışında çalışma hayatının dışında kalmış ve bir başka yerden gelir elde etme şansı olmayan kişilerdir. Erden ÇAKAR* Yaklaşım
* Çalışma Ekonomisi Bilim Uzmanı, Sosyal Güvenlik Denetmeni ** Sosyal Güvenlik Denetmeni (1) Ömer Zühtü ALTAN, Sosyal Politika Dersleri, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir 2006, s.271 (2) Ömer Zühtü ALTAN - Yener Şişman, “Yaşlılara Yönelik Sosyal Politikalar”, Kamu-İş: İş Hukuku ve İktisat Dergisi, Prof. Dr. Kamil TURAN’a Armağan Özel Sayısı içinde, Cilt: 7, Sayı: 2, 2003, s.20 (3) 10.07.1976 tarih ve 15642 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. (4) Kenan TUNÇOMAĞ, Sosyal Güvenlik Kavramı ve Sosyal Sigortalar, 4. Baskı, Beta Yayınevi, İstanbul 1986, s.79 (5) “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları İle Özürlü ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelik” 25.01.2013 tarih 28539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. (6) Murat GÖKTAŞ - Erden ÇAKAR - Murat ÖZDAMAR, Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Emeklilik ve Primsiz Rejim, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara 2011, s.84; Mustafa KURUCA - Murat ÖZDAMAR, Tüm Yönleriyle Emeklilik, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara 2013, s.607 (7) Belirtmeliyiz ki, Kanun’da veya Yönetmelikte kişi başına düşen gelir hesaplanırken hane içinde yaşayanların hangilerinin hesaplamaya dahil edileceği hangilerinin hesaplamaya dahil edilmeyeceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda kişi başına düşen gelir hesaplanırken, akrabalık bağı olsun olmasın hane içinde yaşayan tüm bireylerin dikkate alınması gerekmektedir. (8) Yönetmeliğe göre Mütevelli Heyeti: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının karar organını ifade etmektedir.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |