Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Ciro Primlerinin KDV Karşısındaki Durumu PDF Yazdır e-Posta
18 Mart 2013
Image

I- GİRİŞ

İşletmelerin satışlarını artırmak için devamlı olarak çalıştıkları bayi ve alıcılarına belli bir dönemde satın aldıkları mal ve hizmet tutarına bağlı olarak yapılan ödemeye ciro primi denilmektedir. Genellikle büyük işletmelerin belirli hedefleri aşan bayilerine yıl sonlarında ödenen bir başarı primidir. Dönem sonunda firmanın koyduğu limitleri aşan müşterilerine yapılan bu ödeme, ana satıcı firma için gider, bayi içinse gelir teşkil etmektedir. Bu ödeme gelir ve kurumlar vergisi bakımından ticari kazancın tespitinde kanunen kabul edilen bir gider mahiyetindedir. Vergi uygulamalarına aykırı değildir.

KDV Kanunu’nun 25/a maddesi hükmüne göre, teslim ve hizmet işlemlerinde fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen ticari teamüllere uygun miktardaki iskontalar verginin matrahına dahil edilmeyecektir. www.ozdogrular.com

Ancak, satılan mal ya da yapılan hizmet karşılığında düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmeyip, sonradan, ya da yıl sonlarında yapılan iskontaların KDV matrahından indirilmesi mümkün değildir.

II- CİRO PRİMLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

Yıl veya belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında ödenen iskontoların başka bir deyimle ciro primlerinin Katma Değer Vergisi (KDV) bakımından vergilendirilmesi konusunda Gelir İdaresi Başkanlığı iki farklı görüş beyan etmiştir.

A- CİRO PRİMLERİNİN EK HİZMET KARŞILIĞINDA YAPILAN BİR ÖDEME SAYILMASI

26 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin(1) “Fatura ve Benzeri Belgelerde Ayrıca Gösterilmeyip, Yıl Sonlarında, Belli Bir Dönem Sonunda ya da Belli Bir Ciro Aşıldığında İskontolarda Durum” başlıklı L/2 bölümünde;

“Fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmeyip, yıl sonralarında, belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında (satış primi, hasılat primi, yıl sonu iskontosu gibi adlarla) yapılan ödemeler ise katma değer vergisine tabi olacaktır. Zira, bu tür bir iskonto doğrudan satılan malla ilgili değildir. Burada söz konusu olan iskonto, firmanın yaptığı ek bir çalışmanın yada çabanın sonucu olarak doğmaktadır. Dolayısıyla yapılan iş ana firmaya karşı verilen bir hizmettir. Çünkü, ana firma ile satıcı firma arasında düzenlenen sözleşmeye göre (yazılı veya sözlü), satıcı firma sözleşmenin hükümlerine uygun olarak belli bir çabayı göstermiştir ki (belli bir hizmeti vermiştir ki) ek ödemeye (iskontoya) hak kazanmıştır.

Bu nedenle, yukarıda belirtilen şekilde uygulanan ve KDV Kanunu’nun 4. maddesi çerçevesinde “hizmet” kapsamına giren bu işlemlere ait iskontolar, aynı Kanun’un 1/1. maddesi uyarınca vergiye tabi tutulacaktır.” denilmektedir. www.ozdogrular.com

1- Danıştay’ın Görüşü

Yıl sonu primlerinin KDV’ye tabi tutulması görüşüne Danıştay katılmamaktadır. Danıştay yıl sonunda yapılan ciro primi iskontolarının, bir mal teslimi veya hizmet ifası karşılığı olmayıp, teşvik amacıyla yapıldığından KDV’ye tabi tutulmaması görüşündedir.

Danıştay’ın Kararı’nda, “üretici firmaın bayisine ödediği ciro primleri KDV’ye tabi olmadığından, bu primler üzerinden KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.”(2) denilmektedir.

Satılan mal veya yapılan hizmet karşılığında düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmeyip, sonradan vadeli satışlarda alıcının mal bedelini belirlenen vadeden önce ödemesi ya da yıl sonlarında yapılan satışlar karşılığında “ciro primi” olarak adlandırılan iskontoların 25/a maddesi hükmünden yararlanması söz konusu değildir. Satışların peşin veya veresiye yapılması iskonto uygulaması bakımından sonucu değiştirmemektedir.

Peşin ödeme iskontolarının durumu konusunda Danıştay 11. Dairesi’nin bir Kararı’nda, “vadeli mal alışları bedelinin vadesinden önce ödenmesi nedeniyle satıcı firma tarafından yapılan erken ödeme iskontosunun KDV’ye tabi olmadığına”(3) hükmetmiştir.

“………….

Yukarıda belirtilen Yasanın 4. maddesinden anlaşılacağı üzere yapılan bir işin hizmet sayılabilmesi için doğrudan doğruya ve sadece muhatap için yapılmış olması gerekmektedir. Vadeli alınan bir malın bedelinin erken ödenmesi alıcının kendi yararına olup, söz konusu fiilin doğrudan doğruya ve sadece satıcı firma için yapılan bir hizmet olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.

Bu durumda, erken ödeme nedeniyle uygulanan iskontonun ticari teamüllere uygun olması ve hizmet karşılığı yapıldığına dair bir tespitin bulunmaması karşısında, söz konusu ödemenin matraha dahil unsurlar arasında değerlendirilmesi suretiyle yapılan cezalı tarhiyatın onanması yolunda verilen kararda isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve 1997/847 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.” denilmektedir.

Danıştay’ın yukarıya alınan kararının incelenmesinden anlaşılacağı üzere, erken ödeme dolayısıyla yapılan iskontolar bir hizmet ifası karşılığında ödenmemesi nedeniyle KDV’ye tabi olmadığını kararlaştırmıştır.

Danıştay’ın görüşüne katılmamız mümkün değildir. Nasıl ki, vadeli satış veya ortağa borç para verilmesi işlemi bir finansman hizmeti ise, erken ödemede bir finansman hizmetidir. Olayın gerçek mahiyetine bakıldığında erken ödeme iskontolarının da vergilendirilmesi uygun olacaktır. www.ozdogrular.com

2- Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odasının Görüşü

Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası Mevzuat İzleme ve Değerlendirme Komisyonu’nun Kararı’nda, ciro primlerinde KDV uygulaması konusunda aşağıdaki görüşünü açıklamıştır.

“Ciro primleri esas itibariyle satış hasılatını düzelten bir işlemdir. Ciro prim oranlarında uygulanacak KDV oranının tespitinde ilgili olduğu mal ve hizmetin KDV oranı esas alınmalıdır. Örneğin un satşında KDV oranı %1 ise alıcıya ödenen ciro primi için uygulanacak KDV oranı %1 olmalıdır. Ciro primini satılan maldan soyutlanarak alıcının satıcıya verdiği özel bir hizmet olarak değerlendirilmesi doğru bir yaklaşım değildir. Ciro primi niteliğindeki ödeme veya indirimler her ne kadar satışı artırmaya yönelik bir uygulama ise de özünde satıcının satış hasılatı dönem sonu itibariyle ciro primi kadar düşmektedir. UFRS’de de satış öncesi veya sonrası uygulanan ciro primleri satış hasılatının bir düzeltmesi kabul edilmekte ve net satış hasılatından indirim şeklinde muhasebeleştirilmektedir. Bu farklılığın hem muhasebe uygulamasında hem de KDV uygulamasında giderilmesi gerekmektedir.”(4) denilmektedir.

B- CİRO PRİMLERİNİN DÜZELTME İŞLEMİ SAYILMASI

116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin(5) “Fatura ve Benzeri Belgelerde Ayrıca Gösterilmeyip, Yıl Sonlarında, Belli Bir Dönem Sonunda ya da Belli Bir Ciro Aşıldığında Yapılan İskontolar” başlıklı 6.2.bölümünde; www.ozdogrular.com

“KDV Kanunu’nun 35. maddesi ile KDV matrahında çeşitli sebeplerle değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükelleflerin, bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükelleflerin ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzeltebilmelerine imkân sağlanmıştır.

Fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmeyip, yıl sonlarında, belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında (satış primi, hasılat primi, yıl sonu iskontosu gibi adlarla) yapılan iskontolar esas itibariyle, asıl işleme ilişkin KDV matrahının değişmesi sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla, KDV matrahında değişiklik vuku bulduğu bu gibi durumlarda KDV Kanunu’nun 35. maddesine göre düzeltme yapılması gerekmektedir.

Bu itibarla, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmeyip belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında yapılan iskontolar nedeniyle KDV matrahında değişiklik vuku bulduğu hallerde düzeltme işlemi, alıcı tarafından satıcı adına bir fatura ve benzeri belge düzenlenmek ve bu amaçla düzenlenecek belgede, KDV matrahında değişikliğe neden olan iskonto tutarına ilk teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlem için geçerli olan KDV oranı uygulanmak suretiyle yapılacaktır.” açıklaması yer almaktadır.

116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile Gelir İdaresi dönem sonu ciro primlerini, satıcının alıcıya verdiği ek bir hizmet olmayıp, satış hasılatını etkileyen bir düzeltme işlemi olduğu görüşünü benimsemiş bulunmaktadır.

III- YABANCI FİRMALAR TARAFINDAN ÖDENEN CİRO PRİMLERİ VE FİYAT İNDİRİMLERİ

A- CİRO PRİMİ UYGULAMASI

Tıpkı yurt içindeki firmalar gibi, yurt dışında yerleşik firmalarca da yıl sonunda veya belli bir dönem sonunda belli cirolar aşıldığında Türkiye’deki bayilerine veya diğer ilgili kişilere ciro veya hasılat-satış primi gibi ödemeleri söz konusu olmaktadır. Yurt dışında yerleşik firmaya verilen bu hizmet sonucunda yabancı firmanın Türkiye’de daha çok malları satılmakta ve hizmetten Türkiye’de faydalanılmaktadır.

Yabancı firmalar tarafından ödenen dönem sonu ciro primlerinin KDV karşısındaki durumu konusunda Gelir İdaresi 26 ve 116 Seri No.lu KDV Genel Tebliğlerinde yer alan görüşlere parelel bir şekilde uygulanmıştır. www.ozdogrular.com

Maliye Bakanlığı’nın bir Özelgesi’nde;

“İtalyan firmasının ambalaj mallarını ithal ederek Türkiye’de kullanması karşılığında Türk firmaya destek ve hizmet bedeli adı altında yaptığı ödemeler İtalyan firmasının Türkiye’de faydalandığı bir hizmetin karşılığını oluşturduğundan, söz konusu bedel Kanunun 1/1 maddesine göre KDV’ye tabi olacaktır.”(6)

Yabancı firma tarafından ödenecek olan ciro primi niteliğindeki tutar için fatura düzenlendiğinde, KDV’nin hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir.

Yurt dışından ithal edilen ilaçların belli bir miktarı geçmesi halinde yurt dışındaki satıcı firmanın ödeyeceği ciro primi için düzenlenecek faturalarda KDV’nin hesaplanıp hesaplanmayacağı konusunda Maliye Bakanlığı’nın bir Özelgesi’nde;

“26 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (L/2) bölümünde de, …

Öte yandan, yabancı firmanın Türkiye’de yararlandığı bu hizmet, sözü edilen Kanunun 11. maddesinde düzenlenen “hizmet ihracı istisnası” kapsamına da girmemektedir.

Bu açıklamalara göre, yabancı firma tarafından şirketinize ödenecek olan ciro primi niteliğindeki tutar için şirketinizce fatura düzenlendiğinde, KDV’nin hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir.”(7) şeklinde idari görüş bildirilmiştir. www.ozdogrular.com

B- YABANCI FİRMANIN FİYAT İNDİRİMİ

Yurt dışında yerleşik firma, yıl sonu ciro primini nakden veya hesaben ödeyebileceği gibi, fiyat indirimi suretiyle de yapabilir. Ödeme şekli ne olursa belli bir ciro aşılması sonucu değişik isimler altında yapılan ödemeler KDV’ye tabidir. Ancak yurt dışında yerleşik sözleşme gereği veya piyasa şartları dolayısıyla yapacakları fiyat indirimleri ise, KDV’ye tabi değildir.

Gelir İdaresi, başlangıçta yabancı firmanın Türkiye’deki bayisine yaptığı fiyat indirimini, KDV’nin konusuna girmediği düşüncesi ile vergi dışında tutmuştur.

Fiyat indirimi ile dönem sonu cirolarının mahiyeti tamamen farklıdır. Bayının gayreti nedeniyle değil, tamamen satıcıdan kaynaklanan nedenlerle bir indirim uygulanmaktadır. KDV’ye tabi olmaması gerekir.

Öte yandan fiyat indirimini dikkat çekecek şekilde olağan bir işlemmiş gibi sık sık başvurmamak gerekir. Fiyat indirimi yerine ciro iskontoları enstrümanın uygulanması düşünülebilir. www.ozdogrular.com

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın Özelgesi’nde;

“Yurt dışından ithal ettiğiniz emtialar için fiili ithal tarihinden sonra satıcı tarafından ithalatçı lehine fiyat indirimi yapılması KDV’nin konusuna girmemektedir. Ancak, KDV kapsamına girmese dahi alış iskontosu ile ilgili olarak yurt dışındaki satıcıya yönelik KDV ihtiva etmeyen bir fatura düzenlenmesi ve bu faturanın da kayıtlara intikal ettirilmesi ve düzenlenen fatura ile birlikte fiyat indirimine yönelik olarak gönderilen creditnemo vb. yazıların zamanaşımı süresine bağlı olarak muhafaza edilmesi gerekir.”(8)

Yurtdışı satıcı firmasıyla yapılacak anlaşma ile belirlenecek dönemlerde ve belirlenecek ithalat kotalarının aşılması durumunda yurtdışı satıcı firmadan fiyat indirimi nedeniyle alınacak tutar üzerinden KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı ve yurtdışı firmaya fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği konusunda, GİB’nin Özelgesi’de,  www.ozdogrular.com

“KDV Kanunu’nun 24/c maddesine göre, …

26 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (L/2) bölümünde …

Buna göre, yurtdışı satıcı firma ile yapılacak anlaşma ile belirlenecek dönemlerde ve ithalat kotalarının aşılması durumunda, şirketinize verilmesi düşünülen fiyat indirimine ilişkin tutar, ek bir çalışmanın ya da bir çabanın sonucunda yurt dışındaki satıcı firmaya vermiş olduğunuz hizmetin karşılığı olması nedeniyle, bu tutar için şirketinizce VUK’un 229 ve müteakip maddelerinde şekil ve şartları belirlenen fatura düzenlenerek genel oranda (% 18) KDV hesaplanması gerekmektedir.”(9) şeklinde idari görüş bildirilmiştir.

Yurt dışından ithal edilen mallarla ilgili olarak alıcı firma lehine ortaya çıkan fiyat farklarında KDV uygulaması konusunda GİB’nin bir başka Özelgesi’nde,

“Buna göre, fiili ithal tarihinden sonra transfer fiyatlandırması düzeltmesi çerçevesinde lehinize bir fiyat indirimi yapılması durumunda, yapılan indirimler nedeniyle işlemin matrahında değişiklik vuku bulmakta olup, bu değişikliğin Kanun’un 35. maddesi hükümlerine göre düzeltilmesi gerekmektedir. www.ozdogrular.com

Bu itibarla, söz konusu malların ithali sırasında ödenen KDV tutarlarının indirim konusu yapıldığı hususu da dikkate alınarak, mal bedelinde meydana gelen değişikliğe paralel olarak indirim tutarları da düzeltilecektir.

Bu düzeltme işlemi, matrahta değişikliğin vuku bulduğu vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesinde fazladan indirilen tutar, “ilave edilecek KDV” satırında beyan edilmek suretiyle yapılacağından, yurtdışındaki satıcı adına fatura düzenlenmesine ve indirim tutarı üzerinden KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.”(10) şeklinde görüş bildirilmiştir.

Mal satışında bulunan yurt dışındaki ithalatçı firmanın fiili ithalat tarihinden sonra yurtiçindeki firmaya düzenlenen “credit note” vb. adlar altında yaptığı indirimi yansıtması durumunda, bu işleme ilişkin olarak yurtiçindeki firma tarafından fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ile KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı konusunda GİB’nin Özelgesi’nde;

“KDV Kanunu’nun; 35. maddesine göre;

Buna göre, mal aldığınız ithalatçı firmanın yurt dışından ithal ettiği hammadde için fiili ithal tarihinden sonra yurtdışındaki firma tarafından kendisine yapılan alış ıskontosu nedeniyle tarafınıza göndereceği “credit note” belgesine istinaden lehinize bir fiyat indirimi yapılması durumunda, yapılan indirimler nedeniyle işlemin matrahında değişiklik vuku bulmakta olup, bu değişikliğin Kanunun 35. maddesi hükümlerine göre düzeltilmesi gerekmektedir. www.ozdogrular.com

Bu itibarla, söz konusu malların ithali sırasında ödenen KDV tutarlarının indirim konusu yapıldığı hususu da dikkate alınarak, mal bedelinde meydana gelen değişikliğe paralel olarak indirim tutarları da düzeltilecektir.

 Bu düzeltme işlemi, matrahta değişikliğin vuku bulduğu vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesinde fazladan indirilen tutar, “ilave edilecek KDV” satırında beyan edilmek suretiyle yapılacağından, yurtdışındaki satıcı adına fatura düzenlenmesine ve indirim tutarı üzerinden KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.”(11) denilmektedir.

C- YURT DIŞINDAKİ FİRMA TARAFINDAN DÜZENLENEN CREDİT NOTE ADLI BELGENİN CİRO VE FİYAT İNDİRİMLERİNİN KDV KARŞISINDAKİ DURUMU

Credite Note kavramı alacaklandırma notu, firmanın aldığı ilave bir indirim sonucu yurt dışına olan borcun azaltılması anlamına gelmektedir. Bu durumda alıcının fatura düzenlemesi yerine, satıcının alacaklandırma notu (credit note) düzenlemesi mümkündür. Credit Note düzenlenmesi KDV ve gümrük vergisi bakımından da bir sorun çıkarmamaktadır. Yurt dışına olan borcun azalmasının KDV karşısındaki durumuna göre farklılıklar arz etmektedir. Borç indirimi ciro indirimi sonucu ortaya çıkıyor ise, KDV’ye tabi, iktisadi şartların zorlaması sonucu, fiyat indirimi ise, vergiye tabi değildir.

Buna karşılık débit note ise, borçlandırma notu anlamına gelmektedir. Firmanın yurt dışına olan borcunu artıran ilave fatura anlamına gelen bir belgedir. Gerekli bilgileri taşıması halinde geçerli bir belge olarak kabul edilmektedir. www.ozdogrular.com

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın bir Özelgesi’nde;

 “şirketinizin ... hizmeti veren …Türkiye operatörü olarak faaliyet gösterdiği niz ve bu faaliyet kapsamında yurt dışındaki söz konusu firmadan hizmet aldığı nız bu hizmete ilişkin olarakta sorumlu sıfatıyla KDV hesapladığınız, ancak söz konusu firma tarafından düzenlenen faturalardan sonra iskonto niteliği taşıyan “Credit Note” adlı belge düzenlendiğinden bahsedilerek sorumlu sıfatıyla öde nen KDV’den mahsup edilip edilemeyeceği, edilemeyecek ise KDV’ne tabii olup olmadığı ile ilgili olarak Vergi Dairesi Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

26 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (L) bölümünde; …

Buna göre şirketiniz adına düzenlenen Credit Note adlı belge, yurt dışındaki firmadan alınan hizmetler ile ilgili olarak veya aranızdaki anlaşmaya istinaden belli dönemlerde veya bir ciro aşımı sonucunda ciro primi, satış primi vb. addedilen sebeplerden dolayı düzenlenmesi halinde KDV’ye tabi olup, sorumlu sıfatıyla ödeyeceğiniz KDV’den mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır. www.ozdogrular.com

Ancak, Credit Note adlı belge, yurtdışındaki firmanın satmış olduğu hizmetin fiyatındaki değişiklikten kaynaklanan fiyat düşüşlerinin firmanıza yansıtılması nedeniyle düzenlenmesi halinde ise, herhangi bir hizmetten yararlanma gibi bir durum söz konusu olmadığından KDV’ye tabi olmayacaktır.”(12) www.ozdogrular.com

D- YURT İÇİ SATICININ FİYAT İNDİRİMİ

İmalatçılar ve ana bayiler tarafından daralan pazar ve diğer ekonomik nedenlerle sattıkları malların fiyatında indirim yapmak durumunda kalabilirler. Bu kapsamda yapılan fiyat indirimleri KDV Kanunu’nun 35. maddesindeki “….sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde” ifadesine dayanılarak, matrah değişikliği olarak yorumlanmaktadır. Buna göre;

Fiyat farkı farkın ortaya çıktığı dönem itibariyle alıcı veya satıcı tarafından fatura edilir ve KDV’ne tabi tutulur.

KDV Kanunu’nun 24. maddesine göre, fiyat farkı matraha dahil unsurlar arasında sayılmıştır. Mal teslimi veya hizmet ifasından sonra uygulanan fiyat farkları, genellikle fiyat indirimi, malın teslimi sırasında uygulanan fiyat farkları ise müteahhit hak edişlerinde olduğu gibi fiyat artırımı şeklinde ortaya çıkmaktadır.

Fiyat farkları, ilgili mal veya hizmetin tabi olduğu oran üzerinden KDV hesabına konu edilir. Şayet farkın ilgili bulunduğu işlem KDV’den müstesna ise, fark da KDV’den müstesna edilir.

Gerek vergilendirme dönemi gerekse oran itibariyle tenkide uğramamak için, fiyat farkı faturasında, asıl mal veya hizmet faturasına atıf yapılmalı ve fiyat farkının nedeni açıklanmalıdır.

Şayet fiyat farkına konu mal veya hizmetin alıcısı nihai tüketici ise ve fark bu müşteri aleyhine ise, satıcı fiyat farkı faturası düzenlemelidir. Fark aksi yönde ise müşteriye gider pusulası ile fark iadesinde bulunulur ve farka ait KDV bu pusulaya dayanılarak indirim konusu yapılır. www.ozdogrular.com

IV- SONUÇ

Yıl sonlarında belirli satış limitlerini aşan bayilere yapılan ciro primi iskontosunun, alıcı tarafından satıcıya yapılan bir ek hizmet gibi KDV’ye %18 oranında tabi tutan Gelir İdaresinin uygulaması yargı tarafından benimsenmemiş ve iskontonun ilişkili olduğu malın tabi olduğu vergi oranı ile ilişkilendirilmeksizin genel oranda vergiye tabi tutulması ise,eleştirilere konu edilmiştir.

Fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmeyip belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında yapılan iskontoların düzeltme işlemi sayılması uygulamasının Danıştay tarafından benimseneceğini tahmin ediyorum.

Öte yandan, KDV matrahında değişikliğe neden olan iskonto tutarına ilk teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlem için geçerli olan KDV oranı uygulanmak suretiyle yapılacağından vergi oranı konusundaki uyuşmazlıklar da giderilmiş olunmaktadır.

Nuri DEĞER*

E-Yaklaşım

*           YMM

(1)         31.12.1987 tarih ve 19681 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(2)         Dn. 02.10.2007 tarih ve E.2007/2897, K. 2007/3204 sayılı Kararı.

(3)         Dn 11. D.’nin, 12.10.1998 tarih ve E.1998/1006,K.1998/3394 sayılı Kararı.

(4)         Yeminli Mali Müşavirler Odası Mevzuat İzleme ve Değerlendirme Komisyonu’nun, 05.04.2011 tarih ve 2011/110-6 sayılı Kararı.

(5)         19.01.2012 tarih ve 28178 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(6)         Maliye Bakanlığı’nın, 10.06.1997 tarih ve 23860 sayılı Özelgesi.

(7)         Maliye Bakanlığı’nın, 03.1.2003 tarih ve 0.55-5501-2830-41301sayılı Özelgesi.

(8)         İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın, 08.09.2006 tarih ve GİB.4.34.19.02/ VUK-1-229-12069 sayılı Özelgesi.

(9)         GİB’nin, 18.07.2011 tarih ve GİB.4.99.16.01.0-VUK-229-71 sayılı Özelgesi.

(10)       GİB’nin, 23.07.2012 tarih ve GİB.4.34.17.01-KDV.24-2260 sayılı Özelgesi.

(11)       GİB’nin, 07.08.2012 tarih ve GİB.4.34.17.01-KDV.1-2459 sayılı Özelgesi.

(12)       Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın, 04.11.2008 tarih ve KDV-3935 sayılı Özelgesi.

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.