Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na Göre Alınması Gereken Sağlık Raporları PDF Yazdır e-Posta
05 Nisan 2013
Image

Sağlık raporu, işin niteliğine ve şartlarına göre çalışanların bedence yaptıkları işlere elverişli ve dayanıklı olduklarının fizik muayene ve gerektiğinde laboratuar bulgularına dayanılarak hazırlanan hekim raporudur. Çalışma hayatına ilişkin mevzuata ilk olarak 1936 yılında 3308 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesiyle girmiş olan sağlık raporu, en son müstakil olarak yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun “Sağlık Gözetimi” başlıklı 15. maddesinde düzenlenmiştir. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 37. maddesinin (ç) bendi ile yürürlükten kaldırılan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 86. maddesinde ağır ve tehlikeli işlerde sağlık raporu şu şekilde düzenlenmiş idi;“Ağır ve tehlikeli işlerde çalışacak işçilerin işe girişinde veya işin devamı süresince en az yılda bir, bedence bu işlere elverişli ve dayanıklı oldukları işyeri hekimi, işçi sağlığı dispanserleri, bunların bulunmadığı yerlerde sırası ile en yakın Sosyal Sigortalar Kurumu, sağlık ocağı, hükümet veya belediye hekimleri tarafından verilmiş muayene raporları olmadıkça, bu gibilerin işe alınmaları veya işte çalıştırılmaları yasaktır. Sosyal Sigortalar Kurumu işe ilk giriş muayenesini yapmaktan kaçınamaz.”İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda sağlık raporları konusu 15. maddesinde “Sağlık Gözetimi” başlığı

Bu maddenin düzenlenmesinin en önemli amacı, çalışanların ruhsal ve bedensel olarak sağlıklarını koruyacak ve devamını sağlayacak nitelikte iş ve işyeri seçiminin ön planda tutulması gerekliliğini ortaya koymaktır. Sağlık gözetimi hem meslek hastalıklarının önlenmesi hem de iş kazalarının azaltılmasıyla da doğrudan ilişkilidir. Gerçektende Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 2005/9656 sayılı Kararı’nda; çalışma mevzuatına göre sağlık raporu alınması gerektiği halde böyle bir rapora dayanılmaksızın çalıştırılan sigortalının bünyece elverişli bulunmadığı işte çalıştırılması sonucu meydana gelen hastalığı için işvereni sorumlu tutmuştur.Çalışanların sağlık gözetimi ile fiziksel yetersizlikleri ve sağlık sorunlarının saptanarak, bu durumlarına uygun işe atanmasıyla iş kazaları ve meslek hastalığının oluşmasının önüne geçilebilecektir. Örneğin periyodik sağlık kontrolleri sonucunda epilepsi ya da diyabet hastası olduğu belirlenen bir inşaat işçisi, inşaat iskelelerinde veya kalıp işlerinde olduğu gibi yüksekte çalıştırılmamalıdır. Kanun’un 15. maddesinin 3. fıkrasında işe girişlerde alınacak olan sağlık raporlarının kimlerden alınabileceğine de açıklık getirilmiştir. Madde ile düzenlenen sağlık gözetimi, çalışanlar açısından yaptıkları işlerin olumsuz etkilerinin tespiti ve bu etkilerin bertaraf edilmesi açısından son derece önemlidir. Çalışanların işe başlarken ve devamı süresince işyeri hekiminin sağlık gözetimi altında bulunması, sağlık ve güvenlik endişesinden uzak çalışmasını sağlamaya yönelik bir ortamın oluşturulmasında en önemli adımlardan biridir.Nitekim bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde yapılan düzenlemelerde de işyeri hekiminin esas görevi koruyucu sağlık hizmetleri olarak tanımlanmaktadır. Sağlık gözetiminin yararlı olabilmesi için işyeri hekimi çalışanların günün önemli bir bölümünü geçirdikleri çalışma ortamının özelliklerini de iyi bilmeli bununla birlikte sağlık raporlarına göre kimlerin nerelerde çalıştırılabileceği ile ilgili hususları işverenle paylaşmalıdır. Bu nedenle işe girerken, iş değişikliği ya da yeniden işe dönüşlerde sağlık muayenelerinin yapılması ve bu muayeneler neticesinde çalışanın yapacağı veya daha önce yaptığı işlerin sağlığına olumsuz etkileri konusunda çalışma ortamını iyi bilen işyeri hekimlerinin karar vermesine ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir(1). www.ozdogrular.com

Sonuç olarak, Sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulması, çalışma hayatının öncelikli şartı ve tüm sosyal tarafların ortak sorumluluğudur. Bu güvenli çalışma ortamının bir parçası olarak kabul edilen sağlık raporu, işyerlerinde sağlık ve güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol üstlenmektedir. 4857 sayılı İş Kanunu ile öncelikli olarak işyeri hekimi, işçi sağlığı dispanserleri, bunların bulunmadığı yerlerde sırası ile en yakın Sosyal Sigortalar Kurumu, sağlık ocağı, hükümet veya belediye hekimlerinden alınması belirtilen sağlık raporları, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işyeri sağlık ve güvenlik biriminde veya hizmet alınan ortak sağlık ve güvenlik biriminde görevli olan işyeri hekimlerinden alınmasını zorunlu hale getirmiştir. Kanun koyucu bu madde ile işyerlerindeki sağlık güvenlik risklerini dikkate alarak bu yönde çalışmalar yapacak olan işyeri hekimlerini, sağlık gözetimi ve raporlarının verilmesinde tek yetkili olarak belirlemiştir. Kanun’da belirtilen şekilde sağlık raporu alma yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverene 2013 yılında her çalışan için 1.078 TL idari para ceza uygulanacaktır.

Uğur KOÇ*

E-Yaklaşım Dergisi

*           İş Müfettişi Yrd., İnşaat Yük. Müh.

(1)        İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Madde Gerekçeleri, 2012, s. 16-17

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.