Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Limited Şirket Ortaklarının Ek Ödeme Yükümlülükleri ve Bu Yükümlülüğün Ortağın Ayrılmasından Sonraki Durumu PDF Yazdır e-Posta
20 Nisan 2013
Image

Limited şirketlerde ortaklardan ek ödeme talep edilebilmesinin en öncelikli koşulu şirket sözleşmesinde bu yönde hüküm bulunmasıdır. Dolayısıyla, şirket sözleşmesinde ek ödeme istenebileceğine dair bir hüküm bulunmayan limited şirketlerde ortaklardan böyle bir talepte bulunulması söz konusu olamayacaktır. Düzenleme maddenin konuluş amacından da anlaşılacağı üzere limited şirketlerin karşılaştıkları finansal darboğazlardan çıkmalarına yönelik bir önlem olarak getirilmiştir. Ancak, Kanun’un 603. maddesinde ele alındığı üzere, her finansal sıkıntı şirketin ortaklardan ek ödemede bulunmasını talep etmesi için yeterli olmayacaktır. Buna göre, ortaklardan ek ödeme talebinde bulunulabilmesi için, şirketin esas sermayesi ile kanuni yedek akçeler toplamının şirketin zararını karşılayamaması veya şirketin bu ek araçlar olmaksızın işlerine gereği gibi devamının mümkün olmaması veya şirket sözleşmesinde tanımlanan ve özkaynak ihtiyacı doğuran diğer bir halin gerçekleşmiş bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla, Yasa’da sayılan bu hallere uymayan bir finansal sıkıntının giderilebilmesi için ortaklardan ek ödeme talebinde bulunması mümkün olmayacaktır. Ek ödeme talebinde bulunulabilmesinin yukarıda sayılan halleri irdelendiğinde; özellikle şirketin bilanço açığının olması, şirketin hayatiyetini sürdürmesine engel mali olumsuzlukların meydana gelmiş olması ve yine önemli boyutlarda bir özkaynak ihtiyacının ortaya çıkmış olmasına vurgu yapıldığı görülmektedir. Ancak özkaynak ihtiyacının giderilebilmesi için ek ödeme talep edilebilmesi için bu durumun şirket sözleşmesinde tanımlanmış olması icap etmektedir.  Buraya kadar yapılan değerlendirmeler hakkında iflas kararı verilmemiş bir limited şirketteki ek ödeme yükümlülüğünü kapsamaktadır. Zira Kanun’un 603. maddesi 2. fıkrasında da belirtildiği üzere şirketin iflas etmiş olması halinde ek ödeme yükümlülüğü ortaklar açısından muaccel (istenebilir) hale gelecektir. Diğer bir ifadeyle şirket hakkında iflasın açılmasına karar verilmesi halinde ortaklar başkaca bir şartın gerçekleşmesine gerek kalmadan şirket sözleşmesinde belirtilen ek ödeme yükümlülüğünü yerine getirmekle mükellef olacaklardır. Bilindiği üzere İcra ve İflas Kanunu’nun 165. maddesi uyarınca iflasın açılması ticaret mahkemesince verilecek bir hükümle gerçekleşmekte ve mahkeme kararında bu an tam tarihli olarak belirtilmektedir. İşte bu an limited şirket ortaklarının da ek ödeme yükümlülüklerinin muaccelliyet kazandığı an olacaktır. Diğer taraftan, Kanun’da ek ödeme yükümlülüğünün ayni veya nakdi biçimde yerine getirilip getirilmeyeceği konusuna açıklık getirilmemiş, ancak, bu husus Yasa’nın gerekçesinde açıklanmıştır. Buna göre ortakların ek ödeme yükümlülüklerini nakdi olarak yerine getirmeleri gerekmektedir. Tam bu noktada ek ödenti yükümlülüğünün şirket bakımından ortaya çıkan beklenmedik açıklar ve finansal sıkıntılar için öngörüldüğü dikkate alındığında, nakdi bir sorumluluk olmasının gerçekten anlamlı olduğu görülecektir. Sorumluluğun ayni olarak da yerine getirilebilmesine imkan sağlanmış olsaydı, bu nakdi olmayan şeye (örneğin bir taşınmaza) ayrıca değer biçilmesi gibi süreci uzatan ve zorlaştıran birçok faktör söz konusu olacaktı. Dolayısıyla, ek ödeme yükümlülüğünün nakdi olmayan bir araçla da yerine getirilebilmesi maddenin konuluş amacına ve elde edilmek istenen faydaya uygun bir durum olmayacaktır. Bununla birlikte, Kanun’da ek ödeme yükümlülüğünün ne şekilde öngörüleceği de düzenlenmiştir. Ek ödeme yükümlülüğünü düzenleyen 603. maddenin 3. fıkrasında bu yükümlülüğün şirket sözleşmesinde esas sermaye payını esas alan belirli bir tutar olarak öngörülebileceği ifade edilmiştir. Ancak bu tutar esas sermaye payının itibari değerinin iki katını aşamayacaktır. Ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesini talep etme hakkı da müdürlere (veya bir müdür varsa müdüre) aittir.  Ek ödeme yükümlülüğü ile ilgili sorunlardan biri de ortaklardan biri tarafından yerine getirilmeyen yükümlülükten diğerlerinin sorumlu tutulup tutulmayacağıdır. Yasal düzenlemeye göre, her ortak sadece kendi esas sermaye payına düşen ek ödemeyi yerine getirmekle yükümlü olacaktır. Dolayısıyla yükümlülükten kaçan bir ortağın sorumluluğu diğer ortaklara sirayet etmeyecek ve buradaki sorumluluk müteselsil bir hale gelmeyecektir. Belirtmek gerekir ki, bir esas sermaye payı birden fazla ortağa ait olduğu takdirde bu paydaşların tamamı, şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme yükümlülüğünden dolayı şirkete karşı müteselsilen sorumlu olacaklardır (6102 sayılı TTK md. 599/1). Bununla birlikte, ek ödeme yükümlülüğünün konulabilmesi veya artırılması sadece şirket sözleşmesinin değiştirilmesi ve dolayısıyla ancak genel kurul kararı ile mümkün olabilecek, bu tür işlemleri öngören genel kurul kararları ise ancak ilgili tüm ortakların onayıyla alınabilecektir (6102 sayılı TTK md. 607, 616/1/a). www.ozdogrular.com

Şirket Ortağının ayrılmasından sonraki sorumluluğu; Esas olarak bir ortağın sorumluluğu şirketle hukuki bağının mevcut olduğu dönemleri kapsamalıdır. Ancak yasa koyucu bazı hallerde ortakların ayrıldıkları tarihten sonra da sorumluluklarının olacağına hükmetmiştir. Bu tür düzenlemeler özellikle mali açıdan sıkıntıya düşeceğini sezinleyen ortakların kaçışını önlemek ve alacaklıları korumak amacıyla yasal düzenlemeye bağlanmıştır. Bu hallerden en önemlisi şirketin ortağın ayrılmasından belirli bir süre sonra iflasına karar verilmiş olmasıdır. Yasa’nın 604. maddesine göre şirket, ortağın şirketten ayrılmasının tescil edildiği tarihten itibaren iki yıl içinde iflas etmiş ise bu eski ortaktan da ek ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi istenecektir. Dolayısıyla, ortağın şirketten ayrılması ile birlikte ek ödeme yükümlülüğü sona ermeyecek, ancak ayrılıştan itibaren iki yıllık süre içinde şirket iflas etmemiş ise eski ortağın ek ödeme yükümlülüğü de kalmayacaktır. Aynı şekilde ortağın ayrıldığı tarihten itibaren iflas örneğin üç yıllık bir süre içinde gerçekleşmiş ise yine ortağın ek ödenti sorumluluğundan söz edilemeyecektir. Bununla birlikte şirket ortağının ayrılmasından sonraki ek ödeme yükümlülüğü esas itibariyle yeni ortak tarafından yerine getirilmelidir. Ancak, yeni ortak tarafından bu yükümlülük yerine getirilmemiş ise ayrılan ortağın sorumluluğu yükümlülüğün gerçekleştiği tarihte yeni ortağa karşı ileri sürülebileceği ölçüde devam edecektir. Bu hüküm maddenin gerekçesinde; “ayrılan ortağa, ek ödeme yükümü için başvurulabilecek hallerde halefin yükümü yerine getirdiği ölçüde, ortağın borçtan kurtulması hem adaletin gereği, hem de ilkenin doğal sonucu” olarak ifade edilmiştir. Buna göre örneğin eski ortağın şirket sözleşmesindeki ek ödeme yükümlülüğü 1000 TL olarak belirlenmiş ve bu ortağın ayrılmasından bir yıl sonra şirket iflas etmiş ise; ek ödeme yükümlülüğü öncelikle yeni ortaktan talep edilecektir. Ancak, bu yükümlülüğün yeni ortak tarafından kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi halinde eski ortağa başvurulabilecektir. Yeni ortak bu yükümlülüğü kısmen yerine getirmiş, örneğin 600 TL’lik kısmını ifa etmiş ise eski ortağa artık sadece yerine getirilmeyen kısım için başvurulabilecektir. Bu noktada belirtmek gerekir ki ek ödeme yükümlülüğü ortağın ayrıldığı tarihten sonra hiçbir biçimde artırılamayacak, buna ilişkin işlem ve kararlar hüküm doğurmayacaktır. Diğer taraftan, ortaklarca yerine getirilen ek ödeme yükümlülüğünün ortağa geri verilebilmesi mümkündür. Buna göre bu tutarın kısmen veya tamamen geri verilebilmesi için ek ödemeye ilişkin tutarın serbestçe kullanılabilecek yedek akçeler ile fonlardan karşılanabilir olması gerekmektedir. Bu cümleden hareketle geçici zararı gideren bir önlem olarak öngörülen ek ödeme yükümlülüğü şirketin durumunun düzelmiş olması halinde ödemeyi yapan ortaklara iade edilebilecektir. Ancak, bunun için, şirketin ödemeye uygun duruma gelmiş olması ve ek ödemeleri gerektirecek şartların ortadan kalkmış olması gerekmektedir. Yasa’nın gerekçesinde belirtildiği üzere, ek ödemelerin sahiplerine dönmeyeceği bir sistemde hiçbir şirket bu yükümü ortaklarına yükleyemeyecektir. Yasa’da fonlardan ne kastedildiği belirtilmemiş, gerekçede ise yeniden değerleme ile taşınmaz ve iştirak satışı getirilerinden oluşan fonların ve diğer fonların kapsama girip girmediğinin mevzuat ve öğreti ile mahkeme kararları ile belirleneceğine işaret edilmiştir. 

Sonuç olarak, Anlaşılacağı üzere, limited şirket ortaklarının içsel sorumlulukları arasında sayılabilecek ek ödeme yükümlülüğü yasal olarak mümkün olmakla birlikte belirli şartlar dahilinde ortaklardan talep edilebilecek mali bir yükümlülük türüdür. Bu sorumluluk şirket açısından önem arz eden açıklarda ve mali dar boğazlarda devreye girebilecek bir önlem olmakla birlikte, ortaklara bu sebeple gidilebilmesi için ek ödemenin her hal ve şartta şirket sözleşmesinde öngörülmüş olması icap etmektedir. Bu zorunlulukla elbette ki şirket ortaklarının kendilerini sorumluluk altına koyacak durumlardan haberdar olmaları ve ek ödeme iradesini ortaya koymaları sağlanmak istenmiştir. Bununla birlikte Kanun’da şirketin iflası hallerinde ek ödenti yükümlülüğü ayrıca değerlendirilmiş ve iflas halinde hem şirket ortaklarının ek ödeme yükümlülüklerinin muaccel hale geleceği hem de ayrılan ortağın ayrıldığı tarihten itibaren iki yıl içinde şirketin iflası halinde ek ödeme yükümlülüğünün ayrılan ortak açısından devam etmesi öngörülmüştür. Yine yasal düzenlemeye göre belirli şartların oluşmuş olması halinde ek ödemelerin kısmen veya tamamen ödemeyi ifa eden ortaklara geri ödenmesi imkanı da mevcuttur.

   Özdem SATICI TOPRAK*

   Yaklaşım

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.