Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Ali Tezel - İsci sendikalarından bazılarının kimi temsil ettiği belli değil (26.02.08) PDF Yazdır e-Posta
26 Şubat 2008

Merhaba, 32 yıllık işçiyim. Yazılarınızın ve web sitenizin sıkı bir takipçisiyim. Emek örgütlerinin görevlerini, tek başınıza çok etkili bir şekilde yerine getirdiğiniz için sizi kutluyor ve teşekkür ediyorum. Ülkemizin henüz ‘’satılamamış’’ bir kamu kuruluşunda çalışmaktayım. İşyerimiz çalışanlarının hemen tamamı emekliliklerini hak etmiş durumdadır. Gerek ücretlerimizin yüksekliği, gerekse işyerimiz nitelikli işçi gerektirdiğinden ve özelleştirme nedeni ile çok fazla personel gereksinimi olduğundan şimdilik çalışmaya devam etmekteyiz. Ancak; 21.02.2008 tarihli AKŞAM Gazetesi’ndeki yazınız bizleri oldukça endişelendirdi.

 

SSK sicil numaram 8824741, Ek olarak 990 gün Emekli Sandığı hizmetim ve 20 ay askerlik borçlanmam var. Sitenizde maaşımı otomatik hesapladığımda 1457 YTL emekli maaşım olacağı görülmektedir. Sorum/uz şu; Yasa çıktığında ‘’Geçmiş Kanun Hükümlerine göre’’ bulunacak maaş bu değil mi? ve Bundan sonraki yıllarda TÜFE+GH 1/4 bu maaşla çarpılarak güncellenmeyecek mi? Eğer, Emekli maaşım yeni güncellenmiş TÜFE+GH 1/4 çizelgesine göre hesaplanırsa bu bir gasp değil midir? Bu durumda daha önce emekli olmuş ve aynı gün ve pirim ödemiş olanlara göre daha düşük emekli maaşı mı bağlanacak? Bu anayasaya aykırı değil midir? Aylık (İşveren payı dahil) 1200 YTL SSK pirimi ödemekteyim. Kimse sen ödemiyorsun demesin. Toplu iş sözleşme masasında, bunlar işçi maliyeti olarak önümüze konulmaktadır. Emekli olduğumda hiç değilse, ödediğim pirim kadar maaş alamayacak mıyım? Kaldı ki yaşadığımız örneklerden biliyoruz. Biz sahipsiz işçi ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşlarını 3-5 yıl içerisinde eritiyorlar. Bu konu en az ‘’Kıdem Tazminatı’’ kadar önemli değil mi? Bizleri müşteri gibi gören, iş yaşamı sonrası haklarımız konusunda yeterli duyarlılığı göstermeyen emek örgütlerini göreve davet ediyorum. Bu durumda yasa çıkmadan emeklilik başvurusu yapmamızı önerir misiniz? Mehmet Ali Ercan-Aliağa

 

Sayın okurum, sadece size değil sizin durumunuzda olanların tamamını cevaplayan bir yazı olacak. Çünkü, gerek geçen hafta salı günü, “Emeklilik yaşı 65’e çıkıyor, emekli aylıkları 213 YTL’ye iniyor” başlıklı yazım ve gerekse de perşembe günü, “Sosyal güvenlik reformu kazanılmış haklara da dokunuyor” başlıklı yazıma birçok çalışan ‘ağzına sağlık bu konuları dile getiren bir tek sen kaldın’ deseler de hepsi değil ama özellikle kamu işyerlerinde örgütlü olan sendikacılardan epey olumsuz tepki geldi. Neden bu konuyu dile getirdiğimden tutun da sana mı kaldı emekli aylıklarınışeceğini yazmak diyene kadar epey sendika temsilcisi gerek telefon ve gerekse e-posta ve fakslarla tepkilerini dile getirdiler. Sanırsınız işçilerin örgütü olan işçi sendikası temsilcileri gibi değil de sanki başka bir grubun temsilcisi gibiydiler.

 

Efendim olay da şu, halen emekli olma hakkını elde etmiş ama emekli olmayıp biraz daha çalışayım diyenlerin emekli aylıklarının reformdan sonra daha az olması konusu. Henüz TBMM’den geçmemiş olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda (SS ve GSS) değişiklik olan tasarıya göre, reformun yürürlük tarihi olan 01.06.2008 günü için emekli olmamış herkes için bir emekli aylığı hesaplanıp bir kenara yazılması. Yazılan bu emekli aylığının da her yılın sonunda (SS ve GSS) gereğince GÜNCELLEME KATSAYISI ile emekli olunacak yıla kadar getirilmesi olayıdır.

 

Öte yandan Güncelleme Katsayısı’nın şimdiki halinde bir önceki yılın enflasyon (TÜFE) oranı ile bir önceki yılın Gelişme Hızı (GH) oranının tamamını içerdiği halde yeni gelecek SS ve GSS Kanunu ile (Gelişme Hızının) GH’nin sadece yüzde 25’inin alınacak olması sebebiyle de 01.06.2008 günü için hesaplanan emekli aylığının her gecikilen yıla göre azalacağı ortadadır.

 

 

 

Kısaca basamaklandıracak olursak,

 

Reform 01.06.2008 günü yürürlüğe girerse,

 

1-Herkes için Haziran 2008’de emekli aylığı hesaplanacak

 

Halen geçerli olan 506 sayılı Kanun gereğince herkes için geçmiş yılların kazançları TÜFE ve GH oranının tamamı kadar arttırılıp şimdiki sistem gereğince emekli aylığı hesaplanacak ve bir kenara yazılacak...

 

2- Güncel olmayan Güncelleme Katsayısı ile her yıl arttırılacak

 

Reformdan sonraki yıllar için şimdiki sisteme göre hesaplanıp bir kenara yazılmış olan emekli aylığı güncelleme katsayısı denilen ve TÜFE’nin tamamı, GH’nin dörtte birini içeren sayı ile çarpılıp bir sonraki yıla aktarılacak... Bu aktarma işlemi her yılın sonunda bir daha tekrarlanır.

 

3- Yeni dönem için de yeni sistemle aylık hesaplanacak

 

Reformdan sonraki çalışma dönemlerinin aylığı ise eskiye göre daha düşük olacak güncelleme katsayısıyla güncellenmiş kazançlarımızın, eskiye göre daha düşük olan aylık bağlama oranıyla çarpılarak hesaplanacaktır ki bu durumda yeni dönemlerin emekli aylığı bölümünün daha az olacağı da ortadadır.

 

4- Her ikisi da kısmi oranlı olarak yeni aylığı belirleyecek

 

Mesela Haziran 2008’de 25 yılını yani 9000 gününü tamamlamış birisi çalışmaya devam eder ve 3 yıl (1080 gün) daha çalışırsa, Haziran 2008 için hesaplanan eski dönemin aylığının toplam çalışmaya (9000/10080) oranlı kısmı ile yeni dönemin yeni oranlarla daha düşük olarak hesaplanmış emekli aylığının 1080/10080 günlü oranı hesaplanıp kişinin alacağı emekli aylığı belirlenecektir.

 

İşte bu nedenle reformdan sonraki yılbaşına kadar emekli aylıklarında bir değişme olamayacak ama reformu takip eden yılbaşından sonra Gelişme Hızı’nın sadece dörtte birini içeren yeni güncelleme katsayısı belli olacağından düşmeye başlayacaktır. Uzatmaları oynayan çalışanlar reformdan sonra yılı tamamlamadan ayrılmanız lehinize olur.

 

 

 

TİS’te yazmıyorsa isyeri tasınınca gitmek zorunda değilsiniz

 

Özel sektörde işçi olarak çalışıyorum. İşyerim İzmir’de ama bu sene sonunda Manisa’ya taşınacak. Benim öğrenmek istediğim Manisa’ya gitmek istemiyorsam bana kıdem tazminatı ve ihbar ödentisi verilir mi? Sendika başkanımız, fabrikanın toplu taşınma olduğundan dolayı kıdem tazminatı ve ihbar ödentisinin işverenin insafına kaldığını söylüyor. Murat Çiftçiler

 

Murat Bey, normal şartlarda işçi ile işveren arasında yapılan yazılı bireysel hizmet akdinde aksi yazmıyorsa, işyerleri taşınan işçiler belediye sınırları (Büyükşehirlerde Büyükşehir belediye sınırları) dışına çıkan yeni işyerine gitmek zorunda değillerdir. Siz sendika başkanından bahsediyorsunuz sanırım işyerinizde Toplu İş Sözleşmesi (TİS) uygulanıyor olmalı, bu doğruysa TİS’de işyerinin başka yere nakli halinde işçilerin de gitmek zorunda olduğu yazmıyorsa, İzmir’den Manisa’ya taşınan fabrikanın yeni yerine gitmek zorunda kalmazsınız. İşveren de siz yeni işyerine gitmeyince ihbar değil ama kıdem tazminatını ödemek zorundadır. Ancak, sadece sizin çalıştığınız fabrikadan başka şubesi-ünitesi olmayan yerler için bu tür ibareler konulmayacağından TİS’te kıdem tazminatınızı almanıza engel bir madde olduğunu sanmıyorum.

 

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=109971,10,185