Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Terzi Mehmet ve kunduracı İsmail'e mahalledeki itibarına göre kredi veriyoruz (26.02.08) PDF Yazdır e-Posta
26 Şubat 2008

Son dönemde Anadolu'da hangi şehre gidilse herkesten aynı şikâyetin geldiğine şahit olunuyor: "Piyasada para yok!" Özellikle iç piyasaya çalışan şirketleri iflasın eşiğine getiren nakit sıkışıklığı problemini esnaf, iki şekilde aşıyor:

Elinde İpoteği veya vergi levhası olanlar bankadan tüketici kredisi kullanırken, bu yeterliliğe sahip olamayanlar ise tefecilerin insafına kalıyor. Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşahin, küçük esnaftan gelen bu şikâyetlerin de etkisiyle 'Uzat elini' sloganıyla yeni bir kampanya başlattıklarını ifade ediyor. Uluşahin yine bu kapsamda Türkiye'de ilk kez 'mikro işletme' adı verilen terzi, ayakkabı tamircisi, boyacı gibi bilanço ibraz edemeyen esnafa da kredi vermeye başladıklarını anlatıyor. "Bu uygulamada biz insanların mahalledeki itibarlarına bakarak kredi veriyoruz. Yani size itibarınız kefil oluyor." diyen Şekerbank Genel Müdürü, bu operasyon için 40 kişilik özel bir ekip kurduklarını ve Alman Kalkınma Bankası'ndan gelen uzmanlar nezaretinde eğittiklerini aktarıyor. Uluşahin, esnafın krediye uygun olup olmadığına karar verecek kişilerin çok iyi eğitilmesi gerektiğine işaret ediyor.

'Paranın Patronları' serisinin bu haftaki konuğu olan Şekerbank Genel Müdürü Uluşahin, geçen yılın son çeyreğinde başlattıkları 'Uzat elini' kampanyasının ilk başlarda büyük tepki çektiğini belirterek, "Bize, 'Neden gelip işimize karışıyorsunuz?' dediler. Tabii arkadaşlarımız pes etmedi ve birkaç çay kahveden sonra bu duvar aşıldı. Şimdilerde esnafla aramızda bir ağabey-kardeş ilişkisi kuruldu." şeklinde konuşuyor. Uluşahin, yaptıkları işin sadece bir kredilendirme faaliyeti olmadığını, aynı zamanda danışmanlık, bütçe yönetimi gibi hizmetleri de kapsadığının altını çiziyor: "İnsanların dükkânı büyütme adına kendilerini gereksiz risklere atmasının önüne geçiyoruz. Hatta yeri geliyor bizim arkadaşımız, 'Ağabey biraz bekle, faiz biraz insin ondan sonra kredi çekersin' bile diyebiliyor. Bu da yapılan işin sadece salt kredi verme işlemi olmadığını gösteriyor." Bugün 25 milyon YTL'ye yaklaşan bir hacme ulaşan 'küçük esnaf' kredisinin kendileri için özel bir anlamı olduğunu belirten deneyimli bankacı, "Biz yola çıkarken tüketimin değil, üretimin bankası olmaya karar vermiştik. Burada bu iyi niyetimizden kaynaklanan bir başarı yakaladığımızı söyleyebilirim. Birçok bankanın riskli müşteri olarak gördüğü bu insanlar borçlarına çok sadık çıktı." diyor ve ekliyor: "Bu netice bizi daha da cesaretlendirdi ve sadece bu iş için 100 yeni bankacı daha alacağız."

Meriç Uluşahin, Türkiye'de reel sektörün nabzını tutan tek kadın bankacı olarak dikkat çekiyor. Şubelerden kendisine nasıl bir resim yansıdığına dair soruya verdiği cevap da bunu gösteriyor. "Bazı firma ve yörelerde geri dönüşlerde kimi sıkıntılar yaşanıyor. Ama bunun ekonominin geneline çok fazla yansımadığını görüyoruz. Ama bunlara dayanıp bir krizden bahsetmek için erken olduğunu, sadece tedbirli olunması ve likidite açısından gerektiğinde B planlarının hazır olması gereken bir dönemdeyiz." Dünya ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini ve büyüme hedeflerinin revize edildiğine işaret eden Şekerbank Genel Müdürü, yaşanan dalgalanmanın yılın ikinci yarısından itibaren hızını kaybedeceği görüşünde. Türkiye'nin bu büyük çalkantıyı ancak Merkez Bankası ve Hazine arasındaki uyumu güçlendirerek aşabileceği inancında: "Bu dönemde likidite yönetimi çok önemli olacak. Günlük likidite yönetiminin yakından izlenmesi lazım. Burada Merkez Bankası tek oyuncu değil. Hazine de itfalarıyla, ihaleleriyle destekleyici. Orada koordineli bir şekilde hem YTL, hem döviz bacağı likidite anlamında ihmal edilmeden karar mekanizmaları kritik süreçlerde etkin ve hızlı karar alabilirlerse bu sorun giderilir. Bu konuda da uyum olacağına inanıyorum. Burada bir sıkıntı olmasını beklemiyoruz. Çünkü Merkez Bankası ve Hazine çok yakından takip ediyor." 2006 yılında da benzer bir süreç yaşandığına işaret eden Uluşahin, piyasalardaki dalgalanmalarda Merkez Bankası'nın eleştirilen faiz kararının 'öngörülü' olduğunu belirtiyor.

Hedefimiz, Anadolu'nun en büyük bankası olmak

Türkiye'nin en köklü bankalarından birisini yöneten Genel Müdür Meriç Uluşahin, 'Uzat elini Türkiye' sloganıyla yola çıkan Şekerbank'ın ana hedefini 'Anadolu'nun bir numaralı bankası olmak' olarak açıklıyor: "Kendimizi tamamen buna odakladık. Anadolu'da büyümeyi hedefliyoruz. Yeni açacağımız 25 şubenin yüzde 55-60'ını Anadolu'daki şehirlerde açacağız." Geçen yıl Şekerbank açısından oldukça iyi geçmiş. Banka, tarım kesimini desteklemeye ise özel bir önem atfediyor. Uluşahin, "Kamuoyunda 'zirai kalkınmayı Ziraat Bankası desteklesin' gibi genel bir algı var. Halbuki zirai kalkınma tek başına devlete bırakmamalıdır ve özel sektör de bu konuda çiftçinin önünü açmalıdır. Şekerbank bilgi birikimi ve heyecanıyla bunu yapabilir ve biz bu alanda iddialıyız." diyor. Bankacılığın bireysel alanında iddialı olmadıklarını ifade eden Uluşahin, "Bireysel tarafta varız; ama bu alanda bir numaralı banka olma gibi bir iddiamız yok. Müşterilerimize daha kaliteli hizmet vereceğimize inandığımız alanlarda işbirliğine gitmeye daha yakınız. Mesela kredi kartları konusunda Garanti Bankası'yla marka paylaşım sözleşmesi imzaladık." diye konuşuyor.

Kazak ortağımız Türkiye'ye güveniyor

Genel Müdür Meriç Uluşahin, Şekerbank'ın yüzde 34'lük hissesini elinde bulunduran Kazak Bank Turan-Alem'in Türkiye'de elini cebine atan tek uluslararası yatırımcı olduğunu belirterek, "Bizim ortağımız sadece hisse almadı, aynı zamanda elini cebine attı ve bankaya sermaye koydu. Biz yüzde 220'lik bir sermaye artırımı yaptık bu sayede." diyor. 24 milyar dolar aktif büyüklüğe sahip Turan-Alem'in Türk ekonomisi ve bankacılık sistemine güvendiğini vurgulayan genel müdür, "Grubun Türkiye stratejilerinde herhangi bir değişiklik olmadığı gibi daha önce de dediğim gibi bilakis bize ciddi bir sermaye yatırdılar." şeklinde konuşuyor. Sektördeki sorunlara da dikkat çeken Şekerbank Genel Müdürü, bankalar arasındaki kırıcı rekabetin bankaların ana kaynağı olan mevduatın maliyetini artırdığına işaret ediyor.

ULUŞAHİN'DEN SATIRBAŞLARI

Bankacılığı severek ve isteyerek seçtim. Çünkü benim kuvvetli yanlarımla çok örtüşen bir meslekti. Ama üniversite yıllarımda hayal ettiğim bankacılık ile gerçek bankacılık arasında çok büyük farklar olduğunu gördüm.

Bu işin durağan olmaması ve güncel hayatın içinde olması beni çok motive ediyor. Bankacılıkta çok star bir çalışan olmanız gerekmiyor. İşini seven ve pozitif bir insansanız başarılı olabilirsiniz. Bu sektörün içinde her eğitim düzeyinden ve karakterden insanın çalışması mümkündür.

Aslan burcuyum. Bu yüzden düşüncelerimi açıkça söylerim. Bana karşı da bu şekilde davranılmasını isterim. Eğer hatalıysam kabul ederim ve bundan da yüksünmem. Sürekli 'evet efendim' diyen insanlardan hazzetmem ve bunlara da prim vermem.

Evde hesap kitap işleriyle de ben ilgilenirim. Yani evin bütçesi bana emanettir. Tasarruflu insanım. Harcama yaparken dikkatli davranmaya özen gösteririm.

Abimin zoruyla çok Beşiktaş bayrağı salladım. Eşim Fenerli. Ben de artık biraz Sarı Lacivertli'yim.

Rakamlarla Şekerbank*

Toplam aktifler : 5.512 milyon YTL

Toplam krediler : 3.319 milyon YTL

Toplam mevduat : 3.859 milyon YTL

Toplam özkaynaklar : 830,2 milyon YTL

Şube sayısı : 230

Çalışan sayısı : 3 bin 740

(*) 30 Eylül 2007 itibarıyla.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=656767