Özel Esaslardan Çıkışta Yürütmenin Durdurulması Kararlarının Etkileri Nedir? |
29 Nisan 2013 | |
Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 2010/2 sayılı KDV İç Genelgesi yayınlanmıştır. Bu İç Genelge’ye göre; özel esaslardan genel esaslara geçiş ile ilgili konulara açıklık getirilmiştir. Söz konusu genelgede idarenin kendi iç bünyesel işlemleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Bu Genelge 2010 yılından itibaren sahte fatura düzenleyen ve kullananlar bakımından genel ve özel esasları yeniden düzenlemiştir. Özellikle özel esaslardan genel esaslara geçişler, haklarında KDV açısından ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulanan mükelleflerle ilgili açıklamalara yer verilmiştir. Esasen bu çalışmamızda sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanıp KOD 4’e alınan mükelleflerle ilgili KOD’dan çıkış hakkında açılan davalarda yürütmenin durdurulması kararı alınması halinde bu kararın etkileri tartışılacaktır. 2010 yılı öncesi uygulanmakta olan KOD’a giriş ve çıkışlar 2010 yılından sonra yeni bir sisteme entegre edilmeye çalışılmaktadır. KOD’a düşen şirketlerin KOD’dan çıkışla ilgili 3 kat teminat vermesi halinde genel esaslara geçmeleri mümkündür. Ancak uygulamada KDV, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi toplamının 3 katı tutarında teminat verilmesi her zaman mümkün değildir. Bazı mükellefler yargının hakemliğine başvurarak özel esaslardan genel esaslara geçişle ilgili yürütmenin durdurulması kararlarını almaktadırlar. Sahte fatura kullananlar ve düzenleyenlerle ilgili olarak temelde KDV Genel Tebliği 84 baz alınmıştır. Bu tebliğe dayalı olarak inceleme sırasında sahte fatura kullananlar ve düzenleyenlerle ilgili olarak inceleme elemanları tarafından yapılması gerekli işlemler ve düzenlenecek formların düzenleniş şekli açıklanmaktadır. Vergi inceleme elemanları tarafından, inceleme sırasında sahte fatura kullandığı tespit edilen mükelleflerle ilgili olarak “vergi inceleme raporlarına eklenecek özel esaslara tabi olacak mükelleflere ilişkin tablo” eklenmektedir. Bu tabloda özel esaslar tablosu bulunmaktadır. Burada rapora ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Raporu düzenleyenin adı soyadı, unvanı, raporun tarih ve numarası, raporun ait olduğu dönemler, raporun türü, vergi türü ve tarhiyat tutarı, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlenen dönemler, yine SMİYB kullanılan dönemler yer almaktadır. Daha sonra hakkında rapor düzenlenen mükellefe ilişkin bilgiler, rapora dayanarak özel esaslar kapsamına alınacak mükellefler, SMİYB düzenleme raporlarında; hakkında rapor düzenlenen mükellefin ortakları ve kanuni temsilcileri ile kurduğu veya ortak olduğu diğer firmalar (1.seviye) olarak yer almaktadır. Ve en son olarak ise bu tablonun altında 1. seviye kapsamındakilerin kurdukları veya ortak oldukları firmalar 2. seviye bazlı tablo halinde adı soyadı, unvanı, TC no, vergi no, vergi dairesi ve ilişki türü bulunmaktadır. Özet olarak, sahte fatura düzenlenmesi veya kullanılması ile ilgili olarak KOD uygulaması sonlanmıştır. Bunun yerine “KDV İadesi Risk Analizi Projesi” kapsamında yeni bir uygulama başlamıştır. Diğer taraftan, düzenlenen vergi inceleme raporlarına ek 1 diye adlandırılan ve iki sayfadan oluşan özel esaslara geçişe ilişkin bir tablo eklenmektedir. Bu tablo vergi inceleme raporlarının ekinde yer almaktadır. Diğer yandan, haklarında olumsuz tespitlere veya ihtiyati tahakkuk ve hacze ilişkin ayrı bir tabloda (EK:2 olumsuz tespitlere ilişkin bildirim formu) bu mükellefler internet ortamında yer alacaktır. Ek 3 olarak ise, “hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunanlardan mal/hizmet alanlara ait form” yer almıştır. Bu form gereğince olumsuz rapor veya tespit bulunanlardan mal alanların bildirimi ile ilgili ayrıntılı tablo düzenlenmiştir. Son olarak, ek 4 form “özel esaslardan çıkış yazısı” olup, bu form özel esaslardan genel esaslara geçişi gösteren ve 84 No.lu Tebliğ’in 2. bölümünde belirtilen olumsuz durumlar nedeniyle “özel esaslara tabi” tutulan mükellefin genel esaslara dönüşünü temin etmektedir. Özel esaslardan çıkış yazısında 3 adet sütun yer almıştır. Bu sütunlarda çıkışla ilgili olumsuz raporda yer alan vergi, ceza, gecikme zammı ve faizlerin ödenip/ödenmediği, teminat gösterilip/gösterilmediği, en son düzenlenen olumsuz raporun ilgili olduğu dönemden itibaren (5) yıllık tarh zamanaşımı kadarlık bir süre geçip/geçmediği gibi bilgiler yer almaktadır. Öte yandan, mahkeme kararına dayalı olarak “genel esaslara geçme talebi” olanlar için ise, bu konuda ne gibi işlem yapılacağı konusunda açıklık bulunmamaktadır. Sahte fatura kullandığı iddiasıyla kendisine tarhiyat yapılan mükellefler bu durumu inceleme raporuna ekli tablodan (EK:1-Tablo) öğrenir öğrenmez ilgili vergi dairesini muhatap alarak vergi mahkemesinde dava açma hakları vardır. Burada raporun ekindeki özel esaslara geçiş tablosunun rapor ile mükellefe tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde dava açılması ve yürütmenin durdurulması talep edilmelidir. 2010 yılından önceki KOD uygulamasında KOD 4 ya da 5’e alınan mükellefler vergi mahkemelerinde veya söz konusu tebliğ esas alınarak Danıştay da dava açtıkları görülmüştür.Bu mükellefler, sahte fatura kullananlarla ilgili KOD uygulamasını iptal ettirmişlerdir. KOD’a düşen vergi mükelleflerinin öncelikle bağlı oldukları vergi dairelerine dilekçe ile başvurup KOD’dan çıkmalarını ya da KOD’da ise neye istinaden KOD’a alındıklarını talep etmeleri gerekir. daha sonra gelecek yazı üzerine vergi mahkemesinde 30 gün içerisinde dava açılarak KOD’a alma işlemi dava konusu yapılmalıdır. Vergi daireleri bu işlemden mükellefleri çıkarabilmesi için mahkeme kararına göre KOD’dan çıkarabileceklerdir. Mahkeme kararı gelmeden ayrıca yürütmenin durdurulması talepli dava açılarak bu işlem iptal ettirilebilir. Vergi mahkemesinin vereceği yürütmenin durdurulması şeklindeki karara göre tekrar vergi dairesine başvurup, KOD’dan çıkarılma işlemine başlanılabilir. Vergi daireleri genelde yürütmenin durdurulması hakkında verilen kararlar uyarınca mükellefleri KOD’dan çıkarmamaktadır. Başka bir ifade ile vergi daireleri mahkemeler tarafından verilen yürütmenin durdurulması hakkındaki kararları yanlış anlamaktadırlar. Esasında mahkemeler tarafından verilen yürütmenin durdurulması hakkında verilen kararlar 2577 sayılı İYUK’un 20-28 md. hükümlerine göre önemli etkisi olan kararlardır. YD kararları tıpkı asıl karar gibi hukuksal tesiri olan kararlar mahiyetindedir. Vergi dairelerinin 3065 sayılı KDVK’nın 2010/2 sıra no.lu İç Genelgesi hükümlerine göre “bilgilerin sisteme girilmesinde dikkat edilecek hususlar” bölümünün (7) maddesinde yer alan “mükellefin genel esasları tabi tutulmaları sonucunu doğuran nihai yargı kararlarından yargılama sürecinin son aşamasında verilen ve yargılamayı sonlandıran karar anlaşılacaktır. Mükellef hakkında verilen yargı kararlarına ilişkin bilgilerin girilmesinde bu hususa dikkat edilecek, yargılama süreci sona ermeden verilen kararlara istinaden sisteme giriş yapılmayacaktır.” şeklindeki açıklama aslında genelgenin hukuka aykırı olmasını gerektiren ve iptalini öngören bir açıklamadır. İç genelgenin 7. maddesinde yer alan açıklamalar, 2577 sayılı İYUK’un 28. maddesine ve Anayasamızın 138. maddesine aykırılık oluşturmaktadır. Çünkü, mahkemeler tarafından verilen yürütmenin durdurulması hakkındaki kararlar tıpkı esas karar gibi hüküm ifade eder. YD kararlarının da asıl kararlar gibi uygulanması ve gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlar mükelleflerden teminat istenmeksizin verilmesi nedeniyle de işbu kararların hükmü derdest davaya konu işlem üzerinde kuvvetli ve önemli etkisi olacaktır. Mustafa Alpaslan/Yaklaşım Dergisi ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|